Kızılderili Törenleri

Pocahontas

Kayıtlı Üye
Katılım
16 May 2009
Mesajlar
102
Tepkime puanı
8
Sun Dance (Güneş Dansı)

Güneş Dansı Kuzey Amerika ova yerlilerinin 19. yüzyılda yaptığı ve görülmeye değer olağanüstü törenlerden biridir. Genellikle yaz gündönümünde ve yılda bir kere yapılır. Gündönümünden 4 gün önce başlar ve 7 gün boyunca son günün günbatımına dek sürer. (süre ve başlangıç tarihi kabilelerde küçük farklılıklar gösterebilmektedir. ) Yaşam ile ölüm arasındaki döngüyü, ilişkiyi gösterir. Bunun anlamı şudur; Ölüm ile yaşam sona ermez. Ölüm aynı zamanda bir yeniden doğmadır. Doğanın tümü birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Bu doğadaki herşeye eşitlik verir. ”Örneğin güç veren hayvanlar (medicine animals) fizik ve ruhsal yetenekleriyle aynı bir tütünün parçaları kadar Büyücülere ve Şamanlara benzerler”
Bu töreni yapan kızılderili kabileleri şunlardır. Arapaho, Arikara, Asbinboine, Cheyenne, Crow, Gros, Ventre, Hidutsa, Sioux, Ova Cree’leri, Ova Ojibway’leri, Sarasi, Omaha, Ponca, Ute, Shoshone, Kiowa, ve Blackfoot kabileleri. Ama uygulanış biçimleri kabileden kabileye değişiklik göstermektedir. Törende buffalo avı önemli temalardandır. Çünkü buffalo avcılığı kızılderili kültürlerinde 18. ve 19. yüzyıl boyunca yaşamsal önemde olmuştur.
İlk iş olarak kabilenin bu işe yetkili kişisi gelir. Uygun ağacı seçer ve diğer kabile erkeklerine onu kesmelerini söyler. Ağaç uzun ve iki ucu çatallı bir ağaçtır. Kesilen ağaç tören sırasında düşmanı temsil edecektir. Sioux’lar kesilen ağacı buffalo derisiyle sararlar. Bazen bir çadır da kurulur. Çadır dansçının tören sonunda yatıp gördüklerini anlatırken kullanması içindir.

