Faydalı olabilceğini düşündüğüm bir deneme yazdım,
Tarot , bilinçaltı semboller ve soyut matris üzerine; Bilinçaltı tıpkı bir projektör gibi farklı ve kompleks kaynaklardan aldığı enerjiyi hayatımıza yansıtır, eğer o geçmiş yaşamlarından veya bu hayatındaki hatırlamadığı tecrübelerinden kırmızı bir tohum almışsa hayatında da kırmızı bir elma veya kırmızı bir madde yaratacak demektir, bu durumda elma realitedir yani şuan yaşadığımız hayatın bütün renklerini, vicdan ve ahlak kurallarını, kendimize göre doğrularını bu elmanın rengi tadı ağırlığı vs oluşturur.
Projektörden yansıyan bu ışık aynı zamanda yaşayan her insandan da yansıyacak ve ortaya realite içi realiteler çıkacaktır.
Böyle bir durumda tek bir gerçekten veya makul bir vicdandan bahsetmenin imkansız olduğunu görürüz.O yüzden her insan hem kendi ışığını yaşar hemde başkalarının ışığından belli dereceler de bilgi alır. Etrafımızda gördüğümüz bütün büyük küçük problemler bilinçaltından yansıyan ışığın içindeki siyah yani bir nevi ışıksız kalmış bölgeler ile yaratılır.Buna da sevgi eksikliği deriz. Bunu büyük bir orkestra harmoni içinde akarken bir enstrümanın ritmi bozmasıdır yani arada çıkan aykırı bir sestir gibi örneklendirebiliriz.Ritim bir kez bozulduğunda yaratımın şablonunda bir uyumsuzluk meydana gelir yani maddenin hakikati yara almıştır.
Realite içi realiteler de bu ışıksız bölgeler bazen birbiriyle kesişerek daha büyük hayat problemlerini de oluşturacaktır. Haliyle kişinin hayatındaki bir maraz aynı zamanda herkesin hayatındaki bir marazdır ve bu yaratımdan ve temizlenmesinden bütün bilinçler sorumludur. Canlı bir bombanın yüzlerce kişiyi öldürmesi o bombanın realitesine dahil olmuş herkesin sorumluluğudur ve bu da bizi herkesin birbirinin tekamülünden de belli derecelerde sorumlu olduğuna getirir Bir dünya devresinin de başarıyla bitirilmesi tam olarak bu demektir.Sonsuz değişkenli bir uyum ve uyumsuzluk sistemini kendi üzerimize düşen kısımlarını temizlemek ve daha sonra da vicdandan tamamen arınıp vazife realitesinde diğer siyah bölgeler için çalışmak.
Bu yaratım şeklinin tamamem saf ışıktan ve sevgiden oluşmamasının bir nedeni vardır; O yüzden bu kısımda olayın en başına gideceğim. Mutlak varlık evreni yaratırken 19 ağızdan birden Ol diyerek yaratmıştır, tevratta geçen elohim yahut farklı gezegensel varlıklar aracılığıyla tecelli ederek....Bu yaratım uzun dünya devirleri boyunca bozulmadan ve ahenk içinde devam etmiştir arada olan bazı ve felaketle biten yaratım deneylerini saymazsak.Tabii ki de bu sistemin de kendine göre tekamül olanakları ve varlıkların ilerleyişleri de hesaplanmıştır ama biz şuan kendi sistemimize odaklanıyoruz.
