Şimdi ve sonuçları-Düşünceler!

Ambriel

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Eyl 2010
Mesajlar
172
Tepkime puanı
69
Konum
''Olmak'' istediğim yerdeyim!
İş
112-Alarm, Hipnoz...
GizliMabet parapsikoji ailesi olarak çoğumuzun sıklıkla duyduğu bir konuya tekrar değinmek istiyorum. Sadece kendimizle bir süre olmak, huzuru içimize çekmek, bize neyin iyi geldiğini bilmek, vücudumuzda bir reaksiyon yaratarak, bizleri hem iyi hissettiriyor hemde bilinçaltında bu duygular, pozitif bir etki bırakarak bazı negatif kayıtlarda da ayarlamalar yapılmasına olanak sağlıyor. Yapmamız gereken sadece biraz durup ve sakinliği hissetmemizdir. Beden ve ruh birbirine bağlantılıdır, bugün bu kavram artık bilimsel çevrelerce bile kabul görmüş bir gerçektir. Eğer ki vücudumuz olumsuz bir şekilde etkileniyorsa, bu ruhumuzuda etkiler ve tam tersi içinde geçerlidir. Bu konunun daha iyi anlaşılabilmesi için eski ve yeni arasında bir karşılaştırma yapmak yanlış olmaz sanırım. Zira bugünkü modern toplumumuz da; özellikle son zamanlardan bu yana yaşadığımız hayat, kendimizde devamlı bir baskı hissetmemize özellikle bir çoğu da mantıksız ve nereden icat edildiği anlaşılamayan, akıl almaz diyebileceğimiz kurallar öğrenmemize sebep olmuştur.

Fazla değil aslında, şuan yaşları 40 ve üzeri olan insanlar geriye dönüp baktıklarında yaşanılan bu değişimi, tecrübe açısından belki de daha iyi değerlendirebileceklerdir. Örneğin, genel olarak günümüz çocuklarına oranla o zamanlar daha az kurallar, istekler ve çocuklar üzerinde daha az baskı vardı. Çocuklar, çocuktu ve çocukluklarını yaşadılar. Okullarda, ilköğretim dahil olmak üzere , bugünün gelişmekte olan toplumu kadar baskı yoktu. Hangi derslerin okutulacağı konusunda bugünkü kadar bir şaşırmışlık yoktu.
Bugün toplum geliştikçe , ilerleme hızlandıkça, taleplerde daha yüksek oluyor ve çocukların buna ayak uydurması daha da zorlaşıyor. Fakat bu sadece çocuklarımız değil, biz yetişkinler içinde aynı şekilde gelişti ve beklentilerin yüksek olmasına neden oldu. Yükselen bu talepler toplum üzerinde yeni yeni kurallarıda beraberinde getiriyor. Bu değişim öncelikle günümüz çocuklarının topluma adapte olmasında engellere sebep oluyor. Bugün oluşturulan kurallar,aslında sadece günümüz çocukları için değil, biz yetişkinlerin de ayak uydurabilmesinde zorluklar yaratıyor. Sonuç olarak bazen kendimizle başbaşa olabileceğimiz, sakinliğin tadını çıkartabilmek için zaman neredeyse yetmiyor gibi, kendimize ve çocuklarımıza zamanı yetiştirmekte zorlanıyor ve dolayısı ile çocuklarımızı ve kendimizi gittikçe sanki daha fazla ihmal ediyoruz. Biz çoğu yetişkinler ve çocuklarımız, bu keşmekeşin arasında sıkışıp kalmış gibiyiz. Stres ve baskı öncelik olarak en ön plandadır. Bu yaşayış şekline en güzel örneklerden birini bugünkü kreş sistemde görmek mümkündür...

Yaşanan stres ve baskı sonucu esas amacı sadece bizi korumak olan bilinçaltı, sınırlara yaklaşıldığını bize zaman zaman haber verir ve bunu da bedenimiz yoluyla bazı rahatsızlıklar ile belli eder. …’’ Dikkat dikkat...yeter artık, sakinleşmenin ve kendini biraz frenlemenin zamanı geldi!'' dercesine bazı reaksiyonlar göstererek negatif etkilere dikkat çeker.
Peki, bedenimizi dinlemezsek neler olur veya zamanla olabilme ihtimali nedir? Hıımm…Evet, işte o zamanda vücudumuz ’’Peki, sen bilirsin dostum, istedğin gibi olsun, bende sana artık bakamam ve koruyamam…’’ diyerek bu negatif etkileri zamanla kendini, depresyon, tükenmişlik, anksiyete, panik bozukluğu ya da diğer reaksiyonlarla değişik psikolojik rahatsızlıkların çıkması ile sonuçlandırır…
Bugün yaşadıklarımız, genellikle temel olarak çocukken gelenek ve görenek adı altında ve hatta sonraki yıllarda bile bilinçaltımıza kayıt edilmiş olan öğretilenlerdir. Bilinçaltı bir bilgisayardır, farkında olmadığımız, günlük kayıt bilgisi ağzımızı açık bırakacak ’’Hadi be!’’ dedirtecek kadar fazladır. Hele de içeri giren bu bilgilerde güvenlik duvarına (bilinç ve bilinçaltı arasında bir süzgeç) takılmadan girdiyse ah işte o zaman yandınız:)