Ağaç sırık yere sıkıca saplanır. Sabah güneş doğu ufuk çizgisinden yükselirken savaşçılar ağaç sırığa saldırırlar . Sembolik olarak silahlarla ve oklarla onu öldürürler. Keserler ve Güneş Dansı yapılacak yere getirip sıkıca toprağa gömerler. Sırığı toprağa gömmeden önce üst çatal bölgesine yeni öldürülmüş buffaloya ait, kuyruğu üzerinde bulunan buffalo derisi konup , onun da üzerine üstündeki derinin bir bölümü sıyrılmış buffalo kafası sıkıca bağlanır. Buffalo kafası güneşe doğru çevrilerek sırık yere iyice sabitlenir. Yerle gök arasındaki bağlantıyı sağlayan ağaçtan yapılan sırık dünyanın merkezini sembolize eder
Tören ağacı ana dansçı ve kabilenin adamlarıyla hazırlanır. Ağacın çatalları kartal yuvasını sembolize eder. Kartal ruhlara yakın oturan ve onlarla sürekli iletişim halinde bulunan , bizim yakarışlarımızı Büyük Ruh Wakan Tanka’ya götüren mesajcıdır.
Kartal mesajcı olmasının yanısıra insana özgü özelliklere de semboldür. Cesur, hızlı ve çok güçlüdür. Bunlar bütün savaşçılarda bulunması gereken özelliklerdir. Çok uzakları görebilir ve herşeyi bilebilir. ”Bir kartal dünyanın bütün bilgeliğine sahiptir”
Kartal tüm tören boyunca insanların ruhlarla iletişim kurmasını kolaylaştırır, tören boyunca bir Crow kızılderilisine yetenekleriyle eşlik edebilir, onun geleceği görmesini sağlayabilir. Kartal tüyü hastalıkları iyileştirebilir. Büyücü Şaman tören sırasında elindeki kartal tüyünü kullanarak güneşin enerjisini hastaya aktarır ve onu iyileştirebilir.
Buffalo Güneş Dansının temelini ouşturur. Güneş Dansının buffaloyla ilişkilendirildiğini açıklayabilecek değişik hikayeler vardır. Shoshone yerlileri buffaloya dokunan kişinin mutlu olacağına, hayatında herşeyin yolunda gideceğine inanırlar. Törende buffalo yemek, buffalo şarkıları söyleyip buffalo dansı yapmak çok yaygındır.
Tören ova kızılderililerinin yaşamı için buffaloların nasıl bir zorunluluk olduğunun açık bir göstergesidir. Buffalo yaşamı sembolize eder çünkü buffalo kızılderilinin yaşaması için herşeydir. Ova kızılderilileri buffaloyu beslenmeleri, giysileri, barınakları, çocuklarının oyuncakları dahil olmak üzere her türlü eşyalarını yapmak için kullanıyorlardı. Kızılderililerin yaşamı buffalolarla sıkı sıkıya bağlıydı. Güneş Dansı buffaloya bir şükran töreniydi.
Cheyenne kızılderilisi buffalonun güneşle ilişki içinde olduğuna inanır.
Lakota kızılderilisi törendeki sırığa karşı konan kuru bir buffalo penisinin dansçının erkeklik gücünü artırdığına inanır.
Lakotalılar öldürülen buffalonun kendi kemiğinden yeniden meydana geldiğine inanırlar. Hayvanların ve insanların ruhları onların kemiklerinde bulunur.
Tören süresince buffalo kafası değişime uğrar. Ona cömert davranmak için ağzına ve burnuna ot, çim parçaları doldurulur. Amaç insanlar için buffaloyu sağlıklı kılmaktır. Öte yandan otlar buffalonun yeniden yaşamasını sağlayacaktır. Eğer ot olmazsa buffalo yaşayamaz.
Güneş dansı boyunca buffalo ve insanların birbirinden ayrılamaz beraberliği sembolize edilir. Buffalo yalnız vücutları için gerekli değildir. O kutsaldır da. Buffalo yakalamaya çalışan avcının , avcıların yaptıkları canlandırmalardan oluşan tören her aşamasında buffaloya şükran doludur.
Savaşçılar bazen kendi vücutlarına eziyet ederek özverinin en büyüğüyle teşekkürlerini sunarlar. Dansçı çeşitli kemik ve tahta parçalarını vücuduna iliştirir. Diğerleri onları koparırcasına çeker.(bazen savaşçının vücuduna tutturulan bu kemikler yere saplanmış gergin sırığa iple bağlanır ve gergin sırık kemikleri çeker.) Bu çok acı vericidir. Bu kendini zorlama yeniden doğmayı sembolize eder. Vücudun duyduğu acı ölümdür ardından yeniden doğuş gelir. Dansçı zihinsel , ruhsal ve bedensel olarak yeniden dünyaya gelir. Tören bittikten sonra dansçı yatağına yatar ve tören sırasında bağ kurduğu mistik güçlerden aldığı bilgileri veya gördüklerini etrafındakilere anlatır .Onun gördükleri yeni bir şarkı , yeni bir dans biçimi veya gelecekle ilgilidir.


1904 de Amerikan Hükümeti Güneş Dansını yasadışı ilan ederek yasakladı. Birkaç kabile arasında daha sembolik, vücudun fazla zorlanmadığı bir tören biçimi süregeldi. Sonraları kızılderililer kültürlerini yeniden yaşatmak için Güneş Dansı’nı orjinal anlam ve biçimine kavuşturmaya çalıştılar.


