Kristallerin arindirilmasi

  • Konbuyu başlatan angeldream
  • Başlangıç tarihi
A

angeldream

Evrenin varoluşundan bugüne kadar milyonlarca sene geçmiştir. Yerkabuğunda çeşitli doğa olaylarının neticesinde kristaller meydana gelir. Bir kristalin oluşabilmesi için binlerce ve hatta milyonlarca sene gereklidir. Nasıl bizim DNA' larımızda nesilde nesile devam eden bilgi kodlaması varsa aynı şey kristaller içinde geçerlidir. Yerkabuğunun içinde bazı hallerde sabit kalarak, bazı hallerde ise yer ve şekil değiştirerek seyahat ederler. Yani her durumda bilgi toplarlar. Enerjiyi çekerek geliştirip yayma özelliklerine fazlasıyla sahiptirler. Bir kristal magazasına girip kendi kristalinizi seçtiğinizde ya da doğa da rastladığınız bir kristalde tüm evrenin bilgileri saklıdır. Bundan dolayı kristallere saygıyla yaklaşılmalıdır.

Bir kristalin size gelinceye kadar yaptığı yolculuk aslında bir hayli uzundur. Olumlu veya olumsuz enerjileri kendi bünyesine toplama ve gene kendisi üzerinden yayma kapasitesine sahiptir. Vitrinde duran bir kristal, etrafında hareket halinde olan insanların negatif ve pozitif enerjilerini toplayabilir. Kaldı ki siz satın almak için kristale dokunuyorsunuz. Sizden önce de o kristale dokunan başkaları elbette olmuştur. O kişilerde sizin yaptığınız gibi, kendi enerjilerini aynı kristale bulaştırıyorlar. Aynı zamanda kristalin enerjisini de yükleniyorlar. Bu bir enerji alışverişidir. İnsanlarda birbirlerine sarıldıklarında, dokunduk-larında aynı etkileşim söz konusudur. Bu sebeple sahip olduğunuz kristallerin, kendi adınıza veya sevdikleriniz için programlanmadan önce arındırması gerekir. Arındırma ile kristali nötrlemiş olursunuz.

Kristallerin enerjisi, yüzyıllarca kadim topluluklar tarafından hem şifalandırma hemde bilgi toplama ve kaydetme amacıyla kullanılmıştır. Kristaller, Toprak Ana' dan kopan yani bize sunulan hediyelerdir. Dikkat ederseniz kullanılan kristaller, tabiatta ateş, su, hava ve toprak yani 4 elementin çeşitli etkileri neticesinde meydana gelmiştir. Bu sebeple arındırma işlemlerinde de gene bu 4 elementin gücü çok eski zamanlardan beri kullanılagelmiştir.

Toprağın gücü sıcaktır, merhametlidir ve yeniden doğuran enerjisiyle insanoğlunu beslemektedir. Bir kristali arındırmak için toprağa gömebilirsiniz. Kullanacağınız toprağın bağımsız olması önemlidir. Mesela; Bir orman ya da bahçenizin toprağı arındırma işlemi için gayet uygundur. Evdeki çiçeklerinizin saksısı yeterli olmayabilir. Çünkü kristalin bırakacağı olumsuz enerjilerin çiceğe zarar verme olasılığı vardır. Doğada hiçbir canlı, yaşayan diğer canlılara zarar vermemelidir. Yaşam enerjisine saygı gösterilmelidir. Bunun aksini yaparsak varoluş amacımıza ters düşeriz. Bu sebeple arındırma amaçlı kullanacağı-mız toprak, bağımsız yani devam eden ve ayakaltı olmayan bir toprak olmalıdır. Kristalinizi toprağa yerleştirmeden önce 2-3 dakika akan suya arınmasını niyet ederek tutuyorsunuz. Ardından temiz bir peçete ile iyice kurulayın. Toprakta açtığınız 10 – 15 cm derinlikte bir çukura kristalinizi, arınmasını ve üzerindeki şimdiye kadar olan programların silinmesini niyet ederek bırakıyorsunuz. Bu işlemleri aynı bir rituel gibi gerçekleştirmelisiniz. Tabiat Ana, kendi kalbinden size sunduğu armağanı gene sizin için temizleyecektir. Toprağın sıcaklığına bıraktığınız kristalinizi ise 24 saat sonra alabilirsiniz. Topraktan çıkardıktan sonra da 2 – 3 dakika akan suya tekrar arınmasını niyet ederek tutmalısınız. Bütün bu işlemlerden sonra kristalinizi avucunuza aldığınızda ne kadar hafiflemiş olduğunu göreceksiniz.


