Kötü birini al aşağı etmek için...

düşünen ve inanan

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
703
Tepkime puanı
1,221
Arkadaşlar kötü birini al aşağı etmek, eziyetlerine son vermek için dua, büyü, sembol, enerji, mantra, ritüel, ayin, her türlü inançtan yöntemlerinizi bekliyorum. Amaç kişinin uyguladığı zararları sona erdirmektir. Kişiyi pasifize etmektir. Bunun için neler yapılabilir? Yanına yaklaşmak mümkün değildir. Uzaktan yapılabilecek her şeye açığım.

Şimdiden paylaşımlarınız için teşekkür ederim.

Ek: Herhangi bir canlının zarar gördüğü bir uygulama paylaşmayınız.
 

Rhea

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Nis 2017
Mesajlar
4,742
Tepkime puanı
7,662
Konum
Nirvana
İş
Witch
Ek olarak bu kötü yaratık maji hakkında bilgi sahibiyse onun cezasını kesmek için kesin bir yöntem var mı? Karma yaratmadan.. ve başka canlılara zarar vermeden..
 

Rhea

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Nis 2017
Mesajlar
4,742
Tepkime puanı
7,662
Konum
Nirvana
İş
Witch
Boş yapacağına bir yardım etseydin sevgili @Rhea bir hayrını görseydik.
Boş yapmak mı bu konuyu üste taşıdım.. ayrıca yapabilsem kendim için yapardım ve bunu paylaşırdım ben de Absolute un konularına bakıyorum çok bilgi sahibi değilim.. ne bu tepki anlamadım.. ben de mağdurum ben kimi suçlayım..
 

thew3w

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Nis 2018
Mesajlar
46
Tepkime puanı
76
Basit bir ritüel; ayın küçülme evresinde bir cumartesi günü siyah mum alın, niyetinizi muma söylerken mumu ellerinizin arasında ısıtın. Mumu yakın ve sürekli o kişiyi düşünerek niyetinizi tekrar edin. Tutacağı varsa tutar. Havas yöntemleri de var ama teferruatı çok. İnanın enerjiyi doğru atabilirseniz gidişatın önemi pek yok, her türlü tutturursun. İşlemden sonra tuzlanın veya toprağa basın. Mumun artığını sokağınızdaki çöpe atabilirsiniz, evde tutmayın. Duygu yoğunluğu yaşarken yapılan işlem kesin tutmaz diyebilirim sadece, öfkeniz geçince yapın.
 

Retro

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Ocak 2023
Mesajlar
2,147
Tepkime puanı
4,819
Kariyerimde sadece 2 kötüyü alt ettim.
İkisiyle de farklı zamanlarda yolum kesişti, ikisi de yülsek egolu, kibirli , azaplı ve etraflarını domine edebilen gerçekten gelişmiş üst türlerdi. Elit kötülük böyle birşey sanırım.
Birebirde onları alamazdım. Çünkü ilk defa demir çeken bir mıknatıs değil de, mıknatısa zaaf gösteren bir demir gibi hissettim.Reptilyanlar nasıl ki manipüle ve ikna edilebilir canlılar değillerse bunlar da öylelerdi. Onların varlığı önce yetki alanımı sonra da biyolojik rezonansımı derinden etkilemeye başladı. 100 watt" lık enerjimin en az 90"ını resmen çalabiliyorlardı, bu oluyordu. Bu vallahi de düğmeye basmış gibi oluyordu. Ve birgün mesleki ihmallere sebebiyet verecek bir bitiklikteyken müdürümle tartıştım.

Kopma noktası oldu bu benim için.

Sabaha kadar okudum. Kahır esmasını okudum. Okumaktan obsesyona bile girdim. Kurandaki belli ayetleri saatlerce okudum.

Onlar seni gördüklerinde aslandan ürkmüş yaban eşekleri gibi kaçışırlar.
Onlar seni neredeyse gözleri ile devireceklerdi.
Allah hükmü verenin de hükmünü veren değil midir ?
Kimdir onun izni olmadan şefaat edebilecek ?
Onların alınlarından tutup yakalarız (muhakemelerini bağlarız)

Ya Kahhar, Ya cebbar, Ya fettah, ya Zelil, Ya Kabıd, ya Darr, Ya Celil, ya Makir, ya hayy, ...

