Tıbbın Çare Bulamadığı Hastalıklar Hakkında

  • Konbuyu başlatan Üye silindi 62179
  • Başlangıç tarihi
Ü

Üye silindi 62179

Merhaba değerli mabet üyeleri, tıbbın çare bulamadığı ya da tedavinin işe yaramadığı hastalıklar için okunabilecek bir dua, uygulanabilecek bir şifa enerjisi çalışması ya da farklı önerileriniz var mıdır? Biyoenerji yoluyla hastalıklar iyileşebilir mı? Yorumlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
 

İbisu

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Eyl 2019
Mesajlar
352
Tepkime puanı
382
Önce hastalığın sebebinin araştırılmasını öneririm parapsikolojik kaynaklara da bakılabilir örn. bu site bakmadan geçmeyin bence yine de bulamadıysanız sitede çok tedavi yöntemleri var hipnoz yöntemi de belki işe yarayabilir olumlama yaparak şifa enerjisi kullanmaya çalışanların başarılı oldukları konular da görülüyor mabette
 
Ü

Üye silindi 62179

Önce hastalığın sebebinin araştırılmasını öneririm parapsikolojik kaynaklara da bakılabilir örn. bu site bakmadan geçmeyin bence yine de bulamadıysanız sitede çok tedavi yöntemleri var hipnoz yöntemi de belki işe yarayabilir olumlama yaparak şifa enerjisi kullanmaya çalışanların başarılı oldukları konular da görülüyor mabette
Cevabınız için teşekkür ederim. Otoimmun sistem hastalıkları hakkında bir çözüm arayışındayım aslında. Bu tip hastalıkların sebebi tam bilinmemekle birlikte genelde stres kökenli olduğu iddia ediliyor bir çok makalede. Belki olumlama ya da farklı enerji çalışmalarıyla şifa bulunabilir. Mabet'e detaylı bir şekilde bakacağım.
 
Ü

Üye silindi 62179

Bütün hastalıkların tıbbi bir nedeni var. Ama o tıbbi nedene çeken çekirdek inançlarımız var.

Ufuk açması bakımından louise Hay in kitaplarını tavsiye ederim.
Tavsiyeniz için teşekkür ederim, bu yazarın adını daha önce duymamıştım. Hemen araştıracağım.
 

dhardhar

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ara 2012
Mesajlar
813
Tepkime puanı
1,312
Cevabınız için teşekkür ederim. Otoimmun sistem hastalıkları hakkında bir çözüm arayışındayım aslında. Bu tip hastalıkların sebebi tam bilinmemekle birlikte genelde stres kökenli olduğu iddia ediliyor bir çok makalede. Belki olumlama ya da farklı enerji çalışmalarıyla şifa bulunabilir. Mabet'e detaylı bir şekilde bakacağım.
Vitiligonuz mu var?
 
Ü

Üye silindi 62179

Vitiligonuz mu var?
Benim bir hastalığım yok, annem Otoimmun Hepatit ve Romotoid Artrit hastası 10 yılı aşkındır ilgili alanlardaki profesörlerde tedavi görmekte ancak tedavi immün sistemi baskılayıcı ilaçlar vererek ayakta tutmaya yarıyor sadece. İmmün sistemi kendi organlarına saldırıyor, bu tip bir hastalık. Annemin geçmişte yaşadığı olumsuz bir çok olay var, kendisine büyü yapılmış yıllarca o evde yaşamak zorunda kalmış, mutsuz evlilik vs. sanıyorum hastalığının ortaya çıkışında bu da etken. Yani stres. Merak ettiğim şey aslında tıbbi tedavi haricinde ekstra neler yapılabilir? Bir ara bir biyoenerji uzmanına gittik hiçbir etkisi olmadı. Bazen enerji çalışmalarıyla kendilerini daha iyi hisseden hastalara rastlıyorum, annemde de bu tip şeyleri uygulayabilir miyiz diye merak ettim.
 