Şaka bir yana, çocukken bizler genelde duyduklarımızı, gördüklerimizi, yetişkinlerden, otoriter insanlardan veyahutta diğer çocuklardan etkilenerek, deneyimleyerek öğreniriz. Herkes kendi olarak sevilmek, doğruyu yapmak ve kabul edilmek ister. İyi bir iş çıkarıp aferin almak ister (tabi bu yapılan işin başkaları için iyi olası çoğunlukla). İşte bu çocukken yapılan iş iyi değilse ve ’’aferin sana’’ alınmadığı vakit, çocuk bilinçaltında, bir kişilik yaratmaya başlar. (tabi bu süreç gizlice, çocuk daha neler olduğunun bile farkında olmadan başlıyor bilinçaltında) Zamanla bilinçaltında yaşanılan bu olaylar, kişi de yetersizlik ve işe yaramaz biri hissini artırarak yetişkin zamanlarında kendini değişik şekillerde gösterir. Bu deneyimler çocukluktan izler bırakarak bizi yetişkin hayatımızdada takip eder. Daha sonra örneğin, özsaygısı ve özgüveni zayıf v.s gibi şekillerde ortaya çıkabilir. Bizler yeryüzünde bir ruh ve bir beden olduğumuzu unuttuk ve bu yüzden hem ruhumuz hem de aynı zamanda vücudumuza zarar veriyoruz.
Yukarıda kısa bir örnek verdiğim ''özgüven'' eksikliği veya benzeri durumlardan rahatsızlık duyan kişinin, utanması yada içine kapanarak kendini kapatması için hiçbir sebep yoktur. Bunu en azından kişinin kendine dürüst davranarak kabul etmesi ve hayatta istediği amaçlarına ulaşabilmesi için şuanda bilinçaltında mevcut bir engelin ayarlanması adına bir işaret olarak görmelidir. Çünkü bizler bu sorunlar için yaratılmadık aksine, daha iyi ve mutlu olabileceğimiz bir yaşam için varız. Nasıl ki bizler bu dünya da hem fiziksel bir bedene hem de bir ruha sahibiz. Bedenini koruyamayan ruhunu da koruyamaz düşüncesinde olmalıyız…Kendimizde hissettiğimiz psikolojik rahatsızlıkları bilgisayarın (bilinçaltımızın) kapmış olduğu spyware eller virüs ya da en uygunu belki de basitçe çerezler (cookıes) olarak düşünürsek, normalde evlerimizdeki bilgisayarda nasıl bir düzenleme yapmamız gerektiğini biliyorsak aynısı burada da geçerlidir. Hissettiğimiz sorunlar bizlere bilgisayarın temizlenmesine ve gerekli ayarlar yapılarak güncellenme vaktinin geldiğine dikkat çeker. Bazı düzeltmeleri kendimiz yapabiliriz. Bu konuda sitede birçok çalışmalar da mevcut… Kendimizin yetmediği yada nasıl yapılacağı hakkında rehberlik gereken yerlerde bu konuda eğitim almış kişilere başvurmak gerekebilir.

Başlarda bahsini ettiğimiz konuya tekrar bir u dönüşü yapacak olursak, sizlere söylemek istediğim, şöyle bir durup, hayatınızda nelerin önemli olduğunu sorgulamanızdır. Kendinize, hayatınızda en önemli şeyin ne olduğunu bir sorun… Ulaşmak istediğiniz kendi başarınızın çekim gücümü yoksa başka birinin geleceğinin memnuniyeti için mi uğraşıyorsunuz?...
Sizin gerçek amacınız nedir?... ve bu belirlediğiniz amaçta başarılı olma duygusu, acaba kendimizi mi yoksa başka birini tatmin etme isteğimi ?... Siz gerçekte ne istiyorsunuz? Çocuklarınızın ne istediğini dinler ve onlara seçme şansı verirseniz,veya çocuklarınızı istediğiniz gibi yetiştirseniz ne olur? Başkalarını dinlemek zorunda mısınız veya içinizdeki sese kulak vererek istediğiniz gibi yapmayı istersiniz? ....İçimizdeki sese kulak verip ona göre mi davranalım, yoksa başkalarının ne düşündüğü o kadar önemli mi?...,Neden insanların ne düşündükleri ve söylediklerini bu kadar umursuyoruz da, kendimiz için en önemli olan konuları unutuyoruz?...
Bazen sadece şöyle bir durup en azından kendimiz için layıkı ile bir süreliğine meditasyon yaparak anı yaşamak, evde temizliğe harcayacağımız zamanı boşverip, onun yerine çocuklarımız ile zamanı değerlendirmek, yalnız veya çocuksuz isek, sadece kendimiz için birşeyler yapmıyoruz. Bu ruhun güçlenmesine ve bedene yeni enerjiler kazandırmak bakımından faydalıdır.

Buna ayıracak zamanınız mı yok? Hıımmm:)

Unutmayalım, modern toplumun karmaşası sonucu oluşan bu strese ''dur!'', diyebilecek kararlar alacak olanlar sadece sizlersiniz. Kendimizin ve çocuklarımızın bozulan sağlığı için gerekli ayarları yapabilecek olanlar da sadece sizlersiniz; başkası değil…
Kendimiz ve sevdiklerimizle vakit geçirmek için zaman ayıramassak ’’modern’’ sistemin yaratttığı, para üreten ürünlerinden başka bir şey olamayız. Yaratılan bu karmaşa topluluğu içinde sahip olduğumuz değerimizde maalesef er yada geç düşmeye başlayabilir.

Bu yüzden bilinçaltını tanı ve içindekileri istediğin gibi, istediğin zaman kullanabilme özgürlüğünü seç!
Çünkü bizler, olduğumuzu sandığımız kişiler olarak aslında bilinçaltımızda ne barındırıyorsak O'yuz!

Bilinçaltını tanı, o senin sahip olduğun tek şey!

Sevgilerimle.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst