Perina
Banlı Kullanıcı
Kova Burcu Özellikleri
Pek çok kişi gökkuşağına bayılır. Çocuklar dilek diler, ressamlar resmini yapar, hayalperestler peşinden koşar ama Kova herkesten ilerdedir. O gökkuşağının üstünde yaşar. O gökkuşağını didik didik edip, her bir parçasını, her bir rengini ayrı ayrı inceler ve gene de ona inanır. Böyle bir şeyin aslının ne olduğunu öğrendikten sonra ona inanmak pek kolay değildir. Adresi parlak mavi posta koduyla 'yarın' diye yazılmış olsa bile kova aslında bir realisttir.
Kova burcundan Lewis Carroll'un eseri Harikalar Diyarı'nın esrarı içindeki şaşkın Alice gibi Uranüslülerin hiç beklenmeyen davranışlarına her zaman için hazır olmak zorundasınız. Yapı olarak genelde halim selim olan Kovalar gene de halka mal olmuş fikirlere karşı çıkmaktan zevk alırlar ve fırsat buldukça tutarsız davranışlarıyla örf ve âdetlere daha bağlı insanlarda şok yaratmaktan gizli bir haz duyarlar. Bu normalde yumuşak konuşan nazik yaratıklar hiç beklenmeyen zamanlarda en şaşırtıcı sözler ve hareketlerle sizi elektrik çarpmışa çevirebilirler. Tipik bir Uranüslü yarı Albert Schwitzer yarı Miki Mouse'tur. Ayaklarına sandallar, çizmeler bağlı ayakkabılar ya da mokasenler giyebilirler ama bunları uygun yerlere giyip giymediklerine pek aldırmazlar. O aklına estiği zaman çıplak ayakla çıkagelir ve siz O'na gülerken O da size güler. Kovalar uyumlu olmayı reddettiklerini göstermek için ekseriya bilerek ve isteyerek acayip şeyler yaparlar.
Bu hava burcunda doğan insanları sık sık arkadaş sözcüğünü kullanmalarından tanıyabilirsiniz. Kova burcu Franklin Roosevelt ocak başı sohbetlerine hep "Arkadaşlarım..."diye başlardı. Bir gönül ilişkisi sona ererken tipik Kova "arkadaş kalamaz mıyız?" diye soracaktır. Kova ne yorgundur ne de saf; ne heveslidir ne de bıkkın. Sürekli denemeleri O'nun bir sonraki bilinmeyeni inceleme merakını uyandırabilir ve bu bir sonraki bilinmeyen de siz olabilirsiniz. Ya aklı sizden bir milyon mil uzaktaymış gibi görünen ya da görünmeyen bir mikroskop altında sizi didik didik inceleyen kişi herhalde bir Kova'dır. Bütün bu hareketli, gurur okşayıcı meraktan sonra O'nun sizinle olduğu kadar köşedeki polisin, barmenin, kominin, gece kulübündeki şarkıcının ve o komik evde oturanların özel hayatlarıyla da aynı derin merakla ilgilendiğini anlayınca bozulabilirsiniz. Politika O'nu büyüler, spor aklını başından alır ve çocuklar büyük merakını uyandırır. Ama atlar, otomobiller, yaşlı insanlar, tıptaki yeni buluşlar, yazarlar, astronotlar, alkolikler, piyanolar ve dualar da öyle. Tabii beyzboldan ve merhum Louis Armstrong'dan söz etmeye hiç gerek yok. Bu kalabalığa katılmaya ve gururunuzu çöp sepetine atmağa razı olun yoksa O'nun soğuk ve yalnız size ait olmayan yaklaşımı hiç kuşkusuz gururunuzu incitecektir.
Kova'nın gözlerindeki o acaip uzak bakışa dikkat edin. Sanki sizin anlayamadığınız bir çeşit sihirli esrarengiz bilgiler gizli. Kova gözleri rüya ülkelerinde dolaşıyormuş gibi bir ifadeyle tipik bir anlaşılmazlıkla doludur ve çoğunlukla (her zaman değil) mavi yeşil ya da gri olurlar. Saçlar ekseriya düz ve yumuşak sarı, kumral veya açık kahverengidir. Yüz beyaz ve boy genelde ortanın üstündedir. (Bununla birlikte tabii ki soya çekim her burcun görünüşünü değiştirebilir.) Dikkat ederseniz profilde göze çarpan bir asalet vardır. Uranüs yüzleri kalemle çizilmiş gibidir; altın paralar üstündeki Roma imparatorlarını hatırlatır. Gerçek Kovalar bir sorun üstünde düşünürken veya bir soru sorunca çoğunlukla başlarını eğerler. Baş hemen öne düşer ya da yana yatar ve sizin tepkinizi bekler. Tuhaftır ki Uranüs'ün iki cinsliliğine bağlı olarak erkeklerde geniş kalçalar gibi kadın özellikleri, kadınlarda da geniş omuzlar gibi erkek özellikleri görülür.
