"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Kişisel Gelişim Yalnız Yaşayan İnsanlar Neden Daha Güçlü?

gizemlidrn

Kayıtlı Üye
Yalnız insan güçlü insandır, önermesini ne kadar doğru buluyorsunuz? Tek başına yaşayanların daha güçlü olduğu görüşüne katılıyor musunuz? Yoksa o tek başına kalmışlığın acınası bir durumdan başka bir şey olmadığını falan mı düşünüyorsunuz? Evet mi? O zaman sıkı durun, çünkü sizin o sıcacık aile ortamlarına hasret kaldığını düşündüğünüz yapayalnız insanlar tek başlarına kalmakla belki de en doğru şeyi yapıyorlar.

Ekli dosyayı görüntüle 8910

Evet, bugün yalnız yaşamak, daha doğrusu tek başına olmak kişiyi neden daha güçlü hale getiriyor, bunun üzerine konuşacağız. Zira bildiğiniz gibi yalnız yaşayanların sayısı her geçen gün biraz daha artıyor. Hatta sayısal verilere göre konuşacak olursak size ülke nüfusunun % 4’ünün, yani yaklaşık 3.1 milyon insanın tek başına yaşadığını söyleyebilirim. Ama bu üzülecek bir durum değil! Çünkü ne kadar yalnız yaşayan insan, o kadar güçlenen birey demektir!

Evet, yalnız yaşamak insanı güçlü kılıyor diyorum. Ve ısrarla yalnızlık büyütür ama sonra çürütmez (İlkay Akkaya’nın Acının Rengi isimli şarkısından dilime dolanan bir çift söz) diyorum. Peki, sizce neden bu kadar kesin konuşuyorum? Yalnızlığın insanı güçlendirdiğini neden bu kadar inanarak savunuyorum? Çünkü ortada inkar edilemez bazı gerçekler var. Düşündüğümüzde yalnızlığın insana “ben yaparım, yeterliyim, bunu da başarırım” gibi cümleler kurması için bir sürü fırsat sunduğunu görebiliriz. Yalnızlık herkesin başa çıkamayacağı kadar ağır ama bir o kadar da keyifli bir serüven! Hala mı ikna olmadınız? O zaman gelin; alt başlıklara geçelim ve yalnız yaşayan insanlar neden daha güçlüdür birlikte öğrenelim.

Sevdiklerinizle Daha İyi İletişim Kurarsınız!

Ekli dosyayı görüntüle 8911

Çünkü sürekli onlarla birlikte değilsiniz! “Yediğim içtiğim bir” durumunu yaşamıyorsunuz. Bu nedenle de onları özlüyor ve görüştüğünüzde doya doya hasret gideriyorsunuz. Birbirinize anlatacak sayısız şey buluyor, her gün birbirini gören aile üyeleri gibi yan yana ama ayrı dünyalarda olmak zorunda kalmıyorsunuz. Kısacası; yalnız yaşadığınızda sevdiklerinizle çok daha iyi iletişim kuruyorsunuz. Bu nedenle de kendinizi mutlu ve güçlü hissediyorsunuz. Yalnız yaşamanın avantajlarını sonuna kadar yaşıyorsunuz.

Ne Kadar Yetenekli Olduğunuzu Anlarsınız!

Ekli dosyayı görüntüle 8912

Yalnız yaşamak sizi neden daha güçlü hale getiriyor, biliyor musunuz? Çünkü tek başına kaldığınızda normalde kullanmadığınız bir sürü yeteneğinizi kullanmaya başlıyorsunuz. Hatta beceriksiz mi beceriksiz olduğunuzu düşündüğünüz alanlardaki yeteneklerinizi keşfetme fırsatı buluyor ve “vay be ben neymişim” diyerek göğsünüzü kabartıyorsunuz. Yalnız insan psikolojisi aynı zamanda rahatlık getirir. Özgürlük hissi yaratır.

Mesela; ailesiyle birlikte yaşarken bardağını lavaboya bile koymayan pek çok erkek; yalnız kaldığında aslında gayet güzel yemek ve temizlik yapabildiği gerçeğiyle karşılaşıyor. Ya da açılması gereken bir kavanozu her eline aldığında “anne, baba, abi, abla, aşkım…” diye seslenen sayısız hemcinsim gerektiğinde çivi bile çakabiliyor olduğunu görüyor. Uzun lafın kısası; yalnız yaşıyorsanız, bilmediğiniz ne kadar çok yeteneğiniz olduğunu görme şansına da sahip olursunuz.

