Hiperaktifejderha
Banlı Kullanıcı
İyi günler mabet ahalisi 
Normalde rüyalar böyle ulu orta anlatılmamalı biliyorum ama gördüğüm rüyaya bir açıklık getirmek istiyorum. Nefertitinin salı günleri olan rüya yorumuna katıldım ama sanırım tam sınırda olduğum için yorumlanmadı. Sonuç olarak rüyamı yazıyorum.
Rüyamda tatil için neresi olduğunu bilmediğim bir yere gitmişiz ailece. Taşı toprağı kızıl bir yer burası. Önce bir okula gidiyorum. Orada yemek yiyorum. Daha sonra bir akarsuyun yanına gidiyorum. Uçsuz bucaksız bir akarsu. Su adeta cam gibi, tertemiz. Bir kısmı tamamen oval bembeyaz taşlardan bir yol çiziyor. Beyazlı kısımdan giderek epeyce yürüyorum. Su bilek hizamda.Daha sonra bakıyorum bu suyun sonu yok, geri dönüyorum. Geri döndüğümde yıllardır görmediğim bir arkadaşımı görüyorum, sarılıyoruz. Ona yolun beyaz kısmından şöyle gideceksin, ayakkabılarını da çıkar diye ne yapacağını tarif ediyorum. Arkadaşım suda gözden kaybolduktan sonra şehre iniyorum. Köy gibi bir yer. Tam o sırada annemle karşılaşıyorum. Annem orada birkaç dükkan satın almış. Bir tanesi de halk arasında lanetli diye geçiyor. Dükkan bir zamanlar yaşlı yabancı bir kadına aitmiş. Beni oraya götürmek istiyor, ben gitmek istemeyince tartışıyoruz. Sonra birden yerden aldığı bir dalı bana doğru savuruyor ve dal bir kırbaca dönüşüp beni boğazımdan kavrıyor. Annem beni kırbaçla çeke çeke lanetli olan dükkan binasına götürüyor. Görünüşte gayet normal. İçeri giriyoruz karanlık bir bodrum katıyla dar bir çatı katı var. Annem bodrumda ve çatıda kilitli dolaplar olduğunu, çatı katındaki dolabın kilidini yandaki eczaneden alıp getirdiğini söylüyor. Daha sonra çatıya çıkıyoruz. Annem duvara gömülü dolabı açmaya çalışıyor ama ne yaparsa yapsın anahtar dönmüyor. Daha sonra ben denemek için alıyorum anahtarı ve dolabı kolayca açıyorum. Dolabı açtıkça içinden dolap çıkıyor. Dolapların üzerinde 'bunun bir bedeli var', 'bunun için ömür boyu öğrenmek zorunda kalabilirsiniz', 'bunun için ömür boyu sözlük okuyabilirsiniz' gibi yazılar var. Gerçi bir yazı yok ama biz dolapları açtıkça bunlar beynimizde beliriyor. En son dolabı açtığımızda içinden kırmızı kapaklı bir kitap çıkıyor. Kitabın üstünde birazı türkçe birazı ingilizce bir şeyler yazıyor. Türkçe yazıyı gördüğümde yaşlı kadının bu kitabı bulacak kişinin türk olduğunu bildiğini ve kahin olduğunu anlıyorum. İngilizce yazının tam ilk kelimesini okuyorum ve daha sonra uyanıyorum.
Son zamanlarda hislerim fazla güçlendiği için bu rüyanın üzerine bu kadar düştüm. Sizce bu rüya bana bir şeyler mi anlatmaya çalışıyor?

Normalde rüyalar böyle ulu orta anlatılmamalı biliyorum ama gördüğüm rüyaya bir açıklık getirmek istiyorum. Nefertitinin salı günleri olan rüya yorumuna katıldım ama sanırım tam sınırda olduğum için yorumlanmadı. Sonuç olarak rüyamı yazıyorum.
Rüyamda tatil için neresi olduğunu bilmediğim bir yere gitmişiz ailece. Taşı toprağı kızıl bir yer burası. Önce bir okula gidiyorum. Orada yemek yiyorum. Daha sonra bir akarsuyun yanına gidiyorum. Uçsuz bucaksız bir akarsu. Su adeta cam gibi, tertemiz. Bir kısmı tamamen oval bembeyaz taşlardan bir yol çiziyor. Beyazlı kısımdan giderek epeyce yürüyorum. Su bilek hizamda.Daha sonra bakıyorum bu suyun sonu yok, geri dönüyorum. Geri döndüğümde yıllardır görmediğim bir arkadaşımı görüyorum, sarılıyoruz. Ona yolun beyaz kısmından şöyle gideceksin, ayakkabılarını da çıkar diye ne yapacağını tarif ediyorum. Arkadaşım suda gözden kaybolduktan sonra şehre iniyorum. Köy gibi bir yer. Tam o sırada annemle karşılaşıyorum. Annem orada birkaç dükkan satın almış. Bir tanesi de halk arasında lanetli diye geçiyor. Dükkan bir zamanlar yaşlı yabancı bir kadına aitmiş. Beni oraya götürmek istiyor, ben gitmek istemeyince tartışıyoruz. Sonra birden yerden aldığı bir dalı bana doğru savuruyor ve dal bir kırbaca dönüşüp beni boğazımdan kavrıyor. Annem beni kırbaçla çeke çeke lanetli olan dükkan binasına götürüyor. Görünüşte gayet normal. İçeri giriyoruz karanlık bir bodrum katıyla dar bir çatı katı var. Annem bodrumda ve çatıda kilitli dolaplar olduğunu, çatı katındaki dolabın kilidini yandaki eczaneden alıp getirdiğini söylüyor. Daha sonra çatıya çıkıyoruz. Annem duvara gömülü dolabı açmaya çalışıyor ama ne yaparsa yapsın anahtar dönmüyor. Daha sonra ben denemek için alıyorum anahtarı ve dolabı kolayca açıyorum. Dolabı açtıkça içinden dolap çıkıyor. Dolapların üzerinde 'bunun bir bedeli var', 'bunun için ömür boyu öğrenmek zorunda kalabilirsiniz', 'bunun için ömür boyu sözlük okuyabilirsiniz' gibi yazılar var. Gerçi bir yazı yok ama biz dolapları açtıkça bunlar beynimizde beliriyor. En son dolabı açtığımızda içinden kırmızı kapaklı bir kitap çıkıyor. Kitabın üstünde birazı türkçe birazı ingilizce bir şeyler yazıyor. Türkçe yazıyı gördüğümde yaşlı kadının bu kitabı bulacak kişinin türk olduğunu bildiğini ve kahin olduğunu anlıyorum. İngilizce yazının tam ilk kelimesini okuyorum ve daha sonra uyanıyorum.
Son zamanlarda hislerim fazla güçlendiği için bu rüyanın üzerine bu kadar düştüm. Sizce bu rüya bana bir şeyler mi anlatmaya çalışıyor?