"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Ölülerin Ettiği Bedduadan Arınma Yolları Nelerdir?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Alakan
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
O enerjinin nasıl çözüleceği konusunda o enerjiyi okuyabilen, kodlarını çözebilen bir varlık yardımcı olabilir diye düşünüyorum. Buna ulaşmak için de tecrübeli bir insan usta.
 
Ölmüş kişilerin haklı sebepten kaynaklanarak sülaleye etmiş olduğu bedduadan arınmanın yolları nelerdir?

Haklı sebepten kaynaklı beddua enerjisi üzerine kurulu bir denklemde, asıl kilitleyici faktör bedduanın kendisi değildir.

Bedduaları soyuna ettirten, o enerjileri soyuna bulaștıran sorumsuz kişi veya kişiler tespit edilmelidir.

Kimse durduk yere tüm soyu etki altına alabilecek bir beddua etmez. Daha doğrusu rastgele edilmiş, kıskançlıktan kaynaklı bir beddua kesinlikle bir soyda nesilden nesile devam etmez. Buna kalkışan kişi kendi soyunu lanetlenmiş olur.

Demek mi bedduanın tutunabileceği uygun zemin oluşmuş olmalıdır.

Zulmün kaynağına inmek gerek yani. Onu da kendi soyumuzun bașkalarına ettiklerini üstlenerek yapabiliriz.


Buradaki üstlenme günahın bedelini üstlenenme değildir. Günahın bedelini günahı ilk ișleyen ve günahın uzantılarını soyuna musallat eden kişi üstlenir.

Buradaki üstlenme, öncelikle kutsal yönetimin, herkesi eșit tutan kurallarını anlama ve buna göre davranmayı öğrenmektir. Bir hayır veya da șer amelin uzantılarının çift yönlü sürprizlere gebe olabileceğini derinden kavrayan insan zaten bu denklemi doğru kullanmayı öğrenir ve hayatını kısa sürede toparlamanın formülünü elde eder.

Gerçek anlamda hayırlara yönelir.

Izdırap üstünden kalkana kadar değil, içine düștüğü Araf halinden yırtsın da eski hayatına kaldığı yerden devam etsin diye de değil. Bu davranış derin benlikte bir kaçış ve inkar anlamına gelir ve niyette gizli bir kod olușturur ve evrenin ișletme algoritmasına da sökmez. Evren adanmıșlık ve süreklilik sever. Gerçek derin duygulara bakar. Yani duygularımızın bile bir kısmı evrene ulașırken, bir kısmı adeta iyonosferden geri sekme yapar.
 
Son düzenleme:
Haklı sebepten kaynaklı beddua enerjisi üzerine kurulu bir denklemde, asıl kilitleyici faktör bedduanın kendisi değildir.

Bedduaları soyuna ettirten, o enerjileri soyuna bulaștıran sorumsuz kişi veya kişiler tespit edilmelidir.

Kimse durduk yere tüm soyu etki altına alabilecek bir beddua etmez. Daha doğrusu rastgele edilmiş, kıskançlıktan kaynaklı bir beddua kesinlikle bir soyda nesilden nesile devam etmez. Buna kalkışan kişi kendi soyunu lanetlenmiş olur.

Demek mi bedduanın tutunabileceği uygun zemin oluşmuş olmalıdır.

Zulmün kaynağına inmek gerek yani. Onu da kendi soyumuzun bașkalarına ettiklerini üstlenerek yapabiliriz.


Buradaki üstlenme günahın bedelini üstlenenme değildir. Günahın bedelini günahı ilk ișleyen ve günahın uzantılarını soyuna musallat eden kişi üstlenir.

Buradaki üstlenme, öncelikle kutsal yönetimin, herkesi eșit tutan kurallarını anlama ve buna göre davranmayı öğrenmektir. Bir hayır veya da șer amelin uzantılarının çift yönlü sürprizlere gebe olabileceğini derinden kavrayan insan zaten bu denklemi doğru kullanmayı öğrenir ve hayatını kısa sürede toparlamanın formülünü elde eder.

Gerçek anlamda hayırlara yönelir.

