Namaz kılarken gelen vesvese

Aisling

Kayıtlı Üye
Katılım
31 Tem 2016
Mesajlar
978
Tepkime puanı
1,487
Konum
HARİKALAR DİYARINDA
Bir kaç yıl öncede kılıyordum ama sonradan bıraktım. Çalkantılı bir takım dönemlerden geçtim. Şimdi yine başladım.
Hala öğrenme aşamasındayım, Aklımdaki çoğu bilgi uçup gitmiş. Daha günler oluyor sadece. Elimden geleni yapmaya çalışıyorum, çokça yanılıyorum ya baştan kılıyorum, ya segiv secdesi yapıyorum...
Ama yaptığım fiziksel yanlışlardan çok, mental yanlışlarla boğuşmaktayım, aklıma olur olmadık, asla söyleyemeyeceğim, dillendirmektense helak olmayı tercih edeceğim düşünceler geliyor. Biraz eee "açık,ayıp" şeyler.
Bundan önce arkamda, önümde biri varmış gibi olurdu, şimdide bunlar. Asla tam huşu ile kılamıyorum. Üzerine gidiyorum ama bu seferki, zorluyor beni.
Siz de bunları yaşayanlar varsa ne yaptınız, nasıl atlattınız, burada paylaşır mısınız yöntemlerinizi? Ya da bunun için bildiğiniz bir dua var mıdır?
 
S

Sehane

Hangi inanç veya ibadet biçimi olursa olsun bu tür olaylar sıkça yaşanıyor aslında veya sadece insanlar aniden soğumaya başlıyor/işler üst üste geliyor. Yapacağınız şey belli, kendinizi zorlayarak bunun üzerine gideceksiniz ve Tanrı'ya yalvaracaksınız. Kalbinizde onun ışığı olmadan zaten ibadet edemezsiniz. Eğer o bağı hissedemiyorsanız güçlenmeden ibadet etmeyin derim.
 
Ü

Üye silindi 58480

Namaz,

Zihin kalıpları ile ruhun hiçliğinin senkron olması tatbikatıdır. Hiçlik deneyimi, bir süre sonra herseyin tamamı olma bilinci ile mukafatlandırılılır. Ama önce hiçlik eşiğinden geçilmesi gerekir. Zihin bu noktada çirkefleserek egoya başvurur. Ego ise bir mini tanrı musvettesidir ve serbest cinnilerle telepatik kanala girmekten geri kalmaz ve edindiği sığınma talebi de vesvese dediğimiz deneyim oluşur. Zihin, șartlanmıșlıkları uğruna kaleyi içten fetettir. Bunun çeşitleri var, vesvese en masumu sayılabilir. Musallat bunun uğraştıranıdır.

Ama önce zihni daha iyi tanımak lazım:

Zihin kendi kalıplarını ölümüne korumaya çalışacaktır. Zihin, geçim kaygısı ile de beslenir, mutlu olacağını umduğu şeylerden vazgeçmemekle de tehdit edebilir... Zihin karakteri oluşturur ve onu ölümüne savunmak için heryola başvurabilir. Karakter denen şey ölüdür. Mekaniktir çünkü. Ruh diridir. Allahin kendi zaatı ruh aracılığı ile davet edilir. Allah ta anca bu şekilde icabet eder.

Tükürdüğünü yalamamak kibirli bir tabirdir ve Kurana göre yanlış bir ahlak özelliğidir. Enaniyet ile söylenmiştir. Şimdi karakter böyle katı ve mekanik bir tabu gibidir. Misal.

Zihin hayattaki dar kaliplardan sorumludur. Zihin açıklığı isteriz Allahtan. Ama bu bizim için herseyin tanımlanmış olması ihtiyacından gelir.

Halbuki ruh için her tanımlama aslında sadece bir sınırlamadır. Tanım alanının dıșındaki hadisatı ruh çok iyi tanır ama zihin için bu inkar veya kayıtsızlık demektir.


İşte bu yüzden ruh ve zihin arasındaki çatışmanın farkında olunmalıdır. Yoksa tekamül iskalanir.

Namaz zorla vesvese getirmez, bilakis şifadır. İçimizdeki yıllanmış ve maya tutmuș hatalı düşünsel kalıpların, kutsal kalıplar ile olan çatışması ve uyumsuzluk sürecinin tanısını ortaya koyar.

