Mahşerin Dört Atlısı

hesap90

Kayıtlı Üye
bugün mahşerin dört atlısı (the four horsemen of apocalypse) konusunun ezoterik öğretilerde neyi ifade ettiği hakkında konuşmak istiyorum. dini metinlerde mahşerin dört atlısı efsanesi her ne kadar kıyamet koptuğunda yaşanacak olaylar kapsamında anlatılsa da, kavramın asıl anlamı; kişinin ruhunun birtakım tuzaklar ile kontrol altına alınarak qlippoth a düşürülmesine doğru giden dört aşamayı ifade eder. bu aşamalar tersten uygulandığında ruhun qlippoth tan özgürleştirilmesi ve kendi başına bir birey olarak kozmosta bağımsızlığını kazanması durumu gerçekleşir, ki buna simyada "magnum opus / great work" denir.

aşamalar gerek tersten gidilsin, gerekse düzden gidilmiş olsun; yaşanacak olaylar kişiden kişiye farklılık gösterecektir. kimisi ağır travmatik olaylar ile süreçleri atlatabilir, kimisi daha soft geçişler yaşayabilir. yine aynı şekilde, süreçlerden geçiş esnasında tam olarak ne yaşanacağı ve kimlerle yaşanacağı da kişiden kişiye değişir. kimisi ailesiyle sınanır, kimisi maddiyatla, kimisi sağlığıyla, vs. kimisi de huzurlu ve güvende bir biçimde hayatına devam edebilir. o yüzden "kesin şu olay olur" diyemeyeceğim. zaten burada kritik nokta kimin başına ne geldiği veya gelmediği değil; yaşanan olayların doğru analiz edilip yorumlanmasıdır. eksik veya hatalı yorumlar yanlış anlaşılmaya sebebiyet verecek ve qlippoth ta daha dibe sürüklenerek eskisinden daha beter hale getirilmeye sebep olacaktır. akıl sağlığını yitirmek, kendini kandırmak, dolandırılmak, soul fragmentation, hatta intihar, vs. gibi.

incilde (revelation 6) geçen ifadeye göre mahşerin dört atlısı soluk & çürük yeşil, beyaz, siyah ve kırmızı renklerdedir. aynı renk aşamaları nigredo, albedo, citrinitas ve rubedo şeklinde magnum opus hakkında bilgi veren simya metinlerinde de geçer. fakat kaynaklar hem aşamalar hakkında yanıltıcı bilgi vermektedir, hem de aşama sıralamasını yanlış vermektedir. elbette bu bilinçli olarak yapılmaktadır ve art niyet taşımaktadır fakat bu kısımla ilgili detaylara girmeyeceğim.

şimdi, doğru sıralama ve doğru anlam karşılıklarıyla magnum opus yolculuğunda bu renklerin ne anlama geldiğini inceleyelim. bunun için astrolojik kavramları metafor olarak kullanacağım. burada yazacağım maddeler qlippoth tan çıkış sürecine dair olacak. siz buradaki sıralamayı tersine çevirip, anlamları da zıt karşılıklarına göre alırsanız, qlippoth a nasıl düşüldüğünü aynı entry den okuyabilirsiniz.

1-) oğlak, 10. ev, yöneticisi satürn

magnum opus un ilk aşaması "çürüme" olarak adlandırılır ve bu süreç satürnyen geçer. yani kişinin deneyimleyip hakikat zannettiği yalanlar yüzüne tokat gibi çarpar. "bunca zaman kendimi kandırmışım" hissi verir. kişi hem çevresindeki olaylar hakkında, hem de kendi bilinçaltı hakkında farkında olmadığı veya farkında olup yüzleşmekten kaçtığı gerçeklerle baş başa kalır. hakikatlere bodoslama uyandığı için kişiyi psikolojik olarak sarsabilir, depresif yapabilir. bu aşamanın nispeten rahat atlatılmasının en iyi yolu, kişinin kendisine karşı dürüst olmasıdır. işine geldiği gibi davranmak, kafasını kuma gömer gibi yapmak, "nostalji" diye romantize edip eski yalanlara karşı saplantı geliştirmek, vb. şeklindeki tutumlar kişiyi daha dibe sürükleyecektir ve aşamanın boş yere uzamasına neden olacaktır.