SUN RİSE töreni (Apaçi Kadınının Ergenlik Töreni)
Geleneksel olarak her Apaçi kızının bir ergenlik töreni vardır yani bilinen adıyla “Gündoğumu Töreni”( na'ii'ees ). Bu törene bugün çok fazla sadık kalındığı söylenemez. . Ne yazık ki her geçen gün daha fazla Apaçi genç kızı bu tören olmadan ergenliğe geçmektedir. Hristiyan misyonerlerin etkisiyle genç kızlar bu törenin önemini kavrayamamaktadırlar. İkinci bir nedense bu törenlerin maliyetinin yüksek olmasıdır. Çünkü her genç kız için ayrı tarihlerde yapılmasının gerekmesi maliyeti artırmaktadır Genellikle tören harcamaları sponsor bir aile tarafından karşılanır. Bu tören kaynağını “Değişen Kadın “ mitolojisinden almaktadır.

Değişen Kadın” mitolojisi:
“Na'ii'ees” töreninin çıkışı bu mitolojiye dayanmaktadır. Buna göre uzun yıllar önce Değişen Kadın yalnız yaşıyordu. Birgün o güneşle birleşti. Bu birleşmeden Batı Apaçi kültürünün en önemli kahramanı olan “Naye' nazgháné(Kötülerin düşmanı), meydana geldi. . Bu birleşme olayından 4 gün sonra değişen kadın Water Old- Man’a hamile kaldı. Sonra “Túbaadeschine “(yaşlı su adam)doğdu. Bu iki güç Apaçi inanışlarına göre Apaçilerin ihtiyaç duyduğu tüm bilgileri onlara verirler. “Naye' nazgháné “ve”Túbaadeschine “yeterli erişkinliğe geldikleri zaman dünyayı kötü güçlerin elinden kurtardılar.
Mitolojiye göre Değişen Kadın’ın yetenekleri sonsuza dek sürer. Yaşlanmaya başladığı zaman doğuya doğru yürür, saat yönünün tersine 4 kez döner ve gençliğini yeniden elde eder. Değişen kadının güçleri Büyücü Şaman’ın yardımı ve söylenen duaların eşliğinde genç kıza geçer. Bu güçler törenden sonraki 4 gün boyunca genç kızda kalır. Dolayısıyla genç kız törenden sonraki 4 gün boyunca değişen kadının temsilcisi gibidir. Hastaları iyi edebilir, yağmurları getirebilir.

Tören Hazırlığı:
na'ii'eesden bir gün önce dans edilecek alanda 4 bölge tesbit edilir. Bunlardan birincisi buhar banyosu için ayrılan alandır. Burada törene yardım edecek akraba erkekler durur. Büyücü Şaman’a iki akraba erkek tören hazırlıklarında yardımcı olur. Tören için bir geyik derisi, kartal tüyü, battaniye ve benzeri bazı malzemeler gereklidir. Büyücü Şaman yardımcılarıyla beraber bunları yerleştirir.
niláá'ikaadenen ikinci hazırlık aşaması yemek vs ile ilgilidir. Bu bölümde hediyeler verilir.
bikee'ilzéébölümü hazırlığın üçüncü ve son aşamasıdır. Büyücü Şaman genç kıza törende giyeceği giysisini kısa bir törenle verir.
Genç kız törenden önceki gece özel tören giysisi ile dans eder.

