Ruhsal boşluk, umutsuzluk

Dramaofblackandwhite

Kayıtlı Üye
Katılım
8 Eyl 2018
Mesajlar
10
Tepkime puanı
4
Merhaba arkadaşlar. Sorunun ve sorumun ne olduğunu kendim bile bilmiyorum aslında. Kendimi sıkışmış hissediyorum. Bunun sadece psikolojik olmadığınI düşünüyorum. Meditasyon yapamıyorum,iyileşmekte zorlanıyorum. Acaba bunun için bana bir öneriniz var mı? Kitap, şarkı, dua, tehlike arz etmeyen her şey olur. Kendimi yetersiz hissediyorum her konuda. Varoluşumun hiçbir amacı yokmuş hiçbir yetisi yokmuş gibi. Bir şeyler yapmaya çalışıyorum ama hep tıkanıyorum. Lütfen yardım edin, lütfen.
 
Ü

Üye silindi 58480

Bu dünyada herkes cennete de giriyor, cehenneme de giriyor arafta da kalıyor.

Cennet ve cehennemdekiler kendilerini oraya ait hissederler enerjilerini değiştirmedikçe. Yani örnekle enerji vampiri enerji vampirligini yapar, hased vs ters frekanlarla motive olur ; bütünün hayrını önemseyen de kendinin ve bütünün ihyasına katkı yaparak beslenir gibi gibi.

Ama bazen ait aldugunu sandığın yerden durup bir boşluğa düşme olur. Araf dedikleri yer yani. Çünkü ne cennet frekansı ile devinimin sürer ne de cehennem frekansı ile. Bu da motorunu istop ettirip seni sistemin dışına atar. Böylece dualiyeden çıkarsın ve fena makamı dedikleri yeri deneyimlersin artık.

İki tarafa da uzaktan bakan, iki taraftan da bağlarını kolarmıș bir halde kalırsın.


Bunu herkes en az bir kere deneyimler hayatının belli bir noktasında.


Bu süreç senin dünyaya gelmeden önce hangi tarafa göre yaratıldığının kodlarını da ortaya çıkarır.

Yüksek benliğin anca araftan seslenir.

Dua, zikir elbette olacak. Ayetel kürsi ve ihlas okuyacaksın bol bol. İhlas süresi maymuncuk anahtar gibidir. Her kapıyı ya açar, ya da açacak olan anahtara seni yöneltir. Allahın en önemli ismi ihlas süresinde geçer. Sadece burada geçer hatta : Es Samed. Yani herşey ona muhtaç, o hiçbir şeye muhtaç değil.

Yani enerji ondan bize gelirse biz düzeltiriz ama biz onu aciz bırakmayız.

Biz bir var bir yokuz. Yani 1:0
Nefsini hiç bilmeyen de mevcudiyetini korur ama o bir yok bir yoktur. Yani 0:0
Allah ise bir var bir vardır yani 1:1

Yani gerçek güç, garanti güç Allahtır.
İnsan Allah'a yoneldikcr 1:1 olur. Mutmain olur. Egosuna yoneldikce 1:0 kalır. Ha yaşamaya devam eder ama çok çeker,cektirir. Eksiklik bilinci olmadığı için sorunlarını da çözemez.




Araf hali kutsaldır. O hallere tüm samimiyetle girilip tüm samimiyetle cikilmalidir. Çünkü cennetlik mi cehennemlik mi olduğunun üstü kapalı kodlarına ulașırsın. Kimse uzun süre arafta kalmaz bu arada.


Dua et. Fatiha, felak nas, ihlas ve Ayetel kursi ile kendine takviye ol.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Ü

Üye silindi 58480

Ruhsal boşluk : olaya gizli egonuz ile baktığınızı gösterir.

Ego boşluk sevmez. Hiçlik sevmez. Acz sevmez. Bunları azap gibi gösterir.

Ruhun kendisi ise boşluğu sever. Herşey boşluktadır çünkü. Boşluğun içindedir.

Enerji olarak ta hiçlik aslında herseyin numunesidir. Yapı taşıdır. Tabanı, temelidir. Sırrı hatta hikmetidir. Küçük bir numune bile alsanız hiclikten herşeyin enerjisi sizin olur.

Bir şeyi gereği gibi taktir edebilmek herzaman o şeyin doğal sahibi yapar sizi. Bu kanundur.