Izdırap üstünden kalkana kadar değil, içine düștüğü Araf halinden yırtsın da eski hayatına kaldığı yerden devam etsin diye de değil. Bu davranış derin benlikte bir kaçış ve inkar anlamına gelir ve niyette gizli bir kod olușturur ve evrenin ișletme algoritmasına da sökmez. Evren adanmıșlık ve süreklilik sever. Gerçek derin duygulara bakar. Yani duygularımızın bile bir kısmı evrene ulașırken, bir kısmı adeta iyonosferden geri sekme yapar.
Hocam iyi hoş güzel yazmışsınız teşekkür ederim.
İlk olarak evet kıskançlık ile edilen bir beddua değil. Sevdiği kişiye verilmeyip başkası ile evlendirildiği ve hayatı boyunca sevdiğinin suratına uzaktan bakmak zorunda kalarak geçirilmiş bir hayat neticesinde edilen beddua. Bir anlık siz de bulun şeklinde değil ölesiye kadar son nefesinde bile edilen bir bedduadan bahsediyorum. Bedduanın asıl muhattapları bile hayatta değil artık. Onu da anlayabiliyorum. Kimse suçunu kabullenip "ya biz hata ettik zamanında" dememiş.

Niyetler konusuna gelince ben bunların farkındayım. Farkında olarak kendi hayatımda açılım sağlayabiliyorum fakat bu konu sülalede bir iki kişiyi vurmuş bir konu değil. Maalesef istisna olmadan herkes bu durumda. Beddua edenin kendi çocukları dahil... Bu yazdıklarınız sadece farkındalık düzeyi yüksek olup idrak edebilenlerin hayatına etki ediyor. Geriye kalanlar ne olacak peki? Biz çok kalabalık bir aile değiliz (malum kimse evlenemiyor veya devam ettiremiyor) Herkes birbirine derin bağlarla bağlı. Birimizin üzüntüsü hepimize etki ediyor. Bu sebeple her koyun kendi bacağından asılır da diyemiyoruz
 
Herkes birbirine derin bağlarla bağlı.
Öncelikle mesajınızı yolladığınız zaman 14:14 . Ben buna çok dikkat ederim.
Google şu mesajı verdi.
İçgüdü ve Sezgi: 14:14, sezgilerinize güvenmeniz ve içgüdülerinizi takip etmeniz gerektiğine işaret edebilir. İçgüdüleriniz, zorluklarla başa çıkmanıza ve doğru yönde ilerlemenize yardımcı olacaktır. Denge ve Uyum: 14:14, yaşamınızdaki denge ve uyumu sağlamaya ihtiyaç duyduğunuzu gösteriyor olabilir.

Size nasıl yardımcı olacağı bilemiyorum, ama dikkate alın.

Sulalenizle bağ kesmeye tavsiye edecektim, ama sizin durumunuzda işe yaramaz, hemen onarılır.
Bu 14:14 mesajı anlamadiysaniz açıklayım.
 
Sevdiği kişiye verilmeyip başkası ile evlendirildiği ve hayatı boyunca sevdiğinin suratına uzaktan bakmak zorunda kalarak geçirilmiş bir hayat neticesinde edilen beddua.

Çok acı gerçekten. Daha acı bir senaryo düşünemezdim. Adam öldürmeye eșdeger nerdeyse, kaldı ki o bile tek celsede oluyor ve hayat devam ediyor bir süre sonra.

Bu ise doğrudan özgürlük ihlali. Ruhani bir müebbete mahkum edilmiș. Ruhani dipteki yaşamı kucaklama ait hissetme enerjimiz aslında tek sermayemizdir ve aslında kendimizi bu enerji sayesinde hayatın sıkıntılarının ardından toparlarız ve geliştiririz.

Hayati öneme sahip olan yaşama sevincine kastedilmiș. Çok korkunç bir engelleme oluşmuş.



***

Bununla birlikte, aile diziminde çok etkili bir yöntem var.

Bu yöntem beddua enerjisini ortadan kaldırmayı da vadetmiyor. Beddua edeni anlamayı, onunla empati kurmayı, onu onurlandırmayı size bașartıyor.

Böylece iki düşman soy arasında ilk arabulucu enerji siz olmuş oluyorsunuz. Emin olun doğru bir arabulucu iki tarafı da yatıștırabilen seçilmiș kişi oluyor.

Çünkü bedduanın ledününe bakarsak, onu atomik bazda masaya yatırırsak, tüm bedduaların aynı karșılanmamıș ihtiyaçtan tezahür ettiğini görürüz : anlaşılma isteği.

"Bana bu kötülüğü ettin, sen de aynısını gör, sen görmezsen soyundan çıksın ki beni anla." Bakın burada anlașılma feryadı var. Soya edilen bedduanin temelinde ise, soydan gelecek kişilerin evebeynlerine aynı sorunu yașatması ve bunun sonucunda çaresizliğin daha derinden hissedilmesi ihtiyacı vardır. Kişinin kendi ile değil, canından çok çok sevdiği, canına can katan evlatlarına dua ederler o yizden.