Törenin Yapılması:
Tören7 aşamadan oluşur
Her bir bölüm başladıktan sonra Büyücü Şaman’ın yönettiği şarkılar (dualar) la sona erer.
1. Bölüm
Törenin birinci bölümünü adı “bildeenilkéé “dir. Ergenliğe giren genç kız geyik derisinin üzerinde yardımcıları eşliğinde dans eder.
2. Bölüm
İkinci bölümün adı “niztah” dır. Genç kız danstan sonra dizüstü oturur ellerinin avuçları karşıya bakacak biçimde omuz hizasına kadar kaldırarak ve kafasını bir o yana bir bu yana sallayarak yeniden şarkı söylemeye başlar.
3. Bölüm
bu bölümün adı “Niztii” dır. Bu bölüm yere hayvan postunun üzerine yüzükoyun uzanmış olan genç kızın omuzlarına, sırtına ve bacaklarına yapılan güçlü bir masajı içerir.
4. Bölüm
gishshizhaahá bidaa leedilyeediye adlandırılan bu bölümde genç kız yere serili olan postun etrafında 4 kez koşarak döner. Bu 4 kez dönme çocukluk, gençlik, kadınlık ve yaşlılık olmak üzere kadının yaşamındaki 4 evreyi temsil eder.Daha sonra genç kız doğu, güney, batı ve kuzey yönlerine doğru koşar. Bu mesafe genç kızın kendini yorgun hissetmeyeceği uzaklıkta olmalıdır.
5. Bölüm
kéni naayiziid adıyla bilinen bu bölümde büyücü şaman şeker, mısır taneleri, palamutlar, bozuk paralar ve buna benzer şeylerle dolu bir sepetle gelir ve bunu genç kızın kafasından boşaltır. İzleyiciler genç kızın kafasından dökülenleri kapışırlar.
6. Bölüm
baana'ildihdenilen bölüm kutsamayı içerir. Büyücü Şaman kutsal çiçek tozlarıyla genç kızı kutsar , çevredekiler de ona armağanlar verir.
7. Bölüm
jiih' ilkee “denen bu son bölümde genç kız derinin üstünden toprağa adım atar ve ana yönlere doğru battaniyeleri fırlatır. (kuzey. güney, batı, doğu). Bu törenin sonu demektir.
Apaçi genç kızının vücudunun bir çamurla örtülmesi de bu törenin parçalarındandır.Fakat Federal Hükümet bunu sağlıksız olduğu gerekçesiyle yasaklamıştır.Toprağın yerine sağlıklı olduğu ileri sürülen yeni bir malzeme kullanma zorunluluğu getirmiştir. Pek çok kızılderili toprak yerine bir başka malzeme kullanmayı reddettiğinden törenler çoğu zaman bu bölüm olmaksızın yapılmaktadır.
 

Pocahontas

Kayıtlı Üye
Katılım
16 May 2009
Mesajlar
102
Tepkime puanı
8
Eski bir kızılderili Duası (Türkçe ve Yerli dilinde)
Ey Büyük Ruh
Sesini rüzgarlardan işittiğim,
Bütün Dünyaya yaşam nefesini veren, duy beni!
Ben küçük ve güçsüzüm, Senin bilgeliğine ve gücüne ihtiyacım var. .
Güzellikler içinde yürüyeyim ve gözlerim güneşin kırmızısını, günbatışının morunu hiç görmediği gibi görsün.
Ellerim senin yarattığın herşeye saygılı davransın ve kulaklarım senin sesini duyacak kadar keskin işitsin.
Beni bilgili yap ki insanlarıma öğrettiğin şeyleri anlayabileyim.
Senin her kayaya her yaprağa gizlediğin sırları öğrenebileyim
Güçlü olmaya çalışıyorum ama kardeşlerimden değil, en büyük düşmanıma karşı kendime karşı.
Beni daima temiz ellerle ve güçlü gözlerle sana gelmeye hazır et.
Gün batımının solgunluğu gibi benim de yaşamım solup bitmeye başladığında ruhum seni utanmadan ziyaret edebilsin.

Gete-anishinaabe Anami'ewin
O'o gichi-Manidoo,
O'o ogondaamaan noodinong,
Gaye o'o gamiigiwaad bimaadiziwin o'omaa akiing,
Noodawishin! Ni-dagaashinyi niniinamiz,
Ni-noodi gagwezoongadam gaye jinibwakaadiziyan
Bagidishin chi-babaamoseyaan,
Gaye ga'ojiminwedamaan,
Gaye ni-nishkiinzhig-oon chi-ganawaabadamaan,
Ga'ozhaawshkwaa miskaa ga'ini-bangishimood giizis.
Ozhi-ayaan ni-nijiin chi-gichi'enendamaan
Gakinagego ga-ozhitoowin,
Gaye ni-taawaagan chinoodamaan gi-gondaagan.
Bagidishin chi-gikadamaan ashi gikinoo'amaawiidaa
Ga'izhigaadowin o'maa aniibiishing gaye asining.
Ni-gagwezoogadam gaawiin chi-gagwa'odaawag nisayenh,
Onjida betoo niin chi-miigaanoodizoyan,
Giishipin nishkaadenidizoyan.
Ozhi-ayaa'ishin apane chi-ozhitaayaan,
Gibe ayaa'an dago-gibininjiyaan,
Gaye izhigwayak chi'inaabiyan.
Izhi-onji-bimaadiziwin agonaagwad,
Ga-ani'izhi-agonaagwad gi-bangishimood giizis
Gawiin awiya chi-wiinaanimaad,
O'jichaagoon anitaagoshininid.