Vesvese bir tanıdır. Doktor once tanı koyar. Tedavi ise süreklilik ile gelir.

Namazda süreklilik arttıkça, ruh zihni fetheder. Fetih tabi ki sancılı bir süreçtir. Ama dünyevi telaşa ayrılan zaman arttıkça zihin, kutsalı kendinden savusturur.



Namaz ayriyetten şükürdür. Allahın kadrini gereği gibi taktir edemeyenin namazı egonun dayanılmaz iç isyanı ve kutsal karşıtı güruhtan metapsisik yardım da alarak iç karışıklık başlatması ile sonuçlanır.


O halde bu süreç normal karsilanmalidir. Allah herzaman gerekli yardımı da gönderir çünkü.
 

MeHDiX

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Eki 2013
Mesajlar
696
Tepkime puanı
789
Konum
İstanbul
İş
Fitness egitmeni, Sosyolog, ilahiyat
Sevgili @Aisling Öyle anlar olur ki, insanın içinden, imanı sarsmaya, kutsal değerleri gözden düşürmeye çalışan rahatsız edici düşünceler geçer. Bazen de yapılan bir ibadetin, hayırlı bir işin gereğince yapılmadığına, kabul görmeyeceğine dair kuruntular oluşur.Şeytan tarafından kalbe atılan bütün bu şüphe ve kuruntular vesvesedir zaten. Hiçbir değeri olmayan, üzerinde durulması gereksiz, boş ve geçici düşüncelerdir bunlar.Vesvese vermekten başka bir gücü olmayan şeytan, daima müminlerle uğraşır. Eğer inanmayanlar ve münafıklar, 'bizde vesvese yoktur' diyorlarsa, emin olun bu doğru. Çünkü onlarda ahiret, tevbe, zikir, salih amel endişesi yok ki, şeytan onları kendi tarafına çekmek için bir çaba harcasın. Şeytanın her türlü düşmanlığına rağmen, kalbinize gelen vesveseden korkmaz, önemsemez ve Allah'a yönelip sığınırsanız vesvesenin size hiçbir zararı olmaz. Hatta vesveseye uymadığnız, Allah'a yöneldiğinz için sevap bile kazanırsınız. Mesela Resulullah sav. Efendimiz, nefis ve şeytandan kaynaklanan kötü düşüncelerin, konuşulmadığı ve onlarla amel edilmediği taktirde insana bir zarar vermediğini ve affedildiğini müjdelemiş. Yine mesela sizin duruma benzeer olarak Ashaptan bazıları Allah Resulüne gelerek:"Yâ Resulallah kalbimize öyle düşünceler geliyor ki, gökten düşüp parçalanmak onları söylemekten daha iyidir. Bunun sebebi nedir?" diye sormuşlar. Efendimiz sav:"Bu sırf imandır; sizde bulunan imanın alâmetidir." buyurmuş.Yani, "siz Allah'a ve ahirete yöneldiğiniz için, şeytan vesvese ile kalbinizi karıştırmaya, içindeki iman cevherini çalmaya çalışıyor. Endişe etmeyin, bu sizin mümin olduğunuzun alametidir." Tam güçlü hissetmedikçe ibadet etmeyin gibi tavsiyeleri görmezden gelin nitekim ibadeti bırakmak zaten vesveseleri kaale alıp teslim olmak ve bir nevi tabiri caizse sıttin sene belini doğrultamamaktır. Takmayın aynen devam edin. Allah kabul ve daim eylesin inşaAllah.
 
Ü

Üye silindi 70925

Sevgili @Aisling Tam güçlü hissetmedikçe ibadet etmeyin gibi tavsiyeleri görmezden gelin nitekim ibadeti bırakmak zaten vesveseleri kaale alıp teslim olmak ve bir nevi tabiri caizse sıttin sene belini doğrultamamaktır. Takmayın aynen devam edin. Allah kabul ve daim eylesin inşaAllah.
Katılıyorum bırakmamanız gerekir ve @MeHDiX gibi bu konuda bilgili olanları dinlerseniz sizin için daha iyi olur.
 

ihtiyar76

Banlı Kullanıcı
Katılım
20 Mar 2017
Mesajlar
111
Tepkime puanı
285
Ölüm aninda hayatın film şeridi gibi gozlerinin önünden geçer derler ya; benim de namaz kilarken gelmis geçmiş tüm pismanliklarim , yaptiklarim vesvese olarak bire bin katarak geliyor. Aradiginiz kişiye şuan ulasilamiyor diyerek dualarimin sesini yukselterek namazima devam ediyorum.
 