ottoman1453turk

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Ocak 2015
Mesajlar
102
Tepkime puanı
29
Benim bir hastalığım yok, annem Otoimmun Hepatit ve Romotoid Artrit hastası 10 yılı aşkındır ilgili alanlardaki profesörlerde tedavi görmekte ancak tedavi immün sistemi baskılayıcı ilaçlar vererek ayakta tutmaya yarıyor sadece. İmmün sistemi kendi organlarına saldırıyor, bu tip bir hastalık. Annemin geçmişte yaşadığı olumsuz bir çok olay var, kendisine büyü yapılmış yıllarca o evde yaşamak zorunda kalmış, mutsuz evlilik vs. sanıyorum hastalığının ortaya çıkışında bu da etken. Yani stres. Merak ettiğim şey aslında tıbbi tedavi haricinde ekstra neler yapılabilir? Bir ara bir biyoenerji uzmanına gittik hiçbir etkisi olmadı. Bazen enerji çalışmalarıyla kendilerini daha iyi hisseden hastalara rastlıyorum, annemde de bu tip şeyleri uygulayabilir miyiz diye merak ettim.

Bu hayatta hasta olmayacaksın oldun mu bi kere yandın bende de artrit var şiddetli ağrılar çekiyorum bioenerjiye pek inanmıyorum onun yerine dua etmeyi denedim ama pekte fayda gördüğümü söyleyemem bazıları diyor sabır et sabır edeyim tamam da kaç yaşına kadar 70 yaşına geldikten sonra şifayı bulmanın benim için anlamı yok ???
 
Ü

Üye silindi 62179

Bu hayatta hasta olmayacaksın oldun mu bi kere yandın bende de artrit var şiddetli ağrılar çekiyorum bioenerjiye pek inanmıyorum onun yerine dua etmeyi denedim ama pekte fayda gördüğümü söyleyemem bazıları diyor sabır et sabır edeyim tamam da kaç yaşına kadar 70 yaşına geldikten sonra şifayı bulmanın benim için anlamı yok ???
Çok geçmiş olsun, gerçekten çok zor bir hastalık ? Bazen dua etmekten başka yol kalmıyor, annem için her türlü tedavi yolunu denedik. Fitoterapi uzmani, psikolog, biyoenerji uzmanı, Gastroenteroloji profesörü, romotoloji profesörü, diyetisyen, endokrin uzmanınına gittik, gidiyoruz, gideceğiz. İnternette şifacılıkla uğraşan bazı insanlar var. Bunu nasıl yapabiliyorlar, herkeste şifa enerjisi var mıdır? Bunları merak ediyorum. Belki bizler için iyi gelecek yöntemler vardır.
 

dhardhar

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ara 2012
Mesajlar
813
Tepkime puanı
1,312
Benim bir hastalığım yok, annem Otoimmun Hepatit ve Romotoid Artrit hastası 10 yılı aşkındır ilgili alanlardaki profesörlerde tedavi görmekte ancak tedavi immün sistemi baskılayıcı ilaçlar vererek ayakta tutmaya yarıyor sadece. İmmün sistemi kendi organlarına saldırıyor, bu tip bir hastalık. Annemin geçmişte yaşadığı olumsuz bir çok olay var, kendisine büyü yapılmış yıllarca o evde yaşamak zorunda kalmış, mutsuz evlilik vs. sanıyorum hastalığının ortaya çıkışında bu da etken. Yani stres. Merak ettiğim şey aslında tıbbi tedavi haricinde ekstra neler yapılabilir? Bir ara bir biyoenerji uzmanına gittik hiçbir etkisi olmadı. Bazen enerji çalışmalarıyla kendilerini daha iyi hisseden hastalara rastlıyorum, annemde de bu tip şeyleri uygulayabilir miyiz diye merak ettim.
Cok gecmis olsun. Tez zamanda iyilesmesi dilegiyle.
 

Enneagram

Banlı Kullanıcı
Katılım
28 Eyl 2019
Mesajlar
587
Tepkime puanı
985
Konum
DAİMON
Selamlar,

İsrâ Sûresi, 82. âyet
  • sifaayeti04.jpg
Ve nunezzilu minel kur’âni mâ huve şifâun ve rahmetun lil mu’minîne (mu’minîn)....

