Tanrı

XirisX

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Eyl 2018
Mesajlar
190
Tepkime puanı
832
Konum
İstanbul
Çok eski günlerde, daha sözlerin ilk titreşimleri dudaklarıma henüz geldiği zamanlarda, kutsal dağa çıktım ve Tanrı’yla konuştum, “Efendi, ben senin kölenim. Senin sırrın benim yasam olacak ve sonsuza kadar ona itaat edeceğim.”

Fakat Tanrı bana cevap vermedi ve şiddetli bir fırtına gibi uzaklaştı.

Ve bin yıl sonra kutsal dağa çıktım ve Tanrı’yla tekrar konuşup dedim ki, “Yaratıcı, ben senin yarattığınım. Sen beni balçıktan Şekillendirdin ve benim olan her şeyi sana borçluyum.”

Ve Tanrı cevap vermedi, onun yerine bin kanadı varmış gibi hızla uzaklaştı.

Ve bin yıl sonra kutsal dağa tırmandım ve Tanrı’yla tekrar konuştum ve dedim ki, “Baba, ben senin oğlunum. Bana merhamet ve sevgiyle hayat verdin ve ben de sevgiyle ve tapınmayla senin krallığını devralacağım.”

Ve Tanrı cevap vermedi ve uzak tepeleri gizleyen bir sis gibi uzaklaştı.

Ve bin yıl sonra kutsanmış dağa tırmandım ve Tanrı’yla tekrar konuşup dedim ki, “Tanrım, amacım, tamamlayıcım; ben senin dününüm ve sen benim yarınımsın. Ben senin topraktaki kökünüm ve sen benim göklerdeki çiçeğimsin ve biz güneşin önünde birlikte gelişiriz.”

O zaman Tanrı bana doğru eğildi ve kulaklarıma tatlı sözler fısıldadı ve denizin kendisine doğru koşan dereyi kucaklaması gibi beni kucakladı.

Ve vadilere ve ovalara indiğimde Tanrı da oradaydı.

Halil Cibran - Deli
 

Kont Dracula

Banlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2019
Mesajlar
238
Tepkime puanı
303
Konum
Karanlığın uçurumuna daldım dibe gidiyorum.
İnsan oğlu ilk konuşmaya başladığında (ki burdan kastı düşünmeye başlaması gibi şeylee olabilir) Tanrıya köle olduğunu söylüyor ve cevap gelmiyor çünkü yanlış bir düşünce.
İkinci paragrafta arada geçen zamandan insan gelişiyor ve yaratılışını kavrıyor falan ama tanrı yine cevap vermiyor. Sonra yine aradan zaman geçiyor insanoğlu gelişiyor ve inanç daha iyi daha gelişmiş bir hal alıyor. Semavi dinler halini diyebiliriz sanırkm buna. Ama halen yeterli değil belki de yanlış. Ve cevap gelmiyor.
Sonra tanrı olduğumuzun, olabileceğimizin farkına varıyoruz. Gelişerek tanrı olabileceğimizden bahsediyor sanıyorum ki.
Ben böyle anladım yanlış yönlendirdiysem düzeltin lütfen.
 

Banisteriopsis

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ağu 2011
Mesajlar
386
Tepkime puanı
49
Tarihsel, dinsel olarak bir bağlayıcısı yok ancak hikaye olarak devamı yazılabilir güzel bir düşünce..
 

Seuta

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Kas 2016
Mesajlar
274
Tepkime puanı
251
Yaş
34
Okurken dinleri gecirdim aklimdan 4 buyuk din ve gonderilen peygamberler onlara ithafrn sanirim
 

Seraphine

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2017
Mesajlar
472
Tepkime puanı
734
Yaş
30
Konum
Hall of Guides
Bence felsefik yaklaşımı saymazsak ortada çok anlamlı bir sonuç kalmıyor. Tanrı ve insan bir değildir. İnsanın tanrısallığı daha farklı bir düzeyde tezahür eder ve gerçek tanrısallık ile eş değer kabul edilemez. Bu kısımdan biraz ters geldi bana.
 

XirisX

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Eyl 2018
Mesajlar
190
Tepkime puanı
832
Konum
İstanbul
Bence felsefik yaklaşımı saymazsak ortada çok anlamlı bir sonuç kalmıyor. Tanrı ve insan bir değildir. İnsanın tanrısallığı daha farklı bir düzeyde tezahür eder ve gerçek tanrısallık ile eş değer kabul edilemez. Bu kısımdan biraz ters geldi bana.
İnsanın tanrısallığı nasıl farklı bir düzeyde belirir, biraz daha açar mısın sevgili Seraphine?
 

