Türkmenoğlu
Kayıtlı Üye
Arkadaşlar hepimiz zaman zaman kendimize sorarız namaz kılmak geçekten nedir? Namazda yaptığımız hareketlerin anlamı nedir? Namazı huşu içinde kılmalıyız diyorlar ama huşuyu nasıl sağlayacağız? Sadece eğilip kalkmak bizi cennete götürür mü?
Çoğusu der ki namazı kuranda nasıl kılacağın yazmaz, peygamberden öğreniriz diye...
Size söylenenleri unutun! Bir şeyi kurandan öğrenemediysek, yeterince iyi bakmamışız demektir.
Namaz iki türlüdür, birincisi hayattaki namaz, ikincisi ise ilanıdır.
Kurana baktığımızda namaz 4 parçadır,
"Kıyam, Rüku, secde, selam"
Kıyam, ayağa kalkış, bağımsızlık mücadelesi, özgürlük için mücadele ve duruş sergilemektir.
Rüku, zenginin fakirleşmesi anlamına gelir, yani zenginlerin malını fakirlere dağıtmasıdır.
Secde, kabenin temsil ettiği isim ve sıfatlara itaat etmektir, nedir bunlar? Adalet, barış, esenlik, refah.
Selam ise bu süreci tamamladığınız zaman oluşacak topluma esenlik yaymaktır.
NAMAZIN RUHU SOKAKTADIR. Camilerde ve evlerde kıldığımız namaz ise yukarıda belirttiğim emirlerin ilan edilmesidir.
Bir düşünün, herkes kuranda belirtildiği gibi "namaz" kılsa; Dünya üzerinde bir tane bile mazlum kalmaz çünkü müslümanlar mazlumların yanında mücadele eder.
Dünyada bir tane bile fakir kalmaz çünkü zenginler mallarını bölüştüğünde herkes ferah içinde yaşar.
Geçenlerde resmi bi rapordan okumuştum, dünyanın en zengin 20 insanı, dünyada yaşayan 4 milyar insanın toplam serveti kadar zengin.
Bu korkunç birşey!
Dünyada 36 milyar insanı ferah içinde yaşatacak kadar kaynak var, ama 7 milyar insanın çoğu fakir!
Siz namaz kılarak şunu ilan ediyorsunuz; ben davam için kıyam ediyorum. Nedir benim davam? Mazlumların, ezilenlerin ve iyilerin yanında, zalimlere karşı mücadele ediyorum.
Ben rüku ediyorum, kendi malımı paylaşıyorum.
Ben secde ediyorum, yani adalet için huzur için barış ve refah için çalışıyorum.
Ve ben selam veriyorum, yani ben çevreme esenlik yayıyorum.
Siz hiç kabede kırmızı giyen gördünüz mü? Sarı? mavi? mor? Hayır orada herkes eşittir, orada kim olursa olsun hiçbir ayrım yapılmadan herkes ihrama girer. Sınıfsız toplum vardır. Zengin fakir yoktur, ezen ezilen yoktur. İşte olması gereken toplum budur.
Maun suresinde;
"Dini yalanlayanı gördün mü? İşte, yetime fena muamele eden, yoksulu doyurmak için başkalarını teşvik etmeyen odur. Vay hallerine o namaz kılanlara ki, namazlarından gafildirler. Riyakârlık ederler, zekât vermeyi de men'eylerler.. "
Bu ayetleri iyi düşünün arkadaşlar. Ama gerçekten iyi düşünün ve zekat vermeyen ve mazlumların yanında olmayanların kıldığı namazın Allah katında nasıl karşılandığını görün...
Eren Erdem kardeşime teşekkürler.
Selam ve Dua ile...
Çoğusu der ki namazı kuranda nasıl kılacağın yazmaz, peygamberden öğreniriz diye...
Size söylenenleri unutun! Bir şeyi kurandan öğrenemediysek, yeterince iyi bakmamışız demektir.
Namaz iki türlüdür, birincisi hayattaki namaz, ikincisi ise ilanıdır.
Kurana baktığımızda namaz 4 parçadır,
"Kıyam, Rüku, secde, selam"
Kıyam, ayağa kalkış, bağımsızlık mücadelesi, özgürlük için mücadele ve duruş sergilemektir.
Rüku, zenginin fakirleşmesi anlamına gelir, yani zenginlerin malını fakirlere dağıtmasıdır.
Secde, kabenin temsil ettiği isim ve sıfatlara itaat etmektir, nedir bunlar? Adalet, barış, esenlik, refah.
Selam ise bu süreci tamamladığınız zaman oluşacak topluma esenlik yaymaktır.
NAMAZIN RUHU SOKAKTADIR. Camilerde ve evlerde kıldığımız namaz ise yukarıda belirttiğim emirlerin ilan edilmesidir.
Bir düşünün, herkes kuranda belirtildiği gibi "namaz" kılsa; Dünya üzerinde bir tane bile mazlum kalmaz çünkü müslümanlar mazlumların yanında mücadele eder.
Dünyada bir tane bile fakir kalmaz çünkü zenginler mallarını bölüştüğünde herkes ferah içinde yaşar.
Geçenlerde resmi bi rapordan okumuştum, dünyanın en zengin 20 insanı, dünyada yaşayan 4 milyar insanın toplam serveti kadar zengin.
Bu korkunç birşey!
Dünyada 36 milyar insanı ferah içinde yaşatacak kadar kaynak var, ama 7 milyar insanın çoğu fakir!
Siz namaz kılarak şunu ilan ediyorsunuz; ben davam için kıyam ediyorum. Nedir benim davam? Mazlumların, ezilenlerin ve iyilerin yanında, zalimlere karşı mücadele ediyorum.
Ben rüku ediyorum, kendi malımı paylaşıyorum.
Ben secde ediyorum, yani adalet için huzur için barış ve refah için çalışıyorum.
Ve ben selam veriyorum, yani ben çevreme esenlik yayıyorum.
Siz hiç kabede kırmızı giyen gördünüz mü? Sarı? mavi? mor? Hayır orada herkes eşittir, orada kim olursa olsun hiçbir ayrım yapılmadan herkes ihrama girer. Sınıfsız toplum vardır. Zengin fakir yoktur, ezen ezilen yoktur. İşte olması gereken toplum budur.
Maun suresinde;
"Dini yalanlayanı gördün mü? İşte, yetime fena muamele eden, yoksulu doyurmak için başkalarını teşvik etmeyen odur. Vay hallerine o namaz kılanlara ki, namazlarından gafildirler. Riyakârlık ederler, zekât vermeyi de men'eylerler.. "
Bu ayetleri iyi düşünün arkadaşlar. Ama gerçekten iyi düşünün ve zekat vermeyen ve mazlumların yanında olmayanların kıldığı namazın Allah katında nasıl karşılandığını görün...
Eren Erdem kardeşime teşekkürler.
Selam ve Dua ile...