Allah neden alemleri Hz. Peygamberin yüzü suyu hürmetine yarattı? Çünkü o herseye materyal düzlemde sahip olmasa da herseyi olduğu gibi taktir edebiliyordu. Allahın muradı onda tecelli etti. Herşey ona boyun eğmiş olacaktı böylece.

Mesela güçlü arkadaşı yoktu. Dönemin kabadayısı Hz. Ömer sa onu infaz etmeye gelirken onun tarafına geçti. Mufafizi oldu. Malca aciz kalıyordu elitlerin arasında Hz. Osman cikageldi geldi. Önü kapandikça açıldı. Evrenin gizli sahibi olmak böyledir işte.



O halde ruhsal boşluk yoktur. Egosal sıkışma vardır. Ego ruhun doğal ortamında herzaman sıkıntıya düşer. Ruh ise egoyu illa ki sonsuzlukta tanıștıracaktır. Ego ve ruh, zihin üzerinde adeta bir kavram karşıtlığı oluşturur.

Buna da Araf diyoruz. Ruhunu kesfedemeyen kişi ölümden sonra kendi egosunun içinde ve kapalı kalacak. Dışarı da çıkamayacak çünkü egonun bile kendini geliştirmesi ruhun zorlaması ile oluyor. Ölümden sonra ruh kendi kanalına göç edeceği için ego kendi sanrıları içinde kala kalacak. Ve yeni deneyimlere de artık ulaşamayacak. Yani akışta kalma ve anın getirilerini deneyimleme de kapanıyor artık ego için. Anca hafıza eklentilerini başa alıp alıp yeniden yaşayacak. Allah selam ismini de sadece cennette kullanacağı için de selamete çıkamayacak. Dongulerini kiramayacak ta. Çünkü döngüleri kırarak tekamül yolculuğuna çıkmak egonun değil ruhun vasfıdır.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Dramaofblackandwhite

Kayıtlı Üye
Katılım
8 Eyl 2018
Mesajlar
10
Tepkime puanı
4
Bu dünyada herkes cennete de giriyor, cehenneme de giriyor arafta da kalıyor.

Cennet ve cehennemdekiler kendilerini oraya ait hissederler enerjilerini değiştirmedikçe. Yani örnekle enerji vampiri enerji vampirligini yapar, hased vs ters frekanlarla motive olur ; bütünün hayrını önemseyen de kendinin ve bütünün ihyasına katkı yaparak beslenir gibi gibi.

Ama bazen ait aldugunu sandığın yerden durup bir boşluğa düşme olur. Araf dedikleri yer yani. Çünkü ne cennet frekansı ile devinimin sürer ne de cehennem frekansı ile. Bu da motorunu istop ettirip seni sistemin dışına atar. Böylece dualiyeden çıkarsın ve fena makamı dedikleri yeri deneyimlersin artık.

İki tarafa da uzaktan bakan, iki taraftan da bağlarını kolarmıș bir halde kalırsın.


Bunu herkes en az bir kere deneyimler hayatının belli bir noktasında.


Bu süreç senin dünyaya gelmeden önce hangi tarafa göre yaratıldığının kodlarını da ortaya çıkarır.

Yüksek benliğin anca araftan seslenir.

Dua, zikir elbette olacak. Ayetel kürsi ve ihlas okuyacaksın bol bol. İhlas süresi maymuncuk anahtar gibidir. Her kapıyı ya açar, ya da açacak olan anahtara seni yöneltir. Allahın en önemli ismi ihlas süresinde geçer. Sadece burada geçer hatta : Es Samed. Yani herşey ona muhtaç, o hiçbir şeye muhtaç değil.

Yani enerji ondan bize gelirse biz düzeltiriz ama biz onu aciz bırakmayız.

Biz bir var bir yokuz. Yani 1:0
Nefsini hiç bilmeyen de mevcudiyetini korur ama o bir yok bir yoktur. Yani 0:0
Allah ise bir var bir vardır yani 1:1

Yani gerçek güç, garanti güç Allahtır.
İnsan Allah'a yoneldikcr 1:1 olur. Mutmain olur. Egosuna yoneldikce 1:0 kalır. Ha yaşamaya devam eder ama çok çeker,cektirir. Eksiklik bilinci olmadığı için sorunlarını da çözemez.