“Biz, Kur’ân’dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, mü’minler için şifâ ve rahmettir…” (el-İsrâ, 82)

___________________________________________
Şuarâ Sûresi, 80. âyet
  • sifaayeti05.jpg
Ve izâ maridtu fe huve yeşfîni.

“Hastalandığım zaman bana şifâ veren O’dur.”(eş-Şuarâ, 80)

___________________________________________
Fussilet Sûresi, 44. âyet
sifaayeti06.jpg


Kul huve lillezîne âmenû huden ve şifâun (şifâ')...

“…De ki: O, (Kur’ân) inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifâdır…” (Fussılet, 44)
___________________________________________

Kuran ı Kerim de ölümden başka her şeye çare aranabilir. Fakat bu cümleye şerh düşmemiz gerekiyor.
İhtimalleri sıralıyayım.

Gelecekte bir gün kurtulacaksa bile hastalıgın süresi daha dolmamış olabilir.

Tedaviye vesile olacaksa şayet manevi doktoruyla karşılaşmamış olabilir.

Maddi tedavi titizlikle takip edildi ancak hastanın ruhsal ihtiyacı manen eksik bırakılmış, psikolojisi için gereken destek verilmemiş olabilir.

Duanız eksik oldugu için iyileşmiyor olabilir.

Belki bazı şeyler için geç kalınmış olabilir.

Belki şimdiden sonra başlanacak olan duaların tamamlanmasına bile zaman yetmeyebilir.

Belki bu hastalık onun Allah ile yakınlaşmasına daha da vesile olmuş olabilir, zıddı da mümkündür.

Hayatı dünya ile sınırlandıramayız. İnancımıza göre iki aşamalı bir hayat söz konusu. Ahireti hesaba katarak geniş bir perspektiften düşünmeye gayret edelim. Dolayısıyla hastalıklara Allah ın misafiri gözüyle bakarsak sabrımız artar böylece olumlu psikolojiyle iyileşmemiz daha kolay olur.

Ya da belki bu hastalık ölümüne sebep olabilir. Yani cennete gitmesi için bahşedilmiş ebedi hayatını kurtaracak olan şer görünümlü bir hayır da olabilir.

Hiçbirini bilemiyoruz. Varsayımlar artırılabilir. Hepsi birer ihtimalden ibaret şu an. Ve biz sadece elimizden geleni yapmakla mükellefiz.

Her kapıyı sonuna kadar zorlamadan "imkansız" demek bize yakışmaz.

Bir kaç tavsiye.
Niyet her daim olacak biliyorsunuz.
Beş yüz farklı kişiye, beş yüz yasin i şerif okutun.

Sürekli olarak her hafta evinizde hatim indirin, anneniz böyle bir hatime dahil olsun. Çevreden(akraba, komşu) hanımlarla yapılabilir. Her bittiginde edilen dualara dahil olun.

Saglıgına kavuşması niyetiyle sadakayı eksik etmeyin. Örnegin; Sadaka kurbanı bir tercih olabilir. Mümkün oldugunca ihtiyaç sahiplerine dağıtmak ve dualarını almak gayretullah a dokunur.
En güzel dua sadaka ile yapılandır.
Ve ayetler ile tedavi... Arayın. Hakiki bir manevi doktor nasipte varsa yolunuz yoluna düşer zaten.
Allah acil şifalar versin.
 
Ü

Üye silindi 62179

Selamlar,

İsrâ Sûresi, 82. âyet
  • sifaayeti04.jpg
Ve nunezzilu minel kur’âni mâ huve şifâun ve rahmetun lil mu’minîne (mu’minîn)....

“Biz, Kur’ân’dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, mü’minler için şifâ ve rahmettir…” (el-İsrâ, 82)

___________________________________________
Şuarâ Sûresi, 80. âyet
  • sifaayeti05.jpg
Ve izâ maridtu fe huve yeşfîni.

“Hastalandığım zaman bana şifâ veren O’dur.”(eş-Şuarâ, 80)

___________________________________________
Fussilet Sûresi, 44. âyet
sifaayeti06.jpg


Kul huve lillezîne âmenû huden ve şifâun (şifâ')...

