Kybalion - Üç İnsiye

Kazan

Kayıtlı Üye
Katılım
14 Tem 2019
Mesajlar
8
Tepkime puanı
17
Bu konuda başlıkta ismi geçen kitaptan çeşitli alıntılar paylaşacağım.

“Yedi Hakikat Prensibi vardır; her kim ki bunu bilip anlar,
sihirli dokunuşu Tapınak Kapıları’nı
sonuna kadar açan Büyülü Anahtar’a sahiptir.”
Kybalion
Bütün Hermetik Felsefe’nin dayandığı Yedi Hermetik İlke şunlar-
dır:
I. ZİHİNSELLİK PRENSİBİ
II. TEKABÜL PRENSİBİ
III. TİTREŞİM PRENSİBİ
IV. KUTUPLULUK PRENSİBİ
V. RİTİM PRENSİBİ
VI. SEBEP SONUÇ PRENSİBİ
VII. CİNSİYET PRENSİBİ
Bu derslerde Yedi Prensibi sırasıyla açıklayacak ve tartışacağız.
Ne var ki önce her prensip için kısa açıklamalar vermek yerinde olur.

I. ZİHİNSELLİK PRENSİBİ
“Bütün, zihindir. Evren zihinseldir.”
Kybalion
Bu prensip “Bütün zihindir” prensibini somutlar. Bu prensibe gö-
re BÜTÜN (“Maddi Evren”, “Hayat Fenomeni”, “Madde”, “Enerji” te-
rimiyle tanıdığımız bütün dış görünüşlerin ve ifadelerin, kısacası
maddi duyularımıza görünür olan her şeyin altında yatan Tözsel Ger-
çeklik [Substantial Reality] Tin’dir (Spirit). Tin kendinde BİLİNMEZ
ve TANIMLANAMAZ’dır. Fakat BİR EVRENSEL, EBEDİ, CANLI Zİ-
HİN olarak düşünülebilir. Bu prensip aynı zamanda fenomen dünya-
sının ya da evreninin sadece Bütün’ün Zihinsel Yaratımı olduğunu,
Mahlukat (Yaratılmış Olanlar) için geçerli yasalara tabii olduğunu,
evrenin her birimi ve kısmıyla bir bütün olarak “içinde yaşadığımız,
hareket ettiğimiz ve var olduğumuz” BÜTÜN’ün zihninde mevcut ol-
duğunu açıklar. Bu prensip, Evrenin Zihinsel Doğası’nı tesis ederek,
insanların aklını hayli meşgul eden çeşitli mental ve psişik fenomen-
leri kolayca açıklar. Söz konusu fenomenler böylesi bir açıklama ol-
madan anlaşılamaz ve bilimsel incelemeden kaçarlar. Bu yüce Herme-
tik Zihinsellik prensibini anlamak, bireyin Zihinsel, Mental Evren’in
yasalarını kolayca kavramasını ve bu prensibi kendi iyiliği ve gelişimi
için kullanmasını mümkün kılar. Hermesçiliğin öğrencisi büyük Zi-
hinsel Yasalar’ı gelişigüzel kullanmak yerine akıllı bir şekilde kul-
lanmaya muktedir olur. Sahip olduğu Büyük Anahtar’la öğrenci bilgi
tapınağının birçok zihinsel ve psişik kapısını açıp özgürce ve akıllıca
içeri girebilir. Bu prensip “Enerji”, “Güç” ve “Madde”nin gerçek do-
ğasını ve bütün bunların niçin ve nasıl Zihin Hâkimiyeti’nden sonra
geldiğini açıklar. Asırlar önce eski Hermetik Üstatlardan biri şunları
yazmıştır: “Her kim ki Evrenin Zihinsel Doğası’nı kavrar, üstatlık
Yolunda hayli yol almıştır.” Ve bu sözler bugün de yazıldıkları gün
kadar doğrudurlar. Bu Büyük Anahtar olmadan Üstatlık imkânsızdır;
öğrenci beyhude yere Tapınak’ın kapılarını çalar da çalar.

