Thelema

Midnite

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Ocak 2010
Mesajlar
41
Tepkime puanı
1
Thelama adıyla bilinen ezoterik doktrinin ilk ortaya çıkışı her ne kadar 16. Yy olarak gözükse de
temelleri gerçek anlamıyla1904 yılında, takipçileri tarafından öğretinin peygamberi olarak anılan ingiliz şair ve mistik Aleister Crowley tarafından ortaya atılmıştır.

Crowley'in temel ilkelerini ortaya koyduğu bu öğretinin yolunu izleyenler ise Thelemitler olarak adlandırılırlar. Thelama kelime anlamı olarak antik Yınanca'da "irade" anlamına gelir.


Kelime anlamıyla doğrudan ilişkili olmak üzere öğreti temel de bireyselliği ve her bireyin iradesinin kendine has ve eşsiz oluşunu vurgular. Bu bireysellik özelliğinden dolayı onu belli bir kalıba oturtmak oldukça zordur. Onu tanımlamak için kullanabileceğimiz "din" yada "öğreti" terimleri bile ancak bazı genel durumlarda uygun düşer. Bu nedenle Thelama bir yanıyla bir öğreti yada yol, bir diğer yanıyla da bir felsefe ve yaşam biçimi olarak değerlendirilebilir. Bu biçimlerin yanısıra amacına ulaşmak için çeşitli ritüel yöntemlerede yer verir ve öğretile özdeşleşen ve "magick"(Fazladan K harfi söz konusu pratikleri bilinen büyüden ayırt etmek için Crowley tarafından konmuştur.) adı verilen bir seri pratiği ve sembolleri kullanır. Ezoterik doktrinin oldukça ilginç bir yanı olan Thelama'ya bu nedenle biraz yakından bakacağız.


Thelama Teolojisi ve Temel Doktrinleri

Öğretinin kutsal kitabı, daha önce de belirttiğimiz gibi öğretinin temel ilkelerini ortaya koyan ve yaygın biçimde ugulamasını sağlayan Crowley tarafından ve ilham yoluyla yazıldığı söylenen "Yasa Kitabı" olarak adlandırılır. Temel doktrinine baktığımızda ise Thelama teolojisi Yaratıcı'dan tezahür etmiş olan Evren'in varlığını, iki temel kozmik ilkenin birbiri ile etkileşimi sonucu ortaya çıktığını kabul eder. Bunlar 1. Sınırsız ve sürekli bir biçimde genişlemekte olan ve her yeri kapsayan "Uzay-Zaman Süremi" ve 2. Atomik ve bireysel olarak tanımlanan, "Yaşamın ve Bilgeliği İlkesi". dokrine göre bu ilkelerin birbirleriyle karşılıklı olarak etkileşimi. Varoluş'u yöneten bilincin ilkesi'nin doğuşuna yol açar. Thelama Yasa Kitabı sembolizminde tanrısal ilkeler üç antik Mısır tanrısı ile kişiselleştirilir.


Bunlar sınırsız uzayın tanrıçası-Nuit,Işığın Kanatlı Yılanı-Hadit ve Kozmosun Şahin Başlı Güney Lordu-Ra-Hoor-Khuit.


Thelama ,beden ve ruh kavramları konusunda Hermetizm'in ortaya koyduğu, her insanın fiziksel bedenini tabakalar biçiminde saracak biçimde düzenlenmiş bir ruh yada Işık bedene sahip olduğu doktrinini olduğu gibi kabul eder ve ayrıca her bireyin kendi kişisel,Kutsal Koruyucu Meleğinde sahip olduğunu öngörüyor.


Bu kutsal varlık aynı zamanda hem bir üst benlik hem de ayrı bir tanrısal varlıktır. Doktrine göre yaşam sonrası kavramı ile bir arada olmak üzere yaşamın kendisi bir süreklilik arz eder. Buna göre fiziksel yaşamın devam edebilmesi önce onun sona ermesine bağlıdır. Bir başka deyişle,
"yaşabilmek için ölmek şarttır". Ama fiziksel bedenin aksine Koruyucu Melek yada üst Benlik ölümsüzdür. O ölüm veya yaşamdan bağımsızdır.