Başkalarının Hayalini Kurduğu Yalnızlığın Keyfini Siz Sürekli Yaşarsınız!

baskalarinin-hayalini-kurdugu-yalnizligin-keyfini-siz-surekli-yasarsiniz.gif


Hani akşam eve gidip kafanızı dinlemek istersiniz ya! Çayınızı, kahvenizi alıp sessiz sedasız oturmak! Yorucu bir günün ardından güzel bir duş alıp televizyonun karşısına geçmek! Ama evin diğer bireyleri bu gayet olağan olan isteklerinizi gerçeğe dönüştürmenize bir türlü bitmek bilmez buyruklarıyla izin vermez.

Hiç susmayan telefonları, ikide bir banyonun kapısını tıklatmaları, odanıza gelip kitap keyfinizi hiç etmeleri, film izlemeye çalışırken olaydan zevk alırmış gibi durmadan bir şeyler sormaları ve benzerleriyle yalnızlığın tadını çıkarmanıza izin vermezler. Bu da sizin gereken gücü toplayamamanıza neden olur. Nitekim evde sizden başka birilerin daha olması genellikle yeteri kadar dinlenememeniz anlamına gelmektedir.

Oysaki yalnız yaşayanlar için böyle sorunlar söz konusu bile değildir. Çünkü onlar pek çok kişinin hayalini kurduğu yalnızlığın keyfini doyasıya çıkartabilirler. Örneğin; akşama kadar eşek gibi çalışsalar da mesai bittiğinde günün yorgunluğunu bir güzel atacaklarını bilirler. Başkaları gibi yaptıkları planların birileri tarafından suya düşürülmeyeceğinin farkındadırlar. İsterlerse; bütün akşam film keyfi yapar, isterlerse de upuzun bir banyodan sonra öylece bornozla kendilerini kanepenin üzerine bırakabilirler. Terliklerini istedikleri yere koyar, müziğin sesini canlarının istediği kadar açarlar. Saat fark etmeksizin yiyip içerler. Kısacası istedikleri her şeyi yapabilirler. Zira onlar yalnız yaşamanın bu mükemmel avantajını sonuna kadar kullanırlar.

Kendinizden Kaçamaz ve Hatalarınızla Yüzleşirsiniz!

Ekli dosyayı görüntüle 8913

Yalnız yaşamıyorsanız; düşünmek ve kendinizle başbaşa kalmak için pek fırsatınız kalmaz. Çünkü eve gider, yemek yer, ortalığı toparlar, evin diğer üyeleriyle konuşur ve nihayetinde pestiliniz çıkmış bir vaziyette kendinizi yatağa atarsınız. Diğer bir deyişle; kendinizden dilediğiniz kadar kaçabilirsiniz. Ancak yalnız yaşadığınızda kendinizden kaçmanız için fırsatınız olmaz. İsteseniz de istemezsiniz de bir başınıza kalır ve hatalarınızla yüzleşirsiniz. Yani istediklerinizi çok daha net görür, başarılarınızı ya da başarısızlıklarınızı daha iyi ölçüp tartar, kısacası kendinizi bol bol sorgularsınız. Bu da sizi hep daha iyisine ulaşmanız için teşvik eder. Çünkü sessizliğin içerisinde tek başınıza kaldığınızda farkındalığınız zirveye ulaşır.

Korkularınızın Üstesinden Gelmeyi Öğrenirsiniz!

korkularinizin-ustesinden-gelmeyi-ogrenirsiniz.gif


Kim ne derse desin; yalnızlık kişiye pek de hoş şeyler ifade etmeyen bir kelimedir. Diğer bir deyişle, çoğu kişi yalnızlıktan, yalnız kalmaktan korkar. Hatta yalnız yaşamaktan asla vazgeçemeyeceğini, yalnızlığı deli gibi sevdiğini söyleyen kişiler bile içten içe bunun korkusunu yaşamaktadır. Sonuçta; yalnız yaşamak yalnız yaşamaktır. Pek çok sorunla bir başına mücadele etmek, sayısız sorumluluğu bir başına üstlenmek, kısacası hayatın yükünü bir başına sırtlanmaktır. Kaldı ki bu dediklerim; daha soyut olan korkular. Yalnız yaşamanın kişiye yaşattığı diğer korkular da var!