Özgürlüğü seven Uranüslüler son derece komik, aksi, özgün, kendini beğenmiş ve bağımsız olabilirler. Ama politik, nazik, sevimli ve çekingen de olabilirler. Kova hemen çaresiz bir şekilde kalabalığın güvenliğini arar ve arkadaşlığa sığınır. Sonra da yalnızlığın karanlık kasvetli büyüsüne düşecek ve kesin olarak yalnız kalmak isteyecektir. Ne var ki ister kalabalığa karışsın isterse yalnızlığa çekilsin herkesinkinden derin ve hızlı olan keskin sezgisini muhafaza edecektir. Uranüs Kova'yı doğal olarak asi yapar. O içgüdüsel olarak eski örf ve adetlerin yanlış olduğunu ve dünyanın insanlığın şiddet yoluyla ve ihtilalci bir değişikliğe ihtiyacı olduğunu hisseder (Buna karşın eğer politikacıysa zamanı gelmeden görüşlerini açıklamayacak ve stratejisini bozmayacak kadar akıllıdır).
Buraya kadar Kovaların her zaman durumları arkadaşları ve yabancıları incelediklerini söyledik. En ufak bir incelik göstermeden doğrudan özel duygularınızın kalbini nişan alan sorular sormaya başlaması rahatsız edici olabilir. Bilmecenin o kadar karışık almadığını anlayınca da sıkılmaya Hattâ sinirlenmeye başlar. Tam dünyanın en önemli kişisi olduğunuza sizi inandırmışken Kova'nın bu mikroskobik inceleme oyunundan sıkılıp başka bir ilginç kişiye dönüvermesinden daha küçültücü bir şey olamaz. Acı verir.
Arkadaşlığa düşkünlüklerine karşın yakın dostlarının sayısı fazla değildir, ilişkilerinde kaliteden çok fazlalık ararlar ve devamlı bir ilişkiye belli bir süreden daha fazla bağlı kaldıkları pek görülmez. İlerideki köşe başında keşfedilecek o kadar çok şey vardır ki, tamamiyle bir iki arkadaşlığa bağlı kalamazlar. Kişiye önem vermeyen böyle bir insana duygusal bir yaklaşımda bulunmanın pek yaran yoktur. Ama O'nun kalbine hitap etmişseniz (bu salt duygusallıkla aynı şey değildir) bisikletinden inerek dönüp ne kaçırdığını anlamaya gelecektir.
Uranüslüyü garip bir yalnızlık çevreler ve çoğunlukla insanlar tarafından yanlış anlaşılır. Çünkü insanlık henüz Kova Ütopyasını anlayacak düzeye erişmemiştir. Kova Burcu insanı gelecekte yaşadığı ve kısa sürelerle şimdiki zamana döndüğü için dünyevi yaratıklara düpedüz kaçıkmış gibi görünebilir. Kova bunu hisseder bu da onun başkalarından ayrı kalma duygusunu büsbütün derinleştirir. Ama başkalarının kendisine ayak uyduramaması O'nun düşüncesine göre geriye dönüş yapması için bir sebep olamaz. Böylece biz zavallı ölümlüler orada ne aradığına şaşıp kalırken, O kendi yalnızlık bulutlan arasında dolaşır durur. Astroloji bize "Kova'nın düşünce düzeyine dünyanın elli yıl sonra erişeceğini" öğretir. Bu doğru olabilir ancak Uranüslüyle biz diğer insanların bugün aramızda varolan anlaşmazlığı kesinlikle azaltmaz. Bu burç dahiler burcu olarak bilinir ve öyledir de. Çünkü ünlülerin yüzde yetmişi ya Kova burcundan ya da yükselen burcu Kova olanlardır, öte yandan akıl hastanelerine kapatılanların ya da sürekli bir psikiatrist tedavisine girenlerin çok büyük bir yüzdesi de gene Kova burcundan olanlardır. Dahilikle delilik arasında ince bir çizgi vardır derler ya; Kova arkadaşlarınız da bazen hangi tarafta olduklarını merak etmenize neden olurlar. Bu karışıklık büyük ölçüde insanlığın kehanet sahiplerini küçümseme eğilimine bağlıdır. Bilinen sözler vardır; "Fulton'a ve buharlı gemisine güldüler" "Edison'un geri zekalı olduğuna sandılar" "Louis Pasteur'ü akıl hastanesine kapatmak istediler" gibi. Bunlar sezgileri daha yüksek düşünce seviyesine ayarlanmış olanlara karşı materyalist dünyanın takındığı tavrı gösteren örneklerdir. Kovalar soğukluğun pratikliğin ve eksantrik dengesizliğin garip bir karışımıdır. Akıl hastalarına karşı iç güdüsel bir yakınlık duydukları görülür. Hemen hemen her Kova'nın akıl hastalarını sakin bir şekilde konuşarak büyük ölçüde yatıştırdığı tuhaf bir gerçektir. İsterik insanları ve korku içindeki çocukları sakinleştirmekte şaşılacak bir ustalık sahibidirler. Kendi yüzeysel görünümünün altında güçlükle gizleyebildiği çok bozuk sinir sistemi böylesine derin bir anlayışa neden olmaktadır.