II. TEKABÜL PRENSİBİ
“Yukarıdaki aşağıdaki gibidir, aşağıdaki yukarıdaki gibidir.”
Kybalion
Bu prensip Varlık ve Hayat’ın çeşitli planlarına ait fenomenlerle
yasaların arasında her zaman bir tekabül ilişkisi olduğu hakikatini
anlatır. Kadim Hermetik Aksiyon şöyledir: “Yukarıdaki aşağıdaki gi-
bidir, aşağıdaki yukarıdaki gibidir.” Prensiplerin kavranması insana
birçok karanlık paradoksu ve doğanın saklı gizini çözmenin araçları-
nı sunar. Bilgimizi aşan planlar mevcuttur, fakat Tekabül Prensibi’ni
uyguladığımız vakit, aksi takdirde bizim için bilinmez kalacak bir şe-
yi anlamaya muktedir oluruz. Bu prensip çeşitli maddi, zihinsel ve
spiritüel evrenlerde var olan ve geçerli bir ilke, bir Evrensel Yasa’dır.
Kadim Hermesçiler bu prensibi insanın Bilinmez’i gözlerden saklayan
engelleri aşmasını mümkün kılan en önemli zihinsel araçlardan biri
olarak kabul ederdi. Onun kullanılması İsis’in Peçesi’nin tanrıçanın
yüzünü görür gibi olduğumuz bir dereceye kadar yırtılmasını sağla-
mıştır. Geometri ilkeleri uzak güneşlerin ve onların hareketlerini
gözlemevinde oturduğumuz yerden ölçmemizi nasıl sağlıyorsa, Teka-
bül Prensibi de insanın Bilinen’den Bilinmeyen’e akıl yürütmesini
mümkün kılar. İnsan monadı araştırarak başmeleği anlar.

III. TİTREŞİM PRENSİBİ
“Hiçbir şey durmaz, her şey hareket eder, her şey titreşir.”
Kybalion
Prensip, modern bilimin onayladığı ve her yeni bilimsel keşfin
doğrulama eğiliminde olduğu “her şey hareket halindedir”; “her şey
titreşir” ve “hiçbir şey durmaz” gerçeğini anlatır. Hâlbuki bu Her-
mesçi Prensip zaten binlerce yıl önce kadim Mısır’ın üstatlarınca dile
getirilmişti. Bu prensip madde, enerji, zihin, hatta ruhun çeşitli teza-
hürleri arasındaki farkların, büyük ölçüde farklı titreşim oranlarına
bağlı olduğunu açıklar. Saf Tin olan BÜTÜN’den en kaba madde for-
muna kadar her şey titreşim içindedir. Titreşim ne kadar yüksekse,
evren hiyerarşisindeki yer o kadar yüksektir. Tin’in titreşimi öylesine
sonsuz bir hıza ve yoğunluğa sahiptir ki, pratik açıdan, tıpkı çok hız-
la hareket eden bir tekerleğin sabit olması gibi sabittir o. Ölçeğin di-
ğer ucunda titreşimi öylesine düşük kaba madde formları vardır ki
onlar da hareketsiz görünürler. Bu iki uç arasında milyonlarca farklı
titreşim vardır. Taneciklerden elektronlara, atoma ve moleküle, dün-
yalardan evrenlere her şey titreşimli hareket halindedir.
Bu durum, farklı titreşim derecelerinden başka bir şey olmayan
enerji ve kuvvet planları, titreşimlere bağlı olan zihinsel planlar, hat-
ta spiritüel planlar için de doğrudur.

