Üçleme ve Shiva

aNAkSaRatE

Banlı Kullanıcı
Katılım
4 Tem 2018
Mesajlar
426
Tepkime puanı
1,720
İki zıt gücün ahenkle birleşiminden doğan 3 rakamı, birbirleriyle karşılaştıkları zaman nötralizasyona uğrayıp form değiştiren iki enerjiyi sembolize eder. Etken olan yaratıcılık enerjisi, edilgen olan doğurganlıkla karşılaşır ve ortaya yeni fikirlerin çıkmasına neden olur. Üç rakamı ilk geometrik şekil olan üçgen ile özdeşleştirilir. Üçgen, kozmik hiyerarşinin de sembolüdür.

Kadim bilgilere göre üçgen, bütün geometrik şekilleri doğurur. Biri pozitif ve diğeri negatif iki zıt güç bir araya geldiğinde, üçüncü ve birleşik nötr bir güç oluşur. Bu yine kadim bilgilerde dişil ve eril enerjilerin birleşmesiyle oluşan bir çocuktur. Her şey aslında bir olan üçten kaynaklanır ve her eylemde üç unsur vardır. Tesir eden prensip, neden veya hareketin öznesi (suje); Öznenin hareketi, aksiyonu ve bu hareketin nesnesi, objesi, hedefi ve sonucudur.

A, Alfabenin ilk harfi, başlangıçtır. Üçgen şeklindeki ilk harf dualite arasında giden kutuplaşma enerjisinin ortada birleştirilerek dengelenmesini gösterir. Dualiteyi dengeleyen saf kalp enerjisidir. İlk Yunan harfi olan ALPHA başlangıç demektir.” Ah” sesinin her yöne hareket edebilen dinamik bir enerjisi vardır. Sevgi ve şefkatin merkezi olan kalp çakrası ile bağlantılıdır.

Birçok Yaratıcı, İlah isminde A sesi vardır. GOD, BRAHMAH, YEHOVAH, ALLAH .

“Ah” sesi, Kutsal bir hece tohumudur ve Tibet Budizmini içeren pek çok doğu geleneğinde güçlü bir mantra olarak kabul görür. Kabala gibi pek çok gelenekte içinde Tanrısal ilhamı olan bir tondur. “Ah” sesi birçok kutsal kelimede AUM, AMEN, AMİN vardır.

Üçleme, birçok eski uygarlığın ve dinin sembolik bir anlatım diline dönüşmüştür. Hinduizm’de bu üçlemeyi çok sık görürsünüz.
Fakat ilk üçleme şöyledir; Brahma(yaratıcı)- Vishnu (koruyucu)-Shiva(yok edici).

Hinduların, kutsal AUM mantrasında ” A ” Brahma’yı, “U” Vişnu’yu, “M” Şiva’yı simgeler. Trimurti üçlü birliğinde Brahma yaratılışı, Vişnu koruyuculuğu, Şiva ise yok ediciliği temsil etse de aslında üçü ayrı tanrılar değildir, tek Tanrı’nın farklı var oluş halleridir. Brahman ve Atman Bir’ dir. Hint Upinişadlar’ da Vedanta felsefesine göre Atman’ a ya da Öz’ e ancak düalite yapısında olan ve sürekli olarak etrafındaki gelip geçici nesnelerle özdeşleşme durumunda olan Ahamkara yani alt benliği aşmak ile ulaşılabilir.

Gerçek olmayan kişiliklerden ve maskelerden farkındalık haliyle ego zihnin düalitik yapısı gözlemlenerek, tıpkı soğanın zarlarının tek tek soyulması gibi en derine inilerek Öz’ e ulaşmak ile gözlemcinin evrimsel zihin dönüşümü sağlanabilir.

Shiva, Hinduizm’ in tanrılar hiyerarşisinde en önemli tanrılardan biridir.

Shiva ; “Yaratma-Koruma-Yok etme” dansını bir çember içinde yapar, bu dansa ” Nataraja” ismi verilir, üç eylemi olan yaratma- koruma ve yok etme Yaratıcı’ nın her birimizin ve her bir atomun içinde süren sonsuz faaliyetini ifade eder. Nataraja’ nın iki türlü dansı vardır, maskülen dansı Tandava yok oluşu, feminen dansı Lasya ise var oluşu sembolize eder. Yok oluş ve var oluş bir döngü halindedir.

Dansın kaynağı, kozmosun ritmidir. Başının üzerindeki Ay, duyu ve duygularının kontrolünü, bedeninin etrafındaki yılanlar ise yaşam güçleri üzerindeki kontrolünü anlatır. Şiva dans ederken bir ayağı havadadır diğer ayağı ise yerde yatan şeytan benzeri bir figürün üzerine basar. Sembolik olarak şeytan olarak gösterilen Apasmara Purusha, cahil insanın ve bilgisizliğin sembolüdür.

Şiva’ nın başının üzerinde bir topuz halinde yükselen saçları vardır. Bu ilahi güçlerin kendisine tezahür ettiğinin göstergesidir. Aynı zamanda bu bedenindeki manyetik ışımanın da bir işaretidir. Aura olarak adlandırılan bu manyetik güç, gelişme gösteren ruhsal bir süreçten sonra bazı insanların başlarının üzerinde gözle görülür hale gelmeye başlayan ışıktan bir hale olarak ortaya çıkmaya başlar.

Shiva’ nın dansını yaparken elinde tuttuğu minik davulu Damaru’ dan yaradılışın sesi yükselir. Davulun yukarı bakan üçgeni eril gücü, aşağı bakan üçgeni dişil gücün ritmini tutar. Minik davul ilk hareketi ve zamanı sembolize eder. Alev üçgeni hep yukarı doğru yönelir çünkü alev hep yukarı çıkmak ister. Su üçgeni ise suyun dökülmek istediği yöne bakar ve ateşi söndürür. Tepesi yukarı bakan üçgen , maddenin eterik olana dönüşmesini anlatır. Tepesi aşağıda olan üçgen ise eterik olanın maddeye dönüşmesini gösterir.

Eşkenar bir üçgen, enerjinin eril ve dişil enerji arasında rahatça aktığını, uyumu , aralarındaki armoniyi gösterir. Zıtlıkların birliğiyle Nefs ; sıvı ateş ve ateşli su haline gelir ve aynı zamanda diğer elementlerin olumlu niteliklerini elde eder.

Şiva’ nın dansında içinde dans ettiği ateş çemberi, evreni, boş istekleri anlatır, onun dansı aynı zamanda bir savaştır. Kötülüğe, bilgisiz cahillere ve karanlık güçlere karşı aydınlığın savaşçı dansıdır.

Şiva, bu alev çemberinin içinde, yaratıcı dansını atomlarla dans ederek ve gezegenlerle birlikte dönerek yaparken, yaratıcı vibrasyonları birleştirir ve kozmosun hareketlerini düzenler. Onun bedeni evren olur, hareketleri evrenin hareketi olur. Orada zaman ve mekan Bir’dir. Orada sonsuzluk vardır.


* Alıntı
 
Ü

Üye silindi 58480

Tom Hardy. Nokta.
:D

Yakisiklilik desen var. Karisma desen var. Iticilik desen var. Cekicilik desen var.
Ciddiyet desen var.
Mizah, cazibe, erkeksilik desen var.
 
Ü

Üye silindi 58480

Flood olacak ama,
Bilgelik, zeka, basiret, fertaset...

kiskirticilik bastan cikaricilik, pes etmeme, asilma, dovusme...

bende daha iyisi yok. :p
 
Üst