Thelama dokrininde "Bireysel bilincin ve Toplumsal bilincin gelişimi" kavramları bir araya getirilir. Dünya tarihi tıpkı Gnostisizm'de olduğu gibi bir seri çağlara bölünmüştür. Bunlardan her biri kendi baskın tanrısallık kavramına ve yine kendi kurtuluş ve gelişme formülüne sahiptir. Şu an içinde bulunduğumuz çağ ise Horus Aeon'u olarak adlandırılır. Horus Aeon çağı, bireylerin en yüksek ruhsal aşamaya ılaştıkları Çocuk İlkesi tarafından domine edilir ve onun formülü de kendini tanıma yoluyla edinilen sevgi ve bilinçte gelişme ve ilerlemedir.


Thelemik doktine göre Horus Aeon'unda hüküm süren tanrısal yasa, "İstediğini İradenle Yap" biçiminde ortaya konur. Ancak bu kavram kişnin her aklına gelen yada arzuyu dilediği biçimde yapması için ona verilen bir izin, bir hak yada yetki anlamına gelmez. Bu daha ziyade, kişinin yaşamındaki ana amacını yada gerçek iradesini keşfedebilmesi ve onu gerçeğe dönüştürebilmesi için ona verilen bir tür tanrısal vekalettir.



Thelama Gerçek İrade'nin keşfedilmesine ve gerçekleştirilmesine yönelik olmayan her türlü ritüel ve pratik eylemi "Kara Büyü" olarak değerlendirir. Buna, bir başka kişinin kendi Gerçek İradesi'ni bulmak ve gerçekleştirmek için yapmakta olduğu hertürlü çabaya bir başkasının dışarıdan müdahele etmesi de dahildir.

Thelama kötülük yada şeytan kavramlarına Judao-Hristiyan paralelinde yaklaşmaz. Öğretide karışıklık,Ümitsizlik, İllüzyon ve egoistik bilgisizlik kavramları "Choronzon" adı sembolüyle kişiselleştirilir.


ALINTIDIR

dinin kutsal metni A.Crowley 'in yazdığı Liber al vegis'tir(kanunlar kitabı) aşağıdakide dinin ana tanrılarının anlatıldğı kitaptan kendi çevirimdir , daha bitirmedim ama NUİT'in manifestosunu örnek olsun diye paylaşmak istedim
http://www.the-equinox.org/vol3/eqv3n1/eq0301048.htm
adresinden alınmıştı ve ilgelenenler için çok değerli metinler içerir ,çevirdikçe paylaşacağım
Liber DCCCXXXVII-The law of liberty

Liber DCCCXXXVII
(book 837)
the Law oF LİBERTY

-a tract of TO MEGA VHRİON 666
that is a Magus 9'=2 A A

Do what thou wilt shall be the whole of the law
-I-
Hep neden mektuplarıma böyle başlarım diye sorarım.
Kasabıma yada lady'ime yazmamın bir önemi yok
hep bu 11 kelimeyle başlarım .neden,başka nasıl başla-
yabilirim ?Başka hangi merhaba bu kadar memnun edebilir ?
bak kardeşim, biz özgürüz!bana katıl kardeşim , iradenle
dilediğini yapmanın ötesinde kural yok !
-II-
Bunu kutsal kitabımızı okumamışlara yazıyorum,Kanunlar kitab
(book of the law A.Crowley),yada hala okuyan ada okuyup anlamamışlara
kitapta bir sürü konuya değinilmiş,havadislere (haberlere) şükürler olsun
ki hala burda,orda,geceye sepilmiş yıldızlar gibi kitaba serpilmiş durumda
bana katılın tüm insanlar ,kitabın dayanağı tanrımızın karekteri
"her kadın ve erkek bir yıldızdır "yepimiz özgürüz,bağımsızız,hepimiz
gururla parlıyoruz,hepimiz parlak birer dünyayız.Bunlar iyi havadisler
değilmidir ?