bu aşamaya çürüme denmesinin nedenine gelecek olursak, bilindiği üzere çürüyen organizmanın "ölüm" süreci başlamıştır. işler artık iyileştirilemez hal almıştır ve kangrenli yeri kökünden kesmek gereklidir. keza bu yüzden, yani tolere edilecek bir tarafı kalmadığı için insana yüzleştiğinde soğuk duş etkisi verir. zaten satürn sınır gezegen olduğu için, evrenden "artık bıçak kemiğe dayandı, daha fazla ertelemeni kabul edemem" şeklinde tavır görürüz.

kişi, profesyonel anlamda inisiyasyondan geçmese bile, astrolojik olarak 27-30 yaşları civarında ilk satürn döngüsünü tamamladığı için ister istemez magnum opus un ilk aşamasından geçer. "27 ler kulübü" fenomeninin altında yatan sebep budur. ilk satürn döngülerine dayanamadıkları için intihar etmişlerdir.

magnum opus un ilk aşaması metafor olarak ele alınıp "dark night of the soul" şeklinde psikoloji literatürüne geçmiştir.

2-) terazi, 7. ev, yöneticisi venüs

magnum opus un ikinci aşaması "sararma" dır. burada sarıdan kasıt, metafor olarak güneş ışığıdır. fakat burada ışıktan kastedilen bilgi değil, tanrısal düzene uygun olmaktan ileri gelen estetik güzellik ve uyumdur. altın orandır, doğru matematik bileşenlerinin bir araya getirilerek doğru geometrik yapının inşa edilmesidir. bu uyumun sağlanması için de kişinin dualite dengesini doğru kurma üzerine çalışması gereklidir. doğru maskülen bileşenleri doğru feminen bileşenlerle bir araya getirmeyi öğrenmesi gereklidir. keza astrolojide terazi evi anlamları arasında partnerlik, diplomasi, dış güzellik, vb. konular yer alır.

magnum opus un bu aşaması için bazı okült akımlar inisiyeleri "sex magick" adı altında detayını vermek istemediğim uygulamalara yönlendirirler. fakat bu tür metotlar kişinin dualite dengesini daha fazla bozar ve qlippoth ta daha fazla dibe sürüklenmesine neden olur.
keza yine benzer şekilde, kimi inisiyeler bu aşamada "kontrolden çıkmış cinsel enerji" ile test edilir ve sonrasında porno bağımlılığı, seks bağımlılığı, karşı cinsten tiksinme, beynin haz alma mekanizmasının bozulması, vb. gibi özel hayatına dair çeşitli sorunlar yaşayarak yine qlippoth ta debelenir.

daha önce "ayartılmayacak seviyeye gelinmesi" şeklinde bir tabiri yazılarımda sıkça dile getirmiştim. işte magnum opus un ikinci aşamasını başarıyla geçmenin kilit noktası budur. aşamayı geçtikten sonra kişi, "haz" zannettiği şeylerin aslında kendisinin test edilmesi amacıyla karşısına çıkarılmış tuzaklar olduğunu fark edecektir. scarlet woman arketipinin bolca deneyimlendiği bir aşamadır. aşama sona erdiğinde cinsellikle alakalı yaşadığı kriz de sona erecektir.

kimisi ise "ikiz alev" ve "ruh eşi" şeklindeki kavramları saplantı haline getirerek magnum opus un bu aşamasında zorluk yaşar.

3-) yengeç, 4. ev, yöneticisi ay

magnum opus un üçüncü aşaması "beyazlık" olarak geçer. tıpkı gece zifiri karanlıkta ay ışığıyla yolunu bulmaya ve etrafını görmeye çalışmak gibi hissettirir. burada kişi, "dark feminine energy" yi yoğun bir biçimde deneyimler. bir önceki aşama venüs ve bu aşama ay ile bağlantılı olduğu için, dolayısıyla her iki aşama da kadınsal arketiplerle ilişkili olduğu için; bazı kaynaklar bu iki aşamanın anlamlarını birbirine karıştırarak yazmışlar. ama farklılar. birinde dualite dengemizi buluyoruz, diğerinde ait olduğumuz ruhani kökümüzü keşfetmeye çalışıyoruz. nitekim yengeç anlamları arasında anavatan, soy bağı, memleket, doğulan aile, ırk, kökler, vb. anlamlar mevcuttur. yani üçüncü aşamada "benim ruhum nereden geliyor? nereye aidim?" sorusunun cevabını arıyoruz.

