"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Ölüm Korkusu

grumpynoob

Kayıtlı Üye
Arkadaşlar 16 yaşındayım ve Lise 1 e gidiyorum. Müslümanım fakat dinde kafamda biraz şüpheler var. Her neyse ölümden korkuyorum ölüm anı, şimdiki gibi olamama, cennet cehennem olayı. Çok korkuyorum :( Tavsiyelerinizi ve yardımlarınızı bekliyorum.
 
Her canlı elbet bir gün ölümü tadacaktır. Sen daha genç yaştasın, insan elbette merak ediyor acaba ne zaman öleceğim, ne olacak, nasıl olacak diye ? İnsan meraklı bir varklıktır acaba o sonsuzluk hissi nasıl olacak filan diye çok düşünürsün. Bu konulara fazla kafa yormamak gerek öyle bir his geldiğinde bir namaz kıl iyi gelecektir.
Ne gelirse ya meraktan ya meraktan gelirmiş boşver bazı şeyler gizemi ile güzel.
 
Ölüm korkusu İnsanoğlunun en büyük korkusudur,ölüm garanti olan tek şeydir ve her an ona doğru koşuyoruz,elimizdeki bu nispeten taltı hayat bitecek ve toprağın içine girileceği düşüncesi çoğu insanı dindar yapmıştır (tümünü değil),ölümden sonra yaşam vardır ama ben şahsen cehennem inacını saçma buluyorum,Tanrı yarattığı bu aciz ve kısıtlı kişiyi kısacık hayatında kendine boyun eğmedi diye sonsuza dek fırına atacak değildir,dinler bunu o zamanlar yola gelmez insanları yola getirmek için ortaya atmış olabilir.
Korku içinde olan insanlar boyun eğici olurlar ve kolay yönetilirler,cehennem insanların korkularıdır,kıskançlığıdır,değersizlik duygularısdır,öfkesidir,yalnızlık duygusudur,saplantılarıdır,etten kemikten olarak yaşadıklarıdır zaten cehennemde yaşıyoruz ,manevi olarak yükselmiş kişileri saymasak sıradan insanlar sürekli korku,kavga,hır,gür içinde zaten nerede yaşadığı belli.
 
sadece çok çok büyük günah işleyenler cehennemde uzun süre yanacak bir kaynağa göre cehennemdeki son insanı bile allah affedecek
bazı kaynaklardada suçu büyük olanlar sonsuda dek acı çekecek der
sen sadece şunu bil :

mahşer günü geldiğinde allah kullarını affetmek için bahane ararmış , çok günahı olan bir kişi hayatının kısacık bir anında bir kaç kırıntı ekmeği karınca yuvasının kenarına koydu diyede onu affedip cennetine alırmış

Allah semâvat ve arzı yarattığı gün, yüz rahmet yaratmıştır. Bunlardan birini arza indirmiştir. İşte bunun sayesinde bir anne çocuğuna karşı şefkat duyar, hayvanlar, kuşlar birbirlerine şefkat duyarlar. Allah geri kalan doksandokuz rahmeti, Kıyamet günü için (kendine) saklamıştır. Kıyamet gününde onları bu rahmetle yüze tamamlayacak.
 
sen lise 1 e gidiyosun ve 16 yaşındasın , ben 18 yaşındayım ve lise 3 e gidiyorum
sen ölümden korkuyosun ne garip ama ben korkmuyorum yanlış anlama bu sen çocukmusun neden korkuyosun veya ben senden daha üstünüm konuşması değil

ben , genel olarak vurdum duymaz biriyim ve beni sevdikleriminölümü daha çok endişelendiriyor
sen , sence neden korkuyosun peki
daha yaşayamadığın hayallerini yaşayamamaktan mı yada bu dünyaya fazla bağlı olmandan mı
ben daha senin yaşındayken pek çok kötü şey yaptım , alkol , madde , bunların en hafiflerinden
ailem varlıklı ama sırf elime daha çok para geçsin ve dilediğim gibi yaşayayım diye madde satmayı dahi ciddi ciddi düşündüm
ben sana bunları yapma diye klişe öğütler vericek değilim
aklın var , doğru olanın ne olduğunu biliyosun
şimdi gelelim esas soruya bu da benim sana sorum

ben ölümden korkmuyorum , peki neden bi insan ölümden korkmaz
 
Ölüm sadece başka bir yolculuk.Hepimizin aşması gereken... aklıma hep bu söz gelir ve bana gün verir yüzüklerin efendisinde gandalfın sözüydü. Bende ölümden hiç korkmuyorum ama umarım acısız ve asil bir ölümüm olur :)
 
