Furking
Kayıtlı Üye
Biliyorum; bazen negatif olmak o an'ın akışında nefsine hoş geliyor. Hatta bu öfkeyle harlanan hırsın öyle bir hal alıyor ki, rastgele sıkılmış maganda kurşunları gibi çevrene yayılmayı bekliyor hedef tanımaksızın. Ağzından ateş püskürtürcesine yakıcı sözler dökülmek için tetikte bekliyor dilinde. Böyle bir benliğin dokunduğunu öldüren bir ölüden ne farkı vardır? Ama unutma, her takdimin seninle gelir beraberinde.Öfke mi ektin zihin toprağına? Yarın daha fazlasını biçeceksin. Nefret mi ettin birinden? Yarın daha fazlasına maruz kalırsın. Kalp mi kırdın? Bir köşede acından sızlanana kadar ölmezin. Unutma, ne ekersen onu biçersin bu arz toprağında.
Kişi ile arasında Rabbinin olduğu o kalbi kırmak öfkeni yok etmez. Aksine, sendeki olan kalbi karartır da, tortuları ateşin harlandığı karın boşluğuna akar da yakıt olur azabına. Ve her menfi takdimin, öz benliğine yaptığın işkence olur. Ne kadar sürer bu bilinçsiz mazoşistlik?
Sevmeyi bilene kadar.
Sevenin sevdiği kadar sevildiğini bilinceye kadar devam eder bu cehalet. Ama buna erişmek için bilmek de yetmez. Bildiğini uyguladığın an bu anahtar kalbinin kilitlerini açar da kararmış kabuğun çatlakları dökülür, döküldükçe içinden ışık saçar, gün doğar benliğine. Biliyor musun? Aslında o ışık hep oradaydı. Ama bunu bilmen için kalbin keşfi gerekirdi. Keşif için değişim isteği gerekirdi. Değişim için de kendi menfiyetini kınaman gerekirdi. Böylece her bir adımın anlam bulur yürüdüğün yolda. Dün içini yakan ateş, bugün güneş olur iç alemine. Doğar da, yeni bir güne adım atarsın gecenin karanlığından. Bu yeni günde karnındaki ateşin yerini kelebekler alır da, uçuşur durur tertemiz suyun üzerinde. Arınman içindir bu rahmet. Dilediğin zaman gir de arın, okyanus serinliği eşliğinde. Özüne daha da yakın olursun arındığın her adımda.
Artık karar verecek misin özü güzel insan.. Temiz ile pis bir olur mu?
Sevgi ve nefret bir olur mu?
Hangisini seçeceksin devam eden yaşamında;
Yaşamayı mı? Ölmeyi mi?
Kişi ile arasında Rabbinin olduğu o kalbi kırmak öfkeni yok etmez. Aksine, sendeki olan kalbi karartır da, tortuları ateşin harlandığı karın boşluğuna akar da yakıt olur azabına. Ve her menfi takdimin, öz benliğine yaptığın işkence olur. Ne kadar sürer bu bilinçsiz mazoşistlik?
Sevmeyi bilene kadar.
Sevenin sevdiği kadar sevildiğini bilinceye kadar devam eder bu cehalet. Ama buna erişmek için bilmek de yetmez. Bildiğini uyguladığın an bu anahtar kalbinin kilitlerini açar da kararmış kabuğun çatlakları dökülür, döküldükçe içinden ışık saçar, gün doğar benliğine. Biliyor musun? Aslında o ışık hep oradaydı. Ama bunu bilmen için kalbin keşfi gerekirdi. Keşif için değişim isteği gerekirdi. Değişim için de kendi menfiyetini kınaman gerekirdi. Böylece her bir adımın anlam bulur yürüdüğün yolda. Dün içini yakan ateş, bugün güneş olur iç alemine. Doğar da, yeni bir güne adım atarsın gecenin karanlığından. Bu yeni günde karnındaki ateşin yerini kelebekler alır da, uçuşur durur tertemiz suyun üzerinde. Arınman içindir bu rahmet. Dilediğin zaman gir de arın, okyanus serinliği eşliğinde. Özüne daha da yakın olursun arındığın her adımda.
Artık karar verecek misin özü güzel insan.. Temiz ile pis bir olur mu?
Sevgi ve nefret bir olur mu?
Hangisini seçeceksin devam eden yaşamında;
Yaşamayı mı? Ölmeyi mi?