M.Ö.Mezopoyamya (İnsanlığın ve Kadim Bilgeliğin Doğuşu \ Düşen Krallık-Ninurta)

Lords Of The Shadows

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Ocak 2016
Mesajlar
608
Tepkime puanı
1,100
İş
Teacher
M.Ö. Mezopotmya (Düşen Krallık - Ninurta)
İnsanoğlu çevresini ve doğayı keşfetmeye başladı. Günümüzde Irak ve Suriye bölgesine gelen Asya kökenli kavimler Mezopotamya adı verilen bölgede devlet kurmak için bazı çalışmalar yaptılar. Bu çalışmalar sonucunda "Ninurta" isimli ilk kral, Sümer devletini kurdu. Ninurta inanç ve yaşayış biçimlerinin sonra ki dönemlerde sorun haline gelmemesi için şehir devletleri (krallıklar) şeklinde örgütlenmeyi uygun gördü. Ninurta, kendisine bağlı dört ana krallık oluşturdu. Bu krallıklar; Ur, Eridu, Umma ve Lagaş'dır.

68747470733a2f2f73332e616d617a6f6e6177732e636f6d2f776174747061642d6d656469612d736572766963652f53746f7279496d6167652f4d7450324a4a3968307761386b773d3d2d3730313431323330382e313538376464353861636362323562363732343038343030323439372e6a7067

Yukarıdaki resim Sümer dönemine ait, şehir devletlerini (krallıklar) temsil etmektedir.

Baş kral Ninurta artık yaşlanmıştı ve kararları rahipler tarafından sorgulanmaya başladı. Bunu fırsat bilen baş rahip "Enis", Ninurta'dan sonra en güçlü olduğu bilinen Ur Kralı "Warka" ile iş birliği yaparak Ninurta'nın hakimiyetine son vermek ve tüm Sümer ülkesine hâkim olmak istedi.

68747470733a2f2f73332e616d617a6f6e6177732e636f6d2f776174747061642d6d656469612d736572766963652f53746f7279496d6167652f31544f4e795978635a4a4f3557773d3d2d3730313431323330382e313538376464383733656434336463333432303239323835353539332e706e67

Yukarıdaki resim tarihte bilinen ilk Sümer kralı "Ninurta'ya" aittir.

Ninurta'nın sadık hizmetkarı olan "Zed" baş rahip Enis'in planlarını kraliçe "Sarum'a" bildirdi. Sarum, Ninurta'nın (kocasının) emri altında ki tüm askerleri sarayın etrafında konumlandırdı.

Ninurta ile Waka (Ur Krallığı) arasında yaşanan bu sorunları fırsat bilen diğer tüm Sümer şehir devletleri (krallıkları) bağımsızlıklarını ilan ederek, birbirleri ile Sümer ülkesine hâkim olabilmek için savaştı.

Waka (Ur Kralı) ve Enis (Baş rahip) Ninu Sarayı'nın önüne geldiler ve Ninurta'nın askerleri tarafından karşılandılar. Sarum (Kraliçe) gidişatın kötü olduğunun farkındaydı, çocuklarını ve eşini (Ninurta'yı) aldı Nisusu (Saray altı zindanlarına bağlanan ve oradan da ormanın derinliklerine açılan bir tünel-kapı) kullanarak kaçtı. Kraliçenin saraydan ayrıldığını öğrenen Ninu askerleri Waka krallığı ile olan savaşında kılıçlarını indirdi.

Waka, (Ur Kralı) Baş kralı (Ninurta'yı) öldürdüğünü söyledi. Diğer tüm şehirdevletlerinin halkları ve kralları üzerinde psikolojik bir baskı oluşturarakSümer ülkesinin yönetimini devraldı.
Waka Sümer ülkesini 11 yıl boyunca çok kötü denmeyecek şekilde, orta halli yönetti. Ancak Sümer ülkesi kurulduğundan itibaren, tüm Sümer ülkesine hâkim olabilmek için büyük planlar yapan sadece Waka değildi.
Sümer ülkesi Waka yönetiminde iyi sayılabilecek son yılını yaşıyordu. Bir akşam vakti, Kırmızı Diyar'da (Sümer ülkesinin gizli yer altı ormanı) Lagaş Kralı "El-Hiba" emrinde ki rahipler ve büyücüler Sümer ülkesini yerinden oynatacak darbe hazırlıkları hakkında tartıştılar. El-Hiba daha fazla beklemek istemiyordu ve Sümer ülkesini ele geçirebilmek için her türlü fikre açıktı.
Hatap isimli bir büyücü söz istedi. El-Hiba sıkıntıdan devrilen gözleriyle büyücüye konuşabilirsin şeklinde cevap verdi. Hatap, Krala Sümer ülkesine insanların oluşturduğu bir ordu ile sahip olabilmeniz oldukça zor. Fakat 3 sene önce hayatını kaybeden kâhin "Ninosa'nın" çalışma kitabını yakın bir zaman önce buldum ve orada yer alan "Şur-Kaya" isimli bir büyü, ayin var dedi. Konuşmacılar içerisinde yer alan genç bir büyücü olan "Jokha" bu büyünün ismini duyunca yere bakan gözleri birden büyüdü ve bakışları endişeye teslim olmaya başladı.