“…De ki: O, (Kur’ân) inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifâdır…” (Fussılet, 44)
___________________________________________

Kuran ı Kerim de ölümden başka her şeye çare aranabilir. Fakat bu cümleye şerh düşmemiz gerekiyor.
İhtimalleri sıralıyayım.

Gelecekte bir gün kurtulacaksa bile hastalıgın süresi daha dolmamış olabilir.

Tedaviye vesile olacaksa şayet manevi doktoruyla karşılaşmamış olabilir.

Maddi tedavi titizlikle takip edildi ancak hastanın ruhsal ihtiyacı manen eksik bırakılmış, psikolojisi için gereken destek verilmemiş olabilir.

Duanız eksik oldugu için iyileşmiyor olabilir.

Belki bazı şeyler için geç kalınmış olabilir.

Belki şimdiden sonra başlanacak olan duaların tamamlanmasına bile zaman yetmeyebilir.

Belki bu hastalık onun Allah ile yakınlaşmasına daha da vesile olmuş olabilir, zıddı da mümkündür.

Hayatı dünya ile sınırlandıramayız. İnancımıza göre iki aşamalı bir hayat söz konusu. Ahireti hesaba katarak geniş bir perspektiften düşünmeye gayret edelim. Dolayısıyla hastalıklara Allah ın misafiri gözüyle bakarsak sabrımız artar böylece olumlu psikolojiyle iyileşmemiz daha kolay olur.

Ya da belki bu hastalık ölümüne sebep olabilir. Yani cennete gitmesi için bahşedilmiş ebedi hayatını kurtaracak olan şer görünümlü bir hayır da olabilir.

Hiçbirini bilemiyoruz. Varsayımlar artırılabilir. Hepsi birer ihtimalden ibaret şu an. Ve biz sadece elimizden geleni yapmakla mükellefiz.

Her kapıyı sonuna kadar zorlamadan "imkansız" demek bize yakışmaz.

Bir kaç tavsiye.
Niyet her daim olacak biliyorsunuz.
Beş yüz farklı kişiye, beş yüz yasin i şerif okutun.

Sürekli olarak her hafta evinizde hatim indirin, anneniz böyle bir hatime dahil olsun. Çevreden(akraba, komşu) hanımlarla yapılabilir. Her bittiginde edilen dualara dahil olun.

Saglıgına kavuşması niyetiyle sadakayı eksik etmeyin. Örnegin; Sadaka kurbanı bir tercih olabilir. Mümkün oldugunca ihtiyaç sahiplerine dağıtmak ve dualarını almak gayretullah a dokunur.
En güzel dua sadaka ile yapılandır.
Ve ayetler ile tedavi... Arayın. Hakiki bir manevi doktor nasipte varsa yolunuz yoluna düşer zaten.
Allah acil şifalar versin.
Allah razı olsun.
 
Ü

Üye silindi 58480

Hastalıkların hepsi psikolojiktir. Yaralanmalar bile karmik borçlar dolayısı ile gelir.

Hastalığın kendisi bile şifadır. Eskiler hastalandıkları zaman `` şifayı kaptım`` derdi. Yani hastalığı bile survivor yarışmasına katılmış bir olgunlukla karsilayip, hayatla başa çıkma özgüveni ile yaşarlardı.

Hastalığın bile bir felsefesi, bir denklemi, bir esmasi, bir kar payi vardı.

Psikoloji bedeni esir almış gibi yönetir çünkü. Aşık olursunuzda iştahınız kesilir. Karnınızda kelebekler uçuşur. İşin aslında ise bu, adrenalinin böbrek üstü bezlerinde salgılanmasıdır.

Tezatlı ve birbirini kıran felsefi fikirleri benimseyen kişi beyninde paradokslar oluşturur. Bu kişi inatçi ve duygusal ise kanser olur. Seküler ise beyninde ur çıkar.

Mesela Anksetiye yani kaygı bozukluğu : Bu tamamen akışta kalamamak yani tevekkül bilincine ulaşamamış olmanın bir yansımasıdır.