Tabi tükenmişliğin verdiği can havliyle resmen ölümle burun burunaymış gibi dehşetli halle okuduğumu hatırlıyorum. Yani öyle okiyim de bitsin diye değil. Genel okumalardaki hata burada. Duygu olmuyor.


Sonraki gün uykusuz bir şekilde işe gittim. Bir önceki günün bitikliğinin üstüne daha da yorgun bir şekilde. İlk ters cevap verene girişecektim resmen.

Sonra bir baktım müdürüm sinirli sinirli ofise geldi. NE bu halin dedi, dedim ben senin bu bölge müdürünü s....
Bulursan s... n dedi. Meğerse benim bölgemi de istemiş kendine. Müdür de olmaz o yıllardır oraya bakıyor demiş benim için. Tartışmışlar. Müdür de nasıl olduysa çıkışını vermiş herifin. Halbuki aksamları teknede viski içip kluplere gidiyorlardı. Sonuç olarak onun bölgesi de bana zimmetlendi.

Enerjim birden yükseldi. Anlatamam nasıl bir anda dönüşüm geçirdiğimi.



Sonuç :

Maçlarda iyi olan kazansın denir. Ama böyle durumlar için canı daha çok yanan kazandın diyorum ben. Çaresizlik içinde yineleyebildiğin talepler evrenden daha hızlı karşılık buluyor.



Misal : Hz. Süleyman.

Bana kıyamete kadar kımseye nasip olmayacak ölçekte bir mülkü ver diye dua ediyor Kuranda.
Peki bunu hangi şartlarda ediyor ? Kendi cesedini tahtta ölmüş bir vaziyette görüp dehşete kapıldığında. Olabilecek en tükenmiş durumdayken.
Ne diyor ? Ben imtihandayım ve bu benim alt korku eşiğimdir. Rabbimden bir denemedir bu. İnkarın eşiğindeyim Rabbii, Bana dünyanın tüm zenginliğini ver. Veren sensin, sen ! . "Veren sensin sen" demek en kötü senaryonu vermenle en iyi senaryoyu vermen benim için olabilite bakımından eşittir demek. Yani tükenmişlik bilincinde iken bile hala tüm avantajın kendine geçmesini isteyebilecek bir dürtü bulabiliyor kendinde. İşte sır bu. O yüzden can acısı ile edilen dua çok etkilidir. Evren konfor alanının dışında yaptığın her talebe karşılık verir. Biz konfor alanımızda kalarak istemekle biraz da hata ediyoruz. Hiç olmazsa oruçlu iken, toplu bir sadaka vermişken, birini zor da olsa affetmişken dua etmek o yüzden daha etkilidir. Konfor alanı dışından gelen bir taleptir çünkü. MAzlumun ahı neden tutar ? çünkü konforu gitti elinden..
 
Son düzenleme:

M o r b i u S

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Şub 2023
Mesajlar
182
Tepkime puanı
137
Konum
Ankara
Maçlarda iyi olan kazansın denir. Ama böyle durumlar için canı daha çok yanan kazandın diyorum ben. Çaresizlik içinde yineleyebildiğin talepler evrenden daha hızlı karşılık buluyor.
Kesinlikle ve kesinlikle çok doğru. Gerçek çaresizlik durumunda biri sana bı zarar vermiş ise sende ona bı zarar gelmesini istersen yeminle geliyor bunu çok kez yaşadım.
 

cathrine

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Eki 2012
Mesajlar
1,044
Tepkime puanı
1,458
Kariyerimde sadece 2 kötüyü alt ettim.
İkisiyle de farklı zamanlarda yolum kesişti, ikisi de yülsek egolu, kibirli , azaplı ve etraflarını domine edebilen gerçekten gelişmiş üst türlerdi. Elit kötülük böyle birşey sanırım.
Birebirde onları alamazdım. Çünkü ilk defa demir çeken bir mıknatıs değil de, mıknatısa zaaf gösteren bir demir gibi hissettim.Reptilyanlar nasıl ki manipüle ve ikna edilebilir canlılar değillerse bunlar da öylelerdi. Onların varlığı önce yetki alanımı sonra da biyolojik rezonansımı derinden etkilemeye başladı. 100 watt" lık enerjimin en az 90"ını resmen çalabiliyorlardı, bu oluyordu. Bu vallahi de düğmeye basmış gibi oluyordu. Ve birgün mesleki ihmallere sebebiyet verecek bir bitiklikteyken müdürümle tartıştım.