GogoL

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Ara 2012
Mesajlar
28
Tepkime puanı
13
belki odaklanmak icin azicik meditasyon yapmak gerekir sonra belki yine zikirle namaz oncesi konsantrasyon saglayabilirsiniz birakmayin derim
 
S

Sehane

Aksine bırakması gerekiyor ki onuyu değerlendirebilsin. Körü körüne bir şeyi zorlamak olayları çözmez. Siz kilitli bir kapıyı yanlış anahtarla açabilir misiniz? İstediğiniz kadar zorlayın açılmaz. Asıl yapması gereken kendinizi ,incelemek ve sorunun kaynağını bulmaktır, nasıl Tanrı'ya nasıl yaklaşacağınızı bulmak ve onun için çalışmak. Durduğunuz yerde hiçbir gelişme olmuyor ne yazık ki..
 

MeHDiX

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Eki 2013
Mesajlar
696
Tepkime puanı
789
Konum
İstanbul
İş
Fitness egitmeni, Sosyolog, ilahiyat
nasıl Tanrı'ya nasıl yaklaşacağınızı bulmak ve onun için çalışmak. Durduğunuz yerde hiçbir gelişme olmuyor ne yazık ki..
İyide ibadet etme, dur, güçlen sonra et diyen sizsiniz zaten :) ibadet etmeden iman nasıl güçlensin. Dinin direği namazdır, namaz olmayınca o din ayakta nasıl dursun, yıkık bir dindarlıktan dip-diri bir iman nasıl elde edilebilir
 
S

Sehane

İyide ibadet etme, dur, güçlen sonra et diyen sizsiniz zaten :) ibadet etmeden iman nasıl güçlensin. Dinin direği namazdır, namaz olmayınca o din ayakta nasıl dursun, yıkık bir dindarlıktan dip-diri bir iman nasıl elde edilebilir
Evet ama son cümleme de bakın lütfen:
''Eğer o bağı hissedemiyorsanız güçlenmeden ibadet etmeyin derim. '

Şimdi ben biraz kanaat kullanarak ikinci mesajımı yazdım aslında, çünkü başlığı açan kişinin geçmişte de inanç çalkantıları yaşadığını biliyorum. O üstüne gitme aşamasına gelmek için ilk önce kendi içinde bazı sorunları çözmesi gerekiyor :) Siz tam bağ kuramadığınız bir inanç sistemi için ibadet etseniz bu ne işe yarar ki? Sadece o sahneyi canlandırmış olursunuz. İbadet etmek bir kaç hareket yapmaktan ibaret değildir ve kalpten hissedilmesi gerekilir. Aksi taktirde doğru enerjiyi yayamaz ve alıcıya ulaştıramazsınız sevgili Mehdix.
 

MeHDiX

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Eki 2013
Mesajlar
696
Tepkime puanı
789
Konum
İstanbul
İş
Fitness egitmeni, Sosyolog, ilahiyat
Evet ama son cümleme de bakın lütfen:
''Eğer o bağı hissedemiyorsanız güçlenmeden ibadet etmeyin derim. '

Şimdi ben biraz kanaat kullanarak ikinci mesajımı yazdım aslında, çünkü başlığı açan kişinin geçmişte de inanç çalkantıları yaşadığını biliyorum. O üstüne gitme aşamasına gelmek için ilk önce kendi içinde bazı sorunları çözmesi gerekiyor :) Siz tam bağ kuramadığınız bir inanç sistemi için ibadet etseniz bu ne işe yarar ki? Sadece o sahneyi canlandırmış olursunuz. İbadet etmek bir kaç hareket yapmaktan ibaret değildir ve kalpten hissedilmesi gerekilir. Aksi taktirde doğru enerjiyi yayamaz ve alıcıya ulaştıramazsınız sevgili Mehdix.
Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Hal ve hareketten (uygulamadan) uzak olan, fıtrattan da uzak olur. Bir ayeti, mısrayı bile benliğinize, hafızanıza yerleşmesi için defalarca tekrar edersiniz. Bu yüzden; namazı 40 gün kılan bir daha bırakamaz, 3 gün bırakan ise bir daha kılamaz demişler. Hz Ömer r.a. Namaz kılan köleleri azad ediyordu. Bunu gören bir yakını; Ya ömer, azad etmen için mahsustan taklit edip namaz kılıyorlar deyince hz ömer; - biliyorum. Ama taklitleri bir gün asl'a döner diye ümitliyim diyor. Yani baijn kurulması için çalışmak lazım. Siz hiç fitness salonuna gidip oturupta aman biceps'im triceps'im gelişsin, kas liflerim artsın eksilmesin, taşsın dökülmesin diye gördünüz mü? Hayır. En acemisi de profesyonel i de o kas bağlarını geliştirmek için düzenli çalışmak zorunda. Çünkü betonu delen; suyun şiddeti değil damlaların devamlılığıdır. Bugün namazı zayıf olur belki ama kıla kıla bakarsın huşu yu bulur ve bir iftitah tekbirinde Kabe'yi karşısında görür belli mi olur.
 