Burda da doğrudan yaşama sevincinin beslendigi kaynak hedeflenir.






Cozum ne olmalı?

Kesinlikle anlașılma istekleri bi kere karşılanmalı. Sadaka verip kurtulmak empatiden kaçmak olur. Daha kötüye gider ișler. Ruhaniyet bundan razı olmaz. Enerji borcu düșmez. Hatta kızdırıcı bir duruma dönüşebilir.


Sadece hallerinden anlayıp bırakmak gerek. Ama bu izdirapli olacaktır. Izdirab olacak ki beddua edenin frekansı ile doğru iletişim kurulacak.

Bu yapılmazsa hayat bunu zorla yapar. İlim sahibi insan hayatın ummadık yerden karma ödetmesini beklemez. Doğru ahvali takınır. Doğru olgunluk gösterir. Doğru empati kurar. Kesinlikle Bedel ödemeyeceğini bilir. Sadece uzantılarının izdirabi üzerinden ne kadar ileri gidilmiș olunduğunu anlar ve hayata karşı daha olgun bir ahval takınır. Çünkü her amel bir tohumdur. Sürekli hayır ișleri ile meşgul olması gerektiğini derinden anlar ve laneti kırar.
 
Çok acı gerçekten. Daha acı bir senaryo düşünemezdim. Adam öldürmeye eșdeger nerdeyse, kaldı ki o bile tek celsede oluyor ve hayat devam ediyor bir süre sonra.

Bu ise doğrudan özgürlük ihlali. Ruhani bir müebbete mahkum edilmiș. Ruhani dipteki yaşamı kucaklama ait hissetme enerjimiz aslında tek sermayemizdir ve aslında kendimizi bu enerji sayesinde hayatın sıkıntılarının ardından toparlarız ve geliştiririz.

Hayati öneme sahip olan yaşama sevincine kastedilmiș. Çok korkunç bir engelleme oluşmuş.



***

Bununla birlikte, aile diziminde çok etkili bir yöntem var.

Bu yöntem beddua enerjisini ortadan kaldırmayı da vadetmiyor. Beddua edeni anlamayı, onunla empati kurmayı, onu onurlandırmayı size bașartıyor.

Böylece iki düşman soy arasında ilk arabulucu enerji siz olmuş oluyorsunuz. Emin olun doğru bir arabulucu iki tarafı da yatıștırabilen seçilmiș kişi oluyor.

Çünkü bedduanın ledününe bakarsak, onu atomik bazda masaya yatırırsak, tüm bedduaların aynı karșılanmamıș ihtiyaçtan tezahür ettiğini görürüz : anlaşılma isteği.

"Bana bu kötülüğü ettin, sen de aynısını gör, sen görmezsen soyundan çıksın ki beni anla." Bakın burada anlașılma feryadı var. Soya edilen bedduanin temelinde ise, soydan gelecek kişilerin evebeynlerine aynı sorunu yașatması ve bunun sonucunda çaresizliğin daha derinden hissedilmesi ihtiyacı vardır. Kişinin kendi ile değil, canından çok çok sevdiği, canına can katan evlatlarına dua ederler o yizden.


Burda da doğrudan yaşama sevincinin beslendigi kaynak hedeflenir.






Cozum ne olmalı?

Kesinlikle anlașılma istekleri bi kere karşılanmalı. Sadaka verip kurtulmak empatiden kaçmak olur. Daha kötüye gider ișler. Ruhaniyet bundan razı olmaz. Enerji borcu düșmez. Hatta kızdırıcı bir duruma dönüşebilir.


Sadece hallerinden anlayıp bırakmak gerek. Ama bu izdirapli olacaktır. Izdirab olacak ki beddua edenin frekansı ile doğru iletişim kurulacak.

Bu yapılmazsa hayat bunu zorla yapar. İlim sahibi insan hayatın ummadık yerden karma ödetmesini beklemez. Doğru ahvali takınır. Doğru olgunluk gösterir. Doğru empati kurar. Kesinlikle Bedel ödemeyeceğini bilir. Sadece uzantılarının izdirabi üzerinden ne kadar ileri gidilmiș olunduğunu anlar ve hayata karşı daha olgun bir ahval takınır. Çünkü her amel bir tohumdur. Sürekli hayır ișleri ile meşgul olması gerektiğini derinden anlar ve laneti kırar.
O zaman empatlar bu konuda daha avantajlı kendi sebep oldukları acıları değil sadece hiç alakası olmayanlara bile üzülüyor, bedeli peşin ödüyor.
 