Bizim içinde bulduğumuz yaratımın eksik ve tamamlanmamış olmasının nedeni Lusifer denen varlığın ta kendisidir.Lusifer bütün yaratım şablonlarını bilecek kadar yetkili bir varlıktır ve yüce Yaratıcı'nın izniyle bu dünya devrinde ahenk i bozarak yapay bir orkestra başka bir değişler sevgiden yoksun bir merkaba oluşturmuştur , ve şuan yaşadığımız dünya devrinin enerjisel temellerini de bu merkaba oluşturur haliyle etrafımızda gördüğümüz her şey esasında maddenin bu uyumsuz sese, yansıtıma verdiği tepkidir.Merkaba bir maddenin veya varlığın makro ve mikro hallerinin geometrik yaratım tasarısıdır.Lusifer tek başına gerçek varlıklar yaratamaz sadece onların sanal ve bizim gibi hafif yara almış kopyalarini oluşturabilir.Bu deneyin asıl amacı özgür irade denen şeyi şuanki devrin ruhlarına deneyimletmektir.Yani yaratıcıya farklı bir yoldan ulaşmak, eksik bir şekilde başladığımız yolu tamamlamak veya eksik bitirmeyi seçmek...
BU bilgilerden sonra sonra Tarot sır kartlarının bu sistemde nasıl bir yeri olduğuna ve bize ne anlatmaya çalıştıklarına geliriz, Tarot sembolizm üzerine kurulu bilinen en eski kehanet sistemlerinden biridir ve semboller de yüksek katmanlı realite bilgileri içeren sır düğümleridir.Yüzyılardır kullanılmaları özellikle büyük arkana karakterleri ne belli kimlikler belli vicdan realiteleri yani belli bilinçaltı kimlikleri katmıştır.
Örnek olarak Ermiş tek başına binlerce ermiş bilinçaltının grifit yapısına sahiptir ve kendi soyut matris i yine binlerce ermiş olasılığı içerir. Yani içine hayatının bir devrinde ermiş realitesini yaşamış sayısız insanın seçtiği yollar,karakter kişilik bilgisi yanlışlar hatalar alması gereken dersler vs gömülüdür. Bu bağlamda tarotun neden fal üzeri bir sistem olduğuna ve kişiyi nasıl kişisel bir yolculuğa çıkardığına geliriz.22 kart 22 farklı kişilik sembol veya yol demiştik.Bu yirmi iki sır aslında yaratıcıya giden 22 mutlak ve bozulmamış yoldur.Üzerine yıllardır eklene eklene hepsi mükemmel bir şekilde kusursuz yaratıcının merkabasına sahip olmuştur ve bizim kusurlu ve eksik merkabamızı belli bilgi seviyelerinde bizi anlatırlar.Evren bizle onlar vasıtasıyla konuşur.Onların negatif ve pozitif yönleriyle bizim kendi vicdan mukayeselerimizi yapmamızı sağlar ve Tanrıya götüren yolları bu 22 sır ile adeta mühürler.
Bu bilgiden sonra bakımcı kişisi bir kez kartlarını karşısındaki kişinin bilinçaltına yönlendirdiğinde bilinçaltı bütün enerjisini sembollere yöneltir ve kendini onlar vasıtasıyla anlatmaya başlar.Yani kendini misal üç kart üzerine akıtır ve bu üç kartta onun bilgi seviyesine dair farklı derecelerde bilgiler bulunur.Bütün sembollerin kişilerin soyut matrislerinde bir değeri yahut matematiksel konumu olduğu için semboller farklı açılımlara farklı pozisyonlarda yani ters düz olarak batıya Doğuya bakarak vs yansırlar, böylece doğru matematiksel değer ile eşleşmiş olurlar.
Bu aynı bir satranç tahtasında taşların doğru dizilmesi gibidir, kartlar da okuyucunun önünde olması gereken yerlerde dizilirler,geçmiş gelecek şimdi hanesi, aşk kariyer vs vs.Etramızdaki olasılıklar sürekli değişir ancak Tarot olasılıkları ve kişilikleri esasında uzaydadır ama okuyucunun niyeti adeta sembollerin soyut uzayda ki bir resmini çeker ve okuyucu da bu resimleri yorumlar. Bu demektir ki enerjiler ve olasılıklar ve yansıtımlar sürekli değiştiği için o yapılan yorum o anki durum için geçerlidir , durumun büyüklüğü yılları kapsayacağı gibi bir haftalık bile olabilir.
