Kendine tapan nefs

wrzmc

Banlı Kullanıcı
Katılım
3 Ara 2022
Mesajlar
106
Tepkime puanı
124
Sevgimiz ve hasretimiz yaşama değil, ölüm ve barındırdığı tüm içrek ifadeleredir.
Onun bu çöl sıcaklarında var ettiği serinlik hissine olan güvenimiz bizi kendine müptela kılar.
Nitekim evvela söylenmiş bir sözden benzerce; ölüm iptiladır, müptelalara selam.

Ardımızdan ağlayacak onca insana ithafen diyecek hiç bir sözümüz yok, kendileri, öz benliklerini bu düşkün halden kurtarmakla uğraşsın ve eğer başarırlar ise bununla yetinsinler.
Zira dökülen onca göz yaşı ve yalan dolan cümlelere itimadımız biz yaşarken de kalmamıştır.

Sayın ve sevgili onca karşılaşma görmüş insanlık, aileler ve küçükler;
Siz şimdi anlamazsınız lakin ben, yine de sizin anlayacağınız şekilden bir ifade ile anlatmağa çabalayacağım.

Ölüm, benim okuyup anladığım, hiç olmazsa anlamaya uğraştığım binlerce hakikatten yalnız biri.
Elbet vaktiniz gelecek sizin de, o an geldiğinde kesif bir hüzün ile gözlerinizde sıcak bir yaş, bana hak vereceksiniz.

Bunca gizem, sır.

Size şimdi hayatın aslında hiç bir gizemi ve törelerce anlatılan hiç bir kutsiyeti olmadığını söylesem bana güler, belki bulsanız elinizde tarihin ateşi ile yakılmış meşaleler, kovalarsınız.

Pekâlâ, son derece küstah bir biçimde size merhaba diyorum.

İnsanın yaşamı boyunca karşılaşacağı biricik anlam ölüm gizemidir ancak. Bundan sonra geriye kalan her ne varsa durgun bir su kadar hareketsiz, ruhsuz ve içi boş lakırdılardan ibaret olacaktır.
Temellendirilmemiş yargılar, asla da ilahi boyutta bir kesinlik ile çizgiler çizemeyecek ahlak anlayışları genel bir ifade ile saçmalığın daniskasıdır.
İnsan ve tanrı, iki karakterli bu esaslı piyeste dualitenin sınırlarında sürünen yankılar olmadığını savunacak koca yürekli ahmakları ağzımın ucunda kahkaham ile heyecan içinde beklemekteyim.

Çeşitli mitoloji yorumlarıyla ayakta duran mevzubahis kabilemiz, içimizden gelen çeşit çeşit dürtüler de olmasa yıkılıp gidecek, kardeşlik türküleri eşliğinde gömülmek üzere bekleyeceğiz.

Hakiki bir kavganın başlatıcısı da sürdüreni de olamam, varlığı saran yılanın dişlerinden tekine binmiş gidiyorum yalnızca.
Eski deyişler gibi, ne dışında olacak kadar cüretkar, ne içinde olacak kadar gerçek.

İki dudak arasından çıkmış,
Anlık bir nefesim ben.
 
Üst