bu aşamada zorlanan kişi kendisini kalabalıkta annesi elini bırakmış ve kaybolmuş bir çocuk gibi hissedebilir. ya da okyanusun sert dalgalarında boğulmamaya, batmamaya çalışmak gibidir, de diyebiliriz. "hiçbir şekilde güvende değilim" duygusunu dolu dolu yaşar. sığınacak güvenli liman arar, yuvasını arar.

magnum opus un üçüncü aşamasında yaşadığı testleri yanlış yorumlayan kişiler olayı kişisel algılar da duygusal gelgitlere yenik düşerlerse, kadın nefreti ve anne nefreti geliştirebilirler. bu da kişiyi kara deliğe sürüklenerek yok olma tehlikesine götürür. dark feminine energy nin kara delik misali çalışmasından daha önce bahsettiğim için bu kısmı geçiyorum.

peki üçüncü aşamayı en hasarsız biçimde nasıl atlatırız? üçüncü aşamanın amacı ait olduğu yeri bulmakla ilgili olduğu için kişi içindeki çocuğa yönelmeli ve maske takmak zorunda kalacağı insanlardan ve ortamlardan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışmalıdır. çünkü "mış" gibi davranmak süreci baltalayacaktır. kendisi olmasını yadırgamayan, onu olduğu haliyle kabul eden insanlarla daha çok vakit geçirmelidir.

bununla beraber, ay - yengeç konuları arasında duygu durumumuz olduğu için, mantıklı olayım derken kişinin kendi duygularına karşı savaş açması; deniz dalgalarına savaş açan gemi kaptanına benzer. duygularımız deniz gibidir. denize savaş açmak sonu baştan belli bir savaşa girmek demektir, ama geminin nasıl sevk edileceği öğrenilerek iyi bir kaptan olunabilir. buradaki püf nokta, kriz yönetimi yapabilmeyi öğrenmektir.

stoacı bir yaklaşım sergileyip duygularını yok saymak, üçüncü aşamadaki bir inisiye için alınacak belki de en kötü karardır. nasıl ki kişi doğduğu aileyi, ırkı, vatanı, vs. yok sayamazsa, aidiyet kavramlarıyla alakalı kendi içindeki duyguları da yok sayamaz. yok sayarsa denizde boğulur, geçmiş olsun. stoacılık, gerçekten aklın ve mantığın duyguların önüne geçmesi gereken durumlarda faydalıdır, aradaki farkı iyi ayırt etmek lazım.

4-) koç, 1. ev, yöneticisi mars

magnum opus un son aşamasında kişi artık deity seth in yolundan gidebilir. artık qlippoth tan tamamen çıkmıştır ve bağımsızlığını ilan eder. artık ne ruhun tuzağa düşürülmesi vardır, ne karma vardır, ne manipülasyon, vs. hayatında tertemiz bir sayfa açar.

bu aşamada kişinin marsiyen tavır sergileyip konfor alanından çıkması ve risk alması gereklidir. çünkü zaten önünde engel kalmamıştır. cesaretini toplaması gereklidir. fakat hatırlarsanız daha önce typhon (seth) - zeus çatışmasından bahsetmiştim. seth in kontrolden çıktığında yıkım getirdiğini anlatmıştım. işte bu aşamada dikkat edilmesi gereken nokta budur, aksi takdirde kişi kimliğini tamamen kaybedebilir. ruhuna ait ne varsa elinden alınabilir. çünkü astrolojide 1. ev anlamları arasında kimlik yer alır, bizi biz yapan karakteristik özelliklerimiz yer alır. dolayısıyla bu değerleri kaybetmek demek, kuklaya dönüşmek demektir. her ne kadar ikinci aşamada ayartılmayacak seviyeye gelmiş olsa da, yine de kontrolü elinden bırakmamalıdır.

ALINTIDIR
 
Geri
Üst