Böylece Tarot ile geleceği görebilme meselesine geliriz , okuyucu kişisi kişinin matematiksel alanında konumlandırılmış bu sembollerin o olasılıklar da yapacağı hareketleri yani konumları tahmin edebilir , semboller içerdikleri realiteler vasıtasıyla bazı yolları okuyucu için aydınlık kılarlar,yani şu şu konuma oturmuş sembolün ileri zamanlarda nasıl bir konuma geleceği çoğu zaman aşikardır ama kesin değildir, yani bu yarısına gelinmiş bir satranç oyununda bir atın artık yapabilceği bütün hamlelerin hesaplanması demektir, veya belli bir dereceye kadar ön görülmesi.Bu ön görülme de yine okuyucu kişisinin geçtiği realitelere bağlıdır, bu da yine kendi destesinden aldığı eğitimdir.Her ne kadar semboller yerleştirilen konumlarda gelecek olasılıkları aşikar etseler de-bunda kişinin kim olduğunun büyük bir etkisi vardır, burcundan isminden doğum saatinden hatta resminden bile yararlanılır- bütün uzayı bilme yetkisi sadece Mutlak varlık olan yaratıcıdadır. Böylece islamda geleceği görmekle gaybı bilmek/bilebilmek arasındaki farkı da açıklamış oluruz.Bir okuyucunun örnek kral kartının içindeki bütün kralları bilmesine imkan yoktur, kral kartı tek başına bir gaybdir, ama belli konumlarda belli düzenlerde dizilmiş kral bize ileriki zamanlarda nasıl bir yaratım göstereceğini pek ala anlatabilir.Özetle büyük arkana sonsuz olasılıklar evrenindeki yirmi iki hakiki yoldur, okuyucu kişisi bu yollardan kendi nasibince faydalanarak hakiki realite bilgilerini elde eder.Yani tarot destesiyle kendini hayat boyu eğitmiş olur.
hazar
Tarot , bilinçaltı semboller ve soyut matris üzerine; Bilinçaltı tıpkı bir projektör gibi farklı ve kompleks kaynaklardan aldığı enerjiyi hayatımıza yansıtır, eğer o geçmiş yaşamlarından veya bu hayatındaki hatırlamadığı tecrübelerinden kırmızı bir tohum almışsa hayatında da kırmızı bir elma veya kırmızı bir madde yaratacak demektir, bu durumda elma realitedir yani şuan yaşadığımız hayatın bütün renklerini, vicdan ve ahlak kurallarını, kendimize göre doğrularını bu elmanın rengi tadı ağırlığı vs oluşturur.
Projektörden yansıyan bu ışık aynı zamanda yaşayan her insandan da yansıyacak ve ortaya realite içi realiteler çıkacaktır.
Böyle bir durumda tek bir gerçekten veya makul bir vicdandan bahsetmenin imkansız olduğunu görürüz.O yüzden her insan hem kendi ışığını yaşar hemde başkalarının ışığından belli dereceler de bilgi alır. Etrafımızda gördüğümüz bütün büyük küçük problemler bilinçaltından yansıyan ışığın içindeki siyah yani bir nevi ışıksız kalmış bölgeler ile yaratılır.Buna da sevgi eksikliği deriz. Bunu büyük bir orkestra harmoni içinde akarken bir enstrümanın ritmi bozmasıdır yani arada çıkan aykırı bir sestir gibi örneklendirebiliriz.Ritim bir kez bozulduğunda yaratımın şablonunda bir uyumsuzluk meydana gelir yani maddenin hakikati yara almıştır.
