"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Nitelikli-Niteliksiz İnsanlar üzerine ödüllü bir araştırma

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan mersah
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

mersah

Kayıtlı Üye
Sevgili Forumseverler

Gününüzün güzel geçmesi dileklerimle!:)
Hoşuma giden bir araştırmayı paylaşayım dedim.

Uzun ama hoş ve faydalı bir yazı mutlaka okuyun derim.İnsanlık olarak halimiz bu güler misiniz ağlar mısınız size kalmış!!!!


Cornell University'de görevli psikologlar Justin Kruger ve David Dunning'in
tarihe geçmelerine vesile olan bulguları, yani "Dunning-Kruger Etkisi"
adıyla literatüre geçecek olan teorileri de, Türk sağduyusunun yüzyıllardır
"cahil cesareti" dediği şeydir aslında. Dunning ve Kruger bu çalışmalarıyla
2000 yılında Nobel Ödülü kazandılar.
Journal of Personality and Social Psychology'nin Aralık-99 sayısında
yayımlanan teorileri özetle, "cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin
kendine olan güvenini artırır" der.
Metin çözme, araç kullanma, tenis oynama gibi çeşitli alanlarda yapılan
araştırmaların sonucunda şu bulgulara ulaşılmıştır:
-Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
-Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
-Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp
anlamaktan da acizdirler.
-Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar,
niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.

Değerlendirme Zaafı
İki uzman daha sonra, bu teorilerini test etme fırsatı da buldular. Cornell
Üniversitesi' nden 45 öğrenciye bir test yaptılar, çeşitli sorular sordular.
Ardından öğrencilerden "testin sonucunda ne kadar başarılı olacaklarını
tahmin etmelerini" istediler.
En başarısızların (yani sadece yüzde 10 ve daha az doğru cevap verenlerin),
testin yüzde 60'ına doğru cevap verdiklerine, ayrıca iyi günlerinde olsalar
yüzde 70'e ulaşabileceklerine inandıkları ortaya çıktı.
En iyilerin (yani en az yüzde 90 doğru sonuç alanların) en alçakgönüllü
denekler olduğu (soruların yüzde 70'ine doğru cevap verdiklerini
düşündükleri) görüldü.
İki uzman psikolog bu bilinçsizliği, "kronik kendi kendini değerlendirme
(auto-evaluation) yeteneksizliği"ne bağlıyorlar. Çalışan, kendi kapasitesini
değerlendirmekten ve eksikliğini teşhis etmekten acizdir. Ama asıl vahim
olan, bu "yetersizlik + haddini bilmeme" kokteylinin, mesleki açıdan, karşı
koyulmaz bir itici güç oluşturması. Kariyer açısından bir eksiyken, artıya
dönüşmesi.
İşinde çok iyi olduğuna yürekten inanan "yetersiz", kendini ve yaptıklarını
övmekten, her işte öne çıkmaktan ve haddi olmayan görevlere talip olmaktan
en küçük bir rahatsızlık duymayacaktır. Aksine bunu bir "hak" olarak
görecektir. "Uyanıklık" bilecektir.
Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar ise çalışma hayatında
"fazla alçakgönüllü" davranarak kendilerine haksızlık edecekler, öne
çıkmayacaklar, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmayacaklar,
kıymetlerinin bilinmesini bekleyecekler (ve bilinmeyince için için
kırılacaklar ve kendilerini daha da geriye çekecekler) ve muhtemelen üstleri
tarafından "ihtiras eksikliği" ile suçlanacaklardır. Üstleri de zaten,
genelde "aynı yoldan geçmiş" insanlardır.
Buna, insan kaynaklarının, iki benzer CV arasından, "kendine güvenen ve iyi
sonuç alma olasılığı yüksek" adayı tercih edeceği gerçeğini de eklerseniz,
Dunning-Kruger Sendromu'nun Peter Prensibi'nin yatağını yaptığı da ortaya
çıkar.
Sonuçta, "kifayetsiz muhterisler" her zaman ve her yerde daha hızlı
yükselecekler ve daha yukarılara çıkacaklardır. Etrafınıza bir bakın,
uzmanlara hak vereceksiniz.

Kifayetsiz muhterisi nasıl tanırsınız?
a.. Gücünü delegasyon bahanesinden alır. Ekibinin orkestra şefi havalarına
girer.
b.. Çok gürültü patırtı eder, çok şey yapıyormuş havası estirir.
c.. Koridorlarda hızlı hızlı, düşünceli edayla yürür.
d.. "Beşer şaşar" diye düşünür. Ama genellikle şaşan beşer başkası değil,
kendisidir.
e.. Ne olursa olsun, hazırlıklıymış, olacakları önceden biliyormuş gibi
davranır.
f.. Üstlerine karşı son derece kibardır; altındakilere (özellikle de en
çok ihtiyaç duyduklarına) kötü muamele eder.
g.. İktidar ilişkileri ve göstergeleri onun için çok önemlidir. Astlarına
kimin üst olduğunu hatırlatmayı sever.
h.. İlk denemede başarılı olamazsa, başarısızlığının belgelerini yok
etmeyi unutmaz.
i.. Talimatlarını post-it ile, e-postayla verir böylece astlarıyla
yüzleşmekten kaçar.
j.. Toplantılarda son sözü mutlaka o söyler, gerekirse başkasının sözünü
tekrarlamak pahasına.

(*) Peter Prensibi: "Her çalışan, iş ortamında yetersiz olduğu noktaya kadar
yükselir" der. Bunun doğal sonucu olarak, yüksek makamlar daima yetersiz
insanlar tarafından işgal edilir.

Alıntıdır
 
Geri
Üst