Kopma noktası oldu bu benim için.

Sabaha kadar okudum. Kahır esmasını okudum. Okumaktan obsesyona bile girdim. Kurandaki belli ayetleri saatlerce okudum.

Onlar seni gördüklerinde ürkmüş yaban eşekleri gibi ürperirler.
Onlar seni neredeyse gözleri ile devireceklerdi.
Allah hükmü verenin de hükmünü veren değil midir ?
Kimdir onun izni olmadan şefaat edebilecek ?
Onların alınlarından tutup yakalarız (muhakemelerini bağlarız)

Ya Kahhar, Ya cebbar, Ya fettah, ya Zelil, Ya Kabıd, ya Darr, Ya Celil, ya Makir, ya hayy, ...

Tabi tükenmişliğin verdiği can havliyle resmen ölümle burun burunaymış gibi dehşetli halle okuduğumu hatırlıyorum. Yani öyle okiyim de bitsin diye değil. Genel okumalardaki hata burada. Duygu olmuyor.


Sonraki gün uykusuz bir şekilde işe gittim. Bir önceki günün bitikliğinin üstüne daha da yorgun bir şekilde. İlk ters cevap verene girişecektim resmen.

Sonra bir baktım müdürüm sinirli sinirli ofise geldi. NE bu halin dedi, dedim ben senin bu bölge müdürünü s....
Bulursan s... n dedi. Meğerse benim bölgemi de istemiş kendine. Müdür de olmaz o yıllardır oraya bakıyor demiş benim için. Tartışmışlar. Müdür de nasıl olduysa çıkışını vermiş herifin. Halbuki aksamları teknede viski içip kluplere gidiyorlardı. Sonuç olarak onun bölgesi de bana zimmetlendi.

Enerjim birden yükseldi. Anlatamam nasıl bir anda dönüşüm geçirdiğimi.



Sonuç :

Maçlarda iyi olan kazansın denir. Ama böyle durumlar için canı daha çok yanan kazandın diyorum ben. Çaresizlik içinde yineleyebildiğin talepler evrenden daha hızlı karşılık buluyor.



Misal : Hz. Süleyman.

Bana kıyamete kadar kımseye nasip olmayacak ölçekte bir mülkü ver diye dua ediyor Kuranda.
Peki bunu hangi şartlarda ediyor ? Kendi cesedini tahtta ölmüş bir vaziyette görüp dehşete kapıldığında. Olabilecek en tükenmiş durumdayken.
Ne diyor ? Bana dünyanın tüm zenginliğini ver. Veren sensin, sen ! . "Veren sensin sen" demek en kötü senaryonu vermenle en iyi senaryoyu vermen benim için olabilite bakımından eşittir demek. Yani tükenmişlik bilincinde iken bile hala tüm avantajın kendine geçmesini isteyebilecek bir dürtü bulabiliyor kendinde. İşte sır bu. O yüzden can acısı ile edilen dua çok etkilidir. Evren konfor alanının dışında yaptığın her talebe karşılık verir. Biz konfor alanımızda kalarak istemekle biraz da hata ediyoruz. Hiç olmazsa oruçlu iken, sadece vermişken, birini zor da olsa affetmişken dua etmek o yüzden daha etkilidir.