Realite içi realiteler de bu ışıksız bölgeler bazen birbiriyle kesişerek daha büyük hayat problemlerini de oluşturacaktır. Haliyle kişinin hayatındaki bir maraz aynı zamanda herkesin hayatındaki bir marazdır ve bu yaratımdan ve temizlenmesinden bütün bilinçler sorumludur. Canlı bir bombanın yüzlerce kişiyi öldürmesi o bombanın realitesine dahil olmuş herkesin sorumluluğudur ve bu da bizi herkesin birbirinin tekamülünden de belli derecelerde sorumlu olduğuna getirir Bir dünya devresinin de başarıyla bitirilmesi tam olarak bu demektir.Sonsuz değişkenli bir uyum ve uyumsuzluk sistemini kendi üzerimize düşen kısımlarını temizlemek ve daha sonra da vicdandan tamamen arınıp vazife realitesinde diğer siyah bölgeler için çalışmak.
Bu yaratım şeklinin tamamem saf ışıktan ve sevgiden oluşmamasının bir nedeni vardır; O yüzden bu kısımda olayın en başına gideceğim. Mutlak varlık evreni yaratırken 19 ağızdan birden Ol diyerek yaratmıştır, tevratta geçen elohim yahut farklı gezegensel varlıklar aracılığıyla tecelli ederek....Bu yaratım uzun dünya devirleri boyunca bozulmadan ve ahenk içinde devam etmiştir arada olan bazı ve felaketle biten yaratım deneylerini saymazsak.Tabii ki de bu sistemin de kendine göre tekamül olanakları ve varlıkların ilerleyişleri de hesaplanmıştır ama biz şuan kendi sistemimize odaklanıyoruz.
Bizim içinde bulduğumuz yaratımın eksik ve tamamlanmamış olmasının nedeni Lusifer denen varlığın ta kendisidir.Lusifer bütün yaratım şablonlarını bilecek kadar yetkili bir varlıktır ve yüce Yaratıcı'nın izniyle bu dünya devrinde ahenk i bozarak yapay bir orkestra başka bir değişler sevgiden yoksun bir merkaba oluşturmuştur , ve şuan yaşadığımız dünya devrinin enerjisel temellerini de bu merkaba oluşturur haliyle etrafımızda gördüğümüz her şey esasında maddenin bu uyumsuz sese, yansıtıma verdiği tepkidir.Merkaba bir maddenin veya varlığın makro ve mikro hallerinin geometrik yaratım tasarısıdır.Lusifer tek başına gerçek varlıklar yaratamaz sadece onların sanal ve bizim gibi hafif yara almış kopyalarini oluşturabilir.Bu deneyin asıl amacı özgür irade denen şeyi şuanki devrin ruhlarına deneyimletmektir.Yani yaratıcıya farklı bir yoldan ulaşmak, eksik bir şekilde başladığımız yolu tamamlamak veya eksik bitirmeyi seçmek...
BU bilgilerden sonra sonra Tarot sır kartlarının bu sistemde nasıl bir yeri olduğuna ve bize ne anlatmaya çalıştıklarına geliriz, Tarot sembolizm üzerine kurulu bilinen en eski kehanet sistemlerinden biridir ve semboller de yüksek katmanlı realite bilgileri içeren sır düğümleridir.Yüzyılardır kullanılmaları özellikle büyük arkana karakterleri ne belli kimlikler belli vicdan realiteleri yani belli bilinçaltı kimlikleri katmıştır.
Örnek olarak Ermiş tek başına binlerce ermiş bilinçaltının grifit yapısına sahiptir ve kendi soyut matris i yine binlerce ermiş olasılığı içerir. Yani içine hayatının bir devrinde ermiş realitesini yaşamış sayısız insanın seçtiği yollar,karakter kişilik bilgisi yanlışlar hatalar alması gereken dersler vs gömülüdür. Bu bağlamda tarotun neden fal üzeri bir sistem olduğuna ve kişiyi nasıl kişisel bir yolculuğa çıkardığına geliriz.22 kart 22 farklı kişilik sembol veya yol demiştik.Bu yirmi iki sır aslında yaratıcıya giden 22 mutlak ve bozulmamış yoldur.Üzerine yıllardır eklene eklene hepsi mükemmel bir şekilde kusursuz yaratıcının merkabasına sahip olmuştur ve bizim kusurlu ve eksik merkabamızı belli bilgi seviyelerinde bizi anlatırlar.Evren bizle onlar vasıtasıyla konuşur.Onların negatif ve pozitif yönleriyle bizim kendi vicdan mukayeselerimizi yapmamızı sağlar ve Tanrıya götüren yolları bu 22 sır ile adeta mühürler.