Mesela; evin diğer odasından tıkırtı geldiğinde, yanınızda hiç kimsenin olmaması! Yataklara düştüğünüzde size bakacak hiç kimseyi bulamamanız! Gecenin bir yarısı çalan telefonunuzdan garip sesler duyduğunuzda hissettiğiniz korkuyla tek başınıza uykuya dalmak zorunda olmanız! Kapınıza dayanan yabancı birinin ısrarla zili çaldığı anda yaşadıklarınız! Korku filmi izledikten sonra bütün ışıkları açıp “neden bunu izledim ki” diyerek uyumaya çalışmanız! Elektrikler kesildiğinde karanlığın ortasında bir başınıza kalmanız! Gibi gibi korkular! Evet, emin olun yalnız yaşayan insanlar öyle hiçbir şeyden korkmayan insanlar değiller! Onların da korkuları var ama yalnız yaşamak korkuların üstesinden gelmeyi gerektirdiği için onlar bu konuda da diğerlerine açık ara fark atmayı başarıyorlar.

Sorumluluk Sahibi Olmak Ne Demek Yaşayarak Öğrenirsiniz!

Ekli dosyayı görüntüle 8914

Yukarıda da söylediğim gibi! Yalnız yaşıyorsanız, sorumluluk alma konusunda da oldukça iyisinizdir. Bu da sizi her geçen gün biraz daha güçlü hale getirir. Çünkü koca bir evi tek başınıza çekip çeviriyor, kendi paranızı kazanıyor, bir başınıza hayata meydan okuyorsunuzdur. Evinizdeki ampulü değiştiren kişi de siz, yemek yapıp bulaşık yıkayan kişi de siz oluyorsunuzdur. Kısacası; her işinizi tek başınıza hallediyorsunuzdur. Zaten istemeseniz de bunu yapmak zorundasınızdır. Zira sorumluluğu üzerine yıkıp ortalıktan kaybolabileceğiniz birileri yoktur. Uzun lafın kısası sevgili okur; öyle ya da böyle elinizi taşın altına sokmak durumunda kalır ve sorumluluk sahibi olmak ne demek yaşayarak öğrenirsiniz.

Hatalarınızdan Ders Çıkartırsınız!

hatalarinizdan-ders-cikartirsiniz.gif


Yalnız yaşıyorsanız güçlüsünüzdür çünkü hatalarınızdan ders çıkarmayı bilirsiniz. Hem bütün sorumluluk üzerinizde olduğu için hem de kendinizle başbaşa kalmaya fazlasıyla zamanınız olduğu için yanlışlarınızı daha net bir şekilde görürsünüz. Başarısızlıklarınız üzerine detaylıca düşünür, “neden böyle oldu, burada hatam neydi, acaba şöyle yapsaydım böyle mi olurdu” gibi sözlerle kendinizi sorgulayarak hatalarınızın farkına varıyorsunuz. Her defasında biraz daha güçleniyor, her defasında biraz daha öğrenerek gücünüzü arttırıyorsunuz. Farkında olmadan yaptığınız hataları bile sorgulamaya fırsat bulabilirsiniz.

Daha Doğru Kararlar Alırsınız!

daha-dogru-kararlar-alirsiniz.gif


Çünkü hatalarınızdan ders çıkarmayı biliyorsunuz. Ayrıca arkanızı toplayacak birilerinin olmadığını görüyor ve bunu düşünerek daha doğru kararlar almak için çaba harcıyorsunuz. Verdiğiniz kararların sizi ne kadar etkileyeceği üzerine detaylıca düşünüyor, attığınız adımların karşınıza ne gibi sonuçlar çıkarabileceği üzerine kafa patlatıyorsunuz. Tek başınıza olduğunuz için daha başarılı kararlar alıyorsunuz. Zira suçu atabileceğiniz birileri olmadığının farkındasınız ve yaptığınız şeyden iyi ya da kötü bir tek sizin etkileneceğiniz gerçeğini gayet iyi görüyorsunuz.

