mally
Kayıtlı Üye
Bir zamanlar ülkenin birinde mükemmel kalitede iyi mısır yetiştiren bir çiftçi yaşardı.
Her yıl mısırını, onurlandırılıp ödüller kazandığı, eyalet fuarında sergilerdi.
O fuar zamanlarının birinde bir gazete muhabiri onunla röportaj yaptı ve mısır yetiştirme yöntemi hakkında bilgi almak istedi.
Ve muhabir çiftçinin mısır tohumlarını komşuları ile paylaştığını öğrenince çok şaşırarak:
"Her yıl sizinle aynı yarışmaya giren komşularınızla en iyi mısır tohumlarını paylaşmaya nasıl razı oluyorsunuz?” diye sordu.
"Neden mi bayım?" diye yanıtladı çiftçi ve devam etti:
"Bilmiyormusunuz? Rüzgâr olgunlaşmakta olan mısırların polenlerini uçurur ve tüm tarlalara dağılmalarını sağlar.
Eğer komşularım, ikinci sınıf, standartların altında ve kalitesiz mısır yetiştirirse, dağılan polenler benim mısırımın kalitesini de düşürecek.
Eğer iyi mısır istiyorsam, komşularımın da iyi mısır yetiştirmelerine yardımcı olmalıyım."
Çiftçi ve muhabir arasındaki bu röportaj hayatımızda çok önemli bir noktaya değinmektedir. Çiftçinin mısırının kalitesi, komşuları iyi mısır yetiştirmedikçe, vasat kalmaya mahkûmdur.
Yani; uyum içinde yaşamak istiyorsak, etrafımızdaki insanların da huzur ve uyum içinde olmasına yardımcı olmak zorundayız.
İyi bir yaşam sürmek istiyorsak, etrafımızdaki insanların da iyi bir yaşama sahip olmaları için elimizden geleni yapmalıyız. Bir hayatın değeri, etkilediği hayatların değeri ile ölçülür.
Ve mutluluk ve refah içinde yaşamak istiyorsak, etrafımızdaki insanların da mutlu olup, refah içinde olmalarına yardımcı olmak zorundayız.
Eğer kaliteli mısır yetiştirmek istiyorsak, komşularımızın da kaliteli mısır yetiştirmelerine yardımcı olmak zorundayız…
Yabancı bir siteden alıntılanarak Türkçeye çevrilmiştir.
Her yıl mısırını, onurlandırılıp ödüller kazandığı, eyalet fuarında sergilerdi.
O fuar zamanlarının birinde bir gazete muhabiri onunla röportaj yaptı ve mısır yetiştirme yöntemi hakkında bilgi almak istedi.
Ve muhabir çiftçinin mısır tohumlarını komşuları ile paylaştığını öğrenince çok şaşırarak:
"Her yıl sizinle aynı yarışmaya giren komşularınızla en iyi mısır tohumlarını paylaşmaya nasıl razı oluyorsunuz?” diye sordu.
"Neden mi bayım?" diye yanıtladı çiftçi ve devam etti:
"Bilmiyormusunuz? Rüzgâr olgunlaşmakta olan mısırların polenlerini uçurur ve tüm tarlalara dağılmalarını sağlar.
Eğer komşularım, ikinci sınıf, standartların altında ve kalitesiz mısır yetiştirirse, dağılan polenler benim mısırımın kalitesini de düşürecek.
Eğer iyi mısır istiyorsam, komşularımın da iyi mısır yetiştirmelerine yardımcı olmalıyım."
Çiftçi ve muhabir arasındaki bu röportaj hayatımızda çok önemli bir noktaya değinmektedir. Çiftçinin mısırının kalitesi, komşuları iyi mısır yetiştirmedikçe, vasat kalmaya mahkûmdur.
Yani; uyum içinde yaşamak istiyorsak, etrafımızdaki insanların da huzur ve uyum içinde olmasına yardımcı olmak zorundayız.
İyi bir yaşam sürmek istiyorsak, etrafımızdaki insanların da iyi bir yaşama sahip olmaları için elimizden geleni yapmalıyız. Bir hayatın değeri, etkilediği hayatların değeri ile ölçülür.
Ve mutluluk ve refah içinde yaşamak istiyorsak, etrafımızdaki insanların da mutlu olup, refah içinde olmalarına yardımcı olmak zorundayız.
Eğer kaliteli mısır yetiştirmek istiyorsak, komşularımızın da kaliteli mısır yetiştirmelerine yardımcı olmak zorundayız…
Yabancı bir siteden alıntılanarak Türkçeye çevrilmiştir.