Hz.Sülayman ile ilgili bazı meseller önüme gelmeye başladı ve iyice merak uyandırdı bende...Hz.Süleyman'ın hayatıyla ilgili bildiğiniz ya da önereceğiniz bir kitap var mı?Hz.Süleyman'dan başka bunun gibi hayat hikayelerini biliyorsanız bizimle paylaşır mısınız?Ya da kitaplardan alıntı yaparak da katkıda bulunursanız çok sevinirim kendi adıma...Siz de bildiklerinizi bizimle cömertçe paylaştığınız için teşekkür ederim....Bildiklerimizi burada paylaşmak biz farkında olmasak da olumlu anlamda hayatımıza çok büyük faydaları oluyor...
 

düşünen ve inanan

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
703
Tepkime puanı
1,221
Kariyerimde sadece 2 kötüyü alt ettim.
İkisiyle de farklı zamanlarda yolum kesişti, ikisi de yülsek egolu, kibirli , azaplı ve etraflarını domine edebilen gerçekten gelişmiş üst türlerdi. Elit kötülük böyle birşey sanırım.
Birebirde onları alamazdım. Çünkü ilk defa demir çeken bir mıknatıs değil de, mıknatısa zaaf gösteren bir demir gibi hissettim.Reptilyanlar nasıl ki manipüle ve ikna edilebilir canlılar değillerse bunlar da öylelerdi. Onların varlığı önce yetki alanımı sonra da biyolojik rezonansımı derinden etkilemeye başladı. 100 watt" lık enerjimin en az 90"ını resmen çalabiliyorlardı, bu oluyordu. Bu vallahi de düğmeye basmış gibi oluyordu. Ve birgün mesleki ihmallere sebebiyet verecek bir bitiklikteyken müdürümle tartıştım.

Kopma noktası oldu bu benim için.

Sabaha kadar okudum. Kahır esmasını okudum. Okumaktan obsesyona bile girdim. Kurandaki belli ayetleri saatlerce okudum.

Onlar seni gördüklerinde aslandan ürkmüş yaban eşekleri gibi kaçışırlar.
Onlar seni neredeyse gözleri ile devireceklerdi.
Allah hükmü verenin de hükmünü veren değil midir ?
Kimdir onun izni olmadan şefaat edebilecek ?
Onların alınlarından tutup yakalarız (muhakemelerini bağlarız)

Ya Kahhar, Ya cebbar, Ya fettah, ya Zelil, Ya Kabıd, ya Darr, Ya Celil, ya Makir, ya hayy, ...

Tabi tükenmişliğin verdiği can havliyle resmen ölümle burun burunaymış gibi dehşetli halle okuduğumu hatırlıyorum. Yani öyle okiyim de bitsin diye değil. Genel okumalardaki hata burada. Duygu olmuyor.


Sonraki gün uykusuz bir şekilde işe gittim. Bir önceki günün bitikliğinin üstüne daha da yorgun bir şekilde. İlk ters cevap verene girişecektim resmen.

Sonra bir baktım müdürüm sinirli sinirli ofise geldi. NE bu halin dedi, dedim ben senin bu bölge müdürünü s....
Bulursan s... n dedi. Meğerse benim bölgemi de istemiş kendine. Müdür de olmaz o yıllardır oraya bakıyor demiş benim için. Tartışmışlar. Müdür de nasıl olduysa çıkışını vermiş herifin. Halbuki aksamları teknede viski içip kluplere gidiyorlardı. Sonuç olarak onun bölgesi de bana zimmetlendi.

Enerjim birden yükseldi. Anlatamam nasıl bir anda dönüşüm geçirdiğimi.



Sonuç :

Maçlarda iyi olan kazansın denir. Ama böyle durumlar için canı daha çok yanan kazandın diyorum ben. Çaresizlik içinde yineleyebildiğin talepler evrenden daha hızlı karşılık buluyor.



Misal : Hz. Süleyman.