@Retro konu ile alakalı olmayan şeyler yazacağım için başta konu sahibi olmak üzere herkesten özür diliyorum sizin bu konularda bilginizin olduğunu düşünüyorum. Biraz merak ediyorum bu konuyu. Her semavi dinde varlık musallatı durumlarında varlığı dini ritüeller, dualar vs kovuyorlar. Örnek olarak bir İmam dua ettiği zaman ona Müslüman olan varlıkların onu dini bir lider olarak görerek yardım etmesiyle musallat olan varlık gidiyor olabilir mi yoksa duaların enerjisi ile mi varlık gidiyor ?
 
Öncelikle mesajınızı yolladığınız zaman 14:14 . Ben buna çok dikkat ederim.
Google şu mesajı verdi.
İçgüdü ve Sezgi: 14:14, sezgilerinize güvenmeniz ve içgüdülerinizi takip etmeniz gerektiğine işaret edebilir. İçgüdüleriniz, zorluklarla başa çıkmanıza ve doğru yönde ilerlemenize yardımcı olacaktır. Denge ve Uyum: 14:14, yaşamınızdaki denge ve uyumu sağlamaya ihtiyaç duyduğunuzu gösteriyor olabilir.

Size nasıl yardımcı olacağı bilemiyorum, ama dikkate alın.

Sulalenizle bağ kesmeye tavsiye edecektim, ama sizin durumunuzda işe yaramaz, hemen onarılır.
Bu 14:14 mesajı anlamadiysaniz açıklayım.
Çok iyi anladım. Uzun zamandır da farklı kanallardan aldığım bir mesaj bu. Dikkate almadığım için son kez sizin aracılığınız ile uyarıldım. Teşekkür ederim aracılık ve cevap için.
Çok acı gerçekten. Daha acı bir senaryo düşünemezdim. Adam öldürmeye eșdeger nerdeyse, kaldı ki o bile tek celsede oluyor ve hayat devam ediyor bir süre sonra.

Bu ise doğrudan özgürlük ihlali. Ruhani bir müebbete mahkum edilmiș. Ruhani dipteki yaşamı kucaklama ait hissetme enerjimiz aslında tek sermayemizdir ve aslında kendimizi bu enerji sayesinde hayatın sıkıntılarının ardından toparlarız ve geliştiririz.

Hayati öneme sahip olan yaşama sevincine kastedilmiș. Çok korkunç bir engelleme oluşmuş.



***

Bununla birlikte, aile diziminde çok etkili bir yöntem var.

Bu yöntem beddua enerjisini ortadan kaldırmayı da vadetmiyor. Beddua edeni anlamayı, onunla empati kurmayı, onu onurlandırmayı size bașartıyor.

Böylece iki düşman soy arasında ilk arabulucu enerji siz olmuş oluyorsunuz. Emin olun doğru bir arabulucu iki tarafı da yatıștırabilen seçilmiș kişi oluyor.

Çünkü bedduanın ledününe bakarsak, onu atomik bazda masaya yatırırsak, tüm bedduaların aynı karșılanmamıș ihtiyaçtan tezahür ettiğini görürüz : anlaşılma isteği.

"Bana bu kötülüğü ettin, sen de aynısını gör, sen görmezsen soyundan çıksın ki beni anla." Bakın burada anlașılma feryadı var. Soya edilen bedduanin temelinde ise, soydan gelecek kişilerin evebeynlerine aynı sorunu yașatması ve bunun sonucunda çaresizliğin daha derinden hissedilmesi ihtiyacı vardır. Kişinin kendi ile değil, canından çok çok sevdiği, canına can katan evlatlarına dua ederler o yizden.


Burda da doğrudan yaşama sevincinin beslendigi kaynak hedeflenir.






Cozum ne olmalı?

Kesinlikle anlașılma istekleri bi kere karşılanmalı. Sadaka verip kurtulmak empatiden kaçmak olur. Daha kötüye gider ișler. Ruhaniyet bundan razı olmaz. Enerji borcu düșmez. Hatta kızdırıcı bir duruma dönüşebilir.


Sadece hallerinden anlayıp bırakmak gerek. Ama bu izdirapli olacaktır. Izdirab olacak ki beddua edenin frekansı ile doğru iletişim kurulacak.

