Herhangi bir fiziksel tehlike ya da toksik madde bulunmamasına rağmen, bir grup insanın aynı anda veya kısa aralıklarla fiziksel semptomlar göstermesiyle sonuçlanan olaylar genellikle toplum histerisiyle ilişkilidir. Genellikle bayılma, baş dönmesi, mide bulantısı, solunum güçlüğü gibi belirtilerle kendini gösterir. İlk olarak bir ya da birkaç kişi rahatsızlandığında, bunu gören diğer bireyler de bilinçdışı bir şekilde aynı semptomları yaşamaya başlar. Böylece bir tür psikolojik bulaş ortaya çıkar. Olaylar genellikle kapalı, kalabalık ve sosyal etkileşimin yüksek olduğu ortamlarda, örneğin okullarda, fabrikalarda ya da askeri birliklerde meydana gelir.
Örneğin kitlesel bayılma olaylarında tetikleyici unsur çoğunlukla yoğun stres, anksiyete ya da bir söylenti olur. Başlangıçta yaşanan küçük bir fiziksel rahatsızlık, korku dolu bir ortamda hızla büyüyerek kitlesel bir fenomene dönüşebilir. İnsanlar, diğerlerinin tepkilerini gözlemleyerek kendi bedenlerinde de benzer semptomlar hissetmeye başlarlar. Bu sırada gerçek bir fizyolojik hastalık veya zehirlenme olmadığı, tıbbi kontrollerle anlaşılır. Ancak olayın psikolojik temelli olduğu belirlenene kadar, korku dalgası tüm gruba yayılabilir.
Tarihte buna dair pek çok örnek vardır. 1962'de Tanzanya'da bir okulda başlayan "gülme salgını" olayında, öğrenciler durmaksızın gülmeye başlamış, krizler köylere kadar yayılmış ve yüzlerce kişi etkilenmişti. 1983 yılında Batı Şeria'da bir okulda başlayan solunum krizi vakası, kısa sürede yüzlerce öğrencinin hastaneye kaldırılmasına yol açmış, yapılan tüm tıbbi testlerde hiçbir kimyasal zehirlenmeye rastlanmamıştı. 17. yüzyılda Fransa'nın Meaux kasabasında ortaya çıkan "dans histerisi" olayında, insanlar aniden müzik olmaksızın saatlerce, hatta günlerce dans ederek kendilerinden geçmiş, birçok kişi yorgunluktan yere yığılmış ve bazıları hayatını kaybetmiştir. 1980 yılında İngiltere'nin Hollinwell bölgesinde, bir çocuk gösterisi sırasında yüzlerce çocuk mide bulantısı, baş dönmesi ve bayılma gibi semptomlar göstermiştir. Olay başlangıçta bir zehirlenme vakası sanılsa da yapılan testlerde hiçbir toksik maddeye rastlanmamış ve bunun bir kitlesel histeri vakası olduğu sonucuna varılmıştır. 1990 yılında Kosova'da yüzlerce Arnavut öğrenci ve öğretmen, ani baş ağrıları, mide bulantıları ve solunum zorluğu gibi belirtiler göstermiş; olay uluslararası basında kimyasal saldırı olarak yer alsa da sonrasında bunun kitle histerisi olduğu kanıtlanmıştır.
Örneğin kitlesel bayılma olaylarında tetikleyici unsur çoğunlukla yoğun stres, anksiyete ya da bir söylenti olur. Başlangıçta yaşanan küçük bir fiziksel rahatsızlık, korku dolu bir ortamda hızla büyüyerek kitlesel bir fenomene dönüşebilir. İnsanlar, diğerlerinin tepkilerini gözlemleyerek kendi bedenlerinde de benzer semptomlar hissetmeye başlarlar. Bu sırada gerçek bir fizyolojik hastalık veya zehirlenme olmadığı, tıbbi kontrollerle anlaşılır. Ancak olayın psikolojik temelli olduğu belirlenene kadar, korku dalgası tüm gruba yayılabilir.
Tarihte buna dair pek çok örnek vardır. 1962'de Tanzanya'da bir okulda başlayan "gülme salgını" olayında, öğrenciler durmaksızın gülmeye başlamış, krizler köylere kadar yayılmış ve yüzlerce kişi etkilenmişti. 1983 yılında Batı Şeria'da bir okulda başlayan solunum krizi vakası, kısa sürede yüzlerce öğrencinin hastaneye kaldırılmasına yol açmış, yapılan tüm tıbbi testlerde hiçbir kimyasal zehirlenmeye rastlanmamıştı. 17. yüzyılda Fransa'nın Meaux kasabasında ortaya çıkan "dans histerisi" olayında, insanlar aniden müzik olmaksızın saatlerce, hatta günlerce dans ederek kendilerinden geçmiş, birçok kişi yorgunluktan yere yığılmış ve bazıları hayatını kaybetmiştir. 1980 yılında İngiltere'nin Hollinwell bölgesinde, bir çocuk gösterisi sırasında yüzlerce çocuk mide bulantısı, baş dönmesi ve bayılma gibi semptomlar göstermiştir. Olay başlangıçta bir zehirlenme vakası sanılsa da yapılan testlerde hiçbir toksik maddeye rastlanmamış ve bunun bir kitlesel histeri vakası olduğu sonucuna varılmıştır. 1990 yılında Kosova'da yüzlerce Arnavut öğrenci ve öğretmen, ani baş ağrıları, mide bulantıları ve solunum zorluğu gibi belirtiler göstermiş; olay uluslararası basında kimyasal saldırı olarak yer alsa da sonrasında bunun kitle histerisi olduğu kanıtlanmıştır.