Bana kıyamete kadar kımseye nasip olmayacak ölçekte bir mülkü ver diye dua ediyor Kuranda.
Peki bunu hangi şartlarda ediyor ? Kendi cesedini tahtta ölmüş bir vaziyette görüp dehşete kapıldığında. Olabilecek en tükenmiş durumdayken.
Ne diyor ? Ben imtihandayım ve bu benim alt korku eşiğimdir. Rabbimden bir denemedir bu. İnkarın eşiğindeyim Rabbii, Bana dünyanın tüm zenginliğini ver. Veren sensin, sen ! . "Veren sensin sen" demek en kötü senaryonu vermenle en iyi senaryoyu vermen benim için olabilite bakımından eşittir demek. Yani tükenmişlik bilincinde iken bile hala tüm avantajın kendine geçmesini isteyebilecek bir dürtü bulabiliyor kendinde. İşte sır bu. O yüzden can acısı ile edilen dua çok etkilidir. Evren konfor alanının dışında yaptığın her talebe karşılık verir. Biz konfor alanımızda kalarak istemekle biraz da hata ediyoruz. Hiç olmazsa oruçlu iken, toplu bir sadaka vermişken, birini zor da olsa affetmişken dua etmek o yüzden daha etkilidir. Konfor alanı dışından gelen bir taleptir çünkü. MAzlumun ahı neden tutar ? çünkü konforu gitti elinden..
İşte aradığım yorum. Teşekkür ederim. Ben de duygusal pik notlarının dualarda ne kadar etkili olduğunu deneyimlemiş biriyim. Ama iş negatif olaylara gelince benim içimden hiç de beddua ya da kahhar çekmek gelmiyor. Sanırsam son raddem gelmiyor bir türlü..
Bu arada cevap gelene kadar dediğim kişi hastalandı.
 

Retro

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Ocak 2023
Mesajlar
2,147
Tepkime puanı
4,819
İşte aradığım yorum. Teşekkür ederim. Ben de duygusal pik notlarının dualarda ne kadar etkili olduğunu deneyimlemiş biriyim. Ama iş negatif olaylara gelince benim içimden hiç de beddua ya da kahhar çekmek gelmiyor. Sanırsam son raddem gelmiyor bir türlü..
Bu arada cevap gelene kadar dediğim kişi hastalandı.

Yanlış anlaşılma olmasın diye ekleme yapayım.

Ben de kimseyi kahretmek için esma okumam. Birine kastetmek esmayı içten bozar. Kahhar esması sende o anda tecelli eden bir esmadır. Çünkü kendi kendine kahroluyorsundur. Birisi de buna vesile oluyorsur. Ama quantum temelden bakarsan bunun da Allahtan geldiğini farketmek için Kahhar esmasını okuyabilirsin. Böylece kişilerden ve kurumlardan bi kere özgürleşerek bir enerji denklemine yükselirsin. Ve görürsün ki herkesin bir enerji sermayesi var ve aslında herkes hesap bile yapmadan o sermayeyi tüketircesine davranıyor...

Allahtan başka ilah yok diye boşuna günde 100 tane tekrar yapmıyoruz sonuçta. Allahtan başka ilah yok demek denklem çok keskin ve tüm vektörler hesaplanabilir mutlaklıkta demektir.

Şimdi birisi senin enerjini sürekli çalıyorsa O halde karşı hamle olarak Allahın Celali esmalarını kendi üzerinde biriktirebilirsin. Sonuçta Allahın Cebbar olması da senin müslüman olmanın bir lüxüdür. Enerjini çalmaya başlayan birine azaplarını da ikram etmiş olursun ve o da bununla başedemez. Hatta bunu anlayamaz bile çünkü tüm olay quantum evreninde olup biter. Takibini de yapamaz. Atıyorum başkaları ile olan meselelerine takılıp kalabilir, kendi toxic düşünceleri tarafından yutulacak hale gelebilir. Ve sizde vabal de olusmaz. Çünkü ona kastedecek bir okuma yapmadınız.

Siz zaten kahroldunuz. Kahrolmuşluğunuzu esmadan bildiniz, Evren de gözlemciye göre şekil aldığı için kahri farkettiğiniz anda kahır da ortadan kayboldu. Enerji gibi davranırken parçacık oldu ve kenara çekildi yani.

Bu her seferinde olur. Şaşmaz bu.
 

Rhea

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Nis 2017
Mesajlar
4,742
Tepkime puanı
7,662
Konum
Nirvana
İş
Witch
Yanlış anlaşılma olmasın diye ekleme yapayım.

Ben de kimseyi kahretmek için esma okumam. Birine kastetmek esmayı içten bozar. Kahhar esması sende o anda tecelli eden bir esmadır. Çünkü kendi kendine kahroluyorsundur. Birisi de buna vesile oluyorsur. Ama quantum temelden bakarsan bunun da Allahtan geldiğini farketmek için Kahhar esmasını okuyabilirsin. Böylece kişilerden ve kurumlardan bi kere özgürleşerek bir enerji denklemine yükselirsin. Ve görürsün ki herkesin bir enerji sermayesi var ve aslında herkes hesap bile yapmadan o sermayeyi tüketircesine davranıyor...