Pow-Wow
Pow-wow yerlilerin biraraya gelip tanıştıkları, dostluklarını yeniledikleri şarkıların söylendiği, dansların edildiği bir törendir. Pow –Wow adıyla bilinen bu tören Kızılderili dinsel inançlarının en önemli törenlerinden biridir. Ruhların tören alanına indiğine ve dansçılarla birlikte dans ettiğine inanılır. Ama ruhları herkes göremez, yalnızca bazı insanlar görür. Görenler bu bilginin onlara kartalın nefesiyle ulaştığını söylerler. Bir grup davulun ritmik sesiyle birlikte şarkıcılar şarkılar söylerler ve ruhları çağırırlar. İki ayrı Pow-Wow töreni çeşidi vardır.
Bunlardan bir tanesi Yarışma Pow-Wow’udur. Burada dansçı kendi yaş ve kategorisinde diğer dansçılarla yarışır. Aynı zamanda davul çalanlarda kendi aralarında yarışmaktadır. Kazanan dansçı Şampiyon Dansçı ünvanı alır. Kazanan grupta Şampiyon Davul grubu ünvanını alır.
Yarışmalı Pow-Wow’a hazırlık , törenin yapılacağını önceden ilan etmekle başlar. Tören hazırlıkları arasında ziyafetlere hazırlanmak, konuklara, yaşlılara, dansçı ve şarkıcılara verilecek hediyelerin hazırlanması ve törenin yapılabilmesi için gerekli küçük kulübelerin ve alanın düzenlenmesi vardır. Bu alanlardan birincisi tabanı sedir ağacıyla döşenmiş, tavanı söğütlerle örtülmüş, yan duvarları olmayan bir çardaktır. Şarkıların söylendiği yerdir ve ev sahibi kabileye ya da kişilere aittir. Yüzyıllardır bu gelenek nesilden nesile aktarılmıştır. Diğer kulübe kabilenin yaşça büyük olan erkekleri (Yaşlı bilgeler) için hazırlanır. Onlar için dizayn edilmiştir. Tören süresince yaşlıların rahat edebileceği bir yerdir. Yaşlılara hürmet gösterilerek onların uzun ve sıcak yaz günlerinde törenleri gölge bir yerde izlemesi sağlanır. Tüm hazırlıklar bitince herkes susar ve davullar çalmaya başlar. Davul sesini duyanlar törenin başladığını anlarlar.
Pow-Wow yerlilerin en yaygın ve en görkemli törenidir ve
atalarından kalan zengin mirasın yeniden güçlendirilmesidir. Bazılarına göre Pow-wow’un çıkış kaynağı Güney Ova Yerli kabileleri , bazılarına göre de Poncha’lardır. Pow-Wow şarkıcıları bu ritüelin en önemli öğesidir. Onlarsız Pow-wow yapılamaz. Dans yapılamaz. Dansçılar da törenin önemli bir diğer öğesidir. Pow-Wow şarkılarının çeşitli varyasyonları vardır. Bazıları savaşla, dinsel inançlarla ilgilidir, bazıları ise sosyal içeriklidir. Değişik kabilelerin katılmıyla gerçekleşen bu törende her kabilenin şarkıcıları peşpeşe şarkılarını söylerler. Ayrı dillerden ve çok eski dualardan oluşan bu şarkıların bazıları zamanla değişikliğe uğrayarak içindeki kelimeler kaybolmuş ezgiyle birlikte bir tür haykırma, mırıldanma ve benzeri gibi anlamlı sözcük içermeyen sesleri barındıran şarkı biçimine dönüşmüştür. Şu anda söylenmekte olan birçok Pow-Wow şarkısı anlamı olan kelimelere de sahiptir. Yerliler bunları sonraki nesillerine aktararak dilleriyle beraber varlıklarını devam ettirmektedirler.