Bu yapılmazsa hayat bunu zorla yapar. İlim sahibi insan hayatın ummadık yerden karma ödetmesini beklemez. Doğru ahvali takınır. Doğru olgunluk gösterir. Doğru empati kurar. Kesinlikle Bedel ödemeyeceğini bilir. Sadece uzantılarının izdirabi üzerinden ne kadar ileri gidilmiș olunduğunu anlar ve hayata karşı daha olgun bir ahval takınır. Çünkü her amel bir tohumdur. Sürekli hayır ișleri ile meşgul olması gerektiğini derinden anlar ve laneti kırar.
Kesinlikle anlaşılmak gerekiyor. Beklediği tek şey anlaşılmak. Zaten çok iyi bir kadınmış. Sadece anlaşılamamış. Kimse sorumluluğu üstlenmemiş. Hayattayken bir kere olsun anlaşıldığını hissetseydi böyle olmazdı.

Çalışmalarımda sürekli onu anladığımı dile getiriyorum. Anlıyorum, görüyorum, biliyorum. Lütfen artık huzur bul ve biz de huzura kavuşalım diyorum ama nafile suratındaki mutsuzluk ve kızgınlık asla gitmiyor. Sadece mezarlıkta bir çalışma yapıldı. Orada biraz rahatlama olmuştu enerjide. Biz de sürekli "bizim ne suçumuz vardı ki" mentalitesi ile yaklaştık olaya. Hata buradaydı. Ayağa takılan taş gibi yaklaşmak hiç doğru olmadı. Dediğiniz gibi sadece söylemek yetmiyor. O acıyı en derinden anlamak, hissetmek gerekiyor.

Her birinize zaman ayırıp cevap verdiği için tekrar çok teşekkür ediyorum. Her cevap bende farklı açılımlara yol açtı.
 
Sadaka neden empatiden kaçmak olsun ki? Aksine sadaka işarettir. Sadaka ile ödeme enerjisine girdiğini işaret edersin. Kişiyi işaret edersin. Niyetini toparlayıp beyan edip ödeme eylemi gerçekleştiriyorsun. Yani amacını bir eylemle "act" haline getiriyorsun. Bunu anlamadan, farkındalıksız veya sadece kendi paçasını kurtarmak için yapmak değil elbet. İki taraf için ne amaçlanıyorsa kabul ve eylem. Ana amaç uzlaşma değil uzlaşma eylemin gerekçesi ama eylem doğru sürerse kaçınılmaz sonuç uzlaşma. Doğru ve kuvvetli yöntem ile elbette enerji çözülür ve dağılır. Özellikle kan ritüeli grupları bu alanda çalışır. Zerresi dahi toprak elementine değdiği an tek seferde bile yok edebilir.
 
Sadaka neden empatiden kaçmak olsun ki? Aksine sadaka işarettir. Sadaka ile ödeme enerjisine girdiğini işaret edersin. Kişiyi işaret edersin. Niyetini toparlayıp beyan edip ödeme eylemi gerçekleştiriyorsun. Yani amacını bir eylemle "act" haline getiriyorsun. Bunu anlamadan, farkındalıksız veya sadece kendi paçasını kurtarmak için yapmak değil elbet. İki taraf için ne amaçlanıyorsa kabul ve eylem. Ana amaç uzlaşma değil uzlaşma eylemin gerekçesi ama eylem doğru sürerse kaçınılmaz sonuç uzlaşma. Doğru ve kuvvetli yöntem ile elbette enerji çözülür ve dağılır. Özellikle kan ritüeli grupları bu alanda çalışır. Zerresi dahi toprak elementine değdiği an tek seferde bile yok edebilir.
Sanırım Retro'nun bahsettiği sadaka türü "istediğim olsun" diye verilen türden. Çoğu zaman öyle olmuyor mu? Millet cennete bilet almak için sadaka verir ve sevap işler. Hele "Allah'tan korkmak" deyimi çok açıklayıcı.
Eylem güzel, ama niyet doğruysa güzel. Bu kadının ruhunu kurtarmak başka, kendine erkek bulmak başka... Kabalastigimi farkındayım , amacım niyetlerin zıtlıgını vurgulamaktı.

Bu da yapılanların bir çoğunu sıfırlar.

Suçlular suçu kabul edip kendini düzeltmek için çabalayınca, iyi halden erken hapisten çıkarlar.
Retro'nun önerisi onun gibi bir şey.
 
Yani demek istediğim, zaten kişinin kötü kaderin öteden gelen sebebini farketmesi için kötü kaderi yaşıyor olması. Zevk için kötü kader verilmedi ona. Tabii ki emek verirse karşılığını kendi de alacak. Ne mutlu neden olduğunu farkedene.
Farkındalık ilk şart ancak mekanik yöntemler de gözardı edilemez. Lanetler sonsuza kadar sürmesi gereken şeyler olsa zaten bu sistem var olmazdı ve madem hiç bitmeyecek, görevli de asla uğraşmazdı doğruya doğru. O zaman bu ne sisteme ne de onurlanması gereken atalara yarardı. Sistem kuralları sürekli kendini temizlemek için var.
 