Paranızı Çok Daha İyi Yönetirsiniz!

paranizi-cok-daha-iyi-yonetirsiniz.gif


Yalnız yaşamak insanı neden güçlü kılar, sorusunun bir diğer cevabı da bu! Çünkü yalnız yaşıyorsanız, paranızı yöneten tek kişi de sizsiniz demektir. Bütün faturaları ödeyecek, alışverişi yapacak her şey ile tek tek uğraşacak kişi sizsiniz. Diğer bir deyişle; kazandığınız parayla hem geçiminizi sağlamak hem de özel ihtiyaçlarınızı karşılamak zorundasınız. Hatta belki de tüm bunların yanı sıra bir de kenara para atacaksınız. Sonuçta; bütün sorumluluk size ait! İşte bu nedenle de paranızı daha iyi yönetmeye başlarsınız. Belki ilk başlarda maddi konularda sorun yaşarsınız ama tecrübe kazandıkça kişisel finans hususunda gayet doğru kararlar alırsınız. Elinize geçen parayı gayet güzel idare etmeyi öğrenirsiniz.

Öte yandan; yalnız yaşama şansı olmayan kişiler için bu durum pek geçerli değildir. Tamam, ailesiyle, sevgilisiyle ya da arkadaşıyla birlikte yaşayan kişiler arasında da parasını akıllıca yönetenler var, elbette bunu biliyorum. Ama birileriyle yaşayanlar genellikle diğerlerine güvendikleri için para yönetimi konusunda pek başarılı olamazlar. Çünkü sıkıştıkları zaman hemen yanına koşacakları bir anneleri, babaları ya da ev arkadaşları vardır. Zaten faturaları ödemek falan da onların işi değildir. Tek yaptıkları para kazanmaktır. Ardından kazandıkları parayı bir başlarına harcamaktır. Kısacası; yalnız yaşayan insan güçlü insandır çünkü onlar nereye, ne kadar para harcayacaklarını çok iyi bilirler ve genellikle parasal sıkıntı yaşamazlar.

Ve Ne Kadar Güçlü Olduğunuzu Daha Net Görürsünüz!

ve-ne-kadar-guclu-oldugunuzu-daha-net-gorursunuz.gif


Evet, yalnız yaşamak insanı güçlü kılıyor çünkü pek çok konuda tek başınıza hareket ediyorsunuz. İstisnasız her işinizi kendi başınıza yapıyor, birilerine sırtını yaslamadan yaşamanın ne demek olduğunu açık ve net biçimde anlıyorsunuz.

Bütün sorumluluğu üstleniyorsunuz. Korkularınıza yenik düşmemeyi öğreniyorsunuz. Sevdiklerinizle çok daha başarılı ilişkiler kuruyorsunuz. Paranızı daha iyi yönetiyorsunuz ve sürekli tecrübe kazanarak daha doğru kararlar almaya başlıyorsunuz. Kısacası yalnız yaşamanın bütün avantajlarından faydalanıyorsunuz. Bunlar da doğal olarak yalnız yaşamakla ne kadar güçlendiğinizi anlamanıza yardımcı oluyor.
 
Güçlü olmanın yalnız yaşamakla ilgili olduğunu sanmıyorum.Güçlü insan her halükârda güçlüdür.
Benim yalnız yaşayan insanlarda tespit ettiğim şey, sert görünümlü ve aynı zamanda hayata normalin üstünde ciddiyet ve katılıkla yaklaşan insanlar olmalarıdır.
Yetişkinlikte yalnız yaşamaktan değil kastım.Küçük yaşta ailesinden uzakta yatılı okullarda büyüyen ve çalışma hayatına atıldıktan sonrada yalnız yaşayan insanlardan bahsediyorum.Bunun sebebi bence ,hayata karşı daha çocuk yaşta kendilerini yalnız görmeleri ,onları taş gibi sert yapıyor.Ancak bu "güç" değil,bu hayata karşı tek başına dik durmaya çalışmanın verdiği kızgınlığın dışa yansıma şekli.
 
Yalnız yaşayan daha güçlüdür diye bir şey yok ayrıca her kişinin güçlü olduğu yada olmadığı alanlar vardır,yalnız kalmak kendini daha iyi tanımaya neden olabilir,ilişkiler çoğu zaman yapay ve yüzeysel olduğundan üretken olabilmek hem birlikte olmaK kadar yalnız kalmayada ihtiyaç var.
 