Kova'nın çevreye bakış açısı o kadar geniştir ki, doğum haritasında başka gezegenlerden ciddi etkiler almadıkça ön yargılı olanına pek rastlamazsınız. Böyle birine rastladığınız zaman kendisine ön yargılı olduğunu söyleyince derinden sarsılacaktır. Kardeşlik içgüdüsü o kadar güçlüdür ki, kırk yılda bir hoşgörüsüz davrandığı zaman sadece bunun farkında olmamakla kalmaz bu sözcükten de nefret eder. Genelde herkes O'nun kız ya da erkek kardeşidir. Sembolik kovasıyla zengin ve fakir çevrelerde dolaşarak kovasına bilgi sulan doldurup boşaltır, arada sırada kış uykusuna dalanlar müstesna. Ancak bunların da gizlenme devreleri uzun sürmez. Onu özleme fırsatını bulamadan Kova tekrar dönüp toplum içindeki turlarını sürdürür. Yalnızlığa çekildiği zaman onu rahatsız etmeye kalkışmayın sakın. Yalnız kalmak istediği zaman yalnız kalmak istiyordur. Toplumdan bütün bütün çekilmez; aniden herkesin bilmediği bir telefon numarası almak gibi bir hevese kapılsa bile... Adresi değişmemiştir; kendisi de. İnsanlardan asla uzun süre kopamaz. Siz O'nu aramazsanız, çok geçmeden o gene her zamanki tetikte ve meraklı haliyle şehirde dolaşmaya başlayacaktır.
Kova'nın düşüncesini içtenlikle söylemesini bekleyebilirsiniz, ancak sizin nasıl düşünmeniz ve kendi hayatının nasıl yaşamanız gerektiğini dikte etmeğe kalkışmaz. Buna karşılık O'nun nasıl düşünmesi ve yaşaması gerektiğini söylemenize izin vermeye de yanaşmaz. Koç, aslan ve ikizlerin aksine fikirlerini başkalarına zorla kabul ettirmek hevesinde değildir. Kova felsefesine göre herkesin kendi işi gücü kendine has özlemleri vardır. Herkes kendi müziğine göre dans eder ve kişiliğe saygı gösterilmesi gerekir.
Kova'nın insanlara güvenmesi kendiliğinden olmaz. Önce kafanızdan geçenleri ve hattâ mümkünse sizin ruhunuzu öğrenmesi gerekir. Her sözünüzü her hareketinizi inceleyen dikkati altında huzursuz olmak işten bile değildir. Bütün bunların bu dikkatli kafada ilerde kullanılmak üzere dosyalandığını hissedersiniz. Öyledir de. Zaman zaman hayal sisleri içine dalmış gitmiş gibi görünürse de buna inanmayın. Belki size kaç tane kirpiğiniz olduğunu söyleyebilir. Uranüslünün sizi yüzünüze bakarak değerlendireceğini asla beklemeyin. Doğal nezaketi Uranüs ışığını tepeden tırnağa üstünüzde parlatmasına hiçbir zaman engel olmaz. O yüzün ardında ne olduğunu bilmek ister ve bunu öğrenmek için bazı son derece sıkıntı verici sorular sorar. Ne var ki bir kez sizi kabul ettikten sonra size sadık kalacağını en habis dedikodularla bile dostluğunun sarsılmayacağını bilmek sizi biraz rahatlatır. Gerçek dostu iseniz, düşmanlarınızın kötü fısıltılarına inanmayacak, bununla birlikte kuşkusuz sırf merakından bunlara kulak verecektir. Şundan da emin olun ki; son analizini yaparak hakkınızdaki kararını kendisi verecektir.
Kovalar dünyanın en iyi hafızasına sahip değillerdir ama pek fazla hafızaya da ihtiyaçları yoktur çünkü bir çeşit görünmez antenle öğrenmek istedikleri şeyleri sanki havadan kaparlar. Hiç bir zaman ihtiyaç duymayacakları bilgilerle ne diye akıllarını karıştırsınlar? Nasıl olsa osmozlarıyla istedikleri her şeye erişip, elde edebildikten sonra? Bunların alışverişten eve listedeki en önemli şeyleri alarak dönmeleri olasıdır. Çünkü kendilerine göre pek de önemli olmayan şeyleri hatırlamak zahmetine katlanamazlar. Tipik bir kova, efsanevi dalgın profesörün timsalidir. Öğleyin City Squire motelinin önünde karısıyla buluşmayı kararlaştıran birini tanıyorum. Ancak oraya erken gelmiş ve eski bir arkadaşına rastlamıştı(Kovalar her zaman eski arkadaşlarına rastlarlar, ister Afrika'da isterse Aleutian adalarında olsun mutlaka tanıdıkları birini bulacaklardır). Eşi gülerek yaklaşırken Uranüslü arkadaşıyla derin bir sohbete dalmıştı... Eşi iyice yaklaşınca ona boş boş bakmış; nezaketle şapkasını çıkartıp selâm verdikten sonra dönüp arkadaşının koluna girmiş ve derin sohbetini sürdürerek caddeden aşağı yürüyüp gitmişti. Öfke ve düş kırıklığı içindeki kadıncağız yalnız ve unutulmuş bir halde o köşe başında kalakalmıştı.
Uranüsün konsantrasyon gücü korkunç olabilir. Aynı zamanda çevrelerinde dönen işleri ve isterlerse bunların arkasındakileri bir radar ekranı gibi kapma yetenekleri vardır. Hararetli bir tartışmaya kendilerini kaptırmışken eğer radarlarını ona göre ayarlamayı akıllarına koymuşlarsa odanın öbür yanında neler olup bittiğini hiç kaçırmadan tartışmayı sürdürebilirler. Bazen Kova'nın söylediğiniz bir şeye hiç dikkat etmediğine yeminler edebilirsiniz. Bir de bakarsınız ki ertesi gün o söylediğiniz şeyi size teyp gibi aynen tekrarlıyor. Eşini caddenin üstünde tek başına bırakıp giden o dostum gibi bazen dalgınlığa kapılsa bile Uranüslünün unutkan görünürken tepeden tırnağa bilgi edinme yeteneğini sakın küçümsemeyin.
