M.Ö. 4000 Mezopotamya (İtirafçı-Confessor) Hikayesinin 2 Bölümü

Lords Of The Shadows

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Ocak 2016
Mesajlar
608
Tepkime puanı
1,098
İş
Teacher
Saat sabaha karşı 4'dü. Bismiya olup bitenleri Jokha'ya anlatabilmek için yola koyulmaya hazırdı. Son olarak yolda acıkma ihtimaline karşı yanına 2 dilim ekmek aldı.
Bismiya, kapıya doğru yöneldi ve kapıyı açmadan önce arkasını dönerek son bir kez evine baktı. Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının farkındaydı.
Bismiya, evi ile vedalaştıktan sonra kapısının kolunu tutarak kendisine doğru çekti ve karşısında eski öğrencisi Hatap'ı gördü.
(Evet, Bismiya ve Jokha'nın öğretmeni olan Nimrud ilk düzen büyücülerindendi ve aynı zamanda iki yakın arkadaşlardı. Nimrud çırak olarak Jokha'yı, Bismiya ise Hatap'ı seçerek sırlarını öğrettiler. Nimrud'un ölümünden sonra ilk düzen büyücüleri orta diyarda eski otoritesini kaybetti. Bismiya, kendisine sakin ve huzurlu bir hayat sürebilmek adına Halkın Saray'ında kütüphane görevlisi olarak işe başladı. Jokha, Hatap'ın planlarını Bismiya'ya anlattığında, Bismiya sırlarını öğrettiği çırağının tüm Sümer ülkesinin sonunu hazırlayacağını ve Hatap'ın karanlık tarafta olduğunu o an anlamıştı.)
Bismiya; Hatap! Diyerek sinirle bakan gözlerini kıstı ve ayakları geri geri gitmeye başladı.
Hatap; Merhaba Usta diyerek içeriye doğru iki kral muhafızıyla birlikte girdi. Hatap konuşmasına devam etti. Bismiya, korku dolu ve sağa sola bakarak herhangi bir çıkış arayan gözlerle Hatap'ı dinliyordu.
Usta, çıraklık zamanımda bana ne dediğini hatırlıyor musun diye sordu?
Bismiya, sana güvenip sırlarımı öğretmekle çok büyük bir hata yaptığımı biliyorum sadece Hatap! Dedi.
Hatap; Ben hatırlıyorum usta... Güç ve yaratıcılık ayrılmaz ikilidir ancak bunları en uygun yerlerde kullanabilecek kurnazlığın yok ise gücün anlamı kalmayacaktır... diyerek gözlerini büyüttü ve ustasına baktı.
Bismiya; Ben sana her zaman insanoğlunun soyunu devam ettirmelerini sağlayacak uğraşlar içerisinde olmayı öğretmeye çalıştım ama anlıyorum ki öğretememişim! Diyerek Hatap'ın insani tarafına dokunmaya çalıştı.
Hatap; Basit bir kütüphane görevlisinden akıl alacak değilim diyerek alaycı ve küçümser bir tavır sergiledi.
Şimdi Usta, Jokha ile iş birliği içerisinde olduğunu biliyorum bana onun yerini güzellikle mi söyleyeceksin yoksa çırakken aldığım eğitimler sonunda öğrendiğim kara büyülerin gücünü mü kullanmam gerekecek! Dedi.
Bismiya; Pişman ve üzüntü dolu gözlerle, Seni Jokha'dan önce çırak olarak kabul ettim ve sırlarımın tamamını paylaştım ancak Jokha senden çok daha kabiliyetli ve güçlü bir büyücü. Dedi.
Hatap kral muhafızlarına gözü ile işaret verdi. Muhafızlar Bismiya'yı yakalayarak iki kolundan sıkıca tuttular.
Bismiya Kurtuluşunun olmadığını anlamıştı ve başını dik bir şekilde doğrultarak, bana ne yapacağın hiç önemli değil Hatap! Çöken karanlık, doğan güneşi yok etmedikçe İtirafçılar ölmeyecek dedi ve bunlar Bismiya'nın bu hayatta ki anlamlı son sözleri oldu. Artık korku dolu gözlerle Hatap'ın ne yapacağını bekliyordu.
Hatap; Usta bana çırakken öğrettiğin en güçlü kara büyü şu an seni konuşturmak için oldukça uygun diyerek gülmeye başladı!
Bismiya, öğrettiği büyüyü hatırladı ve yüzünde bir tebessüm oluştu. Ah Hatap ah, her zaman gücünün çok ötesinde şeylerin peşinden gittin ve sonunda bu hale geldin. "Oris" kapılarını açmaya gücünün yeteceğini mi zannediyorsun diyerek sesli gülmeye başladı.
Hatap; Bende bu konuda sana ve gücüne ihtiyaç duyuyorum zaten Usta diyerek, yanında getirdiği Quello isimli aletin kapağını açtı.
Quello'yu gören Bismiya, ama bu, bu imkânsız sen bu aleti nereden, nasıl buldun! Dedi.
(Quello: bir büyücünün ya da büyü kaynaklı güce sahip olan herkesin gücünü almaya-çekmeye yarayan alete verilen isimdir. Bu alet Nimrud zamanında bir keşiş-gezgin tarafından karanlık büyücülerin ceza olarak güçlerini alabilmek amacıyla yapılmıştır.)
