phantomhive
Kayıtlı Üye
LÜTFEN TAMAMINI OKUYUN
Faydalı olabiliceğini düşünerek sizinle paylaşmak istedim 
Başarılı olmak herkes için farklı bir anlam taşısa da başarılı insan deyince herkesin kafasından aşağı yukarı aynı isimler oluşuyor. İlginçtir ki; gerçekten başarılı olmuş hiçbir insan aynı değil. Sakıp Sabancı fakir bir çiftçinin oğlu, Fatih Terim engelli babasıyla altı yaşından itibaren çalışmaya başlamış, Atatürk iki yaşındayken üç kardeşini, yedi yaşındayken de babasını kaybetmiş, Orhan Pamuk ise kalabalık ve hali vakti yerinde bir aileden geliyor. Edison’u algısı yavaş olduğu için üç ay sonra ilkokuldan uzaklaştırmışlar, Oktay Sinanoğlu altı yaşındayken babasını kaybetmiş, Çocuk Esirgeme Kurumu’nun yuvasında büyümüş. Bill Gates ise gayet varlıklı bir aileden geliyor ama üniversiteyi ikinci sınıfta terk etmiş.
Birbirlerinden bu kadar farklı, yaşamları ve başarıları bu kadar değişik olan insanların, dilleri farklı bile olsa hayatlarının bir döneminde söyledikleri benzer bir şey var; ‘Bir hayalim vardı ve peşinden gittim’.
Biz normal insan evlatları bunları duyup iç çekeriz. Bak adam hayalinin peşinden gitmiş ve başarmış. Aslında itiraf edelim, bu başarı öyküleri bize peri masalı gibi gelir. Bizim ‘gerçek’ dünyamıza ait değildir sanki. O başarıyı gerçekleştiren insanda mutlaka bizdekinden farklı bir özellik ararız (ve buluruz). Çok istekli, arzulu, akıllı, yetenekli, ileriyi gören, hırslı, şefkatli, iyi eğitimli, kara cahil, 10 kardeşin en küçüğü, aileden zengin, … listeyi istediğin kadar uzatabilirsin. Fakat sen de büyük şeyler başarmak ve istediklerine ulaşmak istiyorsan, bakman gereken şey farklılıklar değil ortak bir nokta. Yani hayaller.
Çocukken hayal gücü çok geniştir, hatta büyüklerin de hoşuna gider, ‘Maşallah çok geniş hayal gücü var çocuğun.’ derler. Fakat bir süre sonra ne olursa olur, hayal gücü çok geniş diye takdir edilen çocuk, hayalperestlikle “suçlanan” bir yetişkine döner ve “hayatın gerçeklerini” görmesi istenir. Ve çoğu görür de. Görmeyenlere de başarılı insanlar diyoruz sanırım.
Hayallere inanmak
Hayal gücü bilgiden daha önemlidir -Einstein
Nesneleri hayalimdekine göre resmederim, gördüklerime göre değil. -Picasso
Hayal kurmak ve onlara inanmak birbirinden çok farklı şeyler. Her insan her gün mutlaka hayal kurar fakat bunların çoğu sığ olur. Mesela sayısal loto çıksa ne yaparsın (popüler) sorusuna karşın, ev alırım, araba alırım, işi bırakırım, dünyayı gezerim gibi beylik cevaplar verilir. Ne soran ne de cevaplayan, bu anlatılanların olacağına inanmaz, fakat hayallerden konuşmak bile eğlenceli olduğunda bu geyik muhabbeti hiç bitmez.
İnsanın hayallerini gerçekleştirmek için tek bir şeye ihtiyacı vardır: harekete geçmek. Fakat doğamız gereği her aklımıza gelen şey için harekete geçmiyoruz, öyle olsaydı şişman insan kalmazdı dünyada. Her aklımıza gelen için değil ama bize inanılır ve gerçekçi gelen hayallerimizin peşinden gidiyoruz.