Kova erkek ve kadının düşündükleri şeyler daima yarın için bir ipucudur. Uranüsün bilinmeyene kendini kaptırma ve mistik sırlan hiç uğraşmadan algılama konusundaki korkunç yeteneği, O'na garip ve yüksek derecede bir ruhsal kehanet sezgisi sağlar. Daha telefonu çalmadan açan ve dahası tek kelime konuşmadan hattın öbür ucunda kim olduğunu bilen birini tanıyorum. Abraham Lincoln kendi ölümü hakkında şaşırtıcı ayrıntılarla bazı şeyleri sezmişti. Hemen hemen her Kova'nın sizin içinizdeki özlemleri anlamasını sağlayan eşsiz bir hassasiyeti vardır. Hiç konuşmadan sizin bile farkında olmadığınız ruhunuzun derinliklerindeki bir ihtiyacınızı anlar. Kova bu sihirli anteni kullanarak görünmeyen bir elektrik akımıyla kendi düşüncelerini de karşısındakine geçirebilir. Telefonda konuşurken uzun bir sessizlik olunca siz O'nun uyuduğunu sanırken, O bir takım titreşimler göndermekte ve almakta olabilir. Bazı Kovaların telgraf çekmek için telgraf makinesine ihtiyaçları yoktur.
Bununla birlikte onların düşüncelerinde batıl olan hiç bir şey de yoktur; ister müzisyen, isterse mekanik olsun gerçek bir kova bilim adamı konuyu keskin zekâsının süzgecinden geçirmeden hemen sonuca atlamaz. Bununla birlikte bir fikri kafasında geliştirdiği zaman o fikir beynine kesinlikle yerleşir kalır. Kesinlikle diyorum. Toplumda ve hükümette değişikliği çok sevdiği kadar herhangi bir kişi hakkındaki düşüncelerinde bir milim değişiklik yapmayacaktır. Dünyanın ilerlemesi konusunda tamamiyle açık fikirlidir. Gelin görün ki hiç umulmayacak kadar tutucu olabilen kendi davranışları söz konusu olunca kafası kilitlenir kalır. Bundan anlayabilirsiniz ki onun liberalizmi kendi çizgileri içinde sınırlıdır.
Kovalar idealist olmakla iyi puan alırlar; ama gerçek idealizm kusursuz sadakati ve iyimserliği içerdiği için belki de bu iyi puanlar biraz fazladır. Uranüslü kaybedilmiş davalarla uzun süre kendini aldatmayacak kadar akıllıdır. O arzulanan şeylerin çoğunun çok yakından incelediği ve halâ çok sevdiği gök kuşağı gibi hayal ürünü olduğunu bilir. Gelenek görenek ve otorite O'nu hiç etkilemez. Bunlara kibarca saygı gösterirse de bunlar O'nun aldatıcı çarpık ve mantık dışı durumları açığa çıkarma yolundaki önüne geçilmez hevesine engel olmaz.
Kova'nın kafası ve bedeni rüzgar gibi özgür olmalıdır. Kova'yı bir yere bağlamaya çalışmak kelebeğin uçmasına engel olmaya, bahar esintisini dolaba hapsetmeye ya da kış rüzgarını şişeye kapatmaya çalışmaya benzer. Bu yapılamaz; hem dünyada kim böyle bir şeyi denemek ister? Gerçi O zamanının çok ilerisindedir ve O'nun görüş açısını yakalamakta zorluk çekersiniz ama bunu bir denemekte gene de yarar vardır. Denedikçe şaşkınlığınız artsa bile biraz da akıllanırsınız. Kova burcunun çiçeği "defodil"dir. "daffy" yani "kaçık" sözcüğünün nereden geldiğini şimdi anladınız sanırım.
Kova'nın ruhu ne yapacağı belli olmayan şiddetli değişiklik gezegeni Uranüs tarafından sürekli olarak parçalanır. Bu da O'nun elektrik mavisi bir berraklıkla ileriyi geleceği görmesini sağlar. Kova'nın metali olan uranyum bile gerçekte bir metal olmayıp radyoaktif kimyevi bir maddedir ve ancak bileşimler halinde bulunur. Atomik araştırmalarda önemli bir maddedir ve sürekli bir şekilde bölünerek çoğalır. Parlak şimşeğin sekiz keskin ışınının manyetik haşmeti Kova'nın safirinde yansıyarak O'nu tanımaya çalışanlara sırlarını açıkça gösterebilir. Ancak çok eskiden Satürn'ün bilgeliğinden ilham almış olan yalnız kalbinin derinliklerini eğer siz de gelecekte yaşamıyorsanız ancak bir an için görebilirsiniz.
(alıntı-Linda Goodman)
Perina'nın Notu:Kova en sevdiğim iki burçtan ikincisidir. Belki de ilki.
