Öğrenmede Cezanın Rolü

  • Konbuyu başlatan Üye silindi 56746
  • Başlangıç tarihi
Ü

Üye silindi 56746

türkçe'de "kızını dövmeyen dizini döver" sözü özellikle kız çocuklarının eğitiminde dayağın gerekli olduğunu mu ifade eder? "kızların niçin erkeklerden daha çok dövülmeye ihtiyacı var?" sorusuna verilecek cevaplar bizim kültürümüzün ilginç yönlerini aydınlatabilir. ana-babalara sorulduğunda, cezanın hem erkek hem de kız çocukları için gerekli olduğunu söylerler. birçoklarımız "sopanın cennetten çıkma" olduğunu sık sık işitmişizdir. çocuklarımızı ilk okula götürdüğümüz zaman "eti senin, kemiği benim!" sözüyle öğretmene bırakırız. bu düşünüş tarzı yalnız türklere özgü değildir. örneğin, amerikan ingilizcesi'nde "spare the rod and spoil the child" (sopayı vurmazsan çocuğu şımartırsın) sözü aynı temel anlayışı ifade eder. ceza davranışı değiştirme ve iyi davranışı öğretme bakımından gerçekten etkin bir yol mudur?

ceza gelişigüzel değil, son derece bilinçli bir biçimde kullanılmalıdır. ceza uygulamasının getirdiği değişik sakıncalar vardır. her şeyden önce cezanın etkisi önceden kestirilemez. öte yandan ödüllemenin etkisini önceden kestirmek hiç de zor değildir. ödülleme, "yaptığını tekrar et!" mesajı verir. ceza ise, "yaptığını bir daha yapma!" mesajını verir, ancak çocuğun neyi yapması gerektiği konusuna bir açıklık getirmez.

istenilen davranışın ne olduğu konusunda hiçbir fikri olmayan çocuk, cezanın getirdiği kargaşalıkta, belki de daha önce yaptığından daha kötü bir davranışa yönelebilir. cezanın ikinci sakıncası, ortaya çıkardığı yan etkilerinden kaynaklanır: cezalandırılan birey cezalandıranı (öğretmen, ana-baba, veya işvereni) ve cezanın verildiği ortamı (sınıf, ev, işyerini) sevmemeye başlar. bu kişilerden ve ortamlardan uzak durmaya çalışır.

iyice düşünülmeden gelişigüzel verilmiş ceza bireyin onurunu ve özbenliğini son derece incitici olabilir. bunun sonucu bireyden tehlikeli karşıt tepki gelebilir. lise öğrencisi iken son derece efendi, saygılı, sakin bir sınıf arkadaşımın müdür yardımcısıyla okulun merdivenlerinde yumruklaşmaya başladığını gördüğümü hatırlıyorum. müdür yardımcısı, öğrenciyi tanımadığı halde, ayakkabı bağları çözük ve kıravatı gevşek olduğu için, diğer öğrencilerin önünde onun gururunu kırıcı hakaret taşıyan ifadeler kullanmıştı.

bu örnekte, müdür yardımcısı öğrencinin iyiliği için onu cezalandırdığını düşündüğü halde, öğrenci okuldan kovulmayı, hatta o anda ölümü bile göze alarak o tür onur kırıcı hakaretlere maruz kalmak istememiştir. besbelli ki cezalanan ve cezalandıran, o anda, iki farklı anlam dünyasındadırlar.

cezalandırmanın sakıncaları göz önünde tutularak etkin öğrenme durumları yaratılabilir. cezanın etkin bir öğrenme ortamı yaratması için aşağıdaki şu ilkeleri göz önünde tutmak gerekir:

1- cezalandırılması düşünülen, istenmeyen davranışın niçin ortaya çıktığını gerçekçi bir şekilde anlamak gerekir.
2- cezalandırılan davranışın yanı sıra, yapılması istenen davranışın ne olduğunun da açık seçik belirtilmesi ve istenen bu davranışın her ortaya çıkışında ödüllendirilmesi gerekir.
3- ceza verilmeden önce cezanın verileceğini belirten ön belirtiler, uyarılar, ikazlar verilmelidir.
4- ceza belirli bir anlam sistemi içinde verilmeli ve bir davranışın niçin cezalandırıldığı ya da ödüllendirildiği açık seçik anlamlı bir biçimde bireye anlatılmalıdır.
5- ceza, istenmeyen davranışın her ortaya çıkışında tutarlı bir biçimde uygulanmalıdır.