Allahtan başka ilah yok diye boşuna günde 100 tane tekrar yapmıyoruz sonuçta. Allahtan başka ilah yok demek denklem çok keskin ve tüm vektörler hesaplanabilir mutlaklıkta demektir.

Şimdi birisi senin enerjini sürekli çalıyorsa O halde karşı hamle olarak Allahın Celali esmalarını kendi üzerinde biriktirebilirsin. Sonuçta Allahın Cebbar olması da senin müslüman olmanın bir lüxüdür. Enerjini çalmaya başlayan birine azaplarını da ikram etmiş olursun ve o da bununla başedemez. Hatta bunu anlayamaz bile çünkü tüm olay quantum evreninde olup biter. Takibini de yapamaz. Atıyorum başkaları ile olan meselelerine takılıp kalabilir, kendi toxic düşünceleri tarafından yutulacak hale gelebilir. Ve sizde vabal de olusmaz. Çünkü ona kastedecek bir okuma yapmadınız.

Siz zaten kahroldunuz. Kahrolmuşluğunuzu esmadan bildiniz, Evren de gözlemciye göre şekil aldığı için kahri farkettiğiniz anda kahır da ortadan kayboldu. Enerji gibi davranırken parçacık oldu ve kenara çekildi yani.

Bu her seferinde olur. Şaşmaz bu.

Peki kahır ayetleri okumak birini kahredip delirtmek için okunabilir mi? Kara büyü mü daha etkili olur yoksa??
 

Retro

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Ocak 2023
Mesajlar
2,147
Tepkime puanı
4,819
Peki kahır ayetleri okumak birini kahredip delirtmek için okunabilir mi? Kara büyü mü daha etkili olur yoksa??

Birini kahretmek istemek o kişi ile olușmuș toxic enerji bağını ısrarla diri tutmaktır. Kahrettikçe insafa gelecek zannedersin ama daha Toxic duygularla sana döner. Sen de enerji bağını kesmeyi bașaramadığın için daha güçlü antipati beslemeye başlarsın.

Kahhar esması bir tesellidir. Hakedenlerin hakettigini bulacakları zaman hangi Esmanın enerjisi ile kıstırılacaklarını sana anlatır. Ama bunu kendi kahirli hallerinke yine kendinden bilirsin. Yani o Esma önce seni kahreder. Tabi bu Müslüman için korunmuş bir alanda yaşanır. Sonuca Allahın azabını kenardan görüyorsun.. Görmeli ve iliklerine kadar hissetmelisin de.

Canına tak eden insan nasıl ki kuyuya düşmeyi göze alır ama başkasını da kendi ile o kuyuya sürükleme eğilimi gösterir? Kahhar esması da fazla diretirsen böyle çalışır. Enerji olarak sen de bedel ödersin, o bedeli ödemeyi göze alacak kadar birikmișsen bu Esma seni kayırabilir de. Ama tabi ben kimim ne kadar hakedisi olduğunu bilmem. Durup dururken bu esmayı oneremem yani.
 

Alakan

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Tem 2022
Mesajlar
1,103
Tepkime puanı
2,107
Ben çok fazla beddua eden biri değilim ama ettiğim beddualar en ağır şekilde yerini buldu bu zamana kadar. İlk olarak haklıydım ve hakkım yenmişti. İkinci olarak gerçekten haksızlığa uğramanın getirdiği o öfke ve üzüntü aşırı derecede yoğundu. Üçüncü olarak beddualarım hep ayrıntılı olur. Yani bana yaşattığını sen de yaşa şeklinde değil. Gayet spesifik bir olay kurgularım. Kimi hakkımı helal etmemi istedi kiminin isteyecek fırsatı da olamadı. Ben etmedim orası ayrı bir konu.
Kısaca bu saydığım iki madde mevcutsa üçüncü maddeyi uygulayın ve bekleyin.
 
Üst