El-Hiba merakla ve heyecanla Hatap'a biraz daha ayrıntılı bilgi vermesi için dikkatlice baktı. Hatap devam ediyordu; bu büyü kontrolümde olacak "İtirafçı" adında bir tür ortaya çıkarmaya yarıyor dedi.
Jokha söz alarak; Efendim bu büyü ile yaratacağınız o varlıklar tek bir dokunuşu ile tüm insanlara diz çöktürebilecek ve onları etkisi altına alabilecek güce sahip olacaklar. Sizin kontrolünüzde neden ve nasıl olsunlar ki? Dedi.
El-Hiba, Şur-Kaya isimli bu büyü hakkında meraklanmaya başlamıştı...
Hatap; Ah bu genç büyücüler diyerek etrafına baktı ve güldü. İnsanların oluşturduğu ordular ile saldırırsak hem bizim krallığımızın hem de savaştığımız krallığın askerleri ve halkından birçok insan ölecek. İnsanlar olmadan, krallar ve krallıklar ne yönetir? Diye bir soru sordu ve etrafına baktı.
Jokha dışında ki büyücüler kendi aralarında "evet, doğru, haklı" şeklinde söyleniyorlardı.
Hatap devam etti; itirafçılar tek bir dokunuşuyla kimseyi öldürmeden, kimseye zarar vermeden itaat ettirebilir ve bunu krallığımız için yapmalarını sağlayacak bir büyü yaparak onları kontrolümüz altına alırsak korkulacak bir durum kalmaz ortada dedi.
Jokha bir şey söyleyecekken Kral El-Hiba ayağa kalkarak; Hatap bu büyüyü en kısa zamanda yap ve karşıma öyle çık dedi. Konuşma bitmişti ve tüm herkes dağılmaya başlamıştı.
Jokha endişeli gözlerle ve telaşla krallık içerisinde sağa sola koşuşturarak Hatap'ı arıyordu. Hatap odasında çalışmalarını sürdürüyor, bu büyüyü nasıl yapabileceği ile ilgili araştırmalar yapıyordu. Hatap'ın odasının kapısı çaldı ve gel dedi. Jokha yavaşça kapıyı açarak;
Biraz konuşabilir miyiz efendim? Dedi.
Hatap; Sen, sen bugün ki genç büyücü değil misin diye sordu.
Jokha; Evet efendim, sizinle bu büyü hakkında konuşmak istiyordum dedi.
Hatap; Büyünün yapılışı hakkında yardımcı olacaksan tabi ancak hala yapılmaması gerektiğini savunuyorsan ve bana karşı savunacaksan kapı orada şeklinde cevap verdi.
Jokha; Bakın efendim size işinizi öğretmek haddim değil ancak nasıl yapıldığını bile bilmediğiniz, çok tehlikeli bir büyü üzerinde çalışmalar yapıyorsunuz dedi.
Hatap; Az öncede söyledim genç büyücü kapı orada! Dedi.
Jokha; tabi efendim çıkıyorum ancak bu büyüyü yapmanıza, tüm krallığı tehlikeye atmanıza izin vermeyeceğim diyerek, kapıyı sert bir şekilde çarparak çıktı.
Hatap genç büyücünün arkasından baktı ve düşündü...
Jokha odadan çıktıktan sonra hemen Halkın Sarayına doğru yola koyuldu. (Halkın Sarayı; Tüm Sümer Şehir Devletlerinin ortasında bulunan, 7 katlı ve 7'ci katın en üstünden tüm Sümer ülkesinin görülebildiği bir saraydır. Bu sarayın ilk iki katı tahıl ambarı, üçüncü katı okul, dördüncü katı ibadethane, beşinci katı rahiplerin kaldığı odalar, altıncı katı kral hazinelerinin saklandığı odalar ve yedinci katı rasathane-gözlem evidir.)

68747470733a2f2f73332e616d617a6f6e6177732e636f6d2f776174747061642d6d656469612d736572766963652f53746f7279496d6167652f395f626b487855395932546d73773d3d2d3730313431323330382e313538376465636563666233333430323833383638393138383337302e676966

Yukarıdaki görsel Halkın Sarayı'na ait (Ziggurat) temsilidir.