O zaman empatlar bu konuda daha avantajlı

Empat olmak ta iki uçlu bıçak gibi bișey. Yani tek başına bir avantaj değil.
Empatide takılı kaldığını anlayamayabilirsin. Kendi kul hakkına girebilirsin. Kendinin ihtiyaçlarını ıskalayabilirsin. Kurban psikolojine bir anda sürüklenebilir, bunun devamında da insanlara bir anda açılabilir ve kendini onlara manipule ettirebilirsin. Böyle bir durumda da insanların çoğu sana hakkın olan yaşam alanını geri iade etmeyebilir. İnsan tabiatında direnç görmeden ulaşabildiği her alanı kendine maletmek var çünkü.

Yani empat olmak bile aslında sağlıklı bir super egoya sahipsen kıymete biner.


5 Ismi azamdan biri nedir ? El-Ferd esmasıdır. Ferdiyetini yani öznelliğini muhafaza edemeyenin empatisi de, sempatisi de, kollektife katkısı da tam anlamı ile kıymet görmez. Yaratıcı ilmini kollektifte, irfanı ise öznellikte pekiștiriyor.



kendi sebep oldukları acıları değil sadece hiç alakası olmayanlara bile üzülüyor, bedeli peşin ödüyor.
Orası biraz yol ayrımları ile dolu.
Sadece Üzülmeyi de kabul etmiyor Allah. Üzüntü seni ateşlemiyorsa malesef bir çeşit lanet etkisi altında olduğundan bile şüphelenmek gerekebilir. Hüzün de tek başına haramdır. Hüzne kapılma diyor ayet. Men ediyor melankoliden beslenmeyi. Çaresizlikten ve hüzünden ihya edici yeni fikirler, yeni atılımlar, tevbe ve istiğfar, arınma ihtiyacı, aydınlanma doğmuyorsa Allah affetsin. Daha kötü bir şeytan tuzağı düşünemiyorum.
 
Son düzenleme:
Sadaka neden empatiden kaçmak olsun ki?

Esasında sadaka belayı defeder.


Ama hangi sadaka?
Verdiğin zaman canından götüren sadaka. Sadaka infaktır. İnfak ise Fedakarlık bilincindir. Bu da kalbini her fırsatta yoklayan Kurban bilincinin temizlenmesi olarak sana döner.

Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar kurtuluşa eremezsiniz. (ayet)

Kurtuluştan kasıt ne? Yaşama sevincinin bir sebeple senden alındığı gibi aynı kanunla geri getirilmesi.

O halde sadaka verirken 3-5 kuruşluk cepte ağırlık yapan metal paralardan kurtulmak yerine, verdiğin zaman içinde minik bir sızlama olacak bir miktarı sadaka olarak vermek gerek.



Sadakadan yürüyerek te enerjini ve soy karmanı temizlersin.

Ama sadaka vermenin usulü, canından can gidecek miktarı gözden çıkarmanda saklı.

Sadaka verirken eline bir 50'lik geldi mi "bu para bu dilenciye çok gelir, zaten oturduğu yerden bütün gün kazanıyor vs gibi hislere kapılıyorsan bil ki sadaka vermek çok daha ağır bir karmik temizlik yöntemidir.


Verdin mi gerçek anlamda eksiklik duyacağın sadakayı kaç kişi egosal bir fadakarlıkla yerine getirebiliyor ?

Tabi sözüm meclisten dışarı. Sadakayı her fırsatta önemsiyorum.


S-D-K kelimelerinden geliyor sadaka. Sadık, Sıddık, sadakat gibi kelimeler türemiş. Sadakat yani Aidiyet ve köklenme hisleri olmadan sahiplenme ve kazanma hisleri de olmaz. Sadakatte aidiyet saklıdır. Aidiyette ise doğru köklenme vardır. Sahip olmak için önce ait olmak gerekir. Sadaka kesinlikle işin sırrını olușturur. Ama dediğim gibi hangi sadaka?

Kolaya kaçılan 1-2 liralık sadakalar anca musibet yakana yapışmadan önce geçerlidir. Seyrinde olan bir verme alışkanlığıdır. Ama Musibet geldikten sonra fedakarlıklarının tamamını egondan götürecek şekilde yapman lazım.
 
