OneRepublic
Kayıtlı Üye
Üç kadın oğullarının özellikleri hakkında sohbet ediyorlardı. İlki şöyle dedi...
Biz Cennet’te sonuca bakarız. Vaazda söylediğin her şeyi dikkatle dinlerler miydi” diye sorunca, Aziz Peter “Gerçeği söylemek gerekirse inancın önemini anlatmakta çok başarılı değildim. Bazıları uyurdu” diye cevap verdi
Üç kadın ve oğulları
Üç kadın oğullarının özellikleri hakkında sohbet ediyorlardı. İlki şöyle dedi:
“Oğlumun rahip olmayı seçmesinden dolayı gururluyum. Ne zaman bir yere girse insanlar ona saygıyla bakıyor ve ‘Sevgili Peder’ diyerek karşılıyor.”
İkinci kadının gözleri parladı ve o da hemen söz aldı:
“Ben senden çok daha mutluyum çünkü benim oğlum sadece rahip olmakla kalmadı ardından kardinallik görevine getirildi. Bu yüzden ne zaman bir yere girse insanlar hemen başlarını saygıyla eğiyor ve elini öpüp ‘Yüce Efendimiz’ diyor.”
Onlar konuşurken üçüncü kadın sessizce duruyordu. Diğer ikisi ona dönüp sordular:
“Peki ya senin oğlun?”
“Benim oğlum mu? Kendisi 1.80 boyunda, gür saçlı ve mavi gözlüdür. Ve ne zaman bir yere girse içerideki herkes önce ona sonra birbirine bakar, ardından da ‘Aman Tanrım’ der!”
Taksi şoförü ve rahip
Rahip ölür ölmez doğruca cennete gitti. Kapıda Aziz Peter tarafından karşılandı, sonra güzelim bahçelerin içinden geçip ilerledi ve birden bire bir şey fark etti: Kendi cemaatinden olan ve iki yıl önce kötü şoförlüğü yüzünden kaza yapıp ölen taksi şoförü bu kutsal mekânın hiyerarşisinde kendisinden daha üst seviyedeydi.
“Anlayamıyorum” diye söylendi Aziz Peter’e; “Ben bütün hayatımı ibadete ve cemaatime adadım oysa bu adam bu seviyeye yükseltilmeyi hak etmek için hiçbir şey yapmadı!”
“Biz burada cennette asıl sonuca bakarız. Söylesene, insanlar sen vaaz verirken söylediğin her şeyi dikkatlice dinlerler miydi her zaman?”
“Gerçeği söylemek gerekirse, itiraf etmeliyim ki inancın önemini insanlara anlatırken her zaman o kadar başarılı değildim. Bazen cemaatimdeki bazı insanların vaazım sırasında uyuduğunu fark ederdim.”
“İşte şimdi bu taksi şoförünün burada neden bu kadar itibar gördüğünü anlayabilirsin. Onun taksisine binen insanlar ateist bile olsa imana geliyorlardı. Sadece uyanık ve pür dikkat kesilmekle kalmıyor bir de yol boyunca durmadan dua ediyorlardı!”
Sözünü tutmak
Kötü kalpli iki erkek kardeş köyde çalıştırdıkları işçilerini sürekli istismar ediyorlardı. Ama itibarlı görünmek için her pazar kiliseye gitmeyi de ihmal etmiyorlardı.
Yaşlı papaz emekli olmaya karar verdiğinde yerine yeni bir papaz gönderildi; yeni gelen her zaman doğruyu söylemesiyle nam salmış, müthiş bir karizmaya sahip genç bir papazdı. Şevkle dolup taşan yeni papaz kilisede bazı yenilikler yapmaya karar verdi. Cemaatinden bu yenilikler için bağış toplamaya başladığı sıradaysa kötü kalpli kardeşlerden biri öldü.
Cenazeden bir gün önce diğer kardeş papazı ziyaret etti ve kilisenin yenilenmesi için gereken parayı karşılayacak bir çeki ona uzattı.
“Ama bir şartım var” dedi; “Yarın cenazeyi kutsarken kardeşimin gerçek bir aziz olduğunu söyleyeceksiniz. Sizin her zaman sözünüzü tuttuğunuzu biliyorum.”
Papaz adama istediği şeyi yapacağı konusunda söz verdi ve sonra çeki alıp kilise harcamaları için bozdurdu.
Ertesi gün cenaze sırasında da sözünü tuttu:
“Burada yatan kötü bir adamdı” dedi törende papaz; “Fakir insanları istismar etti, çok yüksek faizlerle borç para verdi, karısını aldattı ve zayıfları sömürdü.”
Papaz bir an durdu ve son cümleyi de ekledi:
“Ama hâlâ burada bizim aramızda olan kardeşiyle karşılaştırıldığında o gerçek bir azizdi.”
Paulo Coelho
Biz Cennet’te sonuca bakarız. Vaazda söylediğin her şeyi dikkatle dinlerler miydi” diye sorunca, Aziz Peter “Gerçeği söylemek gerekirse inancın önemini anlatmakta çok başarılı değildim. Bazıları uyurdu” diye cevap verdi
Üç kadın ve oğulları
Üç kadın oğullarının özellikleri hakkında sohbet ediyorlardı. İlki şöyle dedi:
“Oğlumun rahip olmayı seçmesinden dolayı gururluyum. Ne zaman bir yere girse insanlar ona saygıyla bakıyor ve ‘Sevgili Peder’ diyerek karşılıyor.”
İkinci kadının gözleri parladı ve o da hemen söz aldı:
“Ben senden çok daha mutluyum çünkü benim oğlum sadece rahip olmakla kalmadı ardından kardinallik görevine getirildi. Bu yüzden ne zaman bir yere girse insanlar hemen başlarını saygıyla eğiyor ve elini öpüp ‘Yüce Efendimiz’ diyor.”
Onlar konuşurken üçüncü kadın sessizce duruyordu. Diğer ikisi ona dönüp sordular:
“Peki ya senin oğlun?”
“Benim oğlum mu? Kendisi 1.80 boyunda, gür saçlı ve mavi gözlüdür. Ve ne zaman bir yere girse içerideki herkes önce ona sonra birbirine bakar, ardından da ‘Aman Tanrım’ der!”
Taksi şoförü ve rahip
Rahip ölür ölmez doğruca cennete gitti. Kapıda Aziz Peter tarafından karşılandı, sonra güzelim bahçelerin içinden geçip ilerledi ve birden bire bir şey fark etti: Kendi cemaatinden olan ve iki yıl önce kötü şoförlüğü yüzünden kaza yapıp ölen taksi şoförü bu kutsal mekânın hiyerarşisinde kendisinden daha üst seviyedeydi.
“Anlayamıyorum” diye söylendi Aziz Peter’e; “Ben bütün hayatımı ibadete ve cemaatime adadım oysa bu adam bu seviyeye yükseltilmeyi hak etmek için hiçbir şey yapmadı!”
“Biz burada cennette asıl sonuca bakarız. Söylesene, insanlar sen vaaz verirken söylediğin her şeyi dikkatlice dinlerler miydi her zaman?”
“Gerçeği söylemek gerekirse, itiraf etmeliyim ki inancın önemini insanlara anlatırken her zaman o kadar başarılı değildim. Bazen cemaatimdeki bazı insanların vaazım sırasında uyuduğunu fark ederdim.”
“İşte şimdi bu taksi şoförünün burada neden bu kadar itibar gördüğünü anlayabilirsin. Onun taksisine binen insanlar ateist bile olsa imana geliyorlardı. Sadece uyanık ve pür dikkat kesilmekle kalmıyor bir de yol boyunca durmadan dua ediyorlardı!”
Sözünü tutmak
Kötü kalpli iki erkek kardeş köyde çalıştırdıkları işçilerini sürekli istismar ediyorlardı. Ama itibarlı görünmek için her pazar kiliseye gitmeyi de ihmal etmiyorlardı.
Yaşlı papaz emekli olmaya karar verdiğinde yerine yeni bir papaz gönderildi; yeni gelen her zaman doğruyu söylemesiyle nam salmış, müthiş bir karizmaya sahip genç bir papazdı. Şevkle dolup taşan yeni papaz kilisede bazı yenilikler yapmaya karar verdi. Cemaatinden bu yenilikler için bağış toplamaya başladığı sıradaysa kötü kalpli kardeşlerden biri öldü.
Cenazeden bir gün önce diğer kardeş papazı ziyaret etti ve kilisenin yenilenmesi için gereken parayı karşılayacak bir çeki ona uzattı.
“Ama bir şartım var” dedi; “Yarın cenazeyi kutsarken kardeşimin gerçek bir aziz olduğunu söyleyeceksiniz. Sizin her zaman sözünüzü tuttuğunuzu biliyorum.”
Papaz adama istediği şeyi yapacağı konusunda söz verdi ve sonra çeki alıp kilise harcamaları için bozdurdu.
Ertesi gün cenaze sırasında da sözünü tuttu:
“Burada yatan kötü bir adamdı” dedi törende papaz; “Fakir insanları istismar etti, çok yüksek faizlerle borç para verdi, karısını aldattı ve zayıfları sömürdü.”
Papaz bir an durdu ve son cümleyi de ekledi:
“Ama hâlâ burada bizim aramızda olan kardeşiyle karşılaştırıldığında o gerçek bir azizdi.”
Paulo Coelho