S

Sehane

Siz hala sonra ki aşamaya odaklı konuşuyorsunuz. Namaz veya farklı bir ibadet türü, aslında önemli olan bu değildir. Bütün yakarışlar ve ibadetler tek bir yaratıcıya ulaşır. Sizin bahsettiğiniz örnek Aisling için sonra ki adım oluyor. Bir kere içinde ki enerjiyi dengelediği zaman dediğiniz gibi yapması lazım zaten.

Şu an hala acaba spor salonuna gitsem mi aşamasında, onun hakkında bilgilerini ve inançlarını güncellemesi gerekiyor. Olay bundan ibaret :)
 

MeHDiX

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Eki 2013
Mesajlar
696
Tepkime puanı
789
Konum
İstanbul
İş
Fitness egitmeni, Sosyolog, ilahiyat
Siz hala sonra ki aşamaya odaklı konuşuyorsunuz. Namaz veya farklı bir ibadet türü, aslında önemli olan bu değildir. Bütün yakarışlar ve ibadetler tek bir yaratıcıya ulaşır. Sizin bahsettiğiniz örnek Aisling için sonra ki adım oluyor. Bir kere içinde ki enerjiyi dengelediği zaman dediğiniz gibi yapması lazım zaten.

Şu an hala acaba spor salonuna gitsem mi aşamasında, onun hakkında bilgilerini ve inançlarını güncellemesi gerekiyor. Olay bundan ibaret :)
Öncelikle Sevgili @Aisling ten özür diliyorum kulağını bunca çınlattığımız için..

Spor salonuna başlamayı düşünmekten ziyade başlamış zaten. Sadece hareketleri yaparken ağırlığı kaldırırken mi nefes veriyorduk veya indirerken mi nefes alıyorduk kısmında takılı. Vücudu rahatlatan doğru bir şekilde nefes alıp verme tekniğidir. Namazı kılıyor, vesveseleri takmayıp doğru teknikle rahatlamasını, huşu bulmasını kast etmştm.
 
S

Sehane

Olabilir beyefendi, aynı görüşte olmak zorunda değiliz zaten. ben kendi görüşümü belirtiyorum ve diğerleri kendi düşüncelerini. En yakın geleni seçmek konuyu açana kalmış bir şey. Ben bakış açımı yeterince yansıttığımı düşünüyorum. Pek islamsal yaklaşmadığım ortada zaten, ama bu söylediklerimin yanlış olacağı anlamına da gelmiyor. Dediğim gibi nasıl ibadet ettiğiniz veya dininiz sonucu çok etkilemiyor. Etkiledikleri tek şey dünyevi yaşam biçiminiz.
Tanrı'nın ışığı yolunuzu aydınlatsın.
 

KronoM

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ağu 2016
Mesajlar
174
Tepkime puanı
130
Tanrın ışığı derken,
Elektrikle ürettiğimiz ışık mı ?

Işığı insanlarda yapabiliyor, o zaman bizde tanrıyız ?
 
Son düzenleme:
Ü

Üye silindi 57044

Namaza başlayan her insan huşu ile başlıyor fakat daha sonra üzerlerine bir ağırlık çöküyor.. Sürekli başlayıp bırakanlardan söz etmiyorum yanlış anlamayın! Bir kişi namaza başlama kararı alır ve namaz kılmaya başlar.. Uzun süre huşu ile namaz kılar. Namazlarından haz ve tatmin alır. Nur alır. ama bir zaman sonra huşu ve nur yok olur.. O doğaldır.


