Lamaizm-Tibet Budizm'i

bendekiben

Elit Üye
Katılım
10 Eki 2011
Mesajlar
1,218
Tepkime puanı
199
Konum
Ankara
Tibet'e VII. yüzyılda ayak basan Budizm'in Mahayana Mezhebi, Tibet'te özel bir gelişme gösterdi. Daha önce burada, Animizm'e ve Şamanizm'e dayanan, hatta bugün de memleketin kuzeyinde ve güneyinde yaşayan, “Bon Dini” bulunuyordu. Himalayalarm bu dağlık ülkesinde yaşayan insanlar, kendilerini görünmeyen kuvvetlerin tehdidinde görüyor, büyücülere, cincilere kurtarıcı olarak inanırlar ki, zamanla bunlar, Budist rahipleri olmuşlardır. Tibet'te Mahayana Mezhebi'nİn Mantra yahut Tantrizm denen bir kolu gelişmiştir. Kült ayinleri, yemin formülleri ve büyülü sözlerle dolu bir takım merasimler önem kazanmıştır. “Tantra” kelimesi dokumada kullanılan çözgü ipliği için kullanılır. O görünmeyen, kendisiyle uygun temrinlerin yapıldığı gizli “Formül” sayılır. Bu mezhebe “Elmas Araba” da denir. Burada önemli olan Mantra'nın kıraatidir: Duyularla anlaşılamayan sırlar, gizemli sözlerle metinlerin gücünden ortayaçıkar. İslam'daki murakabe tasavvurunda olduğu gibi vücut, ses ve ruh birlikte etki gösterirler. Temrinlerde vücudun durumu da çok önemlidir. Tantrayana'da meditasyon dört kademeli olarak yapılır:

1- Eşyanın boşluğu.

2- Mantra (mesela: Om mani padme hum) konularını düşünmek.

3- Kendini kurtarıcı yerinde ve suretinde tasavvur etmek.

4- Kurtarıcıyla (Buda, Bodhisattva) bir ve beraber olma üzerine meditasyonudur. Dua, duacı ve dua edilen birbiri içinde kaybolur.

Mezhep zengin literatüre sahiptir. Hint dilindeki pek çok metinler Tibetçe'ye tercüme edilmiş ve rahiplerin tefsirleriyle muazzam kutsal yazılar yığını ortaya çıkmıştır ki, yaklaşık 300 cildin üzerindedir. Bu kutsal kitaplar serisi m.s. 1300 yıllarında son şeklini almıştır. Lama denen Tibet rahiplerinin teşkilatı özel bir gelişme göstermiştir. Çünkü burada rahipler, diğer Budist ülkelerindeki meslektaşlarından ayrıdır. Sadece dini işlerle değil siyasetle de uğraşırlar, dünyevî bir otorite olarak önemli hükümet makamlarını ellerinde tutarlar. Halkın yedide biri ruhaniler sınıfına dahildir. 3000 manastırla memleketin iktisadi hayatına ruhaniler hakim olurlar. Bu sebeple Tibet'e “Rahipler Cenneti” de denir. Başlangıçta rahiplerin evlenmeleri yasak değildi, bu sebeple idareci rahip sülâleleri meydana gelmişti. Fakat XV. yüzyılda reformatör Tsung-khapa (1356-1418) nın gayretiyle, rahiplik İşareti olarak sarı bir elbise giymeleri ve yardımlar için bir çanak taşımaları mecbur kılınarak, alkol içmeleri, evlenmeleri ve bilhassa büyücülükle uğraşmaları yasak edildi. Ayrıcı, Lama'ya iman da bunlara ilave edildi . Bu suretle “Sarı Mezhep” ortaya çıktı. Buda'nın öğretisi yeni bir istikamet aldı. Buda'nın halefleri, Dalaylamalarm ölüm saatinden sonra doğan çocuklar arasında aranmaya başlandı. Bulunan çocuk yeni vücutta görünen, evvelki kutsal zat, yani Dalaylama İdi. Dalaylamalar, Tsung-khapa zamanından beri Tibet'tin başşehri Lhasa'da taht sürmektedirler.