Ve Gizlimabet'de ilk geldiğim günden beri bana sıcacık ve dostça davranan blcknghtmr kova burcuymuş, az önce öğrendim.
Ve bu konuyu göndermek istedim foruma. 
Pek çok kişi gökkuşağına bayılır. Çocuklar dilek diler, ressamlar resmini yapar, hayalperestler peşinden koşar ama Kova herkesten ilerdedir. O gökkuşağının üstünde yaşar. O gökkuşağını didik didik edip, her bir parçasını, her bir rengini ayrı ayrı inceler ve gene de ona inanır. Böyle bir şeyin aslının ne olduğunu öğrendikten sonra ona inanmak pek kolay değildir. Adresi parlak mavi posta koduyla 'yarın' diye yazılmış olsa bile kova aslında bir realisttir.
Kova burcundan Lewis Carroll'un eseri Harikalar Diyarı'nın esrarı içindeki şaşkın Alice gibi Uranüslülerin hiç beklenmeyen davranışlarına her zaman için hazır olmak zorundasınız. Yapı olarak genelde halim selim olan Kovalar gene de halka mal olmuş fikirlere karşı çıkmaktan zevk alırlar ve fırsat buldukça tutarsız davranışlarıyla örf ve âdetlere daha bağlı insanlarda şok yaratmaktan gizli bir haz duyarlar. Bu normalde yumuşak konuşan nazik yaratıklar hiç beklenmeyen zamanlarda en şaşırtıcı sözler ve hareketlerle sizi elektrik çarpmışa çevirebilirler. Tipik bir Uranüslü yarı Albert Schwitzer yarı Miki Mouse'tur. Ayaklarına sandallar, çizmeler bağlı ayakkabılar ya da mokasenler giyebilirler ama bunları uygun yerlere giyip giymediklerine pek aldırmazlar. O aklına estiği zaman çıplak ayakla çıkagelir ve siz O'na gülerken O da size güler. Kovalar uyumlu olmayı reddettiklerini göstermek için ekseriya bilerek ve isteyerek acayip şeyler yaparlar.
Bu hava burcunda doğan insanları sık sık arkadaş sözcüğünü kullanmalarından tanıyabilirsiniz. Kova burcu Franklin Roosevelt ocak başı sohbetlerine hep "Arkadaşlarım..."diye başlardı. Bir gönül ilişkisi sona ererken tipik Kova "arkadaş kalamaz mıyız?" diye soracaktır. Kova ne yorgundur ne de saf; ne heveslidir ne de bıkkın. Sürekli denemeleri O'nun bir sonraki bilinmeyeni inceleme merakını uyandırabilir ve bu bir sonraki bilinmeyen de siz olabilirsiniz. Ya aklı sizden bir milyon mil uzaktaymış gibi görünen ya da görünmeyen bir mikroskop altında sizi didik didik inceleyen kişi herhalde bir Kova'dır. Bütün bu hareketli, gurur okşayıcı meraktan sonra O'nun sizinle olduğu kadar köşedeki polisin, barmenin, kominin, gece kulübündeki şarkıcının ve o komik evde oturanların özel hayatlarıyla da aynı derin merakla ilgilendiğini anlayınca bozulabilirsiniz. Politika O'nu büyüler, spor aklını başından alır ve çocuklar büyük merakını uyandırır. Ama atlar, otomobiller, yaşlı insanlar, tıptaki yeni buluşlar, yazarlar, astronotlar, alkolikler, piyanolar ve dualar da öyle. Tabii beyzboldan ve merhum Louis Armstrong'dan söz etmeye hiç gerek yok. Bu kalabalığa katılmaya ve gururunuzu çöp sepetine atmağa razı olun yoksa O'nun soğuk ve yalnız size ait olmayan yaklaşımı hiç kuşkusuz gururunuzu incitecektir.
Kova'nın gözlerindeki o acaip uzak bakışa dikkat edin. Sanki sizin anlayamadığınız bir çeşit sihirli esrarengiz bilgiler gizli. Kova gözleri rüya ülkelerinde dolaşıyormuş gibi bir ifadeyle tipik bir anlaşılmazlıkla doludur ve çoğunlukla (her zaman değil) mavi yeşil ya da gri olurlar. Saçlar ekseriya düz ve yumuşak sarı, kumral veya açık kahverengidir. Yüz beyaz ve boy genelde ortanın üstündedir. (Bununla birlikte tabii ki soya çekim her burcun görünüşünü değiştirebilir.) Dikkat ederseniz profilde göze çarpan bir asalet vardır. Uranüs yüzleri kalemle çizilmiş gibidir; altın paralar üstündeki Roma imparatorlarını hatırlatır. Gerçek Kovalar bir sorun üstünde düşünürken veya bir soru sorunca çoğunlukla başlarını eğerler. Baş hemen öne düşer ya da yana yatar ve sizin tepkinizi bekler. Tuhaftır ki Uranüs'ün iki cinsliliğine bağlı olarak erkeklerde geniş kalçalar gibi kadın özellikleri, kadınlarda da geniş omuzlar gibi erkek özellikleri görülür.