Son düzenleme:
Kolaya kaçılan 1-2 liralık sadakalar anca musibet yakana yapışmadan önce geçerlidir. Seyrinde olan bir verme alışkanlığıdır. Ama Musibet geldikten sonra fedakarlıklarının tamamını egondan götürecek şekilde yapman lazım.
Orası öyle tabii. Onun ölçüsünü kalp çok iyi biliyor. İçine sinecek o miktarı veya eylemi biliyorsun, yaparsan onu ne ala. O tatmin veriyor zaten. Onun dışında 1 lira vermiş -1 düştü diye hesaplamak iş değil. O tatmin vermiyor ön bilincin hesabını tutturuyor o kadar
 
kıskançlık ile edilen bir beddua değil. Sevdiği kişiye verilmeyip başkası ile evlendirildiği ve hayatı boyunca sevdiğinin suratına uzaktan bakmak zorunda kalarak geçirilmiş bir hayat neticesinde edilen beddua.

Size bir reçete vereceğim ama önce matematiğini çok iyi kabul etmeniz gerek bu işin. O yüzden de bütüncül bakabilmek gerek, çünkü beddua eden kişi bizim düşmanımız değil , bilakis kurtarıcımız yani anahtarımız olacak :

Çok iyi bilinmesi gereken sihirli bilgiler :

1 - Bedduayı eden kişi şu an kabrinde geri kalan herkesten kat kat kat daha pişman ve yüksek yoğunluklu ızdırap yaşıyor. İşleri değiştirmek istiyor ama artık onun için çok geç. (yani top bizde)
2 - Bedduanın tutması dolayısı ile geciken tüm hayırların sekteye uğraması (evlenememe, nişan atma, hayırsız evlatlar ve parçalanma eşiğindeki aileler) şu an bedduayı eden kişinin kabir azabına her gün hak bindirmeye devam ediyorlar.
3 - Bir şeyler yapılmazsa kıyamet kopana kadar hesaplamalar kuşaktan kuşağa artarak devam etme eğilimi gösterecek. Çünkü Yasin suresi der ki "yo yo yooo ölmek yetmez hesabının görülmesi için, kendi yaratma gücünden çıkan ve ölümünden sonrası için de işlere etki eden o artık ve kör enerjilerinle (bingo: beddua) amel defterine devam edeceksin taa ki etki ettiğin soylar kuruyana kadar ya da devederek giderse kıyamete kadar. Bu yüzden hesap gününe toplu halde çıkarız ve insanlığın toplu ölümü gerçekleşene kadar yeniden diriltme vaadi beklenir. Öyle öldüm cennete yook. Öldüm cehenneme o da yok. Oyundan çıkan oyuncu nasıl ki maçı yedek kulubesinden pasif bir gözlemci olarak izliyorsa ve maçın akıbeti artık kendine bağlı değilse, bu işler de aynen böyledir.


Bir kilitlenmenin (lanetin) cinsi onu başlatan amelin cinsi ile çözülür. Adaksa adak. Sözse söz. Yeminse yemin.

O halde evlenmek isteyip te evlenemeyen kişileri evlendirmeyi başarırsanız, bir yuva kurulmasına birinci dereceden vesile olabilirseniz, bu hayır ameli de size beddua eden kişinin kabirdeki amel defterine adarsanız, lanet te kendiliğinde çözülmeye başlar. Çünkü kabirdeki kişinin şu an tek ve en acil ihtiyacı, kendisi adına hayırlı işler yapılması ve amel defterine son bir şeyler yazdırılmasıdır. Çünkü amel defteri açık ve belki de her gün hasaplamaları eksiye gidiyor. Korkunç bir durum bu. Kabre girdiğimizde biz de benzer duruma düşeceğiz.

ASLA Yapılmaması gerekenler :

1- Size beddua edeni beddua ile anmak. Kemikleri sızlasın diye beddualar etmek. Bu durum onun kabir azabını daha da şiddetlendirecektir emin olun. Ama bu durum onu yakmak için onun gibi olmayı kabul ediyoruz demektir. Gebersin dursun demek o kişiyi moda mod içimizde yaşatmayı tercih ediyoruz demektir. Lanet kalkmaz bu durumda.
2- Size beddua edenin halini anlamayı inkar ederek, aynı hale düşmeye sebep verecek karmalar yaratmak. Karma yasası halden anlaman için şartların ve rollerin değişmesinden ibarettir çünkü. Hayat müşterektir. Buna göre yaşamayı öğrenmeliyiz.
3- Size beddua edenin soyundan gelenleri ataları üzerinden kınamaz ve onlara kin gütmek. Babaları da böyleydi vs sözler söylemek.