Ve büyük tanrıça Nuit ilk çağrısı ,yıldızlı cennetin lady si,ayrıca
enderin metafiziksel duyunun cevheri,bizim yaşamımız,hareketlerimiz ve
varoluşumuz (?),özgür olan.Onun erkek ve kadını ilk çağırışını duy:
'gelin yıldızların altındaki çocuklar,sevgiyle dolun ! ben sizin
üstünüzde ve içinizdeyim benim mest oluşum sizin ,benim zevkim sizi
zevk içinde görmek"
o sonra gizemli hüznü açıklar:
"birlik şansı için , sevgiden ayrıldım'
"bu dünyanın yaradılışı,bölünmen,n acısı hiç bir şeydir,haz yepsini yok eder"
bu nasıl olduğunu gösterecektir,ölüm nasıl bir kendinden geçmedir tıpkı aşk gibi
,şiddetle ruhun kendisiyle birleşmesi dışında
ve bu hazzın şartları neler,ve barış ,onurun?kasvetli izdivası gibi mi Hristiyanlığın
,Büdizmin,Hinduizm'in ?
acaba biz günahın , anlamsızca ,bizi onurlandırılmadan koparacağı korkusuylamı
devam ediyoruz ?
"rahat olun ; iyi giyinin , güzel yiyecekler tatlı içecekler için şarap gibi köpüklü
şarap! ayrıca sevginin iradensiyle dolacaksınız ,nerde ne zaman kimle isterseniz!
ama her zaman bana dönün (?)
bu akılda kalacak tek nokta,her hareket ritüel olmalı,inanma (tapınma) için,kutsama
olarak.Bu dünyanın kral veya prenses olarak yaşa,taç giymiş yada giymemiş,yaşamak
önemli olan yaşamak,ama asla dinin dışında müsama gösterme .
Sarhoşken dans ederken ve eğlenirken ,'aklaksız' değilsin 'ölümsüz ruhunu riske
atmıyorsun'kutsal dinimizin emirlerini uyguluyorsun
ama bunu her zaman hatırla bu ışıkta davranışlarına dikkat et.Ulu zevk i terk edip
kedini küçültme , zevklerini basitleştirme ,huzurun şuuru anlayıştan geçer ,
Marian yada Melusine ,nuit, i utandırma, özellikle konstantre olup insan formunda
somutlaşarak sana sonsuz sevgiyi verecek,sana dünyada bile ölümsüzlük iksirini içmeni
emredecek "ama bu kendinden geçiş dünyadaki haz senin , hatta benim,benim!"
tekrar konuşur'sevgi kanundur, irade altındaki sevgi'en saf idealin olarak tut
,bildiğinden dönmeden ,hatta yıldız olarak hesap edilemez şekilde ve sonsuz olarak
,onurun akışından ve tüm bu sevgiden kaysan bile.Var oluşunu kanunu ışık,hayat,sevgi
ve özgürlük olur.Tüm bu huzuritüm bu uyum vegüzellik ve tüm bu haz.
Tanrıçanın ne kadar nazik olduğunu işitmen için "ben hayal edilemez hazlar verd-
im yertüzüne,itaat değil,yaşamda ölümün üstünde ifade edilemez huzur ,dinlenme,ve
kendinden geçme , bir karşılık beklemeden
bu köle-tanrıların yaşarken ölümünden daha iyi değil mi ,verdikleri mazluk 'günah'
şuuruyla 'yıpratıcı bir şekilde yalandan,yorucu ve can sıkıc değerleri aramaktan ?
bununla ,biz thelama kanunu nu kabul edenlerin yapacağı bir şey yok.Biz yıldız-tanrıça
nın sesiyle "seni seviyorum,seni özlüyorum!solmuş yada canlı örtülü yada arzulu,ben
zevk ve canlılık, sarhoşluğu kalbinden hisseden , seni arzuluyorum.Kanatlandır , sarılı
tahrik edici parlaklığını içindeki : bana gel !" ve burda bitirir :
"en çoşkulu aşk şarkısı söyle bana , beni beni itriyata boğ !beni mücevherlerle beze!
bana kadeh kaldır , seni sevmem için !seni seviyorum ! ben mavi gözlü güneşin kızı ;
ben şehvetli gece gök'ünün parlaklığında çıklağım ,bana !"
"bana !" bu sözle Nuit in manidestosu son bulur.

 
Üst