Özgürlüğü seven Uranüslüler son derece komik, aksi, özgün, kendini beğenmiş ve bağımsız olabilirler. Ama politik, nazik, sevimli ve çekingen de olabilirler. Kova hemen çaresiz bir şekilde kalabalığın güvenliğini arar ve arkadaşlığa sığınır. Sonra da yalnızlığın karanlık kasvetli büyüsüne düşecek ve kesin olarak yalnız kalmak isteyecektir. Ne var ki ister kalabalığa karışsın isterse yalnızlığa çekilsin herkesinkinden derin ve hızlı olan keskin sezgisini muhafaza edecektir. Uranüs Kova'yı doğal olarak asi yapar. O içgüdüsel olarak eski örf ve adetlerin yanlış olduğunu ve dünyanın insanlığın şiddet yoluyla ve ihtilalci bir değişikliğe ihtiyacı olduğunu hisseder (Buna karşın eğer politikacıysa zamanı gelmeden görüşlerini açıklamayacak ve stratejisini bozmayacak kadar akıllıdır).
Buraya kadar Kovaların her zaman durumları arkadaşları ve yabancıları incelediklerini söyledik. En ufak bir incelik göstermeden doğrudan özel duygularınızın kalbini nişan alan sorular sormaya başlaması rahatsız edici olabilir. Bilmecenin o kadar karışık almadığını anlayınca da sıkılmaya Hattâ sinirlenmeye başlar. Tam dünyanın en önemli kişisi olduğunuza sizi inandırmışken Kova'nın bu mikroskobik inceleme oyunundan sıkılıp başka bir ilginç kişiye dönüvermesinden daha küçültücü bir şey olamaz. Acı verir.
Arkadaşlığa düşkünlüklerine karşın yakın dostlarının sayısı fazla değildir, ilişkilerinde kaliteden çok fazlalık ararlar ve devamlı bir ilişkiye belli bir süreden daha fazla bağlı kaldıkları pek görülmez. İlerideki köşe başında keşfedilecek o kadar çok şey vardır ki, tamamiyle bir iki arkadaşlığa bağlı kalamazlar. Kişiye önem vermeyen böyle bir insana duygusal bir yaklaşımda bulunmanın pek yaran yoktur. Ama O'nun kalbine hitap etmişseniz (bu salt duygusallıkla aynı şey değildir) bisikletinden inerek dönüp ne kaçırdığını anlamaya gelecektir.
Uranüslüyü garip bir yalnızlık çevreler ve çoğunlukla insanlar tarafından yanlış anlaşılır. Çünkü insanlık henüz Kova Ütopyasını anlayacak düzeye erişmemiştir. Kova Burcu insanı gelecekte yaşadığı ve kısa sürelerle şimdiki zamana döndüğü için dünyevi yaratıklara düpedüz kaçıkmış gibi görünebilir. Kova bunu hisseder bu da onun başkalarından ayrı kalma duygusunu büsbütün derinleştirir. Ama başkalarının kendisine ayak uyduramaması O'nun düşüncesine göre geriye dönüş yapması için bir sebep olamaz. Böylece biz zavallı ölümlüler orada ne aradığına şaşıp kalırken, O kendi yalnızlık bulutlan arasında dolaşır durur. Astroloji bize "Kova'nın düşünce düzeyine dünyanın elli yıl sonra erişeceğini" öğretir. Bu doğru olabilir ancak Uranüslüyle biz diğer insanların bugün aramızda varolan anlaşmazlığı kesinlikle azaltmaz. Bu burç dahiler burcu olarak bilinir ve öyledir de. Çünkü ünlülerin yüzde yetmişi ya Kova burcundan ya da yükselen burcu Kova olanlardır, öte yandan akıl hastanelerine kapatılanların ya da sürekli bir psikiatrist tedavisine girenlerin çok büyük bir yüzdesi de gene Kova burcundan olanlardır. Dahilikle delilik arasında ince bir çizgi vardır derler ya; Kova arkadaşlarınız da bazen hangi tarafta olduklarını merak etmenize neden olurlar. Bu karışıklık büyük ölçüde insanlığın kehanet sahiplerini küçümseme eğilimine bağlıdır. Bilinen sözler vardır; "Fulton'a ve buharlı gemisine güldüler" "Edison'un geri zekalı olduğuna sandılar" "Louis Pasteur'ü akıl hastanesine kapatmak istediler" gibi. Bunlar sezgileri daha yüksek düşünce seviyesine ayarlanmış olanlara karşı materyalist dünyanın takındığı tavrı gösteren örneklerdir. Kovalar soğukluğun pratikliğin ve eksantrik dengesizliğin garip bir karışımıdır. Akıl hastalarına karşı iç güdüsel bir yakınlık duydukları görülür. Hemen hemen her Kova'nın akıl hastalarını sakin bir şekilde konuşarak büyük ölçüde yatıştırdığı tuhaf bir gerçektir. İsterik insanları ve korku içindeki çocukları sakinleştirmekte şaşılacak bir ustalık sahibidirler. Kendi yüzeysel görünümünün altında güçlükle gizleyebildiği çok bozuk sinir sistemi böylesine derin bir anlayışa neden olmaktadır.