Onun sebebi şudur; Yaradan, kişinin sürekli haz ve memnuniyet içerisinde kalmasını istemez.. onun hissettiği haz ve mutluluğun ötesinde bir motivasyon ile ona yönelmesini ister.. O yüzden bir zaman sonra kişiye yaptığı ibadetler, namazlar vs hiç tat tuz vermemeye başlar.. ona rahmen namaz bırakılmaz ve devam edilirse o durum aşılacaktır.. İlk başlanıldığı zaman sağlanan huşudan çok daha fazla huşu sağlanacaktır.. Fakat sabır gerekir.. O yüzden namaza başlayanlara sabırlı olmalarını öneririm.. Bir zaman sonra kişi üzerinde bir ağırlık hisseder.. Toprak yemiş gibi hisseder. Namazlar ve Allahu teala'ya yönelişler ona hiç tatminlik sağlamaz.. nur gitmiş gibidir.

Fakat kişi üzerindeki ağırlığa ve namazından hiç haz alamamasına rahmen ibadete devam ederse yaradılışın amacını gerçekleştirir.. böylece kendi hazzı ve memnuniyeti için değil, yalnızca Allah rızası için ibadet etmeye başlamış olur.. Öteki türlü sadece kendi rızası ve memnuniyeti için ibadet edecekti.. Namaza ilk başladığında, kendi nefsini nur ile doldurmak için başladı. Fakat daha sonra o motivasyon ondan alındı.. eğer canı istemediği halde 5 vakit namaza devam ederse ona bir zaman sonra manevi dünyalar görülmeye başlar.. Fakat çoğu kişi öyle bir sürece girmez.. Üzerinde bir ağırlık hissedince hemen namazı bırakır.. Dolayısıyla maneviyatı edinemez..

Herkes için geçerli bir şey değil bu.. Yani ilk defa müslüman olmuş ve hidayeti bulmuş bir kişi için işleyen süreçlerden söz ediyorum.. müslüman bir ailede doğmuş, namaz kültürü ile doğmuş kişilerden söz etmiyorum..
 
Ü

Üye silindi 58480

Namazın kerametleri saymakla bitmez.

Bazı zihin haritaları için namaz bir sonuçtur.
Bazı zihin haritaları için namaz bir sebeptir.

Namaz yüksek bir temsil değerine sahip bir ibadettir.

Secde embriyo pozu vermektir. Kas hafızasına bizi bağlar ve karmik bir arındırma yapar. Çünkü ilk çok hücreli hale embriyo pozisyonundayken geçeriz.

Nasıl biter namaz?
"Beni annemi babamı ve tüm müminleri bağışla" diye biter. Yani hakediș azaltması ve karmik arınma duası ile.

Namaz ciddi bir kabiliyetir. Namaza yanaşmamak bike namazın yüksek etki gücüne ispat hükmü taşır.



***

Namaza davet hassas bir meseledir aynı zamanda.
Kişiden kişiye değişir. Hakikat yolu anayol gibidir, tektir. Bazı kişiler o ana yola yan yollardan çıkar, bazı kişiler otostop çekerek ana yola dahil olur, bazı kişiler son derece dar yollarda uzun süre kaybolduktan Sonra anayola çıkarlar.

Demem o ki herkesin mizacı farklıdır, imtihanı farklıdır, beyin ve zihin haritasının doğru yolu tarif etmedeki becerisi farklıdır.

Kimisi içgüdüsel olarak yüksek isabet oranına sahiptir, içinden kılmak gelir ve kılar, kimisi zihin ve mantıksal bütünlük arar. Bu yönde tatmin olmadı mı içine sinmeyebilir.

Şimdi Allah merhamet edenlerin en merhametlisidir. Kimseye de kendi bütünlüğünün haricinde bir dayatma da vermediğini söylüyor.

O halde biz namaz kılınca huzur buluyoruz diye, herkesin aynı nörolojik reaksiyonu alacağından emin olamayız.

Ama şu bir gerçek ki Kuran akla da mantığa da sağduyuya da tam hitap ediyor.

Niyeti temiz olana imkanı yok ki kendi mkzacina uygun bir mentor yardımcı atanmış olmasın. Allah kendi yarattığının üstüne kendi iradesi ile titremektedkr. Misalen. Yardım her zaman gelir. Bunun başka bir yolu asla yoktur. Yardım gelsin, bağlantı oluşsun diye yaratıldık.
 
Üst