sevimkoşkatilgeldi
Kayıtlı Üye
Sabit: Sayın Duman Lekesi, yorumlarınız için çok teşekkür ederim. 
Tanımadığım ve turkuaz halıflex döşeli bir odada, kıyafetleri kendiminkinden farklı yerde yastık ve pike ile uyuyan kendimi görüyorum. İki tane ben var yani rüyada. Eğilip nefes alışını dinliyorum. Sonra da "Uyurken bu kadar sevimli mi oluyordum?" deyip gülüyorum.
Yine hiç bilmediğim iş yeri gibi bir yerde babam arabanın anahtarını bana veriyor ve birine gidip bir şey sormamı istiyor. Kapalı bir garaja gidiyorum. Araba bizim gerçekteki arabamız, içine biniyorum. Ama rüyamda ehliyetim yokmuş bu yüzden korkup yola çıkmaktan vazgeçiyorum. Babamın sorduğu şeyin cevabını ben zaten biliyormuşum ve arabayı hiç çalıştırmadan babama gidip "Gittim sordum durum işte böyleymiş." gibi anlatıyorum. Sonra babam garaja inip arabanın koyduğu gibi durduğunu görünce yalan söylediğim için bana kızıyor.
Deniz kenarı bir yerde yanımda benden 3-4 yaş küçük 8-10 kişiye bölgeyi tanıtıyorum. Denizin bir karış derinlikte olduğu yerlerde kayaların üzerinden yürüyoruz. Onlara "Buradan normal deniz suyu gibi görülüyor ama şu dağın tepesinden bakıldığında su yemyeşil duruyor." diyorum. Bahsettiğim dağ çam ormanlarıyla kaplı, yürüyerek çıkmaya başlıyoruz. Altında yüzlerce muzun, çileğin, ananasın ve muazzam görünen meyvelerin yığılmış olduğu bir çam ağacında duruyoruz. Yanımdakiler alıp yiyor ben onlara istedikleri kadar alabileceklerini söylüyorum. Ancak kendim tok olduğumu söyleyerek meyvelerden almıyorum.
(P.S: Toplu halde mi gördüm bunları yoksa perakende mi bilmiyorum ama hepsini bir gecede gördüm. Bir yıla yakın süredir de ilk defa rüyamı hatırlıyorum.)

Tanımadığım ve turkuaz halıflex döşeli bir odada, kıyafetleri kendiminkinden farklı yerde yastık ve pike ile uyuyan kendimi görüyorum. İki tane ben var yani rüyada. Eğilip nefes alışını dinliyorum. Sonra da "Uyurken bu kadar sevimli mi oluyordum?" deyip gülüyorum.
Yine hiç bilmediğim iş yeri gibi bir yerde babam arabanın anahtarını bana veriyor ve birine gidip bir şey sormamı istiyor. Kapalı bir garaja gidiyorum. Araba bizim gerçekteki arabamız, içine biniyorum. Ama rüyamda ehliyetim yokmuş bu yüzden korkup yola çıkmaktan vazgeçiyorum. Babamın sorduğu şeyin cevabını ben zaten biliyormuşum ve arabayı hiç çalıştırmadan babama gidip "Gittim sordum durum işte böyleymiş." gibi anlatıyorum. Sonra babam garaja inip arabanın koyduğu gibi durduğunu görünce yalan söylediğim için bana kızıyor.
Deniz kenarı bir yerde yanımda benden 3-4 yaş küçük 8-10 kişiye bölgeyi tanıtıyorum. Denizin bir karış derinlikte olduğu yerlerde kayaların üzerinden yürüyoruz. Onlara "Buradan normal deniz suyu gibi görülüyor ama şu dağın tepesinden bakıldığında su yemyeşil duruyor." diyorum. Bahsettiğim dağ çam ormanlarıyla kaplı, yürüyerek çıkmaya başlıyoruz. Altında yüzlerce muzun, çileğin, ananasın ve muazzam görünen meyvelerin yığılmış olduğu bir çam ağacında duruyoruz. Yanımdakiler alıp yiyor ben onlara istedikleri kadar alabileceklerini söylüyorum. Ancak kendim tok olduğumu söyleyerek meyvelerden almıyorum.
(P.S: Toplu halde mi gördüm bunları yoksa perakende mi bilmiyorum ama hepsini bir gecede gördüm. Bir yıla yakın süredir de ilk defa rüyamı hatırlıyorum.)