Suryanamaskara

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,246
Tepkime puanı
3,122
Kelime anlamı olarak, surya-güneş, namas-selam'dır. Bu hareket güneşe selam anlamındadır. Binlerce yıl önce yogiler bu hareketleri sabah, güneşin doğduğu ve akşam battığı yöne doğru uygulayarak uygulayarak, güneşi selamlar ve uğurlarlarmış. Harekete, başlangıçta bir-iki turla başlanır. Asana yoga hareketlerinden sonra, giderek amaca göre arttırılır. Bütün eklemleri çalıştırdığı, dolaşımı düzenlediği ve lenf drenajı (boşaltımı) arttırdığı, temel kasları güçlendirdiği ve eklemleri nemlendirdiği, iç organlara masaj yaptığı için sağlık açısından çok yararlı hareketlerdir. Yumuşak bir akışkanlık içerisinde; her bir hareketten sonrakine geçerken burundan nefes alıp ağızdan vererek ve her bir tur, yaklaşık bir dakika sürecek şekilde uygulanır.
Zayıflama amaçlı olarak da uygulanabilen bu hareketler; sabah ve akşam 15 veya 20'şer tur yapıldığı takdirde yağ erimesi açısından oldukça yararlıdır. Özellikle dışarıda aktif spor yapamamaktan şikayet edenler için iyi bir çözümdür. Ancak mutlaka azdan başlayıp giderek arttırılmalı, hareketleri yaparken zorlanmamaya dikkat edilmelidir.

Suryanamaskara düzenli yapıldıkça, bütün eklemlerin, bacakların, omuriliğin esnekliğini ve dayanıklılığını arttırır. Ancak bel fıtığı veya omurilikte ciddi bir problemi olanların bu hareketleri yapmadan önce bir fizyoterapiste danışmaları önerilir.

4 ve 9. hareketlerde her bir turda öne gelen hareket değişir.
3 ve 10. hareketlerde de zorlanmamaya dikkat edilmelidir.
5,6 ve 7. hareketleri yaparken tek bir hareket yapıyormuşçasına bir bütünlükte davranılmalıdır.


Ekli dosyayı görüntüle Resim için tıklayın.jpg

Kitaplardan alıntı.
 
Ü

Üye silindi 57044

Öyle yaparlardı.. Sebebi şudur; Çünkü güneş, ışık, aydınlık hep yaradan ile bir tutulmuştur.. mantıklıdırda.. ama semboldür.. o zamanın insanları kaba'ya veyahut kudüse yönelmezlerdi.. öyleyse onlar ibadetlerinde nereye yönelirlerdi? Hindistanda tek tanrılı bir din var ve o coğrafyadaki insanlar brahmayı tek yaratıcı olarak tanıyor.. şiva sol vişnu sağ.. anne ve baba.. ama en nihayetinde tek bir yaratıcı vardır.. oda brahmadır...

Nereye yönelirler? hiç şüphesiz güneşe yönelirler, ateşe yönelirler, ışığa, nura yönelirler.. Çünkü yaradanın manevi etkileri ona benzer.. sanki bir adamın kalbinde güneş doğar gibi olur..

Zerdüşlüktede ateş o yüzden kutsaldır.. Ahura mazda sağdır.. yang'dır ve ateştir.. diğeri ise sol'dur.. kutsal dışıdır.. yindir ve su'dur.. karanlıktır kısacası..

bu öğretiler bu şekilde geliyor.. nereden geliyor? Maneviyattan geliyorlar.. Binlerce yıl öncesinden geliyorlar.. Esasında yalnızca tek bir öğreti ve tek bir yönelim vardır.. Geçmişteki insanlar bunu anlayabiliyorlardı.. 3000-4000 yıl önceki insanlar bunu anlayabiliyorlardı.. doğada işleyen güçleri, mekanizmaları anlayabiliyorlardı. Yaradanı anlayabiliyorlardı.. çünkü bayağalıkları azdı. Egoizmleri azdı.. Esasında hepsi bir nevi Allah dostuydular.. doğa ile mutabakat ve barış halindeydiler.. doğal kanun ve yasalarla barış halindeydiler...

Fakat daha sonra süreç bozuldu.. İnsanlar fiziksele battıkca manevi sembollere fiziksel anlamlar yüklemeye başladılar ve dinleri ortaya çıkardılar.. dinler ortaya çıktı..

Doğa ana kavramı vardır.. Bir çok ateist ve materyalist böyle söyler.. Neden doğaya ana diyorlar ki? bir ateist doğaya ana dememeli.. öyle diyorlar.. Çünkü maneviyattan gelir.. doğa gerçektende anne'dir.. dişidir.. nukva'dır.. bu öyle evette ateistlere bundan ne? bu koşul hep benim kafamı karıştırmıştır.. doğanın vericiliğini görüyorlar.. Onun anne gibi olduğunu, ihsan etmeye yönelik çalıştığını görüyorlar.. Binah'yı görüyorlar.. or hasadim(merhamet) ışığını görüyorlar.. Ama hepsi o kadar demekki dedim..
 

Similar Threads

Cevaplar
2
Görüntüleme
3K
Üst