IV. KUTUPLULUK PRENSİBİ
“Her şey ikilidir (dual); her şey iki kutba sahiptir, her şeyin kendi zıt çifti
vardır; benzeyen ve benzemeyen aynıdır; zıtların doğası bir, dereceleri
farklıdır; uçlar buluşurlar; bütün hakikatler yarım hakikatlerdir; bütün
paradokslar uzlaştırılabilir.”
Kybalion
Bu prensip, hepsi de eski Hermetik Aksiyomlar olan “her şey iki-
lidir”; “Her şeyin iki kutbu vardır”; “her şeyin kendi zıt çifti vardır”
hakikatini anlatır. Birçok kişiyi şaşkına çevirmiş olan “Tez ve antitez
doğada bir, derecede farklıdır”; “Zıtlar yalnızca derecede farklı aynı
şeydir”; “zıt çiftler uzlaştırılabilirler”; “uçlar buluşurlar”; “her şey
hem vardır, hem yoktur”; “bütün doğrular yarı yanlıştır”; “Her şeyin
iki yüzü vardır” vs., vs., vs. diye ifade edilen eski paradoksları açık-
lar. Bu prensip, her şeyde iki kutup ya da iki yön olduğunu, “zıtlar”ın
gerçekte yalnızca aynı şeyin iki ucu olduğunu ve bu uçlar arasında o
şeyin çeşitli derecelerinin var olduğunu açıklar. Örnek vermek gere-
kirse, soğuk ve sıcak her ne kadar “zıtlar” olsa da gerçekte aynı şey-
dir; farklar yalnızca aynı şeyin farklı derecelerinden kaynaklanır. Bir
termometreye bakın ve sıcağın bitip soğuğun başladığı yeri bulmaya
çalışın! Mutlak sıcak veya mutlak soğuk diye bir şey yoktur. “Sıcak”
ve “soğuk” terimleri yalnızca aynı şeyin farklı derecelerini işaret eder
ve kendini sıcak veya soğuk olarak gösteren bu “aynı şey” sadece tit-
reşimin bir oranı, çeşidi ve biçimidir. Demek ki sıcak ve soğuk, ısı
dediğimiz şeyin iki kutbundan başka bir şey değildir, burada görü-
nen fenomenler Zıtlık İlkesinin tezahürleridir. Aynı ilke, aslında aynı
şeyler olan, farkın fenomenin iki ucu arasındaki derece farkına da-
yandığı “Işık ve Karanlık” tezahürleri için de geçerlidir. “Karanlık”
nerede bitiyor, “ışık” nerede başlıyor? “Büyük ve Küçük” arasındaki
fark nedir? Sert ve yumuşak? Siyah ve Beyaz? “Keskin ve Küt”, Ses ve
Sessizlik? Yüksek ve Alçak? Artı ve eksi? Kutupluluk prensibi bu pa-
radoksları açıklar, başka hiçbir prensip onun yerini alamaz. Aynı
prensip Zihinsel Plan’da da geçerlidir. Gelin “Sevgi ve Nefret” uç ör-
neğini ele alalım. Bu iki zihinsel hal tümüyle farklı görünür. Bununla
birlikte nefretin ve sevginin dereceleri ve “Hoşlanma ve hoşlanmama”
terimlerini kullandığımız ve hafif hafif birbirine karıştığı için bazen
bir şeyden hoşlanıp hoşlanmadığımızı ya da herhangi bir şey hissedip
hissetmediğimizi bilemediğimiz orta noktalar vardır. Bir an düşün-
düğünüzde bizzat görebileceğiniz gibi bütün bunlar yalnızca aynı şe-
yin farklı dereceleridir. Ve Hermesçilere daha önemli olan bir şey
vardır ki insanın bizzat kendi zihninde ve başkalarının zihinde Nefret
titreşimleri Sevgi titreşimlerine dönüştürülebilir. Bu satırları okuyan
aranızdaki birçok kişi, hem kendilerinde hem başkalarında sevginin
nefrete veya nefretin sevgiye birdenbire dönüştüğüne tanık olmuş-
tur. Dolayısıyla bunun İradeyi kullanarak ya da Hermesçi formüller
vasıtasıyla yapılması imkânını fark edeceksiniz. “İyi ve Kötü” (hayır
ve şer) aynı şeyin iki kutbundan başka bir şey değildir. Hermesçiler
Kutupluluk Prensibi’ni uygulama yoluyla Kötü’yü İyi’ye dönüştürme
sanatını bilirler. Kısaca “Kutupluluk Sanatı”, kadim ve modern Her-
mesçi Üstatlar tarafından bilinen ve uygulanan “Zihinsel Simya”nın
bir aşaması olur. Eğer sanatın gerektirdiği zaman ve çaba harcanır-
sa, prensibi anlamak, bir insana kendinin ve başkalarının kutbunu
değiştirme gücünü verir.