Tören törenin yapılmasından haftalar önce komite tarafından kararlaştırılır. Tören yöneticisi ve Alan Yöneticisi ayrı ayrı Komite ile görüşerek görevlerini yerine getirirler. Organizasyonun pürüzsüz sürmesi bu ikilinin çalışmasına bağlıdır.
Pow-Wow Büyük Girişte başlar. Büyük Giriş insanların tören alanına girdiği yerdir. Bu yer yerleşim yeri ile tören arasındaki bir geçiş yeridir. Değişik kabilelerin bayrakları, Kartal asası, Pow bayrağı tören alanına. getirilir. Bayrak taşımak onur vericidir. O nedenle bayrak taşıyanlar özenle bu işte yeterli ustalığa sahip olanlardır. Bayrak taşıyan yaşlıların ardından diğer kabilelerin Şefleri , Prensesler , Yaşlılar, ve pow-wow organizasyonundakiler hiyerarşik bir sırayla yürürler. Erkek dansçılar yürümeye başlar, kadın dansçılar onların ardından yürür. Alana gelirler. Bir şarkı biter yenisi başlar. Bu şarkılar kabile bayraklarını ve bayrak taşıyıcılarını onurlandırmak içindir. Bir duadan sonra birkaç dans yapılır. (Round Dans-yuvarlak bir alan etrafında yapılan dans türü. )Bu danslardan sonra her kabilenin kendi şarkı ve şarkıcılarıyla katılımı başlar. Davul vuruşları eşliğinde danslar ve şarkılar sürer gider.
Pow-Wow kızılderili kabilelerini birleştiren bir işlev taşıdığı için beyazlar tarafından en çok engellenmek istenen törenlerden olmuştur.



Av Töreni

Yerli dini inancının temelini dünyadaki herşeye saygı göstermek oluşturur. Bu nedenle bir yerli yaşaması için tanrıların ona hediye ettiği avını bir tür dinsel törenle avlar. Kabilelere göre değişiklik gösteren av öncesi ve sonrası törenleri vardır. Törenin özünü avlanan hayvana ve onu veren büyük ruha teşekkürlerini sunmak oluşturur. Ova Yerlileri için Amerika Bizonu ya da diğer adıyla buffalo o kadar önemlidir ki öldükleri zaman göklerde bufaloların çok olduğu bir yerde iyi av yapmayı umarlar. Yaz sonları ve sonbahar başları bufalo avı için idealdir. Otlar büyüyüp yeşerdiğinde buffalolar kış için yağ depolamak zorunda olduklarından otlamaya gelirler.
Şaman ya da büyücü hekimin yardımları iyi bir av için en büyük gereksinimdir. O ruhlardan yardım isteyip buffaloların toplandığı yeri öğrenmezse yerliler buffaloları bulamazlar, bulsalarda av iyi geçmez. Sonbaharda ay ışığında ya da kamp ateşinin ışığında şarkıcılar, dansçılar ve davulcular gittikçe seslerini artırarak geç saatlere kadar törene devam ederler. Dansçılar danslarında buffaloların hareketlerini taklit ederler, vücutlarını siyah, kırmızı ve beyaz şeritler halinde boyarlar, kafalarında mask, ellerinde mızrakları ya da okları vardır. Av öncesi bufalo maskesi ve bufalo boynuzlu başlık takılır.
Cheyenne yerlileri ellerine bir çekirge alıp onun antenlerinin gösterdiği yönde bufalo ararlar. Komançiler eğer kuzgun kendi etrafında 4 kez dönüp uçarsa onun uçup gittiği yönde bufaloyu ararlar.
Sabah hava etrafı görecek kadar aydınlanınca avcılar atlara binerler. Buffalolara yaklaşınca sessizce beklerler. Saldırı için en uygun nokta seçilir. Avcıların herbiri hangi bufalonun kendi avları olacağına karar verir. Yay sol ele alınır. Ok sağ elin bütün kuvvetiyle çekilir. Okun çıkardığı ıslık sesi duyulur duyulmaz atlar buffalodan uzaklaşmalıdır. Buffalo boynuzlarıyla ölen atlar ve savaşçılar görülmedik şeyler değildir. Ya da avcıların kemiklerinin kırılması. Avdan sonra yetişkin kızlar ve kadınlar hayvanın derisini yüzüp, etlerini parçalarlar. Şaman hayvanın parçaları arasından dinsel obje olarak kullanacaklarını seçer. Buffalo beyaz ise onun postunun sihirli olduğuna inanırlar. Postunu alıp kutsal bir obje olarak saklarlar , etlerine ise asla dokunmazlar. Bazı kabileler ise beyaz bufaloyu avlamazlar. Bazen aksine durumlar olmakla birlikte genel olarak yerliler etine ve derisine ihtiyaç duymadıkları sürece hayvan öldürmezdi. Ama 1880 lerde ovalara gelen beyazlar ve askerler buffaloların otlaklarını işgal ettiler.Buffaloların yaşamaları zorlaştı. Ayrıca yerlilerin açlıktan ve soğuktan ölmesi için bilinçli olarak öldürüldüler. Sayıları süratle azaldı.


