Maneviyat ve Kabala

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,246
Tepkime puanı
3,122
İnsan, kendisi için, içinde bir avantaj olmaksızın bir ilerleme yapamaz. Harekete geçmesi için öncelikle içindeki avantajı nasıl elde edebileceğini anlamalıdır. Bu edinim kendisini hareket ettiren yakıt olarak görev yapar. Bu yakıt, ya derhal kazanılan ya da kendisinin öngördüğü gelecekteki yakıtıdır. Eğer kişi herhangi bir menfaatin, edinimin var olduğunu hissetmezse, derhal eylemlerini durduracaktır. Bu, insanın bir şey kazanacağını hissetmeksizin var olamamasındandır.

Kabala, insana nasıl alınacağını öğretir. Maneviyat kazanmak için, kişi alma arzusunu genişletmelidir. Bu dünya da dahil bütün kitapları hazmetmek arzusu geliştirmelidir. Bu, insanın yaratılmasının amacıdır. Yaşamdan uzak durmak veya bir keşiş veya bir çileci olmak gerekmez. Bilakis, Kabala insana evlenmesini, çocuk sahibi olmasını ve çalışmasını tam bir hayat sürmesini zorunlu kılar. Hiçbir şeyden vazgeçilmemelidir; her şey bir amaç nedeni ile yaratıldı ve insan hayattan geri çekilmemelidir.

Kişi Kabala çalışmaya başladığı zaman, hiçbir manevi duyguya sahip olmayabilir ve o nedenle de zekasının yardımı ile süreci öğrenmeye başlar. Zekamız vasıtası ile kalbimizi açmalıyız. Kalp gelişirken neyin doğru olduğunu neyin olmadığını hissederiz ve doğal olarak doğru karar ve eylemlere çekiliriz.

Kabalistler – öğrencinin daha çok ışık, daha çok farkındalık ve daha çok manevi haz alma arzusunu geliştirmesine, onu büyütmesine olanak vermesi için – maneviyatı küçük dozlarda öğretmeye başlarlar. Çoğalmış bir arzu beraberinde daha büyük bir derinlik, anlayış ve kazanım sağlar. Sonra, kişi maneviyatın elde edebileceği en üst seviyesine, ruhunun köklerine ulaşır.

Alıntı.
 
Üst