Seraphine

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2017
Mesajlar
472
Tepkime puanı
734
Yaş
30
Konum
Hall of Guides
İnsanın tanrısallığı daha alt seviyededir. Sadece yaşadığı yaşam boyutunda anlam kazanır. Yani sadece içinde yaşadığı evrende hali hazırda bulunan kaynakları kullanarak Tanrısallık gerçekleştirir. Enerjiyi yönlendirirken yeni bir enerji yaratmaz mesela, var olan enerjiyi manipüle eder. Çünkü insan deneyimlemediği birşeye erişim sağlayamaz. Oysa Tanrı her türlü enerji formuna erişim sağlayabilir ve yenilerini yaratabilir. Boşuna yaratıcı demiyoruz. Yoktan var edebilen. Direk bakarsanız insan da yoktan yapıyor gibi gözüküyor ancak dediğim gibi sadece enerji manipülasyonu bizim yaptığımız. Ben bu onuda her türlü iddiaya girerim. İnsanların yaptığı veya yapabileceği herşeyin temeli bu maniplasyona bağlı.

Yukarıda ki yazının bni rahatsız eden tarafı insanın kendini bu kadar yüceltmesiydi. Aslında bu bir nevi ego ve sadece rahatlatıcı geldiği için göze batmıyor. Şimdi burada tanrı kim, sen kim derler, kimse alınmasın. Hani daha farklı bir örnek vermem gerekirse: Tanrıı forum admini rütbesinde düşünün, sadece 1 tane var. İnsanların tanrısallığı ise moderatör rütbesinde. Olay bundan ibaret.
 

XirisX

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Eyl 2018
Mesajlar
190
Tepkime puanı
832
Konum
İstanbul
Bu güzel bilgiler için çok teşekkürler, yazdıklarınıza harfiyen katılıyorum. Zaten paylaştığım yazıda da insanın tanrı ile eş değer tutulduğuna değil, insanın özünün ondan geldiği için ondan ayrı olamayacağına, yani efendi-köle ilişkisi gibi bir ilişki olmayıp esasında çok derin bir bağ ile bağlı olunduğu mesajı verilmeye çalışıldığına inanıyorum.
 

Kont Dracula

Banlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2019
Mesajlar
238
Tepkime puanı
303
Konum
Karanlığın uçurumuna daldım dibe gidiyorum.
Arkadaşlar halen günde 12 saat çalıştırılan insanlar var ne tanrısından bahsediyoruz burada. Vahşeti görebiliyor musunuz? Bir kaç gün önce ankarada sokak hayvanlarını zehirlemişler ? Nerede bu tanrı ? Tecavüzler? Katiller ? Bu basit soruyu görmezliğe devam etmeyin artık. Bunca acı varken tanrı var olmaz.
 

XirisX

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Eyl 2018
Mesajlar
190
Tepkime puanı
832
Konum
İstanbul
Arkadaşlar halen günde 12 saat çalıştırılan insanlar var ne tanrısından bahsediyoruz burada. Vahşeti görebiliyor musunuz? Bir kaç gün önce ankarada sokak hayvanlarını zehirlemişler ? Nerede bu tanrı ? Tecavüzler? Katiller ? Bu basit soruyu görmezliğe devam etmeyin artık. Bunca acı varken tanrı var olmaz.
Dünyada bunca acının, savaşın, açlığın, hastalığın olmasının sebebi, bu boyutun zıtlıklar üzerine kurulu bir fizik boyutu olmasıdır. Burada kötü olmadan iyi var olamaz. Karanlık olmasaydı ışığın varlığını bilemezdik. Tanrısal boyutta ise her şey birdir.
 

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,254
Tepkime puanı
3,152
Ne olduğu konusunda herhangi bir fikre bile mensup olmayan ve kesinliğini sadece ödüle bağlı değerlendiren bir ırk olduğumuzu düşünüyorum. O yüzden tanrısallık veya ona inceden giriş yapmaya çalışan insanların bazı sebeplerin arkasına sığındığı kanaatindeyim. Tabi bu fikrim sadece şuanlık diyelim. Gerçek çok uzakta, belki de dağlarda...
 

Seraphine

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2017
Mesajlar
472
Tepkime puanı
734
Yaş
30
Konum
Hall of Guides
Tanrı insanların çekebileceği bir yardım kolu değildir. Onun yardımına, merhametine veya sevgisine ancak çaba ile kavuşulabilir. Bir olayı değerlendirirken sadece salt sonuç ele alınmamalı. O durumun oluşmasını sağlayan bir çok alt parça bulunuyor. Bir tecavüz haberi duyulduğunda herkes ayıplayıp bela okuyor ancak yeri geldiğinde o hareketi yapmayı düşündükleri gerçeği ne oluyor? Çokça yazdığım bir şey aslında bu. Artık merhamet ve sevgiyle kurtulacağız dönemi bitti. Polyannacılık kimseyi kurtarmayacak. Ceza yaklaşıyor ve günahkarlar bu ateşe ilk girenler olacak. Tanrının merhameti sadece inançlıları kapsar. Tanrıya bugüne kadar ne verdiniz? Ona ne kadar şükrettiniz? Ve ne düzeyde onun kurallarını önemsediniz? Bunların cevabı ancak Tanrıyı sorgulama hakkını verebilir, eğer doğru adımlar yapıldıysa. Bugüne kadar saldım çayıra mevlam kayıra yaşayıp, bugünden sonra mucizevi şeyler beklemek oldukça absürt bence.
 