Calumet (Barış Töreni)
Calumet yani Barış Töreni kızılderili törenlerinin en tanınmışlarındandır. Kabile dışından olan kimselerle bir tür birleştirici işlev yerine getirir. Bu nedenle Avrupalılar yerlilerle ilk kontak kurduklarında yerliler özenle hazırlanmış bu törenle onları akrabalığa kabul ettiler. Bu törenlerde şölen verilir ve barış çubuğu (peace pipe) adıyla tanınan pipo ile tütün içilir. Calumet yalnızca beyazlarla yapılan bir tören değildir. Yerli kabileleri arasında dostluğu pekiştirmek için de yapılır.




Peach Seed Ceremony-Şeftali Çekirdeği Töreni

Quapaw insanları birbirine çok bağlıdır. Kabilenin yardıma ihtiyacı olan üyeleri diğer üyeler tarafından kollanıp ,korunurlar, ihtiyaçları karşılanır.Bu tören babasını kaybetmiş ve bakıma ihtiyaç duyacak yaştaki bir çocuğun sorumluluğunu yüklenme törenidir.Yani bir evlat edinme törenidir.Kabile yaşamı içinde kız veya erkek her çocuk için bir babaya sahip olmak neredeyse zorunluluktur.Eğer bir yerli çocuğu babasını kaybederse ona “Şeftali Çekirdeği” töreni yardımcı olur.Kabilenin bütün erkekleri bir daire çizecek şekilde otururlar. Öksüz çocuk (veya çocuklar) bu dairenin merkezinde oturur .Çocuğa bir şeftali çekirdeği verilir ve o çekirdeği daire oluşturacak biçimde oturmakta olan kabile erkeklerinden birisini seçip ona vermesini söylerler.Çocuğun şeftali çekirdeğini vermek için seçtiği kişi o çocuğu koruyacak, yetiştirecek ve onun yeni babası olacaktır.

The Green Corn Festival
(Yeşil Mısır Festivali)

Yeşil Mısır festivali mısırlar ilk sürgün vermeye başladığı zaman yapılır. Şaman ilahiler söylerken savaşçılar ellerinde bitki saplarıyla ateşin etrafında dönerler. 4 çadır sırığı tepelerinden birleştirilerek ateşin üstüne konur, ona takılan çömlekten mısırlar ateşe dökülür. Bu ilk mısırlar Büyük Tanrı’ya adanan mısırlardır. Mısırlar yanıp kül olduktan sonra bu küller gömülür ve yeni, büyük bir ateş daha yakılır. Bu yeni ateş artık şölen için pişirilecek mısırın ateşidir. Dans ve şölen başlar.
Shawnee insanları bu işte otorite kabul edilen bir kişi tarafından mısırların yenme zamanı gelmiştir denmediği sürece mısırlara dokunulmasına izin vermezler. Bunun bereketi kaçıracağına inanırlar. Mısırların bazıları olgunluğa eriştiğinde yetkili kişi artık Mısır Festivali yapılabileceğini söyler. İlk mısırlar törende yenmelidir. Törenden sonra ise herkes mısırla ne yapmak istiyorsa onu yapıp yiyebilir.
Bir başka Mısır Festivali daha vardır. Onun yapılma zamanı sonbahardır. Ve mısırın toprağa ilk ekildiği zamandır ama bu zamanda tören pek fazla yaygın değildir.
Hangi tür Mısır Töreni yapılırsa yapılsın mutlaka şarkılar söylenip danslar edilir.Amerika yerlilerinin yaşamında mısır bitkisi çok önemli bir yer tutar.O nedenledir ki mısır üzerine pekçok hikayeler ve mitolojiler vardır.Aşağıdaki hikaye buna bir örnektir