Müşrikin biri Hz. Ali`ye -Ya Ali,bu kadar ibadet ediyorsunuz,günde 5 vakit namaz kılıp bedenen yoruluyorsunuz,oruc tutup aç kalıyorsunuz,zekat verip malınızı dağıtıyorsunuz peki ya cennet cehennem yoksa.Hepsi boşa gidecek yaptıklarınız.Hz Ali r.a. cevaben buyurmuşki: -evet o dediklerini yapıyoruz ve yüksünmüyor zorsunmuyoruz.ahiret-cennet cehennem yoksa bile pek bir şey kaybetmiş olmayız.Peki ya varsa,siz ne yapacaksınız? Müşrik orada iman ediyor. İşte böyle. Biz günahkarlara elbette ölüm korkunç gelir.Çünkü elimiz boş,insan gittiği yere eli boş gitmezmiş (kendi nefsime söylüyorum) ben elimde günahlarımla Kapısına dayanacağım Rabbimin. Ama Allah dostları için hiçbir korku ve üzüntü yoktur, onlar için ölüm sevgiliye kavuşmak için düğün dernek demektir.
 
Bu yaziyi daha once paylasmistim, anlam yuklu bir yazi, dusunmenize yardimci olmasi dilegiyle....

Anne rahmine düşen ikiz kardeşler önceleri her şeyden habersizmiş. Haftalar birbirini izledikçe onlar da gelişmişler. Elleri, ayakları, iç organları oluşmaya başlamış. Bu arada, etraflarında olup biteni fark etmeye başlamışlar. Bulundukları rahat, güvenli yeri tanıdıkça mutlulukları artmış. Birbirlerine hep aynı şeyi söylüyorlarmış:
"Anne rahmine düşmemiz, burada yaşamamız ne harika değil mi? Hayat ne güzel şey be kardeşim!"
Büyüdükçe, içinde yaşadıkları dünyayı keşfe koyulmuşlar. Öyle ya, hayatın kaynağı neymiş?İşte bunu araştırırken, karşılarına anneleriyle onları birbirine bağlayan kordon çıkmış. Bu kordon sayesinde, hiçbir zahmet çekmeden, güven içinde beslenip büyütüldüklerini tespit etmişler.
"Annemizin şefkati ne kadar büyük! Bize bu kordonla ihtiyacımız olan her şeyi gönderiyor."
Artık aylar birbiri ardınca geçiyor. İkizler hızla buyuyor, diğer bir deyişle " yolun sonu "na yaklaşıyormuş. Bu değişiklikleri hayretle gözlemlerken, bir gün gelip bu güzelim dünyayı terk edeceklerinin işaretlerini almaya başlamışlar.
Dokuzuncu aya yaklaştıklarında, bu işaretleri daha kuvvetli hissetmeye başlamışlar. Durumdan telaşlanan ikizlerden birisi diğerine sormuş:
"Neler oluyor? Bütün bunların anlamı nedir?"
Öteki daha sakin aklı başındaymış. Üstelik, bulundukları bu dünya çoğu zaman ona yetmiyor; duyguları daha geniş bir alemi arzuluyormuş. O cevap vermiş: "Bütün bunlar, bu dünyada daha fazla kalamayacağız anlamına geliyor ."
Ve eklemiş: "Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz."
"Ama ben gitmek istemiyorum." diye haykırmış kardeşi. "Hep burada kalmak istiyorum."
"Elimizden gelen bir şey yok. Hem, belki doğumdan sonra hayat vardır."
"Bize hayat veren o kordon kesildikten sonra bu nasıl mümkün olabilir ki? diye cevaplamış öteki. "Bize hayat veren kordon kesilirse nasıl hayatta kalabiliriz, söyler misin bana? Hem, bak bizden önce başkaları da buraya gelmiş ve sonra da gitmişler. Hiçbirisi geri gelmemiş ki bize doğumdan sonra hayat olduğunu söylesin. Hayır bu her şeyin sonu olacak."
Bütün bunları söyledikten sonra eklemiş:
"Hem belki de anne diye bir şey yok!"
"Olmak zorunda" diye itiraz etmiş kardeşi. "Buraya başka türlü nasıl gelmiş olabiliriz, nasıl hayatta kalabiliriz ki? "
"Sen hiç anneni gördün mü ? diye üstelemiş öteki. "O belki de sadece zihinlerimizde var. Bir annemiz olduğu düşüncesi bizi rahatlattığı için onu belki de biz uydurduk. "
Böylece, anne rahmindeki son günleri derin sorgulamalar ve tartışmalarla geçmiş.
Sonunda doğum anı gelmiş çatmış. İkizler dünyalarını terk ettiklerinde gözlerini başka bir dünyaya açmışlar ve sevinçten ağlamaya başlamışlar. Çünkü gördükleri manzara hayallerinin bile ötesindeymiş.
"Gerçek keşif gezisi, yeni yerler aramak değil, yeni gözlerle bakabilmektir"
ALINTI
 
Bu yaziyi daha once paylasmistim, anlam yuklu bir yazi, dusunmenize yardimci olmasi dilegiyle....