şöyle bir örnekle yukarıdaki ilkeleri açıklığa kavuşturalım. diyelim ki 14 yaşındaki timur okuldan sonra arkadaşlarıyla buluşuyor ve eve geç geliyor. bu nedenle ders çalışmaya pek vakit bulamıyor ve aldığı notlar gittikçe düşüyor.

- timur niçin eve gelmek istemiyor? bunu anlamaya çalışmalıyız. belki de onun için ev sıkıcı bir ortam. evde herkes birbiriyle kavga ediyor ve ona değer veren kimse yok. ya da onun yaşıtında, onun kafa dengi konuşacak hiç kimse yok. ayrıca, eve arkadaş getirmesine de izin verilmiyor. ancak ev dışında arkadaşlarıyla beraber olabiliyor.

- timur'a açık seçik "okuldan sonra eve gelmeni ve evde derslerine çalışmanı istiyorum" mesajı verilmelidir. "okuldan eve geç geldiğin her gün için sana verilen cep harçlığından X miktarı keseceğim. okuldan doğru eve gelip derslerine çalıştığın zaman hafta sonu seni futbol maçına götüreceğim."

- bir kavanoz içine görülebilen bir yere çocuğun haftalık harçlığı konur ve her gelmediği gün onun gözü önünde X miktar kavanozdan alınır.

timur'un zeki ve yetenekli bir kişi olduğu, böyle yetenekli bir kişinin eğitimsiz olarak yaşama atılmasına ana-baba olarak içinizin elvermediği ve ders çalışmasını onun saygıdeğer bir meslek adamı olarak yetişmesi için istediğiniz anlatılmalıdır. bu konuda onun fikri sorulmalı ve onun söyledikleri samimiyetle ve ilgiyle dinlenmelidir. timur sizin niçin bu biçimde davrandığınızı iyice anlamalıdır. sizinle hemfikir olması zorunluluğu yoktur. önemli olan sizin niçin bu ceza düzenini kurduğunuzu anlayabilmesidir.

- okuldan her geç gelişinde X miktar para kavanozdan alınmalı ve bundan hiçbir zaman taviz verilmemelidir. ayrıca ödülleme için ne söz verilmişse mutlaka yapılmalıdır. yapılan araştırmalar, anında, geciktirmeden ve tutarlı olarak uygulanan cezalandırmaların en etkili yöntem olduğunu göstermiştir.

ALINTI: DOĞAN CÜCELOĞLU - "İNSAN VE DAVRANIŞLARI"
 
Ü

Üye silindi 58480

Bu hesaba göre bir kadın kocasını cezalandirirken biraz fazla insafsız olabiliyor olabilir mi acaba ?

Sonucta Bi alınganlık, bir kızgınlık vs olușmuștur ama adama bunu direkt değil indirekt olarak anlatırlar.

Ben bu yaşıma kadar kız arkadaşlarımın trip attığı olayda nerede takılı kaldığını anlayamadım gitti. Beklenti var tiyo vermek bile yok ?
 

KarBahçesi

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Ağu 2018
Mesajlar
442
Tepkime puanı
341
Bu hesaba göre bir kadın kocasını cezalandirirken biraz fazla insafsız olabiliyor olabilir mi acaba ?

Sonucta Bi alınganlık, bir kızgınlık vs olușmuștur ama adama bunu direkt değil indirekt olarak anlatırlar.

Ben bu yaşıma kadar kız arkadaşlarımın trip attığı olayda nerede takılı kaldığını anlayamadım gitti. Beklenti var tiyo vermek bile yok ?
bana da mantıksız geliyoe bazı kadınlar yahu bir şey diyor sebebini söylemiyor oracıkta ağzım açık öyle kalıyorum bu neyin kafası niye diyorum 2. kez istemiyorum diyor tamam da istememenin sebebi ne belki bildiğimiz bir şey sorun çözülecek başka tür örneklerde var yayın dediği doğru olabilir
 

Impulse

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Tem 2019
Mesajlar
325
Tepkime puanı
340
Erkekler genelde anlamazdan geldikleri için. Sonuçta kadın milletinden beter erkekler var. İnanın cin gibi benim aklıma gelmeyen yerde bana trip atan erkek arkadaşım olmuştur. Erkek tribinin bide çekilir tarafı yok. Yıkıcı oluyorlar.

Erkek milleti postunu güneş olmayan yere sermez. Yani işine gelmeyen şeyi ya anlamazdan gelir ya da agırdan alır.
Kötülükten demiyorum sadece böyle baş ediyorlar hayatla ve kadınlarla.

Sonrada kadınlar tirpkolik oluyor. :p
En azından ben değilim. :)
 
Üst