"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Tarikatların zararları

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Ori
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Ori

🌙
Moderator
Tarikatlar, bir dini veya mistik lider etrafında toplanan gruplardır ve genellikle bir dizi öğreti, ritüel ve inanç sistemi üzerine kuruludur. Ancak, bazı durumlarda tarikatlar potansiyel tehlikeler içerebilir:

1. Zihinsel Manipülasyon: Bazı tarikatlar, üyelerini zihinsel olarak manipüle edebilir ve bağımlılık yaratabilir. Bu, bireylerin özgürlüğünü kısıtlayabilir ve kimliklerini kaybetmelerine neden olabilir.

2. Finansal Sömürü: Bazı tarikatlar, üyelerinden yüksek miktarda para talep edebilir veya onları finansal olarak sömürebilir. Bu durum, üyelerin mali açıdan zarar görmesine yol açabilir.

3. Aile Bağlarının Zayıflaması: Tarikatlara katılan bireyler, aileleriyle ilişkilerini zayıflatabilir veya koparabilir. Bu, sosyal izolasyon ve duygusal yalnızlık gibi sorunlara yol açabilir.

4. Fiziksel ve Cinsel İstismar: Bazı tarikat liderleri, üyelerini fiziksel veya cinsel istismara maruz bırakabilir. Bu, güç dengesizliği nedeniyle zayıf konumda olan üyeler için ciddi bir tehlike oluşturabilir.

5. Toplumdan İzolasyon: Bazı tarikatlar, üyelerini dış dünyadan izole edebilir ve onları toplumdan uzak tutabilir. Bu, üyelerin bağımsız düşünme yeteneklerini kaybetmelerine ve toplumsal normlardan uzaklaşmalarına neden olabilir.

Bu tehlikelerin hepsi her tarikat için geçerli değildir, ancak bazı tarikatlar bu tür sorunları içerebilir. Bu nedenle, tarikatlara katılmadan önce dikkatli olmak ve araştırma yapmak önemlidir.

Alıntı.
 
Tarikatların gücünü kimler arttırır?
Ihmalkar aileler.

Ruhani veya kimlik bunalımına sürüklenen her birey, kendisine spritüel sağlamlıkta yol gösteren önderlere saygı ve tutku ile bağlanabilir.


Aileler tarikatlere genellikle çamur atarlar. Çocuklarımızı bizden koparıyorlar diye. Halbuki tarikatler başlangıç şartlarından asla sorumlu tutulamazlar.

Ihmalkarlık üzere gelişen her olayın asıl suçlusu ihmal edendir.
 
Son düzenleme:
Aileler tarikatlere genellikle çamur atarlar. Çocuklarımızı bizden koparıyorlar diye. Halbuki tarikatler başlangıç şartlarından asla sorumlu tutulamazlar.


İşin ilginci de her bir evebeyn, kendi evladını yine kendi içinde bastırılmış bir duygunun tezahürü olarak bulacaktır.
Bu doğanın kanunudur. Bastırılmış ve ötelenmiş duyguların neslin devamını oluşturan nüvelerin simyasında öncelikleri olacaktır. Duygu durum seyrinin ortalamasına doğrudan etki edecek bir ledüni hakikattir bu.

Alimden zalim doğar, Zalimden alim doğar demişler. Alimler fazla kucaklayıcı, affedici, hoşgörülü olabiliyorlar. Bunda sorun yok. Ama Bunu doğal yolla değil de kendi kul haklarını çiğneyerek yaptıklarında içsel enerjilerinde kullanamadıkları "celal" esması da üst soya bkolajlı olarak geçer. Bu bir tepki kalıtımıdır. Böylece bir sonraki yenerasyondaki yemeğin tuzu fazla kaçmiş olur.

Mesela bakıyorum bazı çocuklarda "sosyal utanç sendromu" oluyor. Hem de sebepsiz yere. Bu yine aynı şekilde evebeynlerin işledikleri ve telafi etmeden öteledikleri bağzı ağır itham ve amellerin psikolojik ağırlığını bilinç altlarına gömdükleri için oluyor. Böylece kendi evlatlarının laftan anlamak istemeyen, direnç gösteren, maya tutmayan yönleri ile boğuşmak zorunda kalıyorlar.


Çok uzattım yine. Ama aileler öyle bir bozuldu ki, artık hiçbir semptomun bastırılması sorunu çözmüyor. Bütüncül bir evren okuması yapılamadıkça bastırılan her türlü semptom mutlaka başka bir yerden başka bir sorun olarak ortaya çıkıyor. Hal böyle olunca da kadınlar artık çocuk sahibi olmak bile istemeyecek kadar fıtratlarına yabancı hale geldiler malesef.
 
Geri
Üst