MEsela astım ve astım nöbeti : Çoculukta takılı kalınmış bir olay ile yüzleşmeyi reddetmek dolayısı ile olur. Çünkü nefes hayat enerjisidir. Ve travma bilinci aktif olunca hayat enerjisi kesik kesik istop etmeye başlar

Mesela heretürlü alkol uyuşturucu bağımlılığı değersizlik hissini kabullenme ve bunu değiştirecek gücü bulamamaktır.

Düşük yapmak gelecek korkusudur. Delilik aileden kaçıştır. Kekemelik ağlamaya izin verilmemesidir. Gaddar aile tutumudur.

Kollesterol, hayattan alınan hazzın tükenmesidir. Çünkü adrenalin salgılanmadığı için yağlar damar çeperine tutunur.

Hepsi 7 çakranın 7 hormonu yönetiyor olması ile açıklanabiliyor. Hormon demek zaten işlevi uyandırmak demektir. Yani tetiklemek demektir.

Herşey hormonları yönetebilmekte başlar ve biter. Hastalık, bilgelik gözü ile bakılabilirse zurnanın son deliğidir. Biz yanlis yerden yakaliyoruz.
 
Ü

Üye silindi 62179

Hastalıkların hepsi psikolojiktir. Yaralanmalar bile karmik borçlar dolayısı ile gelir.

Hastalığın kendisi bile şifadır. Eskiler hastalandıkları zaman `` şifayı kaptım`` derdi. Yani hastalığı bile survivor yarışmasına katılmış bir olgunlukla karsilayip, hayatla başa çıkma özgüveni ile yaşarlardı.

Hastalığın bile bir felsefesi, bir denklemi, bir esmasi, bir kar payi vardı.

Psikoloji bedeni esir almış gibi yönetir çünkü. Aşık olursunuzda iştahınız kesilir. Karnınızda kelebekler uçuşur. İşin aslında ise bu, adrenalinin böbrek üstü bezlerinde salgılanmasıdır.

Tezatlı ve birbirini kıran felsefi fikirleri benimseyen kişi beyninde paradokslar oluşturur. Bu kişi inatçi ve duygusal ise kanser olur. Seküler ise beyninde ur çıkar.

Mesela Anksetiye yani kaygı bozukluğu : Bu tamamen akışta kalamamak yani tevekkül bilincine ulaşamamış olmanın bir yansımasıdır.

MEsela astım ve astım nöbeti : Çoculukta takılı kalınmış bir olay ile yüzleşmeyi reddetmek dolayısı ile olur. Çünkü nefes hayat enerjisidir. Ve travma bilinci aktif olunca hayat enerjisi kesik kesik istop etmeye başlar

Mesela heretürlü alkol uyuşturucu bağımlılığı değersizlik hissini kabullenme ve bunu değiştirecek gücü bulamamaktır.

Düşük yapmak gelecek korkusudur. Delilik aileden kaçıştır. Kekemelik ağlamaya izin verilmemesidir. Gaddar aile tutumudur.

Kollesterol, hayattan alınan hazzın tükenmesidir. Çünkü adrenalin salgılanmadığı için yağlar damar çeperine tutunur.

Hepsi 7 çakranın 7 hormonu yönetiyor olması ile açıklanabiliyor. Hormon demek zaten işlevi uyandırmak demektir. Yani tetiklemek demektir.

Herşey hormonları yönetebilmekte başlar ve biter. Hastalık, bilgelik gözü ile bakılabilirse zurnanın son deliğidir. Biz yanlis yerden yakaliyoruz.
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
 
Ü

Üye silindi 56746

sonsuza kadar dünyada kalacağımız yanılgısı, sahip olduğumuz hastalık yüzünden acı çekmemize neden oluyor; buna bir de bedenimizi bizim zannettiğimiz yanılgısı eklenince çekilen acının katsayısı artıyor.

iki yanılgıdan da kurtulması çok zor, zaten imtihanın özü de bu. hiçbir şeyin, hatta hastalığın bile mülkü, tapusu bizim değil. ama Allah kulunu birtakım şeylerle imtihan edeceğini söylemiş; kadın, mal, evlat...

garip bir biçimde hepsinin de sahibi biziz sanıyoruz; erkek kadınına sahip, ana oğluna/kızına sahip, malın sahibi malına sahip. egomuzla sınanıyoruz, eşyayla değil. şifaya kavuşmak istememizin esas nedeni bu.

hasta birinin egosu yara almıştır, eksik hisseder, şifayla tamamlanmak ister. hastalık, onun üzerinde söz sahibi olmadığımızı idrak edebildiğimizde gider bana göre; tüm hücrelerimizle bu gerçeği kabul edebildiğimizde onarılmamış hücre kalmaz.
 