V. RİTİM PRENSİBİ
“Her şey akar, içe ve dışa; her şey dalgalanır; yükselir ve alçalır; her şey-
de sarkacın salınımı vardır; sağa salınım, sola salınımla aynıdır; ritim
kendini telafi eder.”
Kybalion
Bu prensip, her şeyde, daha önce açıklamış olduğumuz Kutuplu-
luk yasası gereği iki uç arasında ölçülebilir bir öne ve arkaya, içe ve
dışa, ileri ve geri, sarkaçsı, gelgitimsi bir dalga hareketi ve akışın te-
zahür ettiği hakikatini anlatır. Etki ve tepki, ilerleme ve gerileme,
doğuş ve batış birlikte vardır. Evrenlerin, güneşlerin, dünyaların, in-
sanın, hayvanların, zihnin, enerjinin ve maddenin yasasıdır bu. Söz
konusu yasa dünyaların yaratılışında ve yok oluşunda; ulusların yük-
selişinde ve çöküşünde, canlıların hayatında ve nihayet insanın zi-
hinsel hallerinde tezahür eder (ki dolayısıyla Hermesçiler bu prensi-
bin anlaşılmasını en çok önemli bulurlar). Hermesçiler Bu prensibi
kavramış, onun evrensel geçerliliğini ve uygun formüller ve yöntem-
ler kullanarak bu yasanın kendi üzerindeki etkilerinin üstesinden
gelmenin araçlarını keşfetmiştir. Onlar Zihinsel Nötrleştirme Yasa-
sı’nı (Mental Law of Neutralization) uygular. Bu prensibi kaldıramaz,
işlemesini durduramazlar; fakat prensipte ustalaşma derecelerine
bağlı olarak, onun kendileri üzerindeki etkisinden sıyrılabilirler. Bu
prensip tarafından kullanılmak yerine, prensibi kullanmayı öğren-
mişlerdir. Bu ve benzeri yöntemler Hermesçi Sanatları oluşturur.
Hermesçi Üstat dinlenmek istediği noktada kendini kutuplar ve onu
öteki uca taşıyacak ritmik sarkaç hareketini nötrleştirir. Kendine
hâkim olmayı başarmış bütün insanlar bunu genellikle bilincinde ol-
madan belirli bir dereceye kadar başarabilirler. Oysa Üstat bunu bi-
linçli olarak, iradesini kullanarak yapar ve bir sarkaç gibi ileri geri
savrulan avamın imkânsızlığına inandığı bir dereceye kadar dengeye
ve zihinsel sarsılmazlığa erişebilir. Bu ve Kutupluluk Prensibi Her-
mesçiler tarafından dikkatle incelenmiştir; etkisiz hale getirme, nötr-
leştirme teknikleriyle bunların kullanımı Hermesçi Zihinsel Sim-
ya’nın önemli bir parçasını oluşturur.