Jokha Halkın Sarayı'nda yer alan Kütüphaneye gelmişti. Yazı daha tam olarak yaygın olmadığından dolayı kitap sayısı azdı ancak, yazı yazmayı öğrenen yazman (öğrenci) sayısı oldukça fazlaydı. Jokha, Kütüphane görevlisi olan "Bismaya" ile özel olarak konuşmak istiyordu. Jokha ve Bismaya saray görevlilerinin dahi bilmediği "Tuy-i Nar" (Gizli ilimler odası) geldiler.
Jokha, Hatap'ın ve El-Hiba'nın planlarını anlattı. Bismaya, Hatap'ın bu büyüyü yapabilmek için yararlanabileceği tüm kitapları, kaynakları kütüphaneden toplaması gerektiğini söyledi.
Bismaya; Bak Jokha, Hatap beni tanımıyor ancak seni tanıyor, herkesin ortasında onunla tartıştın. Yok edilecekler listesinde kesin birinci sıradasındır. Hocan Nimrud'dan öğrendiklerini öğretebileceğin 4 çırak seçmen ve hemen öğretmeye başlaman gerek. "Kadim Öğreticiliği" bilirsin... Gelecekte ki devletlerin ve uygarlıkların kaderi senin öğreteceklerini uygulayacak çıraklara bağlı! Dedi.
Not: Nimrud (İlk düzen baş büyücüsü), Jokha'nın öğretmenidir.
Jokha, Halkın Sarayı'nda eğitim gören 13 ile 17 yaşları arasında 4 genci çırak olarak seçti. (Jokha bu çocukların ailelerini kendi çocukluğundan beri tanıyordu. Sümer ülkesinde en iyi huylu, dürüst karakterli çocukların ancak bu ailelerden çıkabileceğine inanıyordu. Çocuklar öğreteceği sırları karşılayabilecek kapasitedeydi ve artık zamanda kalmamıştı. Jokha ailelerinden izin alarak çocukları çırağı olarak kabul etti.) Bu gençler; Andor (Erkek), Siya (Kız), Sevi (Kız) ve Amur'du. (Erkek)
Bu gençler tam olarak hangi konuda eğitim göreceklerini bilmiyorlardı ancak Halkın Sarayı'nda ki okulda verilen eğitimden çok daha farklısını alacaklarını tahmin edebiliyorlardı.
Jokha çıraklarına ilk olarak şöyle bir konuşma yaptı;
Doğruluk ve adalet ortalıkta başı boş gezmez. Onu yönlendiren sizler olacaksınız. Sahip olduğunuz yetenekler ve öğrendiğiniz sırlar sizin çoban yıldızınız olacak. Bu yıldız siz gözlerinizi bu hayata yummadığınız sürece bu dünyada en büyük rehberinizdir.
Arum; Jokha usta biz tam neye karşı savaşacağız dedi.
Diğer çıraklarda kafa sallayarak soruya cevap bekledi.
Jokha; Zaman sizin karşınıza ne çıkarırsa... şeklinde cevap verdi. Ardından çıraklarına Kubbe Yemini etmelerini söyledi.
Siya; Kubbe Yemini mi? O da ne usta? Diye sordu.
Jokha; Bu yemin her büyücü adayının yapması zorunlu bir olgudur. Sahip olduğunuz güçleri ve aldığınız sırları çıkarlarınız ve insani zevkleriniz için değil, insanlığın çıkarları ve ortak zevkleri için kullanmalısınız. Bu yemin kendinize ve doğaya verdiğiniz bir söz olacak. dedi.
Sevi; Peki bu yeminin sözlerini söyler misin usta?
Jokha; Alınan sırrı kalbimize verilen bilgileri zihnimize ittik. Sır ve Bilgi yoldaşlığı vücutlarımızda ki hücreler bölünmeye devam ettiği sürece bizimle ilerleyecek. Bu yoldaşlık ihanetle değil, ölümle sonlanacak. Bedenimizde sonlanacak bu yoldaşlık devamı için farklı bir beden seçtiğinde o bedene sahip kişiyi çırağımız olarak kabul edeceğimize yemin ederiz.
Bu yemini doğruluk, adalet ve çoğunluğun iyiliğini sağlayabilecek kabiliyete sahip olduğunu düşünenler etmelidir. Aksi takdirde Kubbe Çemberi sizi kabul etmeyecektir. diye ekledi Jokha.
Tüm çıraklar sırayla yeminin sözlerini söylediler. Artık "Büyücünün Çırağı" unvanını Kubbe Çemberine kabul edilerek almışlardı.
Jokha, çıraklarına gece gündüz aralıksız olarak sırları ve teknikleri öğretmeye başladı.
El-Hiba, Sümer ülkesine hâkim olabilmek için bu büyünün yapılmasına engel olabilecek her türlü tehdidi ve unsuru ortadan kaldırmaya hazırdı. Hatap, Jokha'nın kendisine bir engel çıkaracağını düşündüğünden Kral'ı Jokha'ya karşı kışkırtıyordu. Kral, muhafızlarına Jokha'nın yakalanması için emir verdi. Kütüphaneye gelen muhafızları gören Bismiya, Jokha'nın yakalanması için emir verildiğini anladı. Bismiya, çırakların nerede eğitim aldığını biliyordu. Gecenin ilerleyen saatlerinde, Jokha'yı uyarmak için yola çıkacaktı.
Saat sabaha karşı 4 olmuştu. Bismiya kapıyı araladı ve karşısında hiç beklemediği birini gördü!

1.Bölüm Sonu
 

DemirBey

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Nis 2018
Mesajlar
8
Tepkime puanı
12
Sümer tarihini severim, böyle ayrı güzel oluyor bekliyorum devamını :) emeğinize sağlık tekrar.
 

[XTR] Similar Threads

Üst