sevimkoşkatilgeldi
Kayıtlı Üye
Bugüne kadar inişleri ve çıkışları olan bir hayat yaşadım. Sorunlarımla kendim başa çıkamayacağımı düşündüğüm birkaç defa psikologlardan destek aldım. Hepsinin ortak kanısı, problemleri yenebilecek kadar güçlü ancak normalden fazla hassas bir insan olduğumdu. Onlara göre sorunlu değil, sadece duygularımı derin ve uzun süreli yaşıyordum. Kısacası pek faydaları dokunmadı. Zaten zamanla ben de kendimi olduğum gibi kabul ettim. Üzüldüğüm olayları diğer insanlardan çok daha geç unutmaya ve daha derinden yaşamaya alıştım.
Yapı meselesi olsa gerek ki ilişkilerimde istisnasız her zaman terk edilendim. Biten her ilişkinin ardından normale dönmem ise ciddi şekilde uzun zaman alırdı. Sabahları yüreğimde acıyla uyanırdım. Geri dönmesini bekler yada aramamak için kendimi zor tutardım. Her defasında alıştığım, bağlandığım, sevdiğim insanı bir daha göremeyeceğim gerçeğini hazmetmek inanılmaz sancılı bir süreç olurdu.
Sonuncusu da böyleydi. Gitmesin diye çok şey yaptım. Arada bir defa bir haftalık ayrılığa bile dayanamayıp dönmesini isteyen bendim. Fakat malum sonu yine gördüm. 800 km. yolu araba ile gece tek başıma ilişkimi kurtarmak için gittim. Başka birisi vardı yanında, benimle görüşmedi bile. Hiçbir şey ilk değildi benim için. Başka biri için terk edilmek, görüşülmeye değer görülmemek, yalnız bırakılmak, kavga, düşmanca ayrılık… Tanıdık nedenler değişmediği gibi her sonda hissettiğim o derin acı yine kalbimdeydi. Dinlenecek bir yerim olmadığından ağlaya ağlaya aynı yolu geri geldim birkaç saat sonra.
Eve dönebildiğimde akşam olmuştu ve yorgunluktan çok üzüntüden perişan haldeydim. 10 saatlik dönüş yolu boyunca ağlamış ve ondan ayrılmamak için bağıra bağıra yalvarmıştım Allah’a. Onca şeye rağmen bir mesaj atsa aynı yolu tekrar gidecektim. Sonra her ayrılık gecesi gibi, artık onun yok olduğunu ve sabah hissedeceğim derin ağrıyı düşünerek gözlerim yaşlı uykuya daldım.
Buraya kadar her şey normal. Ancak sabah uyandığımda hiçbir şey hissetmediğimi fark ettim. Sanki hiç bitmemiş, her şey yolundaymış gibi huzurluydum. Aylarca süren kavgalar olmamış, beni bırakmamış, dört dörtlük ilişkim devam ediyormuş gibi… Günler geçti ama ne üzüntü ne arama isteği ne de yalnızlık hissi duydum. İki hafta böyle rahat geçince bir terslik olduğunu düşünüp yeniden psikoloğa gittim. “Tamam işte ne güzel, tadını çıkar.” havasında gönderdi beni muayenehaneden.
Küçük veya büyük bir travmayı bir gece içinde atlatmanın -en azından benim için- mümkün olmadığına eminim. Sanki öylesine bir ara vermişiz ve yakında her şey çok daha güzel olacakmış gibi hissetmem oldukça tuhaf. Zira objektif olarak bu mümkün değil. Bu kadar rahat olmam beni gerçekten rahatsız etmeye başladıysa da elimden gelen bir şey yok. En azından bir yerlere yazayım da içimi dökeyim diye düşündüm.
Herkese iyi forumlar.
Yapı meselesi olsa gerek ki ilişkilerimde istisnasız her zaman terk edilendim. Biten her ilişkinin ardından normale dönmem ise ciddi şekilde uzun zaman alırdı. Sabahları yüreğimde acıyla uyanırdım. Geri dönmesini bekler yada aramamak için kendimi zor tutardım. Her defasında alıştığım, bağlandığım, sevdiğim insanı bir daha göremeyeceğim gerçeğini hazmetmek inanılmaz sancılı bir süreç olurdu.
Sonuncusu da böyleydi. Gitmesin diye çok şey yaptım. Arada bir defa bir haftalık ayrılığa bile dayanamayıp dönmesini isteyen bendim. Fakat malum sonu yine gördüm. 800 km. yolu araba ile gece tek başıma ilişkimi kurtarmak için gittim. Başka birisi vardı yanında, benimle görüşmedi bile. Hiçbir şey ilk değildi benim için. Başka biri için terk edilmek, görüşülmeye değer görülmemek, yalnız bırakılmak, kavga, düşmanca ayrılık… Tanıdık nedenler değişmediği gibi her sonda hissettiğim o derin acı yine kalbimdeydi. Dinlenecek bir yerim olmadığından ağlaya ağlaya aynı yolu geri geldim birkaç saat sonra.
Eve dönebildiğimde akşam olmuştu ve yorgunluktan çok üzüntüden perişan haldeydim. 10 saatlik dönüş yolu boyunca ağlamış ve ondan ayrılmamak için bağıra bağıra yalvarmıştım Allah’a. Onca şeye rağmen bir mesaj atsa aynı yolu tekrar gidecektim. Sonra her ayrılık gecesi gibi, artık onun yok olduğunu ve sabah hissedeceğim derin ağrıyı düşünerek gözlerim yaşlı uykuya daldım.
Buraya kadar her şey normal. Ancak sabah uyandığımda hiçbir şey hissetmediğimi fark ettim. Sanki hiç bitmemiş, her şey yolundaymış gibi huzurluydum. Aylarca süren kavgalar olmamış, beni bırakmamış, dört dörtlük ilişkim devam ediyormuş gibi… Günler geçti ama ne üzüntü ne arama isteği ne de yalnızlık hissi duydum. İki hafta böyle rahat geçince bir terslik olduğunu düşünüp yeniden psikoloğa gittim. “Tamam işte ne güzel, tadını çıkar.” havasında gönderdi beni muayenehaneden.
Küçük veya büyük bir travmayı bir gece içinde atlatmanın -en azından benim için- mümkün olmadığına eminim. Sanki öylesine bir ara vermişiz ve yakında her şey çok daha güzel olacakmış gibi hissetmem oldukça tuhaf. Zira objektif olarak bu mümkün değil. Bu kadar rahat olmam beni gerçekten rahatsız etmeye başladıysa da elimden gelen bir şey yok. En azından bir yerlere yazayım da içimi dökeyim diye düşündüm.
Herkese iyi forumlar.