VI. SEBEP SONUÇ PRENSİBİ
“Her sebebin bir sonucu, her sonucun bir sebebi vardır; her şey yasaya
göre olur. Değişim bilinmeyen yasadan başka bir şey değildir; birçok ne-
densellik planı vardır, hiçbir şey bu yasadan azade değildir.”
Kybalion
Bu prensip, her sebep için bir sonuç olduğu, her sonucun bir se-
bebi olduğu gerçeğini açıklar. Hiçbir şeyin “kendiliğinden olmadığı-
nı”, “yasaya göre olduğunu”, rastlantı diye bir şey olmadığını, var
olan başka planlar olsa da, yüksek planlar alt planlara egemen olsa
da, hiçbir şeyin tümüyle bu Yasa’dan kaçamayacağını açıklar. Her-
mesçiler belirli bir dereceye kadar Sebep Sonuç’un olağan planının
üzerine yükselme sanatını ve yöntemlerini anlar ve zihinsel olarak
daha üst bir plana yükselerek Sonuç olmak yerine Sebep olurlar.
Halk yığınları kendilerinden güçlü olanların iradelerine ve arzularını
kendini kaptırır; kalıtım, telkin ve diğer dışsal sebepler onları Hayat
Satrancının piyonlarına dönüştürür. Fakat üst plana yükselen Üstat-
lar, kendi ruh hallerine, karakterlerine, özelliklerine, güçlerine ve
çevrelerindeki ortama egemen olup piyon değil piyonu hareket etti-
ren el olurlar. Başkalarının iradeleri ve çevreleri tarafından oynan-
mak ve hareket ettirilmek yerine Hayat Oyunu’nun oynanmasına
yardım ederler. Prensibin oyuncağı olmaktansa onu KULLANIRLAR.
Üstat daha yüksek planların nedenselliğine tabidir, fakat kendi plan-
larının yönetimine yardım ederler. Bu ifadenin içinde Hermesçi bilgi
hazinesi saklıdır. Okuyabilen okusun.
VII. CİNSİYET PRENSİBİ
“Her şeyde cinsiyet vardır; Her şeyin eril ve dişil prensipleri vardır, Cin-
siyet bütün planlar için geçerlidir.”
Kybalion
Bu prensip, Cinsiyet’in her şeyde tezahür ettiğini, eril ve dişil
prensiplerin her zaman faal olduğunu somutlar. Bu, sadece Fiziksel
Plan için değil, Zihinsel, hatta Spiritüel Plan için de geçerlidir. Fizik-
sel Plan’da Prensip “CİNSİYET” olarak ortaya çıkar. Daha yüksek
Planlarda prensip daha yüksek formlara bürünür, fakat prensibin
varlığı sabit kalır. Bu prensip olmadan ne fiziksel, ne Zihinsel ne de
spiritüel yaratı mümkündür. Onun yasalarını anlamak insanın zihni-
ni karıştıran birçok konuyu aydınlatacaktır. Cinsiyet Prensibi mey-
dana getirmekten, yeniden canlandırmaktan ve yaratmaktan hiç vaz-
geçmez. Her şey ve kadın olsun erkek olsun her insan, bu iki
Element ya da prensibi kendi içinde barındırır. Erkekte Dişi, Dişi de
Erkek vardır. Zihinsel ve Spiritüel Yaratı, Meydana Gelme ve Yeniden
yaratımı anlamanız için, bu Hermesçi ilkeyi çalışmanız ve anlamanız
gerekir. İlke hayatın birçok gizeminin çözümünü içinde barındırır.
Bu prensibin, cazip isimler altında öğretilen, fakat doğanın yüce cin-
siyet prensibinin istismar edilmesinden başka bir şey olmayan yıkıcı
ve küçük düşürücü şehvani teoriler, öğretiler ve aşağılık uygulama-
malarla, hiçbir ilgisi olmadığı konusunda sizi uyarırız.

Kişisel Yorum : Hermetik Kanunlar, Evrenin ve Doğanın kanunlarıdır. Bu kanunları anlayan ve uyan otorite olur. Uymayan ve anlamayan ise sadece Hermetik prensipleri benimseyenler tarafından yönlendirilir.
 

Kazan

Kayıtlı Üye
Katılım
14 Tem 2019
Mesajlar
8
Tepkime puanı
17
Bilge Hermes’in öğretisini idrak edip bunu insanlarla paylaşmak istemeniz ne yüce bir davranış. Bu değerli bilgiler için çok teşekkürler.

Teşekkürler:), artık burada oldukça Hermetizm ve başka konularda bilgi paylaşımları yapacağım
 

aNAkSaRatE

Banlı Kullanıcı
Katılım
4 Tem 2018
Mesajlar
426
Tepkime puanı
1,720
Baphomet figürü ve Hermes Trismegistus'u araştırırken kendimi burada buldum :)
Başlığı geç fark ettim fakat kitaba hemen başlıyorum. Teşekkürler paylaşım için ..
 
Üst