Tanrının idealleri

Aisling

Kayıtlı Üye
Katılım
31 Tem 2016
Mesajlar
978
Tepkime puanı
1,487
Konum
HARİKALAR DİYARINDA
İdealizm: Felsefede, en geniş anlamıyla, tinsel güçlerin evrendeki tüm süreçleri ya da olup bitenleri belirlediğini savunan tüm felsefe öğretilerini içerecek biçimde kullanılan terimdir. Var olan her şeyi "düşünce"ye bağlayıp ondan türeten; düşünce dışında nesnel bir gerçekliğin var olmadığını, başka bir deyişle düşünceden bağımsız bir varlığın ya da maddi gerçekliğin bulunmadığını dile getiren felsefe akımını niteler.

Platon'a göre gerçek varlık idea, "düşünce varlığı"dır. Platon "düşünülür dünya" (idealar dünyası) ile "duyulur dünya" (görüngüler dünyası) ayrımına gitmiş; duyulur dünyayı gölgelerden ibaret bir görünüşler dünyası olarak betimlerken, düşünülür dünyayı değişmez gerçeklikler diye gördüğü idealardan oluşan gerçek dünya olarak ilan etmiştir.

Herkes mutlaka ideadalar dünyasını okul sıralarında duymuştur. Yinede, şöyle kısacık bir özet niteliğinde belki hiç duymamış, belki duyupta unutmuş olanlar için iki paragraflık bir alıntı yaptım.

Şimdi gelelim asıl konuya: Soruma.

Tanrı "yoktan var etme, yaratma gücüne sahip nihai varlık" olarak betimlenir. En bilinen vasıflarından biridir. Platon'un idealar dünyasından gidersek, asıl gerçek dünya düşünceler dünyası ise, bizlerde asıl "tek gerçek" olan tanrının düşünce gücünde tinsel tarafımızla birer idea, bedensel tarafımızla ise birer gölgemiyiz? Varlık, tanrı aklının ürünü bir gölge midir? Varlık, tanrının düşüncesi midir? Biz onu değil, o düşüncelerini, yaratıklarını tecrübe ediyor olabilir mi? Siz bu konuda ne dersiniz?

Bizler tanrının hayalleri, idealize ettikleri miyiz?
 

düşünen ve inanan

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
703
Tepkime puanı
1,221
1(Fiziksel varlık yorumum)

/Bana kalırsa biz sadece ekolojik döngünün tıpkı diğer canlıları gibi belli nitelikte donatılmış kimyasal filtreleriyiz. Düşüncelerimiz ise döngü içindeki eylemlerimizi çeşitlendiren algoritmalar... Sonuçta zihnimiz bizi yönlendiren ana kumanda. Düşüncelerimize bağlı yapım ve yıkım rolünü üstleniyoruz. /

2.(İdeasal gerçeklikliğimiz ve sorgulanması hakkında yorumum)

Buradaki daha ülvi varlığımız tanrısal açıdan bir deneysel gözlem ise amacı nedir? Kendini test etmek mi yoksa başka boyutlarıın ya da evrenlerin kapısını aralamak mı amaç?
Eğer kendini, yarattıklarını, test ediyor ise ölüm anlamlanır. Fakat bunca ölüm kendini, düşüncelerini, test etmesi için yetmemiş midir? İstikrarlı devamlılığın amacı nedir? Yoksa başka bir sonrakinin(?) varlığı için dünyadaki düşünce sorgulaması devam mı etmesi gerekmektedir? *O zaman amaç artık düşünce sorgulanması dışına çıkmaz mı?
(Tabii, zaman boyutu veya zaman algısı tanrının eylemlerini ya da ihtimallerini sorgulatırken bizi yanıltabilir.)

Kendi düşüncelerini test eden tanrı bedenler askıya asılınca daha da tanrılaşmakta mıdır? Yoksa egosu yüzünden tanrılaşmak isteyen insan, ölümü kendine yakıştıramayıp düşünceleri ile ölümsüzlüğe sahip mi olmaya çalışmaktadır?
...
.... Bu böyle devam eder

Açıkçası dinsel ve yaradılış açısından her zaman soru işaretlerinde öteye gidemedim..
Her şey mümkün, mümkünsüzlük bile diyerek topu başkasına paslıyorum :)
 
Üst