Hatap, ustasının sorusuna cevap bile vermeden ellerini alete doğrultarak "EHUİL LİM-Nİ-KA-TU, KUMASU ORİD" aletin çalışmasını sağlayacak "Büyülü güneş sözlerini" söyledi!
Doğuştan büyü yeteneği ile doğan bir büyücü için "büyü gücü" kalp atışı gibidir. Gücünün alınması ya da yok olmaya başlaması durumunda taşıyıcı (büyücü) de ölür. Bismiya'nın eski bir büyücü olduğunu halk ve Bismiya'yı tanıyan hiç kimse bilmiyordu.
Hatap, ustasını vahşice öldürmenin halk tarafından hoş karşılanmayacağını düşündüğünden, Quello ile gücünü alarak öldürmeyi tercih etti. Bu sayede Hatap, ustasının gücünü alarak gücüne güç katacak ve halkın dikkatini çekmeyecek şekilde ustasını öldürecekti.
Bismiya'nın gücü ortalama 10 dakika içerisinde Quello tarafından çekildi. Quello'da ki gücü kendisine transfer eden Hatap, sahip olduğu yeni gücüyle birlikte ustası ölmeden önce "ORİS" kapılarını açarak Jokha'nın yerini öğrenme peşindeydi.
(Oris Kapıları: İnsanın zihninin bilinmezliğe açılan kapılarına verilen isimdir. Bu kapıların kapalı olması kişinin mantıklı ve doğru kararlar almasını sağlar. Ancak bu kapıların çok büyük bir güçle açılması durumunda Araf'a düşen kişi ne yapacağını bilemez ve kısa bir süreliğine itaat eder duruma getirilebilir.)
Hatap; Oris kapılarını açacak büyülü sözleri söylemeye başladı.
LİER- TORTU OKTO MATO (Oris Kapılarını açacak büyülü sözler)
Hatap; Muhafızlara Bismiya'yı bırakmaları için göz işareti yaptı. Muhafızlar Bismiya'yı sert bir şekilde yere bırakarak kapıya doğru geri adım atmaya başladılar.
Bismiya yere sert bir şekilde düştükten sonra doğrulmaya çalıştı ve delicesine kafasını sallamaya başladı.
Hatap, ustasının ölümünün yakın olduğunun farkına vardığı an yanına doğru eğilerek,
JOKHA nerede! Diye sordu.
Bismiya; Ve, ve, ver diyordu ancak tam olarak Hatap'ın istediği cevabı söyleyemiyordu.
Hatap; hadi diye bağırdı!
Bismiya; "Veros" diyerek hayata gözlerini yumdu...
Hatap'ın aradığı cevap Veros'tu.
(Veros: Mezopotamya bölgesinin Güney kısmında yer alan efsanevi Adadır. Bu ada Mezopotamya ve Orta Asya topraklarında kötülüğün, hasedin ve ölümün ulaşamadığı tek yerdir. Veros genellikle gücünü keşfetmeye çok yakın ya da hazır olan büyücü adaylarının eğitimleri için kullanılan en uygun yerdir. Bu adanın içerisinde ki bitkiler ve ağaçlar hiçbir mevsimde yaprak dökmez ve solmazlar. Kelebekler her daim uçuşurlar ve güneş bu adanın batı kısmında hiçbir zaman batmaz. Bu ada birçok görünmezlik ve şeffaflık büyüsüyle koruma altında olduğundan büyü gücüne sahip olmayanlar tarafından görülemez ve keşfedilemez durumdadır.)
Hatap yanında ki iki kral muhafızıyla birlikte Lagaş krallığının doğu kısmında ki ıssız sokaklarında çöken karanlık eşliğinde Kral Sarayına doğru yürüyordu. Yürürken gelebilecek tehditlere karşın etrafını çok iyi bir şekilde gözlemliyor. Etrafına bakarken dikkatini sokağın başında duran, yüzü görünmeyen ancak bir insan olduğu anlaşılan kişi çekmişti.
Hatap, o kişiye doğru temkinli bir şekilde yaklaşmaya başlamıştı. Aynı zamanda muhafızların ani bir saldırıya karşı hazırlıklı olmaları için eliyle birlikte komut vermeye hazırdı. Muhafızlar, Hatap'tan gelecek komutu bekliyorlardı.
O sırada şiddetli bir gök gürlemesiyle birlikte Hatap ve Muhafızların dikkati gökyüzüne doğru yönelmişti. Şimşeklerin aydınlattığı sokakta, Hatap gökyüzüne bakan gözlerini sokağın başında duran kişiye doğru çevirdi. Tek bir şimşekle birlikte yüzü görünen kişi JOKHA olmuştu. HATAP, elini tam kaldırıp Jokha'ya karşı büyü yapacaktı ki, Jokha önce davranarak sağ elini gökyüzüne doğru dikey yönlü kaldırarak Muhafızların ikisine de aynı anda yıldırım düşmesini sağladı. Muhafızların bağrışlarıyla birlikte arkasını dönerek neler olduğuna bakmak isteyen Hatap, sinirli bir şekilde kafasını sokağın başına çevirdiğinde ise Jokha'nın orada olmadığını gördü.

2.Bölüm Sonu (09.03.2019)
 
Üst