İstatistiksel verilerin neye göre bulunduğunu geçtim resmen yalnız yaşayan birisi kendini avutmak (kendine yediremediği) için bu kadar paragraf yazmış. Yalnız insanlar yalnızlıklarıyla övünmezler. Tamam yalnızlık kötü bir şey değil de ama bu kadar övünülecek bir tarafı yok.
 
Yıllardır yalnız yaşıyorum. Böyle kendini kandırmışlık görmedim. İnsan insana muhtaçtır. Yalnızlığımla övünmedim hiç. Başarılı insanın işe ayırdığı zamanı ve çabasını yalnızlık olarak tanımlıyorsanız yanılıyorsunuz.Kimse yalnız olmak istemez . Bazen hayat şartları, bazen çevresindeki uyuşmadığı insanlar ya da uyuşamayan insanlar yalnız kalır. Yalnızlığı seçen kimse de ya şartlardan ya da kendinden kaçıyordur. O çok yalnızlığıyla övünen insanın(!) aynı zamanda içindeki masum çocuk: "Beni de sevin." diye ağlar. Kimse kendini kandırmasın.
 
Yalnız insan güçlüdür çünkü başka çaresi yoktur.İnsan bulunduğu duruma karşı devamlı bağışıklık kazanır.Aslında burada güçlü olmak ve güçsüz olmak yoktur herkez yaşadığı hayatın anına göre strateji geliştiriyor.Olan bu.Ben yalnızım ve güçlüyüm demek kişinin biraz kendini kandırması gibi gözüküyor.
 
Yalnızlığın güzel taraflarıda yok değil tabiki var.Yalnızlık bir defa insanın sessizleşip, iç sesine kulak vermesidir.Huzurdur,dinginliktir.Herşeyin bir iyi yanı olduğu kadar yalnızlığında var.Bu yazıdaki anlamsızlık,yanlızlığın dünyanın 8. harikası gibi gösterilmesi.
 
Yalnız olmadan da güçlü olabiliriz.Hayatta sevdiklerimize gerçekten saygıyla yaklaşırsak hiç bir şeyin tadı kaçmaz,ilk günkü gibi olur.Tabi ki bu kendi düşüncem.Fakat yalnız kalan insanlarda gözlemlediğim bir şey var oda egolarının biraz baskın olması.Genel olarak konuşmuyorum fakat karşıma çıkan insanlar öyleydi malesef...Diğer bir yandan bakar isek gerçekten yalnızlık insanın iç dünyasına dönmesini ve huzurlu bir hayat yaşamasını sağlar.İşin zor yanı bunu diğer insanlarla birlikte yapabilmektir.Çünkü hayattan kaçamayız elinde sonunda bir şekilde bizi insanlarla olmaya zorlayacak ve açığımızdan vurup,bizi daha sağlam yapmaya çalışacaktır.Tabi ki bunların hepsi benim düşüncem.Sağlıcakla kalın.:)
 
yalnızlıgı dıbıne kadar yasayan bırı olarak su kadarını soyleyebılırım. Güclü felan degılız aslında. Hayatın sıllesını kalbıne dıbıne kadar yemıs yalnız kalmıs yada yalnız kalmayı tercıh etmısız. O guclu tavırlar aslında bırdaha kımseye yenılmeyecek kadar battıgımız ıcın :) gercı bu da bır guç bırdaha yenılmemek :) Tabı kendımden yola cıkarak soyluyorum bunu mutlu ınsan kalabalıktır dıye bır kaıde yok ama yalnız ınsan bırdaha asla gecmısı kadar mutsuz olmayacaktır.. Dedıgım gıbı tek gucumuz bu
 
Kısacası yalnızlık insanın kendini tanımasının en güzel yoludur. Yalnız insan güçlü insan felan değildir bana göre sadece kendini tanıdığı için ne yapması gerektiğini bilir. Böylece kendine en uygun ve doğrusunu daha rahat seçebilir.
 