Isobelzxc

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ağu 2018
Mesajlar
421
Tepkime puanı
330
Alıntı cok guzelmis, ince bir nuams iceriyor.
Insanlar Tanri yi bile yargiliyor yok niye buna karismiyor niye bu duzen boyle gibisinden
Ya da Tanri bir tuccar da ne verdin ki ne alasin gibisinden
Oysa Tanri oyle guzel saf bir sevgi ki...
 

Caraco

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Tem 2017
Mesajlar
48
Tepkime puanı
34
Tanrı için özellikle kötülük problemi konusunda tarih boyunca birçok savunu üretilse de başarılı olunmamış.
Her şey zıttıyla vardır denmiş ve kötülüğün varlığı savunulmaya çalışılmış. Bu doğru değildir. Bir şeyin karşılaştırma ölçütünün illa onun zıttı, karşıtı olması gerekmez. Onun olumsuzu da yeterlidir. Örneğin kuşların ötüşünün sizde güzel hisler uyandırmasını düşünün. Kuşun sesindeki güzelliği farketmek için aklınıza karga sesi mi getirirsiniz? Elbette hayır. Çünkü güzellik, kendi başına var olan bir şeydir, zıttıyla var olan bir şey değil. Ayrıca güzelliğin kıyaslamasının illa çirkin ile yapılması gerekmez, güzelliğin yokluğu da kıyas olabilir. Ve güzelliğin yokluğu illa çirkinlik anlamına gelmez. Sıfırın negatif bir sayı olmaması gibi.
İyiliği bilmek için de kötülüğün varlığı gerekmez, iyinin yokluğu da bir kıyas ölçütü olabilir, ve bu kötülükle aynı şey değildir. Başka eleştiriler de getirilebilir ama hepsini tek tek yazmaya gerek olduğunu zannetmiyorum.

Tecavüz kınanıyor ama herkesin aklından geçiyor denmiş. Bunun sorumlusu yine tanrıyken, nasıl insanı suçlayabilirsiniz? İnsanı bunu düşünecek şekilde yaratan tanrının kendisidir size göre.
Kötülüğü yapan kadar, her şeye gücü yetip kötülüğe engel olmayan varlık da kötüdür. şeytandan farksızdır. Tanrının merhameti inançlılar içinmiş. Çocukların inanma gibi bir sorumluluğu yoktur, ama onca acıya maruz kalan çocuklar varken tanrının merhameti denilen şey ortalıkta pek gözükmüyor. Yani bir tanrı olduğu ve merhametli olduğu, bizim yanılgımızdan ibaret.
 

Seraphine

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2017
Mesajlar
472
Tepkime puanı
734
Yaş
30
Konum
Hall of Guides
Yani böyle bir şey olabilir mi. Yazdığınızın ilk paragrafını kurken mantıklı ve ölçülü bir ilerleyiş vardı. Ancak bana göre bu düzen ikinci paragrafta bozulmaya uğramış. Tanrı'mı diyor kardeşim git ona buna sapıklık yap diye? Tanrı insanın zihnini şekillendirse neden ona irade versin? Sen düşüneceksin, tartıp ölçüp tecavüzün kötü bir şey olduğunu idrak edeceksin. Orada bahsettiğim şey daha farklıydı. Tecavüz bir eğrelti olarak gösteriliyor ve kınanıyor ancak onu kınayan kişilerde zamanı gelince aynı düşünceye sahip oluyor. Bu durumda fark ne? diye bir sitemdi sadece.

Çocukların yaşadıkları şey ailelerine yükümlülük ile bağlıdır. O çocuğun yaşadığı şeyler genelde aileden kaynaklı olur çünkü. Ve burada zaten evrensel karma o bireyler için oluşuyor ve sonuçlarını görüyorlar. Öyle bir sisteme işliyor ki, kimsenin hakkı kimsede kalmıyor. Öyle veya böyle hesaplar kapatılıyor. Bu durumda bir Tanrı ve onun merhameti olmadığı da sizin yanılgınızdan ibaret olmuyor mu?
 
Üst