Anne rahmine düşen ikiz kardeşler önceleri her şeyden habersizmiş. Haftalar birbirini izledikçe onlar da gelişmişler. Elleri, ayakları, iç organları oluşmaya başlamış. Bu arada, etraflarında olup biteni fark etmeye başlamışlar. Bulundukları rahat, güvenli yeri tanıdıkça mutlulukları artmış. Birbirlerine hep aynı şeyi söylüyorlarmış:
"Anne rahmine düşmemiz, burada yaşamamız ne harika değil mi? Hayat ne güzel şey be kardeşim!"
Büyüdükçe, içinde yaşadıkları dünyayı keşfe koyulmuşlar. Öyle ya, hayatın kaynağı neymiş?İşte bunu araştırırken, karşılarına anneleriyle onları birbirine bağlayan kordon çıkmış. Bu kordon sayesinde, hiçbir zahmet çekmeden, güven içinde beslenip büyütüldüklerini tespit etmişler.
"Annemizin şefkati ne kadar büyük! Bize bu kordonla ihtiyacımız olan her şeyi gönderiyor."
Artık aylar birbiri ardınca geçiyor. İkizler hızla buyuyor, diğer bir deyişle " yolun sonu "na yaklaşıyormuş. Bu değişiklikleri hayretle gözlemlerken, bir gün gelip bu güzelim dünyayı terk edeceklerinin işaretlerini almaya başlamışlar.
Dokuzuncu aya yaklaştıklarında, bu işaretleri daha kuvvetli hissetmeye başlamışlar. Durumdan telaşlanan ikizlerden birisi diğerine sormuş:
"Neler oluyor? Bütün bunların anlamı nedir?"
Öteki daha sakin aklı başındaymış. Üstelik, bulundukları bu dünya çoğu zaman ona yetmiyor; duyguları daha geniş bir alemi arzuluyormuş. O cevap vermiş: "Bütün bunlar, bu dünyada daha fazla kalamayacağız anlamına geliyor ."
Ve eklemiş: "Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz."
"Ama ben gitmek istemiyorum." diye haykırmış kardeşi. "Hep burada kalmak istiyorum."
"Elimizden gelen bir şey yok. Hem, belki doğumdan sonra hayat vardır."
"Bize hayat veren o kordon kesildikten sonra bu nasıl mümkün olabilir ki? diye cevaplamış öteki. "Bize hayat veren kordon kesilirse nasıl hayatta kalabiliriz, söyler misin bana? Hem, bak bizden önce başkaları da buraya gelmiş ve sonra da gitmişler. Hiçbirisi geri gelmemiş ki bize doğumdan sonra hayat olduğunu söylesin. Hayır bu her şeyin sonu olacak."
Bütün bunları söyledikten sonra eklemiş:
"Hem belki de anne diye bir şey yok!"
"Olmak zorunda" diye itiraz etmiş kardeşi. "Buraya başka türlü nasıl gelmiş olabiliriz, nasıl hayatta kalabiliriz ki? "
"Sen hiç anneni gördün mü ? diye üstelemiş öteki. "O belki de sadece zihinlerimizde var. Bir annemiz olduğu düşüncesi bizi rahatlattığı için onu belki de biz uydurduk. "
Böylece, anne rahmindeki son günleri derin sorgulamalar ve tartışmalarla geçmiş.
Sonunda doğum anı gelmiş çatmış. İkizler dünyalarını terk ettiklerinde gözlerini başka bir dünyaya açmışlar ve sevinçten ağlamaya başlamışlar. Çünkü gördükleri manzara hayallerinin bile ötesindeymiş.
"Gerçek keşif gezisi, yeni yerler aramak değil, yeni gözlerle bakabilmektir"
ALINTI

Çok teşekkürler :)
 
