Demir.D
Banlı Kullanıcı
Aşağıda videosunu gördüğünüz olay şu şekilde gerçekleşiyor;
[video=youtube;JYA5wSoVFM4]http://www.youtube.com/watch?v=JYA5wSoVFM4[/video]
Olay, Washington Post Gazetesi tarafından algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanmış... Kurguda, adamın biri bir metro istasyonunun girişinde kemanla 45 dakika boyunca 6 farklı ''Bach'' eseri çalar... bu süre içinde, çoğu işe yetişme telaşındaki yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip, gider... 45 dakika boyunca sadece bir kaç kişi çok kısa süre durup, bahşiş verip, saatlerine bakarak hızla uzaklaşırlar... en fazla dikkat eden ise, üç yaşlarında bir çocuk olur... çocuk kemancıya odaklanır, annesi zorla çekiştirerek çocuğu uzaklaştırır... buna benzer olarak, bir kaç çocuk daha kemancıya dikkat eder ama hepsi de anneleri tarafından zorla götürülürler... kemancı 45 dakikada 32 dolar para toplar... çalmayı bitirdiğinde ise hiç kimse farkına varmaz...
Hiç kimse onun dünyanın en iyi kemancılarından biri olan Joshua Bell olduğunu ve elindeki 3,5 milyon dolarlık kemanla, yazılmış en karmaşık Bach eserlerini çaldığını anlamaz... oysa Joshua Bell in metrodaki bu mini konserinden iki gün önce Boston'da verdiği konserin biletleri ortalama 100 dolara satılmıştı...
Bell'in metroda keman çalması, Washington Post gazetesi tarafından; algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanmış; sıradan ve uygunsuz yer, zaman ve koşullarda; farklılığı algılayabiliyor muyuz? yetenekleri fark edebiliyor muyuz? ve gibi şeylermiş incelenen…
Şimdi sorum şu;
''Dünyanın en iyi müzisyeni, dünyadaki en iyi müziği çalarken, önünde durup, dinleyecek bir üç dakikamız dahi yoksa, hayatta başka neleri kaçırıyoruz acaba?"
[video=youtube;JYA5wSoVFM4]http://www.youtube.com/watch?v=JYA5wSoVFM4[/video]
Olay, Washington Post Gazetesi tarafından algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanmış... Kurguda, adamın biri bir metro istasyonunun girişinde kemanla 45 dakika boyunca 6 farklı ''Bach'' eseri çalar... bu süre içinde, çoğu işe yetişme telaşındaki yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip, gider... 45 dakika boyunca sadece bir kaç kişi çok kısa süre durup, bahşiş verip, saatlerine bakarak hızla uzaklaşırlar... en fazla dikkat eden ise, üç yaşlarında bir çocuk olur... çocuk kemancıya odaklanır, annesi zorla çekiştirerek çocuğu uzaklaştırır... buna benzer olarak, bir kaç çocuk daha kemancıya dikkat eder ama hepsi de anneleri tarafından zorla götürülürler... kemancı 45 dakikada 32 dolar para toplar... çalmayı bitirdiğinde ise hiç kimse farkına varmaz...
Hiç kimse onun dünyanın en iyi kemancılarından biri olan Joshua Bell olduğunu ve elindeki 3,5 milyon dolarlık kemanla, yazılmış en karmaşık Bach eserlerini çaldığını anlamaz... oysa Joshua Bell in metrodaki bu mini konserinden iki gün önce Boston'da verdiği konserin biletleri ortalama 100 dolara satılmıştı...
Bell'in metroda keman çalması, Washington Post gazetesi tarafından; algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanmış; sıradan ve uygunsuz yer, zaman ve koşullarda; farklılığı algılayabiliyor muyuz? yetenekleri fark edebiliyor muyuz? ve gibi şeylermiş incelenen…
Şimdi sorum şu;
''Dünyanın en iyi müzisyeni, dünyadaki en iyi müziği çalarken, önünde durup, dinleyecek bir üç dakikamız dahi yoksa, hayatta başka neleri kaçırıyoruz acaba?"