Ü

Üye silindi 62179

sonsuza kadar dünyada kalacağımız yanılgısı, sahip olduğumuz hastalık yüzünden acı çekmemize neden oluyor; buna bir de bedenimizi bizim zannettiğimiz yanılgısı eklenince çekilen acının katsayısı artıyor.

iki yanılgıdan da kurtulması çok zor, zaten imtihanın özü de bu. hiçbir şeyin, hatta hastalığın bile mülkü, tapusu bizim değil. ama Allah kulunu birtakım şeylerle imtihan edeceğini söylemiş; kadın, mal, evlat...

garip bir biçimde hepsinin de sahibi biziz sanıyoruz; erkek kadınına sahip, ana oğluna/kızına sahip, malın sahibi malına sahip. egomuzla sınanıyoruz, eşyayla değil. şifaya kavuşmak istememizin esas nedeni bu.

hasta birinin egosu yara almıştır, eksik hisseder, şifayla tamamlanmak ister. hastalık, onun üzerinde söz sahibi olmadığımızı idrak edebildiğimizde gider bana göre; tüm hücrelerimizle bu gerçeği kabul edebildiğimizde onarılmamış hücre kalmaz.
Katkınız için teşekkür ederim.
Evet, kesinlikle kabullenmek ilk adım. Çekilen acılara sabretmek de ikinci adım. Sonrası tevekkül... Aslına bakarsanız annemin hastalığı ondan çok beni üzüyor. O tam teslimiyetle yaşamını sürdürüyor ancak ben onu kaybetme korkusunu yenemiyorum, daima bir çare arayışındayım. Sevdiğiniz birini geceleri gidip nefes alıyor mu diye kontrol ettiniz mi hiç? Çok zor bir durum, yıllar içinde annemin gözümün önünde eriyişini seyretmek de zor. Belki şifa bizim için hayırlı değildir ama ben yine de her yolu deniyorum. Elhamdülillah namazımı kılarım, her türlü ibadetini aksatmam, bu sebeple bir müslümanın tevekkül etmesi gerektiğinin bilincindeyim ama konu sevdiğiniz birini kaybetmeye gelince insan yaşadığı çaresizligin boyutunu anlatamıyor bile. Dualarla yakarıyorsunuz yaradana, her yolu deniyorsunuz onu yaşatmak için.
 

ookan744

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Şub 2018
Mesajlar
5
Tepkime puanı
1
sonsuza kadar dünyada kalacağımız yanılgısı, sahip olduğumuz hastalık yüzünden acı çekmemize neden oluyor; buna bir de bedenimizi bizim zannettiğimiz yanılgısı eklenince çekilen acının katsayısı artıyor.

iki yanılgıdan da kurtulması çok zor, zaten imtihanın özü de bu. hiçbir şeyin, hatta hastalığın bile mülkü, tapusu bizim değil. ama Allah kulunu birtakım şeylerle imtihan edeceğini söylemiş; kadın, mal, evlat...

garip bir biçimde hepsinin de sahibi biziz sanıyoruz; erkek kadınına sahip, ana oğluna/kızına sahip, malın sahibi malına sahip. egomuzla sınanıyoruz, eşyayla değil. şifaya kavuşmak istememizin esas nedeni bu.

hasta birinin egosu yara almıştır, eksik hisseder, şifayla tamamlanmak ister. hastalık, onun üzerinde söz sahibi olmadığımızı idrak edebildiğimizde gider bana göre; tüm hücrelerimizle bu gerçeği kabul edebildiğimizde onarılmamış hücre kalmaz.
Hayatımı değiştirecek cümlem burdaymış, egomuzla sınanıyoruz, eşyayla değil
 
Üst