Araf hali kutsaldır. O hallere tüm samimiyetle girilip tüm samimiyetle cikilmalidir. Çünkü cennetlik mi cehennemlik mi olduğunun üstü kapalı kodlarına ulașırsın. Kimse uzun süre arafta kalmaz bu arada.


Dua et. Fatiha, felak nas, ihlas ve Ayetel kursi ile kendine takviye ol.
Bu faydalı yorumun için çok teşekkür ederim. İyilik seninle olsun. Hepsini deneyeceğim.
 

doacan

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Mar 2018
Mesajlar
61
Tepkime puanı
123
Sorununuzun ne olduğunu bilmediğiniz için, farklı meditasyon teknikleri denediniz mi? Örneğin, geçmişi serbest bırakmak adına yönkendirmelerin mevcut olduğu meditasyonlar var, bunun için size şahsi deneyimimi teminat gösterebilirim. Eğer gerçekten odaklanıp meditasyonu gerçekleştirirseniz sorunlarınızla yüzleşiyor ve düzenli bir periyotla serbest bırakabiliyorsunuz.

Motivasyon kanalları takip edin. Motivasyon yazıları okuyun. Son zamanlarda çok beğendiğim motivasyon hesabı buldum birkaç tane. Sanki ruh halime göre karşıma çıkıyor gibiler.

Hayat yaşamasını bilene çok güzel. Her zaman sorunlar olacaktır. Her zaman eksiklikler olacaktır. Hiçbir şey olmasa dahi, kendi zihninizde yankılanan sesler olacaktır. Benliğiniz bir zaman sonra sorunları yüzünüze vuracak, sizi yetersiz hissettirmek için elinden geleni yapacaktır.

Sadece soruna odaklanmayın. Dün yine forumda yazılan yorumlardan birinde görmüştüm. Negatife odaklanmanın kolay olduğunu, pozitife odaklanmanın zor olduğunu söylüyordu. Hayatınıza ve gelecekte istediğiniz hayatınıza odaklanın. Olumsuz düşünceler elbet olacaktır. Onlarla savaşmayın, olumlu anlarla onları süslemeyi deneyin.

En önemlisi, bir sabah kalkıp neşeyle doldum bugün herşey harika diye haykırmayın. Benliğinize iyi olması için aniden yüklenmeyin. Yavaş yavaş kendinizi iyiye yöneltin, huzurun yavaş yavaş dolduğunu hissedeceksiniz. Bol bol hayal kurun, gerçekleşmez diye hayallerinizin önünü kesmeyin. Siz hayal ediyorsanız neden olmasın?

Düşüncelerinizi ufaktan değiştirmeye çalışın. Yavaş adımlarla zihninizi iyilikle süsleyin. Enerjinin yavaşça içinize aktığını hissedin. Hayatı sevin. Yaşamak isteyin. Bu dünyaya yalnızca bir iş, eş sahibi olmak için gelmediğinizi anlayın. Sizin sınavınız size özgüdür. Bu dünyada var olmanızın sebebini dünyevi kalıplara sığdırmayın. Sözde başarılara ulaşamadığınız için ruhunuza işkence etmeyin. Herşeyin bir sebebi vardır.

Son olarak bugün karşıma çıkan motivasyon cümlesini sizinle paylaşmak istiyorum. "Hayatınıza birinin gelip güzelleştirmesini beklemeyin. Gidin ve ne istiyorsanız alın. Kendi kahramanınız olun."
 

Xian

Banlı Kullanıcı
Katılım
23 Nis 2017
Mesajlar
25
Tepkime puanı
38
belki klişe olacak ama uzman psikolog yardımı almayı deneyebilirsin. çünkü yazdıkların major depresyona işaret ediyor. ve depresyonun temelinde yatanı bulup ona göre yol izlemedikçe, yapılan meditasyonlar vesaireler durumu hafifletmeye yarar sadece. yani kısa vadeli bir faydası olur sana. bu yüzden yukarıdaki tavsiyeleri uygularken aynı zamanda destek alman gerekir. tabi düşünürsen.
 