Bir hayalini, mesela istediğin kariyer, iki kefeli bir terazi olarak düşün. Kefelerden bir tanesi düş diğeri de gerçeklerdir. Kefelerdeki ağırlıklar ise senin inancındır. Eğer hayalinin sadece bir düş olarak kalacağına inanıyorsan o zaman düş kefesi ağır basar ve hayalin düş olarak kalır. Fakat inancını gerçek kefesine koyarsan o zaman gerçek kefesi yavaşça dolar ve bir noktadan sonra gerçek kefesi ağır basar. Artık o noktadan sonra hayalin gerçekleşmeye başlayabilir.
Çok uğraşsam da hayallerim inanılır gelmiyor
Herhangi bir hayal kurduğun zaman, daha en başta varsayımlarına dayalı belirli bir inancın vardır. Aşağıdaki bazı maddeler yazdım, bunlardan ne kadar çoğu bu hayal için geçerliyse, o hayalin gerçekleşebileceğine o kadar inanırsın. Bu maddeleri düşünerek ve gözlemleyerek ve okuduklarımı tartarak kendim çıkarttım, liste tam olmayabilir fakat oldukça gerçekçi.
Y'ol: Bu hayali gerçekleştirebilmek için neler yapmalısın?
Ö'rnekler: Bu hayali gerçekleştirebilmiş kaç kişi var?
N'etlik: Sonuçta neler kazanacağını ve kaybedeceğini biliyor musun?
E'mek: Bu yolda ilerlerken ne kadar emek harcayacaksın?
T'ecrübe: Bu hayalinle ilgili olumlu tecrüben var mı?
İ'stek: Bu hayalin gerçekleşmesini ne kadar istiyorum?
nancı kuvvetlendir
Yol: Eğer hayaline nasıl ulaşman gerektiği hakkında bilgin çok azsa bunu arttır. Bu konuda bilgi topla, kitap oku, araştır, konuş. Kendine ‘Bu hayalin gerçekleşmesi için neler yapmam gerekiyor’ sorusunu sorduğunda, kafanda net bir cevap olsun.
Örnekler: Hayalini gerçekleştirmiş insanlarla tanış, yaşamlarını oku, yazdıklarını oku. Mümkünse bu gibi insanların daha çok bulunduğu ortamlara katıl. Ziyaretler yap ve böylece örnekleri çoğalt.
Netlik: Hayalin gerçekleştiğinde hayatının her yönüyle nasıl değişeceğini, makul bir şekilde tasavvur et. Örneğin zayıflamak mı istiyorsun, o zaman yapacağın şeyleri, nasıl görüneceğini, insanların tepkilerini, artan sağlığını fakat bunun yanında değişen yeme alışkanlıklarını, spor alışkanlığını düşün. Bu hayalin gerçek olunca hayatın neye benzeyecek sorusunun cevabını kafanda mümkün olabildiğince netleştir.
Emek: Bazı işleri yapmanın birden fazla yolu vardır. En basitinden, bir yere koşarak da gidebilirsin, arabayla da gidebilirsin. İkisinde de harcadığın emek farklı olur. Bazen de işler gözümüzde büyür, kolay yapılacak şeyler bile sanki çok zor gelir insana. Yapman gereken, hem ne kadar emek harcayacağını gerçekçi bir biçimde tahmin etmek hem de varsa yapmanın daha kolay yollarını aramak.
Tecrübe: Daha önce buna benzer bir şey yapmadıysan, yavaş yavaş yapmaya başlayabilirsin. Mesela bisikletle dünya turu konusu için, belki hafta sonları şehir dışına gidip gelmeyi deneyebilirsin. Bir yöntem de bu tecrübeyi kafanda canlandırmandır. Yani gözlerini kapat ve hayalinin gerçekleştiğini düşün. Nerdesin, ne yapıyorsun, hoşuna gidiyor mu, kimlerle konuşuyorsun, ne diyorlar, ne görüyorsun, ne duyuyorsun, ne hissediyorsun. Bu zihninde canlandırma gerçekten işe yarıyor, detaylara ne kadar dikkat edersen o kadar iyi.