Rainer Maria Rilke okuyun. Yalnızlık daha doğrusu kendini her fısatta kaosun içine atmak derdini 100 kişiye anlatmak hiç yalnız kalmamak fazla televizyona bakmak fazla internette takılmak...bunların hepsinde az da olsa bir yüzleşme korkusi vardır...Müzikte bir eserin kalitesi sadece mevcut olan değil mevcut olmayan sessiz notalara daha çok bağlıdır. Daha yeni yapılmış bir deneyde kuantum fizikçiler boşluktan bahsediyor. Diyorlar ki boşlukta bizim gerçeğilizden milyonlarca kat daha fazla bilgi var...Bir artist bir yaratıcı bir majisyen bir usta bir bilimadamı hep yalnızlıktan boşluktan hiçlikten esinlenmiştir....
Hep yalnızlık taraftarı değilim ama insanın bazen kendi "çember" ine çekilmesi gerekir.
Bu connection diye maji çevrzlzrinde çok ele alınan hafiften transsal bir farkındalık yaratır...yani bağlanırsınız kaynağa...piller şarj olir...yeni fikirler doğar...Çhi enerjiniz yükselir...
Dediğim gibi Rainer Maria Rilke herşeyi anlatmış genç şaire mektuplar kitabında....
 
Bence yalnızlık bir mecburiyet değil, tercih olduğu zaman güzel. Ama tabi bu uzun süreleri kapsayan bir yalnızlık olmamalı. Yalnız yaşamak, gün içinde birkaç saat yalnız kalmak yada haftada bir gün yalnız takılmak, yalnız başına belirli aktiviteler yapmak kesinlikle güzel. Ama neticede insanız ve sosyal varlıklarız. Bu yüzden çevremizde beraber vakit geçirip, paylaşım yapabileceğimiz insanlar olması gerekli. Kısaca her şeyde olduğu gibi yalnızlıkta dozunda olunca anlamlı ve özel.
 
Yalnız insan daha güçlü değil, daha güçlü görünüyor sadece.. çünkü ağladığımızda göz yaşlarımızı silen kimse yok, korktuğumuzda yardım alabileceğimiz, hastalandığımızda bakacak birisi olmayınca mecbur kendi yaramızı kendimiz sağaltıyoruz, kan kussak da kızıl şerbeti içtik diyoruz o kadar.. diğer insanların yaşadığı acziyetler hepsi ve daha fazlası bizde de mevcut.. güzelleme yapılacak bir durum değil yani.
 
Yalnız yaşayan insanlar daha güçlü değil. Daha güçsüzler.

Yalnızlığı tercih etmek, kendini içten ve derinden onarıp yeniden kolektife katılman için önerilir. Kolektife hiç katılmama kararı almak yaratılış kodlarına çok terstir. Gerçek anlamda bir evren restleşmesidir. Peygambere bile ne diyor ayet ? Ey örtüsüne bürünen (ayet)! Bu kadar yalnızlık yeter diyor. Artık tam konsantre ve inisiyesin diyor. Pasif süreç bitti artık aktif süreçte olmalısın diyor.

İnsanlar seni kırabilir. İnsan ilişkilerinde tekrar eden sorunların olabilir. Kişisel alan bilincin olmayabilir. Hiç oluşmamış olabilir. Verip alamadığın için tükenişlerle son bulan bir kronik yorgunluğun da olabilir insanlara dair.

Yalnızlık; hatalı kodlarını bir bir, ilmek ilmek düzelt diye var. Sorunun kaynağına inerken, kendinle hesaplaşırken, belki hüngür hüngür ağlarken, belki dağlara taşlara haykırırken konsantre olabilesin diye var. Kimse senin en hassas ve savunmasız halini ve bu halinin getirdiği dışa vurumları dışarıdan acımasızca yargılayamasın bir de onlarla extradan uğraşa diye var.

İnsanlara bir kere iç işlerinin kontrolunü hibe edersen artık kesinlikle köleleri olursun. Onlar da buna talip olurlar ve sana özel alan bırakmak akıllarına gelmez. Çaresizliğine şahit olan kişiler artık çocukları gibi görürler seni yani onlara göre senin kendi alanın olmasa da olur o an için. Çünkü zihnen bebek gibisin savunmasızsın ve telkine açık olduğunu her halinle belli ediyorsun. Misal , Bir kere seni ağlarken görseler hemen sana sorunlu gözü ile bakarlar Halbuki sorunu eritip akıtıyorsundur artık ama ertafında buna şahit olan ortalama bir insan varken süreci okuyamayabilir ve seni yargılar. Hatta seni ağlamaman için teşvik etmeye kalkabilir. Şifanı baltalayabileceğini bilmez. Buradaki kabahatin başlangıç noktası senin sahiplenende değil sendedir.

