"komutanım kusura bakmayın da ben canımı sokakta bulmadım" diyen bir nesil yetişmiş
kes cezayı
Askerliğimi şırnakta yaptım, dediğiniz sözü bir gece kule nöbetindeyken düşündüm. Ohal bölgesinde yapanlar çok iyi bilir ki taciz atışının nereden geleceği hiç belli olmaz. Her neyse nöbetteyim kulede sadece 2 kişiyiz kule 2 katlı birazda taburun dışında kalıyor. Düşündüm ki aslında tabur veya tugay etrafında nöbet tutan askerlerin çoğu aslında birer açık hedef, kuleler sadece saldırının nereden geldiğini anlayabilmek. Çünkü saldırı atacak bir terörist roket ile geliyor ve nöbet tuttuğunuz kuleye atılırsa aldığınız 3 ay eğitim, her hafta temizlediğiniz silah, arazi bilginiz tamamen boşa gidiyor. Temizlediğiniz silah ile kendinizi bile savunamadan fırlıyorsunuz. Çok kötü bir durum en azından karşılık verebilme şansımız olur, en azından bende sıktım diyebilmek var. Eski baskınlarda sürekli kuleleri roketleyip girerlermiş. Hatta pskolojik baskı ile telsizlere karışıp askeri komutanını teslim etmesi için zorlarlarmış. Benim yaptığım 12 ay boyunca 3 ayı eğitim olarak çıktığımızda 4 defa arazide taciz atışıydı ve çoğu zaman en öndeki ve ortadaki darbe alıyordu. Dediğiniz cümle şu durumda geçerli aslında arazidesiniz ve tehlike arz eden yerden geçiyorsunuz timin önündeki bir asker arkadaşınız uyumamış ve yorgun düşüyor halisünasyon görüp yere yatıp ateş etmeye başlıyor boşluğa doğru. Sizin canınızda o durumda yolda bulunmuş gibi oluyor.
Halisünasyon görüp sıkan çok askerde. Duran varili yürüyor olarak görenler, uçan sineklerle sohbet edenler, gece atış sesleri duyanlar, şarjör takma sesleri duyanlar ve uzayıp gider.