Mısır Kabuğu Bebeğin Hikayesi
Uzun yıllar önce üç mısır kızkardeşten birinin canı değişik birşeyler yapmak istedi.Ve mısır kabuklarından küçük ayakkabılar, yüzler , vücutlar yaptı. Mısırın püskülleriyle küçük insancıkların saçlarını yaparak onları tamamladı. İnsancıklar toprağın üzerinde duruyorlardı. Bu mısır insacıklar Iraquois kabilesine mutluluk ve kardeşlik getireceklerdi. Ama mısır kız bu küçük insanlardan bir tanesini olağanüstü derecede güzel yapmıştı. Bu güzel insancık ormanda gezerken su birikintisinde kendini gördü. Kendi güzelliği karşısında büyülendi, gururlu, kibirli, kendini beğenmiş biri oldu. Mutluluk getirmesi için yapılmasına rağmen insanlar onun bu davranışları yüzünden mutsuz oldular. Öyle ki Büyük Ruh onu uyarmak zorunda kaldı. O bu uyarıya hiç aldırmadı. Büyük Ruh mesajcıyla ona cezalandırılacağını bildirdi. Ceza olarak yüzünü kaldırdı. Ağzı olmadığından bir daha hiçbir hayvan ve kuşla konuşamayacaktı. O bütün dünyayı dolaşıp kendine yüz yapacak malzemeler arayacak, bulursa yeniden yüzünü yapabilecekti.Bu ceza ona gururu ve kibiri yüzünden diğer insanları mutsuz ettiği için büyük ruh tarafından verilmişti.
Bu hikaye Seneca sanatçılarından Bayan Snow tarafından anlatılmıştır.

Mısır kabuğu Bebeği hakında başka bir hikaye
İlk mısır kabuğu bebek Yaratıcı tarafından çok güzel bir yüzle onurlandırılmıştı. Yüzü o kadar güzeldi ki herkes ona hayran hayran bakıp birbirlerine “bak güzel yüzlü mısır bebek geçiyor” diyorlardı. Yıllar geçtikçe mısır bebek kendine daha fazla hayran olmaya başladı. Ona verilen bütün görevleri unutup gördüğü her su birikintisinde, nehrin sularında hayran hayran kendini seyretmeye başladı. O da diğer kabile üyeleri gibi çalışmalıydı, görevini yapmalıydı, fakat o kendi yüzünü seyretmekten işlerine bir türlü fırsat bulamıyordu. Onun bu ihmalciliğine kızan yaratıcı mesajcı baykuşu gönderip ona şu mesajı iletti. ”Artık dünyayı dolaşmaya başlayacaksın . Ama baykuş bu tembelliğinin cezası olarak uğruna bütün görevlerini ihmal ettiğin yüzünü alıp yeniden yaratıcıya getirecek. “Bu nedenle kızılderili kabileleri mısır kabuğu bebeğini yüzsüz olarak yaparlar.

Iraquois kabilesi mısır bebeklerin aileye ve kabileye birlik, huzur, barış getirdiklerine inanılırlar. Kibirlenmesin ve işlerini ihmal etmesin diye hep yüzsüz yaparlar

Bu yazı dizisi Nativearts'dan alıntılanmıştır.
 
Üst