Aisling

Kayıtlı Üye
Katılım
31 Tem 2016
Mesajlar
978
Tepkime puanı
1,487
Konum
HARİKALAR DİYARINDA
Hayatınızı bir şeyler ile dolduruyor musunuz? Okul, iş, hobi, meşgale, bir şeylerin sorumluluğunu almak? İlginizi çeken bir konuyu araştırmak? Boşlukta kalmanın sebebi belkide boş durmaktandır. Bir şeyler ile uğraştığımız , başardığımız sürece mutlu oluyoruz.
 
Ü

Üye silindi 58480

Ruhsal boşluktan kurtulmak için yine ruhsal boşluğa ihtiyaç vardır. Ruhsal boşluğa düşmeyen seçilmișlerden de olamaz.

***

İnsan haz ve keyif tüketterek yaşamaya alıştı.

***

Bu da kendisi için gerçekle Yüzleșme blokajı ve gerçeği kabul etme korkusuna dönüştü.

***

Hobiler, uğrașılar vs ruhu besleyebileceği şekilde ele alınmalıdır.

***

Hangi hobinin sizi iyi hissettirdiğinin beyin için hiçbir önemi yoktur. Beyin sadece dopamin salgılar. Siz de mutluluğun kaynağını hobinizden bilirsiniz.

İşte bu da bir çeşit yanilgidir. Çünkü ruhsal boşluk sizi hakikate davet etmek için gelir. Ama siz hakikat ile Yüzleșme korkunuzdan dolayı yine hobinize sarılırsınız. Ve erteleme olușur.

***

Bazen de iç bunalımı öyle ertelenir ve birikir ki artık sizi hobileriniz ve eș dost, keyifli partiler vs de kurtaramaz.

Ruhunuz sizi sonsuza kadar terketmekle tehdit eder çünkü. İşte o noktada hakikat kapısı artık kesin olarak aralanmalı ve oradan içeriye girilerek herşey geri kazanilmalidir.




***

Unutmayın ki hayattan aldığınız zevk hobilerinizden vs kaynaklanmıyordu : aksine hobilerinizden vs aldığınız zevk sağlıklı bir ruhunuz olmasından kaynaklanıyordu. Ruh bozuldu mu o hobiler size azap olmaya başlar. En pozitif insanları bile görmek istemezsiniz. Ya da onların enerjilerine irade dışı musallat olursunuz. Yani ortamın enerjisini düşüren kişi siz olursunuz.


***

Ruh ise ancak ve ancak hakikat ile beslenebilir. Hobiler, arkadaşlar, keyif veren şeyler vs ancak sonuçtur. Sebep değil.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Ü

Üye silindi 58480

Ayette biz size süre veriyoruz diyor.
Çok net.

İnsan dünyaya kozmik irade tarafından avans verilerek başlatılıyor.

O avans ise doğuştan gelen yaşama sevinci ya da işte sıfır sorunlu bir hal olarak bize yansıyor. Enerji bazlı bir avans çekerek geliyoruz buraya.

Ve kum saatimiz başlatılıyor. Herkesin bir süresi var, kim ki kendi süresini tüketiyor ve hakikatle yüzleşmiyor, işte bir anda Araf denen boşluğa alınıyor.

Ayet net : biz dünyada süre verdik diyor.
Başka bir ayet : dünya hayatını, içinde oyalanın diye yaratmadık. Diyor. Bugün tüm hayatlar oyalanma oldu. Yani mutsuzluk hak oldu üzerimize.

Bu iki ayet kesin olarak hakikatle yüzleşmeyen kişilerin ellerinden nurunun ve yaşama sevincinin alınacağını da söylüyor.

İçinden nuru alınmıș kişilere dikkat edin, egosal bir keyif alma dürtülerine yatırım yaparlar çaresizlikten. İçten içe huzursuzdurlar. Ama dıș aleme sükse yaparak, dikkat cezbederek, birilerini mahrum hissettirerek insanların enerjilerini çalarak beslenirler artık.

Çünkü kendi gelir kapıları olan ruhları onları terketmistir ama onlar başka saf ruhların kullanılmış enerji artıkları ile beslenmek zorunda kalmișlardır. Hem başkalarının enerjilerine muhtaçtırlar hem de o kişileri kötü hissettirerek bu enerjiyi onlardan psișik bir yağmalama ile çalarlar. Bunu bilerek yapan olduğu gibi, bilmeden yapan da olur.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Eleman

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Tem 2014
Mesajlar
107
Tepkime puanı
47
İş
Tasarim ve El Sanatları
Bu günlerde topraklanmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Toprağa çıplak ayakla basarak negatif enerjinizi yok edebilirsiniz. Dar vakitlerde ayakla basamasam dahi, ellerimle yere dokunarak temas ediyorum. Faydasını gördüğüm için tavsiye etmek istedim.
 
