Ourobos eski Yunanca'da 'kuyruğunu yiyen yılan' anlamını taşır ve mitolojide sürekli olarak kendi kuyruğunu yiyen ve doğanın ebedi döngüsünü simgeleyen yılandır. Bu imge, aslında gücünü kendi içinde onu un ufak eder; kendi gücünü yiyerek (veya kendine yönelterek) kendini mahveder.
Kuyruğun psikanalitik terimle ‘fallus’u (gücü) temsil ettiğini varsayarsak, kişi kendi gücünü kendi eliyle yok etmektedir.
En eski çizimi M.Ö. 1600 yıllarında Mısır’da görülen simge, daha sonra Fenikelilerce, sonra da, Yunanlılarca kullanılmış ve Ourobos adını almıştır. Ourubos’un sembolü her ne kadar yaygın olsa da, anlamı evrensel değildir. Eski anlamları simya sanatlarında kullanılırmış; tamamlanmışlık, değişim, bütünlenme, denge, kendine yetme gibi değerleri barındırırmış. Kimi zaman yin-yang gibi tezatların bileşimini de simgeleyen Ourobos, yaşamda olduğu gibi tezatların aslında birlikte, birbirinin yanında var olduğunu, dönüşüm ve devinim içinde olduklarını anlatır. Bu bağlamda Ourobos yarı aydınlık, yarı karanlık olarak simgelenir. Ortaçağda simyacılığın simgesi olarak bilinç ve bilinçaltını birleştirmekte kullanıldığı bilinmektedir.
Alıntı:
Haset ve Rekabet - Kendi Kuyruğunu Yiyen Yılan
Leylâ Navaro, Remzi Kitabevi, 2011