Toprakta olduğu gibi suyun gücü de kristalleri arındırmak için yeterlidir. İnsanoğlu, varolduğu tüm zamanlar boyunca kendi ruhunu, zihnini ve fiziksel bedenini arındırmak, hafifletmek için suyu aracı olarak kullanmıştır. Suyun arındırıcı etkisi inanılmazdır. Su, yaşam kaynağıdır. Su ile eski enerjiden arınıp yeni enerjiye geçiş yaparsınız. Gezegenimizde ve insan vücudundaki suyun etkisi tartışılmazdır. Kristallerde suyun çeşitli fazlara geçişinin etkisiyle meydana gelirler. Bir kristalin ergimesinde ve katılaşmasında suyun kimyasının ve sıcaklık derecesinin önemi hayli yüksektir. Suyun gücünü niyet enerjinizle birleştirip kristalinizi arındırmak için kullanıyorsunuz. Kullanılacak suya tercihen tuz veya sirke ekleyebiliyorlar. Ben bunu tercih etmiyorum. Kullanılan tuz ve sirke ile kristalin parlaklığı ve dokusu değişebiliyor. Bana göre tek başına su, olumsuz ya da eski enerjileri silmek için yeterlidir. Kullanılan su sadece temiz ve kaliteli olmalıdır. Mümkünse kullanılacak su, birkaç gün önceden sessiz ve sakin bir alanda dinlendirilebilir. Kristali yerleştirmek için temiz olan şeffaf bir cam kap gereklidir. Kristalin büyüklüğüne göre minimum 1 lt. veya 2 lt. suyu cam kaba ekliyorsunuz. Kristalin büyüklüğüne göre suyun miktarını arttırabilirsiniz. Kristalinizi cam kaba bırakmadan önce akan suya 2 – 3 dakika süreyle arınmasını niyet ederek tutuyorsunuz. Daha sonra su ile doldurduğunuz cam kaba yavaşça yerleştirin ve bunu yaparken niyetinizi tekrarlayın. Kristalinizi yerleştirdiğiniz cam kabı ise güneş görmeyen ve ayakaltı olmayan sakin bir yere kaldırın. Cam kabın üzerini de içine herhangi birşey düşmemesi ya da tozlanmaması için güzel desenleri olan büyükçe bir peçete ile kapatabilirsiniz. Kristaliniz suyun içinde minimum 12 saat, maksimumda 24 saat kadar beklemelidir. Bu süre geçince kristalinizi sudan sakince çıkarmalısınız. Ve sonrasında tekrar kristalinizi akan suya 2 – 3 dakika boyunca arınmasını niyetleyerek tutuyorsunuz. Bu işlemleri yaparken ruh haliniz iyi olmalıdır ve mümkün olduğu kadar güzel düşüncelere sahip olmalısınız. Acele etmeden sakin tutumlar eşliğinde kristalinizi arındırmalısınız. O yaşadığınız sıkıntılardan ve ihtiyaçlarınızdan çıkarak en saf halinize bürünün. Önemli bir nokta ise kristaller ayrı ayrı cam kaplara yerleştirilmelidir. Yani her bir kristal için bir kap özel olarak hazırlanmalıdır. Böylece suyun arındırıcı özelliğinden faydalanarak kristaliniz üzerindeki eski programları ve yerleşik olumsuz enerjileri siliyorsunuz.


Kristalleri arındırabilmek için gene doğanın kendi gücünden faydalanılır. Tabiatta doğrudan bize anne sevgisi akar ve bizim için kendini durmadan yeniler. Kristaller, yerkabuğunun derinliklerinde bulunan magmadan doğarlar ve yüzeye yaklaştıkça ısılarını kaybederek soğurlar. Yani özlerinde ateşin gücü vardır. Ateş ile değişimleri yaşarlar. Eski medeniyetler de kristalleri kullanmadan önce yanan ateşin alevine tutarlarmış. Kristalin arınmasını niyet ederek yani kendi niyet odaklı gücünüzü ateşin gücüyle birleştirerek ateşin alevine tutabilirsiniz. Bu süre çok uzun olmamalıdır ve kristal ateşe belli bir yakınlıkta tutulmalıdır. Bunu her kristal için tavsiye etmiyorum çünkü Sülfür içeren bir kristal tutsanız hemen tutaşacaktır. Talk veya Mikaşist gibi yumuşak olanlar ise kolay ufalanabileceğinden diğer arındırma metotlarını uygulayabilirsiniz. Fakat şunu da eklemeliyim ki ateşin gücü kristal arındırma da oldukça hızlı ve etkilidir.

Bir diğer yöntem ise kristalleri ayışığına ve güneş ışığına bırakmaktır. Gündüz ile gecenin yer değiştirmesi gibi ayın ve güneşin ışınları da gezegenimizi beslerler. Ayın simgesi su, güneşin simgesi de ateş olarak kadim toplumlarca kabul edilerek günümüze kadar ulaşmıştır.