Yeni Lama ise, çok nadir bir sistemle erkek çocuklar arasından aranır. XV. yüzyıldan beri Lamaizm'in yahut Tibet Budizm'inin başı, ne sultanlarda olduğu gibi kan mirasıyla, ne de Papalıkta olduğu gibi seçimle başa gelir. Burada ölçü inkarnasyonun ruhsal mirasıdır. Buradaki güçlük Buda'nın hakiki inkarnasyonunu, hakiki halefini tanıyabilmektir. Bütanıma ve bulma yüzyıllardan beri aynı kaidelerle olmaktadır. Son Lama için büyük Lama'nın ölümümden 49 gün sonra Kumbum Manastırı'nın 40 km. doğusunda Çin'e ait bir köylü evinde doğan halefi hakkında da şu bilgi verilir: “Şimdiki ziyaret 6 Haziran 1935 de doğan Pabo Dongrub'a yapıldı. Çocuk içeri girenleri dikkatle karşıladı ve “Sera Lama” diye bağırdı, hizmetçi kılığına girmiş seyahat gurubunun idarecisine koştu. Hiç çekinmeden 13. Dalaylama'dan kalan tespihe sarıldı. Ertesi gün rahipler esas kıyafetlerini giyerek geldiler ve çocuğu kaideye göre imtihana çektiler. O, önce Dalaylama tarafından kullanılan tespihi bir birinden farksız dört çeşit tespih arasından bir kere daha bulmak zorunda idi. Yine, çocuk Dalaylama'nın hizmetçilerini çağırmak İçin kullandığı davulunu, aynı şekilde yapılmış pek çok davulun arasından, kesinlikle tanıdı. Yine aynı şekilde, çocuk eski Dalaylama'nın bastonunu, gümüş ve fildişi süslü diğer yeni bastonlara göz dahi gezdirmeyerek, aldı. Çocuğun vücudu da muayene edildiğinde, Buda'nın inkarnasyonu olduğunu ispat edecek işaretler bulundu: Büyük kulakları ve dört kollu tanrı Patmapani'yi tasvir eden ikinci bir çift kol yerleri bulunmakta idi” [220]

Çocuğun Tibet'e geçirilebilmesi işi Çiang Kay Şek Hükümeti'ne yüksek bir meblağ ödemekle çözümlendi. Kurtarma ücretleri yapılan görüşmelerde yükselmesine rağmen, 1939 da çocuk Çin'i terk edebildi ve Şubat 1940'da Lhasa'da merasimle tahta oturtuldu. Aynı zamanda yapılan merasimlerle “Mukaddes, Hatip, Mutlak Hakikat, Doktrin Hakikati, Büyük Okyanus, Büyük Zafer Mücevheri” vs. gibi unvan ve isimleri de aldı.

Burada, Şamanizm ve Budizm öncesi tasavvurlar görülmektedir. Dalaylama bir halife ve “Yaşayan bir Tanrı'dır”. O, kurtarıcı Buda'dır. Dünya ve ahiret arasında aracılığı, rahiplik hizmetleri gibi görevleri yanında, Tibet Hükümeti'nin politikasını da yürütmektedir. Ona yardımcı olarak Taçilhumpol Manastırı'nda oturan Pançen Lama yahut Rinpoçe bulunmaktaydı. O da yine, Dalaylama gibi aynı yolda bulunur ve Buddha Amitabhanın inkarnasyonu sayılır. Pançen Lama, Tibet'in ikinci adamı ve en büyük alimi olarak ruhanî bir hayat sürer. Zamanla Dalaylama Lhasa'daki tahtmda Tibet'in en yüksek dünyevi hakimi olurken, Pançenlama da daha ziyade dinî işleri üzerine almıştır.

Tibet'teki son gelişmeler ise, durumu tamamen değiştirmiştir. Kızıl Çin'in Tibet'e hakimiyetinden sonra, Pançen-Lama, Komünizm taraftarı olarak politik hakimiyetini sürdürürken, XIV. Dalaylama memleketi terke mecbur kalmış ve bugün Hindistan'da mülteci olarak yaşamaktadır.

Lamaizm'in tanrılar panteonunu saymak çok yorucu bir iş olurdu. Tanrılar, tanrıçalar ve çeşitli dinlerin kült şekilleri, eski Boh Dini'nin çıplak, çirkin dev figürleriyle kaynaşmış olan, dini bir karışım göze çarpar. Dua reçeteleri, tespihler, büyü kağıtçıkları, dua bayrakları, kutsal formüllerle yazılmış kağıtlar, mabetlere asılmış veya gelip geçenler tarafından çevrilen dua formülleriyle dolu büyük çarklar, bu dinin şekil ve ihtişamını bir kat daha artırmaktadır. Dua çarkları rüzgarla veya gelip geçenlerin hareketleriyle döndükçe, Lamaizm'in meşhur dua formülü olan “Om Mani Patme Hum” ibaresi söylenmiş olmaktadır. “Om” ve “Hum” gizemle dolu büyülü sözlerdir. “Mani”, mücevher yani Buda ve “Patme” de lotus çiçeği olarak manalandırıhr. Bu sözleri sihir ve cinsel anlamlarla tefsir edenler de vardır.

Alıntı.
 
Üst