Birilerini evlendirmek artık çok kolay. Dernekler var. Maddi yetersizlikler yüzünden evlenemeyen kişilere yardımcı oluyorsunuz gücünüz yettiğince. Bu dernekleri araştırır ve sevenlerin kavuşmasına tüm gücünüzle katkıda bulunun. Tezi anti tez ile çürütün.


Beddua mutlak değildir. Nasibinizde varsa onu Tersinden çözmek Allahın izniyle kolaydır.
 
Son düzenleme:
Size bir reçete vereceğim ama önce matematiğini çok iyi kabul etmeniz gerek bu işin. O yüzden de bütüncük bakabilmek gerek, çünkü beddua eden kişi bizim düşmanımız değil , bilakis kurtarıcımız ve anahtarımız olacak :

Çok iyi bilinmesi gereken sihirli bilgiler :

1 - Bedduayı eden kişi şu an kabrinde geri kalan herkesten kat kat kat daha pişman ve yüksek yoğunluklu ızdırap yaşıyor. İşleri değiştirmek istiyor ama artık onun için çok geç.
2 - Bedduanın tutması dolayısı ile geciken tüm hayırların sekteye uğraması (evlenememe, nişan atma, hayırsız evlatlar ve parçalanma işiğindeki aileler) şu an bedduayı eden kişinin kabir azabına her gün hak bindirmeye devam ediyorlar.
3 - Bir şeyler yapılmazsa kıyamet kopana kadar hesaplamalar kuşaktan kuşağa artarak devam etme eğilimi gösterecek. Çünkü Yasin suresi der ki "yo yo yooo ölmek yetmez hesabının görülmesi için, kendi yaratma gücünden çıkan ve ölümünden sonrası için de işlere etki eden o artık ve kör enerjilerinle amel defterine devam edeceksin taa ki ya etki ettiğin soylar kuruyana kadar ya da devederek giderse kıyamete kadar. Bu yüzden hesap gününe toplu çıkarız ve insanlığın toplu ölünü gerçekleşince miras kalan hakların ve lanetlerin hesaplamalamaları sonuçlansın. Öyle öldüm cennete yook. Öldü cehenneme o da yok. Oyundan çıkan oyuncu nasıl ki maçı yedek kulubesinden izliyorsa ve kaçın akıbeti artık kendine bağlı değilse, öyledir bu iş te.


Bir kilitlenmenin (lanetin) cinsi onu başlatan amelin cinsi ile çözülür. Adaksa adak. Sözse söz. Yeminse yemin.

O halde evlenmek isteyip te evlenemeyen kişileri evlendirmeyi başarırsanız, bir yuva kurulmasına birinci dereceden vesile olabilirseniz, bu hayır ameli de size beddua eden kişinin kabirde çektiği pişmanlıklara hediye ederseniz, lanet te kendiliğinde çözülmeye başlar. Çünkü kabirdeki kişinin şu an tek ve en acil ihtiyacı kendisi adına hayırlı bir iş yapılmasına vesile olmaya devam etmek istemesidir. Çünkü amel defteri açık ve belki de her gün hasaplamaları eksiye gidiyor.

Yapılmaması gerekenler :

1- Size beddua edeni beddua ile anmak. Kemikleri sızlasın diye beddualar etmek. Bu durum onun kabir azabını daha da şiddetlendirecektir emin olun. Ama bu durum onu yakmak için onun gibi olmayı kabul ediyoruz demektir.
2- Size beddua edenin halini anlamayı inkar ederek, aynı hale düşmeye sebep verecek karmalar yaratmak. Karma yasası halden anlaman için şartların ve rollerin değişmesinden ibarettir çünkü. Hayat müşterektir. Buna göre yaşamayı öğrenmeliyiz.
3- Size beddua edenin soyundan gelenleri ataları üzerinden kınamaz ve onlara kin gütmek. Babaları da böyleydi vs sözler söylemek.




Birilerini evlendirmek artık çok kolay. Dernekler var. Maddi yetersizlikler yüzünden evlenemeyen kişilere yardımcı oluyorsunuz gücünüz yettiğince. Bu dernekleri araştırır ve sevenlerin kavuşmasına tüm gücünüzle katkıda bulunun. Tezi anti tez ile çürütün.


Beddua mutlak değildir. Nasibinizde varsa onu Tersinden çözmek Allahın izniyle kolaydır.
Şimdi siz böyle söyleyince bir şeyler daha iyi yerine oturdu benim kafamda. Evlilikle doğrudan alakalı bir iş yürüten yakınımın durumu hepimizden daha iyi mesela. Dernek konusunda öneri için teşekkür ederim. Daha önce hiç aklıma gelmemişti, aydınlattınız beni.
 
Geri
Üst