Şifanın başladığı nokta dışarıdan bakıldığında çok sancılı ve ızdıraplı gibi dursa da , kalben bir şeylerin doğru gittiğini hissediyor olman da paralel olarak gelen bir gerçektir. İşte bu konsantreyi yakalamak için bir müddet yalnız kalınabilir. Ama o yalnızlıkta köklenmek ve hayatına o şekilde devam etme kararı vermek kesin olarak bir uyuşturucuya dönüşecektir. Yaşamın kodlarını bu şekilde kıramazsın çünkü. Dünyaya bir şeyler vermelisin.



İnsanın güçlüsü etrafındaki insanlara tesir edebilip edemediği ile ölçülür. İnsanları hiç istemeyen kişi bilinmelidir ki zaten mahcup ve yeniktir. Bunu da gizliyordur. Köklenememiştir ve köklenmemek için kendinden bile kaçmıştır. Kendini güçlü göstermesi bir maskedir.
 
Son düzenleme:
Allah bir insanı güçlendirmek isterse onu yanlız bırakır....😉

Evet ama o durum biraz da kutupsal olarak bir yalnızlık. Dünyayı karşına alacak kadar rekabetçi olmak ve etkileşimde kalabilmek farklı bir seviye.
Nuh ta yalnız bırakıldı. Hem de 900 sene. Karısı bile karşı safta yer aldı. Ama kendini bir mağaraya kapatıp keyfine bakmadı. İstese yapardı. İlim desen var. Güç kuvvet desen var. Mühendislik desen var. İstese derebey olur, lord olur, 100 yılda bir şato inşa eder ve herkesi vergiye bağlardı. Ben öyle yapardım. Herkesi yanıma çekerdim. Herkesi sömürürdüm. Herkesin kurtarıcısı ve en sevgilisi olurdum. :D
 
Son düzenleme:
Hz. Yunus ta yalnız bırakıldı. Ne haliniz varsa görün benden bu kadar diyip aldı başını gitti. Ama Matrixin bariyer kodlarına öyle bir çarptı ki, önce çekilişten kendi adı çıktı, sonra ölüme atıldı, sonra bir balık onu yuttu da , üstüne bir de onu kıyıya kadar taxi gibi getirip atarak kustu .. sonuç olarak hz. Yunus başlangıç noktasında buldu kendini.

MArtix işte böyle bir sistem. Yunus kıssası gösteriyor ki, bir şeyin olması gerekiyorsa ama sen oldurma zemininin dışında kalıyorsan, tüm serbest radikaller işbirliği yapmış gibi peşi sıra birer binek enerjiker koridoru oluştururlar ve bu zincirleme bir şekilde seni başlangıç noktana getirirler. Rastlantısallıkları yöneten bir şey var. Quantum bilgisayarı her an her şeyi sıralayabilecek çeşitlilikte bir hesaplama ve kurgulama becerisine sahip.


Yine matrixim geldi xdxdxd
 
Son düzenleme:
Evet ama o durum biraz da kutupsal olarak bir yalnızlık. Dünyayı karşına alacak kadar rekabetçi olmak ve etkileşimde kalabilmek farklı bir seviye.
Nuh ta yalnız bırakıldı. Hem de 900 sene. Karısı bile karşı safta yer aldı. Ama kendini bir mağaraya kapatıp keyfine bakmadı. İstese yapardı. İlim desen var. Güç kuvvet desen var. Mühendislik desen var. İstese derebey olur, lord olur, 100 yılda bir şato inşa eder ve herkesi vergiye bağlardı. Ben öyle yapardım. Herkesi yanıma çekerdim. Herkesi sömürürdüm. Herkesin en sevgilisi olurdum. :D
Peygamberlerleri ve evliyaları ben birer yazılım olarak görüyorum.Allah in iradesi doğrultusunda hareket ederler.İstediklerini yapamazlar.😉
 
Geri
Üst