La-edri
Kayıtlı Üye


Hayatının anlamı..
Ne hoş değil mi yukarıdaki iki kelime..
Sonuna bir kelime daha eklemek lazım ; ”nedir?”
Bu soruya o kadar çok cevap verilebilir ki..
Bazılarının da bu soruya verecek bir cevabı bile yoktur..
Çünkü,insan bazen hayatının bir anlamı olduğunu unutur.
Değer verdiklerini,hayallerini,yapmak istediklerini,etrafındaki insanları…
Hepsini unutur..
Büyüdükçe daralan hayaller çemberinde,çoğu zaman dinmek bilmeyen çabalarla,kısır bir döngünün içerisinde hararetli bir şekilde dönüp durur.Çünkü onun artık sınırları vardır.Kalıpları vardır.Öğrendikleri vardır.Para vardır.Her şeyin ölçülebilirliği vardır.İşte bu yüzden bulunduğu konumdan daha iyisini elde etmek için durmadan çabalar,çok önemli işler yaptığını zanneder fakat kendi sınırlarından bir adım ileriye gidemez.Birbirini tekrar eden tekdüze davranışların adı “hayat” olur.”Kalabalıklar içerisinde yalnız kalmak” deyimini yaşamaya bu noktada başlar zaten.
Ve durmadan mutluluğu yanlış yerlerde arar..
“Hayatın anlamı” hakkındaki yanlış öğrenilen her şey,düşüncelerimizi saran bir ip yumağı gibidir.Tüm olumsuz öğretiler klişeleşmiş kalıpların dışına çıkamayışımıza ve aslında “hayatın tadı” denilen değerleri gözden kaçırmamıza neden olur.
Gözden kaçırılan her detayın farkına varıldığında ise hataları daha büyük hatalarla kapatmaya çalışmak, insanların en büyük yeteneğidir..
* * *
“Hayatınıza anlam katan şey ; sahip olduğunuz insanlardır.Hayatınızda var ettiğiniz yada hayatında sizi var eden insanlar.”
İşte bizim en büyük korkumuz da budur zaten.İnsanları hayatımızda var etmek.Ya da var ediş şeklimiz..
Çünkü insanları var ederken değersizleştirmeye çalışmak gibi genel bir yargının etkisinde kalırız.
Henüz tanıştığımız insanların güvenilirliği,dürüstlüğü,sevgisi,saygısı,sadakati,ilgileri,beğenileri,hayata bakışı vb. etkenler öncelik olmazken ; meslekleri,sahip olduğu gayrimenkuller,bitirdiği ünivesiteler,aldığı sertifikalar,ülke genelinde yapılan sınavlardan aldığı puanlar vb. şeyler öncelikler haline dönüşüyor.
Bence bu görüş bir “Felaket!.”
Hayatınızdaki insanların toplumsal özellikleri sizin hayatınızı anlamlı kılacak şeyler değildir..Hayatınıza anlam katacak olanlar çevrenizdeki insanların bireysellikleridir.Ve sizin onların bireyselliği konusunda gösterdiğiniz özen,harcadığınız zamandır.
Nedense çoğu zaman göz boyayan bir meslek yada varlık ifade edildiğinde bireyselliğin büyük kısmı geri planda kalır.
Örneğin;bir birey öğretmen olduğunu ifade ettiğinde ,o bireyin hafta sonları tenis oynadığı,ata bindiği genel manada aklınızdan geçen bir durum değildir.Çünkü zaten yeterince kalıbınız vardır bu konuda.
Gözden kaçırdığımız noktalardan birisi de budur.İnsanların ilgileri,beğenileri hayatları ile ilgilenmeden onlar için vakit harcamadan,sabretmeden onları tanımak isteriz ve hayatlarımıza anlam katmalarını bekleriz.
Bu yüzden de çok kısa süre içerisinde hayal kırıklığına uğrarız.
Elimizdeki değerleri çok çabuk kaybediyor olmamızın önemli nedenlerinden biri de emek harcamadan sahip olmak istediğimiz saygınlık ve etkili iletişim beklentisidir.Karşımızdaki insanlar üzerinde hiçbir etki bırakmadan onların bizi benimsemesini,bize değer vermesini bekleriz çoğu zaman.Ve kısa süre içerisinde bu değerlere zarar vermeye başlarız.İşte bu noktada anlam kazanacak değerler anlamsızlaşır ve hayatınızın anlamı farklı yerlere sürüklenir.
Hayatınızdaki insanlara dikkat edin çünkü;
Ettiğiniz bir sohbetten dolayı içtiğiniz kahveler anlamlı olabilir,
Birlikte gittiğiniz bir filmden dolayı sinemalar anlamlı olabilir,
Beraber söylediğiniz bir şarkıdan dolayı müzik anlamlı olabilir,
Birlikte tuttuğunuz balık yüzünden oltanız anlamlı olabilir,
Üzüntüsünü paylaştığınız arkadaşınız varsa,ağlamak anlamlı olabilir
Ve gülmek anlamlı olabilir eğer buna değecek bireyleri barındırıyorsanız etrafınızda..
Hayatınızın anlamını pekiştiren şeyler,
sahip olduğunuz insanlardır..
Hayatının anlamı nedir?..
-Alinti-