Sanrı

gizliherif

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Eyl 2014
Mesajlar
127
Tepkime puanı
53
Bir sanrı, başka herhangi bir fikir gibi, bir yumurta olarak meydana gelir.
Kabuğundan baktığınızda bir şeylerin ters olduğunu düşünmezsiniz, her şey normal gibi gözükür.
Önemli olan, içinde ne barındırdığıdır.

Ahlaki panik, toplumun ahlaki standartlarına yönelik algılanan bir tehdide yanıt olarak toplu anksiyete veya alarm olarak tanımlanır.

Ahlaki paniğe giden yolda birkaç basamak vardır.
Birincisi kuşku.
İlk başta belirli sınırlara sahip olan bu kuşku, rasyonel kuşku ve irrasyonel korku haline gelene kadar manipülasyonlarla ve çoğu zaman doğal yollarla büyütülerek kişiden kişiye yayılır.
İnsanlar korkunç bir şeyin olduğuna inanmaya başlar.
Göremedikleri,
kontrol edemedikleri,
başkalarının başına gelmiş,
gelecek olan bir şey.

Tehdit gerçek olsun ya da olmasın, tehdite verilecek yanıt şüphesiz gerçektir.
Ve çoğu zaman aşırıdır.
Kendinize sorun; hangisi daha korkunç, korku mu yoksa korkmuş olan mı?

Peki ne öğrendik? Bir sanrının, bir yumurta olarak meydana gelen bir fikir olduğunu.
Kabuğundan çıktıktan sonra bu fikrin bulaşıcı olabileceğini.
İnsanların örüntü arayan hayvanlar olduğunu.
Bununla kastedilen, biz insanlar, bir kalıba uyan fikirleri tercih ediyoruz.
Başka bir deyişle, gördüğümüze inanmıyoruz.
İnandığımızı görüyoruz.
Stresli olduğumuzda, inançlarımıza ters düşen şeyler olduğunda, kendimizi tehdit altında hissettiğimizde, insan zihni kimliğini korumak için mücadele ederken sahip olduğumuz fikirler mantıksız hale gelebilir, bir kuruntu diğerine ve bir başkasına yol açar.
Ve bu gerçekleştiğinde, yumurta olarak başlayan şey, bir canavara dönüşebilir.
 
Üst