Kova'nın çevreye bakış açısı o kadar geniştir ki, doğum haritasında başka gezegenlerden ciddi etkiler almadıkça ön yargılı olanına pek rastlamazsınız. Böyle birine rastladığınız zaman kendisine ön yargılı olduğunu söyleyince derinden sarsılacaktır. Kardeşlik içgüdüsü o kadar güçlüdür ki, kırk yılda bir hoşgörüsüz davrandığı zaman sadece bunun farkında olmamakla kalmaz bu sözcükten de nefret eder. Genelde herkes O'nun kız ya da erkek kardeşidir. Sembolik kovasıyla zengin ve fakir çevrelerde dolaşarak kovasına bilgi sulan doldurup boşaltır, arada sırada kış uykusuna dalanlar müstesna. Ancak bunların da gizlenme devreleri uzun sürmez. Onu özleme fırsatını bulamadan Kova tekrar dönüp toplum içindeki turlarını sürdürür. Yalnızlığa çekildiği zaman onu rahatsız etmeye kalkışmayın sakın. Yalnız kalmak istediği zaman yalnız kalmak istiyordur. Toplumdan bütün bütün çekilmez; aniden herkesin bilmediği bir telefon numarası almak gibi bir hevese kapılsa bile... Adresi değişmemiştir; kendisi de. İnsanlardan asla uzun süre kopamaz. Siz O'nu aramazsanız, çok geçmeden o gene her zamanki tetikte ve meraklı haliyle şehirde dolaşmaya başlayacaktır.
Kova'nın düşüncesini içtenlikle söylemesini bekleyebilirsiniz, ancak sizin nasıl düşünmeniz ve kendi hayatının nasıl yaşamanız gerektiğini dikte etmeğe kalkışmaz. Buna karşılık O'nun nasıl düşünmesi ve yaşaması gerektiğini söylemenize izin vermeye de yanaşmaz. Koç, aslan ve ikizlerin aksine fikirlerini başkalarına zorla kabul ettirmek hevesinde değildir. Kova felsefesine göre herkesin kendi işi gücü kendine has özlemleri vardır. Herkes kendi müziğine göre dans eder ve kişiliğe saygı gösterilmesi gerekir.
Kova'nın insanlara güvenmesi kendiliğinden olmaz. Önce kafanızdan geçenleri ve hattâ mümkünse sizin ruhunuzu öğrenmesi gerekir. Her sözünüzü her hareketinizi inceleyen dikkati altında huzursuz olmak işten bile değildir. Bütün bunların bu dikkatli kafada ilerde kullanılmak üzere dosyalandığını hissedersiniz. Öyledir de. Zaman zaman hayal sisleri içine dalmış gitmiş gibi görünürse de buna inanmayın. Belki size kaç tane kirpiğiniz olduğunu söyleyebilir. Uranüslünün sizi yüzünüze bakarak değerlendireceğini asla beklemeyin. Doğal nezaketi Uranüs ışığını tepeden tırnağa üstünüzde parlatmasına hiçbir zaman engel olmaz. O yüzün ardında ne olduğunu bilmek ister ve bunu öğrenmek için bazı son derece sıkıntı verici sorular sorar. Ne var ki bir kez sizi kabul ettikten sonra size sadık kalacağını en habis dedikodularla bile dostluğunun sarsılmayacağını bilmek sizi biraz rahatlatır. Gerçek dostu iseniz, düşmanlarınızın kötü fısıltılarına inanmayacak, bununla birlikte kuşkusuz sırf merakından bunlara kulak verecektir. Şundan da emin olun ki; son analizini yaparak hakkınızdaki kararını kendisi verecektir.
Kovalar dünyanın en iyi hafızasına sahip değillerdir ama pek fazla hafızaya da ihtiyaçları yoktur çünkü bir çeşit görünmez antenle öğrenmek istedikleri şeyleri sanki havadan kaparlar. Hiç bir zaman ihtiyaç duymayacakları bilgilerle ne diye akıllarını karıştırsınlar? Nasıl olsa osmozlarıyla istedikleri her şeye erişip, elde edebildikten sonra? Bunların alışverişten eve listedeki en önemli şeyleri alarak dönmeleri olasıdır. Çünkü kendilerine göre pek de önemli olmayan şeyleri hatırlamak zahmetine katlanamazlar. Tipik bir kova, efsanevi dalgın profesörün timsalidir. Öğleyin City Squire motelinin önünde karısıyla buluşmayı kararlaştıran birini tanıyorum. Ancak oraya erken gelmiş ve eski bir arkadaşına rastlamıştı(Kovalar her zaman eski arkadaşlarına rastlarlar, ister Afrika'da isterse Aleutian adalarında olsun mutlaka tanıdıkları birini bulacaklardır). Eşi gülerek yaklaşırken Uranüslü arkadaşıyla derin bir sohbete dalmıştı... Eşi iyice yaklaşınca ona boş boş bakmış; nezaketle şapkasını çıkartıp selâm verdikten sonra dönüp arkadaşının koluna girmiş ve derin sohbetini sürdürerek caddeden aşağı yürüyüp gitmişti. Öfke ve düş kırıklığı içindeki kadıncağız yalnız ve unutulmuş bir halde o köşe başında kalakalmıştı.