Bu bilgiden sonra bakımcı kişisi bir kez kartlarını karşısındaki kişinin bilinçaltına yönlendirdiğinde bilinçaltı bütün enerjisini sembollere yöneltir ve kendini onlar vasıtasıyla anlatmaya başlar.Yani kendini misal üç kart üzerine akıtır ve bu üç kartta onun bilgi seviyesine dair farklı derecelerde bilgiler bulunur.Bütün sembollerin kişilerin soyut matrislerinde bir değeri yahut matematiksel konumu olduğu için semboller farklı açılımlara farklı pozisyonlarda yani ters düz olarak batıya Doğuya bakarak vs yansırlar, böylece doğru matematiksel değer ile eşleşmiş olurlar.
Bu aynı bir satranç tahtasında taşların doğru dizilmesi gibidir, kartlar da okuyucunun önünde olması gereken yerlerde dizilirler,geçmiş gelecek şimdi hanesi, aşk kariyer vs vs.Etramızdaki olasılıklar sürekli değişir ancak Tarot olasılıkları ve kişilikleri esasında uzaydadır ama okuyucunun niyeti adeta sembollerin soyut uzayda ki bir resmini çeker ve okuyucu da bu resimleri yorumlar. Bu demektir ki enerjiler ve olasılıklar ve yansıtımlar sürekli değiştiği için o yapılan yorum o anki durum için geçerlidir , durumun büyüklüğü yılları kapsayacağı gibi bir haftalık bile olabilir.
Böylece Tarot ile geleceği görebilme meselesine geliriz , okuyucu kişisi kişinin matematiksel alanında konumlandırılmış bu sembollerin o olasılıklar da yapacağı hareketleri yani konumları tahmin edebilir , semboller içerdikleri realiteler vasıtasıyla bazı yolları okuyucu için aydınlık kılarlar,yani şu şu konuma oturmuş sembolün ileri zamanlarda nasıl bir konuma geleceği çoğu zaman aşikardır ama kesin değildir, yani bu yarısına gelinmiş bir satranç oyununda bir atın artık yapabilceği bütün hamlelerin hesaplanması demektir, veya belli bir dereceye kadar ön görülmesi.Bu ön görülme de yine okuyucu kişisinin geçtiği realitelere bağlıdır, bu da yine kendi destesinden aldığı eğitimdir.Her ne kadar semboller yerleştirilen konumlarda gelecek olasılıkları aşikar etseler de-bunda kişinin kim olduğunun büyük bir etkisi vardır, burcundan isminden doğum saatinden hatta resminden bile yararlanılır- bütün uzayı bilme yetkisi sadece Mutlak varlık olan yaratıcıdadır. Böylece islamda geleceği görmekle gaybı bilmek/bilebilmek arasındaki farkı da açıklamış oluruz.Bir okuyucunun örnek kral kartının içindeki bütün kralları bilmesine imkan yoktur, kral kartı tek başına bir gaybdir, ama belli konumlarda belli düzenlerde dizilmiş kral bize ileriki zamanlarda nasıl bir yaratım göstereceğini pek ala anlatabilir.Özetle büyük arkana sonsuz olasılıklar evrenindeki yirmi iki hakiki yoldur, okuyucu kişisi bu yollardan kendi nasibince faydalanarak hakiki realite bilgilerini elde eder.Yani tarot destesiyle kendini hayat boyu eğitmiş olur.
hazar