Keltlerde, Uzakdoğu Şamanlarında, Hindularda, Mayalarda, eski Mısır' da ise ay dişidir ve tanrıçanın sembölüdür. Bu sebeple halen günümüzde ayın evrelerini takip eden insanlar yaşamaktadır. Ay, küçülmeye başlarken, yeryüzüne düşen ışıkta geri çekilir. Yani yeni bir olaya başlanmaz ve yeni kararlar alınmaz. Bunun için ayın yeniden doğması beklenir. Ayın yeniden doğmasıyla beraber toprağa ışık düşer ve tüm karanlıklar aydınlanmaya başlar. Yeni düşüncelerin ve yeni başlangıçların tam zamanıdır. Dolunayda ise ışığın gücü maksimuma yükselir. Kristalinizi arındırmak içinde ayın dolmaya başladığı zamanları bekleyebilirsiniz. Özellikle Dolunay ışığına güzel niyetlerle tutulan kristal, eski programlarını bırakır ve aydan akan yüksek enerjileri kendi bünyesinde toplar. Kristalinizi avucunuzda ayışığına tutabilirsiniz. Ya da yanında kalmanız kaydıyla düzgün ve temiz bir yere ayışığını görecek şekilde yarım saat kadar bırakabilirsiniz. Bu esnada güzel düşünün ve niyetlerinizi mümkün olduğu kadar saflaştırın. Ayışığında siz de kalırsanız enerjiniz yükselir ve yenilenir. Aytaşı, Lapis Lazuli, Kristal Kuvars, Ametist, Mavi Kalsedon, Elmas, Zümrüt, Sodalit, Turkuaz... v.b gibi kristaller ayışığı ile arındırılıp enerjisi olumlu yönde değiştirilebilir.


Güneş ise erildir ve keskin, sert bir enerjisi vardır. Bir kristali arındırmak için güneşten gelen ışığa bırakabilirsiniz ancak bu süre çok uzun tutulmamalıdır. Aksi takdirde kristalini-zin renginde ve dokusunda değişimler meydana gelebilir. Bu sebeple kristalinizin arınmasını niyet ederek düzgün ve temiz bir yüzeye, güneş ışığını alacak şekilde bırakıyorsunuz. Bırakma süresi yarım saati geçmemelidir. Hatta bu süre kristalin büyüklüğüne göre değişebilir. Çok ufak kristalleri 5 – 10 dakika süreyle de bırakabilirsiniz. Kristal, güneş altına konulduğu andan itibaren tuttuğu olumsuz enerjileri olumluya çevirir. Tüm gezegeni sıcak ve altın sarısı ışığıyla besleyen güneş, kristalinizi de yeni enerjileri yükleyerek besleyecektir. Bu işlemden sonra kristalinizi avucunuza aldıktan sonra kristalinizin hem hafifliğini hem de üzerine binen yeni enerjiyi hissedersiniz. Mesela; Kaplangözü, Sitrin, Kırmızı Agat, Dumanlı Kuvars, Kehribar, Pirit ... v.b gibi kristallerinizi güneş ışığı ile arındırabilirsiniz.

Kristal arındırma işleminden önce kişi mutlaka kendi bünyesindeki olumsuz enerjilerini bırakmış olmalıdır. İnanç, güven ve kendini adama esastır. Yaptığınız arındırma işlemine ve kristallerin üzerinizde oluşturabilecekleri etkiye inanmalısınız ve güvenmelisiniz. Kendiniz ve sevdikleriniz için kullanacağınız kristaller sizin terapistlerinizdir. Onlarla konuşarak ve niyet enerjinizi yönelterek anlaşabilirsiniz. Bir kristal doğadan koparak sizin avucunuza kadar geliyorsa eğer, bu fırsatı değerlendirip ruhsal ve fiziksel gelişiminiz için kullanmalısınız. Elbette çok güzel aksesuarlardır fakat kristallerde görsellikten öte bir amaç gizlidir. Size varoluş amacınızı hatırlatarak ve bunu unutturmayarak içsel yönlendirmeler yaparlar. Binlerce yılın, evrimin bilgisini varlığının özünde taşıyan kristallere saygıyla ve sevgiyle dokunulmalıdır. Kristallerde olduğu gibi insanlar da varoluşun amacına hizmet etmeli ve hizmet anlayışını geliştirmelidir. En güzel aynalar olan kristallere duyulan saygı ve sevgi, onlardan katlanıp artarak bireye geri dönecektir. Bu sebeple, kristallerin tam potansiyelini açığa çıkarabilmek ve kontrol edebilmek adına bilinçli kullanılmalıdır. Sonrasında ise kendi içsel yolculuğunuzun kapılarını, kristalleriniz eşliğinde aralayabilirsiniz.
 

Erasmus

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Ocak 2009
Mesajlar
37
Tepkime puanı
2
peki hangi taşı nasıl arındıracağız ben kova burcuyum bugün 4 adet taş aldım
kristal kuvars
pembe kuvars
kahverengi akik
ametist
bunları nasıl arındıracağım daha bugün aldım yarım dermisiniz ve nasıl programlayacağım
 
Üst