Nuh, Hayvanları Değil DNA’larını Kurtardı

Elnora_alila

Elit Üye
Nuh Tufanı, kutsal metinlerde yalnızca bir felaket değil, aynı zamanda insanlığın ve doğanın yeniden başlatılması olarak tanımlanır. Bu büyük sıfırlama sırasında, Tanrı'nın Nuh’a her canlı türünden birer çift almasını emretmesi aslında sadece fiziksel bir kurtarma değil; genetik bilginin korunması anlamına da gelebilir.

Peki ya bu emir, biyolojik varlıkların DNA düzeyinde arşivlendiği bir sembolse?

Tevrat ve Kur’an’da, Nuh’a “her türden birer çift” alması emredilir (Tevrat – Tekvin 6:19 / Kur’an – Hûd Suresi 40. ayet). Buradaki çift vurgusu, sadece üreme için değil, tür devamlılığının temsili bir bilgisel örneğidir. Modern bilim, her canlının genetik kodunun 4 harfli bir dil (A-T-G-C) ile yazıldığını söyler. Bu durum, kutsal kitaplarda geçen “Allah her şeyi kelam ile yarattı” cümleleriyle derin bir benzerlik taşır.

Ezoterik bakış ile ele alırsak :

DNA = İlahi yazılım
Tufan = Reset
Nuh = Genetik müze bekçisi

Yani Nuh’un gemisi, literal bir gemiden öte, bir tür biyolojik flash bellek işlevi görmüş olur. Nuh’un hayvanlardan birey değil, temsilci bilgi taşıdığı varsayımı, yalnızca biyolojik değil; kozmik bilinç bağlamında da geçerlidir. Çünkü ezoterik kaynaklar, tufanı "insanlık belleğinin sıfırlanması" olarak görür.

Tevrat’ta geçen “Tanrı hayvanlardan saf olanlardan yedi çift, diğerlerinden bir çift al dedi” emri, genetik çeşitlilik ve bilgi zenginliği için bir hazırlıktır.
Gemideki varlıkların ruhsal kayıtlarının da saklandığı düşünülür. ( İbn Arabi ve Hermetik metinlerde bu sembolizme rastlanır. )
Ruhsal kayıt, bir varlığın sadece bedensel değil; zihinsel, duygusal, karmik ve ruhsal bilgilerini de içerir.

Ezoterik düşüncede her varlığın:

Enerji izi (aurası)
Karma kodu
Varoluş hafızası olduğu kabul edilir.

Yani bir kuş türü sadece genetik değil; doğası, görevleri, titreşimi, kolektif bilinçteki rolüyle birlikte bir enerjetik kayıt taşır.

Arabi’ye göre : Her şeyin bir hakikati (öz varlığı – aynü’s-sabit) vardır. Bu hakikat, Allah’ın ilminde saklıdır ve zamanı geldiğinde tezahür eder. Nuh’un tufanı, batılın temizlendiği ve hakikatlerin yeniden yeryüzüne yerleştiği bir eylemdir.

“Her varlığın hakikati ezelde sabittir, fakat zuhur için bir devre ihtiyaç duyar.''

İbn Arabi ve Hermetik düşünceye göre, Nuh’un Gemisi : Sadece bir canlı koruma projesi değil, aynı zamanda bir kozmik görev arşivi, türlerin enerjetik frekans ve kader bilgilerinin yeryüzüne tekrar açılması için bir enerji konteyneridir. Beden değil, öz taşınmıştır. Sadece DNA değil, ruhsal veri de kurtarılmıştır.

Günümüzde ise bilim insanları gezegenin nesli tükenme riski taşıyan canlılarının DNA’sını saklamak için projeler yürütüyor:

Frozen Ark Project (İngiltere)
Vertebrate Genomes Project
Svalbard Küresel Tohum Kasası
(Norveç)

Bu projelere bilimsel dünyada “Modern Nuh’un Gemisi” deniliyor. DNA örnekleri sıvı azotla donduruluyor ve gelecek kuşaklara aktarılmak üzere saklanıyor.

Neden Gerçekçi Bir Yaklaşım Olabilir ?

Canlı türleri arasında gözle görünmeyen genetik benzerlikler vardır. Nuh, bu bilgileri “fiziksel beden” yerine “öz varlık temsili” olarak taşımış olabilir. Kur’an’da geçen “Levhi Mahfuz” yani saklı kitap, bazı müfessirlerce genetik bilgiye benzetilmiştir. Bilimsel olarak da genetik çeşitliliği sürdürecek minimum birey sayısı, 1 çift değil, temsil DNA ile sağlanabilir.

Eğer tufan, insanlık için bir “format atma” süreciyse, Nuh’un görevi sadece gemi kaptanlığı değil, biyolojik ve ruhsal kayıt bekçiliğiydi. Bugün bizler, belki de Nuh’un taşıdığı bu görünmeyen bilgilerin çocuklarıyız.


_ Elnora Arşivi - 2025
 
Geri
Üst