Uranüsün konsantrasyon gücü korkunç olabilir. Aynı zamanda çevrelerinde dönen işleri ve isterlerse bunların arkasındakileri bir radar ekranı gibi kapma yetenekleri vardır. Hararetli bir tartışmaya kendilerini kaptırmışken eğer radarlarını ona göre ayarlamayı akıllarına koymuşlarsa odanın öbür yanında neler olup bittiğini hiç kaçırmadan tartışmayı sürdürebilirler. Bazen Kova'nın söylediğiniz bir şeye hiç dikkat etmediğine yeminler edebilirsiniz. Bir de bakarsınız ki ertesi gün o söylediğiniz şeyi size teyp gibi aynen tekrarlıyor. Eşini caddenin üstünde tek başına bırakıp giden o dostum gibi bazen dalgınlığa kapılsa bile Uranüslünün unutkan görünürken tepeden tırnağa bilgi edinme yeteneğini sakın küçümsemeyin.
Kova erkek ve kadının düşündükleri şeyler daima yarın için bir ipucudur. Uranüsün bilinmeyene kendini kaptırma ve mistik sırlan hiç uğraşmadan algılama konusundaki korkunç yeteneği, O'na garip ve yüksek derecede bir ruhsal kehanet sezgisi sağlar. Daha telefonu çalmadan açan ve dahası tek kelime konuşmadan hattın öbür ucunda kim olduğunu bilen birini tanıyorum. Abraham Lincoln kendi ölümü hakkında şaşırtıcı ayrıntılarla bazı şeyleri sezmişti. Hemen hemen her Kova'nın sizin içinizdeki özlemleri anlamasını sağlayan eşsiz bir hassasiyeti vardır. Hiç konuşmadan sizin bile farkında olmadığınız ruhunuzun derinliklerindeki bir ihtiyacınızı anlar. Kova bu sihirli anteni kullanarak görünmeyen bir elektrik akımıyla kendi düşüncelerini de karşısındakine geçirebilir. Telefonda konuşurken uzun bir sessizlik olunca siz O'nun uyuduğunu sanırken, O bir takım titreşimler göndermekte ve almakta olabilir. Bazı Kovaların telgraf çekmek için telgraf makinesine ihtiyaçları yoktur.
Bununla birlikte onların düşüncelerinde batıl olan hiç bir şey de yoktur; ister müzisyen, isterse mekanik olsun gerçek bir kova bilim adamı konuyu keskin zekâsının süzgecinden geçirmeden hemen sonuca atlamaz. Bununla birlikte bir fikri kafasında geliştirdiği zaman o fikir beynine kesinlikle yerleşir kalır. Kesinlikle diyorum. Toplumda ve hükümette değişikliği çok sevdiği kadar herhangi bir kişi hakkındaki düşüncelerinde bir milim değişiklik yapmayacaktır. Dünyanın ilerlemesi konusunda tamamiyle açık fikirlidir. Gelin görün ki hiç umulmayacak kadar tutucu olabilen kendi davranışları söz konusu olunca kafası kilitlenir kalır. Bundan anlayabilirsiniz ki onun liberalizmi kendi çizgileri içinde sınırlıdır.
Kovalar idealist olmakla iyi puan alırlar; ama gerçek idealizm kusursuz sadakati ve iyimserliği içerdiği için belki de bu iyi puanlar biraz fazladır. Uranüslü kaybedilmiş davalarla uzun süre kendini aldatmayacak kadar akıllıdır. O arzulanan şeylerin çoğunun çok yakından incelediği ve halâ çok sevdiği gök kuşağı gibi hayal ürünü olduğunu bilir. Gelenek görenek ve otorite O'nu hiç etkilemez. Bunlara kibarca saygı gösterirse de bunlar O'nun aldatıcı çarpık ve mantık dışı durumları açığa çıkarma yolundaki önüne geçilmez hevesine engel olmaz.
Kova'nın kafası ve bedeni rüzgar gibi özgür olmalıdır. Kova'yı bir yere bağlamaya çalışmak kelebeğin uçmasına engel olmaya, bahar esintisini dolaba hapsetmeye ya da kış rüzgarını şişeye kapatmaya çalışmaya benzer. Bu yapılamaz; hem dünyada kim böyle bir şeyi denemek ister? Gerçi O zamanının çok ilerisindedir ve O'nun görüş açısını yakalamakta zorluk çekersiniz ama bunu bir denemekte gene de yarar vardır. Denedikçe şaşkınlığınız artsa bile biraz da akıllanırsınız. Kova burcunun çiçeği "defodil"dir. "daffy" yani "kaçık" sözcüğünün nereden geldiğini şimdi anladınız sanırım.
Kova'nın ruhu ne yapacağı belli olmayan şiddetli değişiklik gezegeni Uranüs tarafından sürekli olarak parçalanır. Bu da O'nun elektrik mavisi bir berraklıkla ileriyi geleceği görmesini sağlar. Kova'nın metali olan uranyum bile gerçekte bir metal olmayıp radyoaktif kimyevi bir maddedir ve ancak bileşimler halinde bulunur. Atomik araştırmalarda önemli bir maddedir ve sürekli bir şekilde bölünerek çoğalır. Parlak şimşeğin sekiz keskin ışınının manyetik haşmeti Kova'nın safirinde yansıyarak O'nu tanımaya çalışanlara sırlarını açıkça gösterebilir. Ancak çok eskiden Satürn'ün bilgeliğinden ilham almış olan yalnız kalbinin derinliklerini eğer siz de gelecekte yaşamıyorsanız ancak bir an için görebilirsiniz.
(alıntı-Linda Goodman)
Perina'nın Notu:Kova en sevdiğim iki burçtan ikincisidir. Belki de ilki.