Ü

Üye silindi 58480

Bu günlerde topraklanmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Toprağa çıplak ayakla basarak negatif enerjinizi yok edebilirsiniz. Dar vakitlerde ayakla basamasam dahi, ellerimle yere dokunarak temas ediyorum. Faydasını gördüğüm için tavsiye etmek istedim.

Aynı şekilde duş almak ta etkili. Hatta genelde su elementi, topraktan daha evvel anılmıștır dengelenme noktasında.

Ama bir incelik var.
Hepimizin ıskaladığı bir incelik :


Duş alırken tam topraklanmayı bașaramıyoruz.

Çünkü tek bir nokta ucu kadar bile kuru yer kalmamalı. Çünkü su statik elektriği götürürken, kuru kalan yerlerde negatif ağırlık birikiyor, yoğunluk oralarda belirginleșiyor ve oradan yine bütün vücuda kısa sürede yayılıyor.


Bazı bayanlar hatta uzun saçlı erkekler saçları yağlanır diye baș bölgelerini es geçiyorlar mesela. İşte statik elektrik baş bölgesinde birikiyor bu sefer. Elbette duşun faydasını alıyor. Ama tam topraklanma eşiğini deneyimleyememiș oluyor.


O yüzden su ile topraklanma deneyimini tam yaşamak için parmağında yüzük bile olsa yüzüğünü, kupeni vs yerinden oynatman gerekir derler eskiler. İğne ucu kadar alanın bile kuru kalmadığına emin ol derler. O da ironik olarak baş bölgesinin iyi şekilde ıslatıldına emin olman için.

Çünkü su, iğne ucu kadar bile bir delikten akabilecek haldedir. Statik elektrik ise iğne ucundan bile daha ince bir kablodan geçebilecek bir sabote edici enerji çeşididir.





Herkes toprak ile topraklanamaz imkan bulamazsa ama su enerjisini daha verimli kullanabilir. :) elimizin altında çünkü ama usul bilmiyoruz
 

dünyalı

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Nis 2010
Mesajlar
455
Tepkime puanı
772
Aynı şekilde duş almak ta etkili. Hatta genelde su elementi, topraktan daha evvel anılmıștır dengelenme noktasında.

Ama bir incelik var.
Hepimizin ıskaladığı bir incelik :


Duş alırken tam topraklanmayı bașaramıyoruz.

Çünkü tek bir nokta ucu kadar bile kuru yer kalmamalı. Çünkü su statik elektriği götürürken, kuru kalan yerlerde negatif ağırlık birikiyor, yoğunluk oralarda belirginleșiyor ve oradan yine bütün vücuda kısa sürede yayılıyor.


Bazı bayanlar hatta uzun saçlı erkekler saçları yağlanır diye baș bölgelerini es geçiyorlar mesela. İşte statik elektrik baş bölgesinde birikiyor bu sefer. Elbette duşun faydasını alıyor. Ama tam topraklanma eşiğini deneyimleyememiș oluyor.


O yüzden su ile topraklanma deneyimini tam yaşamak için parmağında yüzük bile olsa yüzüğünü, kupeni vs yerinden oynatman gerekir derler eskiler. İğne ucu kadar alanın bile kuru kalmadığına emin ol derler. O da ironik olarak baş bölgesinin iyi şekilde ıslatıldına emin olman için.

Çünkü su, iğne ucu kadar bile bir delikten akabilecek haldedir. Statik elektrik ise iğne ucundan bile daha ince bir kablodan geçebilecek bir sabote edici enerji çeşididir.





Herkes toprak ile topraklanamaz imkan bulamazsa ama su enerjisini daha verimli kullanabilir. :) elimizin altında çünkü ama usul bilmiyoruz

Dennise yaradan bizi bizden iyi biliyor. .
Ondan uzaklaştıkça insan kendine uzak duruyor da farkında değil..... Dinimiz ne güzel hem bilimle eşdeğer hem insanın meşrebine de anlayana
 
Üst