Müşrikin biri Hz. Ali`ye -Ya Ali,bu kadar ibadet ediyorsunuz,günde 5 vakit namaz kılıp bedenen yoruluyorsunuz,oruc tutup aç kalıyorsunuz,zekat verip malınızı dağıtıyorsunuz peki ya cennet cehennem yoksa.Hepsi boşa gidecek yaptıklarınız.Hz Ali r.a. cevaben buyurmuşki: -evet o dediklerini yapıyoruz ve yüksünmüyor zorsunmuyoruz.ahiret-cennet cehennem yoksa bile pek bir şey kaybetmiş olmayız.Peki ya varsa,siz ne yapacaksınız? Müşrik orada iman ediyor. İşte böyle. Biz günahkarlara elbette ölüm korkunç gelir.Çünkü elimiz boş,insan gittiği yere eli boş gitmezmiş (kendi nefsime söylüyorum) ben elimde günahlarımla Kapısına dayanacağım Rabbimin. Ama Allah dostları için hiçbir korku ve üzüntü yoktur, onlar için ölüm sevgiliye kavuşmak için düğün dernek demektir.


öncelikle verdiğiniz kıssadan dolayı teşekkür etmek istiyorum.Sizinle mehdi hakkında konuşmak istiyorum nickinizde de var.
 
Insan her yasta ölecek yastadir, korkularinizla yüzlesmenizi tavsiye ederim, kaldiki suan tam olarak neden korktugunuzuda bilmiyorsunuz zira ölüm hakinda bilgileriniz yeterli degil, bilgi edinin madem müslümansiniz ölüm Allah'a kavusmaktir. Boyut degisir insan bedensiz devam eder. Ölüm diye bir sey yok, en azindan bizim zan ettigimiz gibi, ölüm maddeden manaya gecmektir.Bu konuda ilminizi artirin ve sizi yaratani sevin, ondan geldik ona dönecegiz..
 
Her canlı birgün ölümü tadacaktır.İmam gazali ölüm ve ötesi adlı kitabını okumayı tavsiye ederim.Ben çok istifade ettim o kitaptan.Sende istersen istifade edebilirsin.Oradaki bilgiler sağlamdır.
 
Bir hadise göre:Dünya mümine zindan, kafire cennettir.
Gerçek bir müminsen ne mutlu ölüp zindanından kurtulacaksın.

Cehennem hakkında:İnsanın birinci cehennemi vicdanıdır bunu zaten Kuran diyor.İnsan ölünce algıları yükseliyor.Öldükten sonra kötü bir ruhsa acısı daha da katlanıyor.Allah'la bir olma yolunda ve onu tanıma hususunda kendini geliştirmediyse yada ateistse gök kapıları açılmıyor veya karanlıklar içinde kalıyor.
Kuranda geçen cehennem hakkında bazı ayetler:

(Görevli meleğe şöyle seslenirler:) “Ey Mâlik! Rabbin bizim işimizi bitirsin.” O da, “Siz hep böyle kalacaksınız” der. Zuhruf 77

9. Onlara şöyle denecek: "Yalanlamakta olduğunuz şeye (cehennem azabına) gidin."
30, 31. "Üç kola ayrılmış gölgeye gidin ki, o ne gölgelendirir ne de alevden korur."
32. Şüphesiz cehennem, her biri saray büyüklüğünde kıvılcımlar saçar.
33. Bunlar sanki birer kızıl devedir. Mürselat Suresi
 
Güzel bir söz vardır "Hasta olduğun için değil, hayatta olduğun için öleceksin"

İnsana bilmediği şeyler hep daha korkutucu geliyor ama sen bunu öyle ya da böyle yaşayacaksın.
Nasıl rüyadayken bunu farketmeyip uyandığında rüyaymış diyorsun aynen bunun gibi bir durum söz konusu. Ölüm bir uyanma halidir.
Onu tanıyıp kabullenmen ve sevmeye çalışman korkularını azaltıcaktır diye düşünüyorum :)
 
Ölümden korkmak iyidir aslında.Ama hangi manada?Ahiretten korkuyorsanız bu gerçekten çok iyidir.Yaptığınız kötülüklerin yanınıza kar kalmayacağını biliyorsunuz demektir.Hayatınızı Allah rızasına göre yaşayın inanın gerçekten belli bir süreden sonra ölümü ister hale geleceksiniz...
Zaten akıllı insan ölümü unutmayıp o bilinçle yaşayan insandır...
 
Dostum Kafanı Fazla Yorma Böyle Şeylere Ha Bügün Ha Yarın Öleceğiz Kaçarımız Yok SEn İyi Oldukça Bu Korkulardan Arınıcağından Eminim...
 
Geri
Üst