İstek: Bazı hayallerimiz bize aittir bazıları ise başkalarına. Hayallerimiz kendi benliğimizle ne kadar uyumlu olursa, onu gerçekleştirmek için olan isteğimiz de o kadar fazla olur. Fakat zorunluluk ve isteği iyi ayırmalısın. Örneğin ailen doktor olmanı istiyor olabilir, sen de kendini bu konuda şartlandırabilirsin, fakat aslında hissettiğin şey istek değil zorunluluktur. Zorla güzellik olmaz
Bunlardan ilk beşi, yani YÖNET kısmını geliştirmek için ne yapabileceğini yazdım. Fakat istek aynı değil. Bir hayalinin gerçekleşmesine olan isteğini değiştirmek için kendini değiştirmelisin ki bu konu bu yazının sınırları dışında Fakat bu tekniği zaten istediğin şeyler için kullanacağını düşünürsek, burada zaten bir sorun yaşamayacaksın.
Peki, şimdi ne olacak?
Hayal edebilirseniz yapabilirsiniz. Her şeyin bir fareyle başladığını hiç aklınızdan çıkarmayın. -Walt Disney
Çok zor bir şey vardır ya, harekete geçmek, bundan sonra o olacak. Önce düşündük, şimdi hayalini kurduk ve sonra gerçekleştireceğiz. Motivasyon diye çok popüler bir kavram var, herkes onu artırmanın peşinde. Ben de, her “kişisel gelişim uzmanının” en az bir kere üzerine yazması gerektiği gibi dizinin bir sonraki yazısında motivasyon ve harekete geçmek üzerine yazacağım.
Bu noktada kafanda üç düşünceden birisinin belirmiş olduğunu düşünüyorum. Ya bütün bu yazdıklarım mantıklı geldi. Ya ‘ne saçmalamış bu adam böyle’ diyorsun, ya da kararsız kaldın. En kötüsü kararsızlık, kararsız kaldıysan sindirerek tekrar bir okumanı tavsiye ederim. Fakat anlattıklarım saçma veya inanılmaz geldiyse, bu yazı dizisinin sonuna kadar oku ve son kararını öyle ver. Bu esnada okumaya başlarken içinde olabilecek ön yargılarını kısa bir süreliğine kenara koyman yardımcı olacaktır.
Bir sonraki yazıya kadar yapabileceğin küçük bir çalışma var. Şimdiye kadar gerçekleştirdiğin şeyleri veya gerçekleştiremediğin düşlerini YÖNETİ ye göre bir gözden geçir, ne kadar uyum gösterdiğine bak. Yeterince inanmadığın düşlerini gerçeğe çevirmek için yapabileceğin bir şeyler yok mu?


Başarılı olmak herkes için farklı bir anlam taşısa da başarılı insan deyince herkesin kafasından aşağı yukarı aynı isimler oluşuyor. İlginçtir ki; gerçekten başarılı olmuş hiçbir insan aynı değil. Sakıp Sabancı fakir bir çiftçinin oğlu, Fatih Terim engelli babasıyla altı yaşından itibaren çalışmaya başlamış, Atatürk iki yaşındayken üç kardeşini, yedi yaşındayken de babasını kaybetmiş, Orhan Pamuk ise kalabalık ve hali vakti yerinde bir aileden geliyor. Edison’u algısı yavaş olduğu için üç ay sonra ilkokuldan uzaklaştırmışlar, Oktay Sinanoğlu altı yaşındayken babasını kaybetmiş, Çocuk Esirgeme Kurumu’nun yuvasında büyümüş. Bill Gates ise gayet varlıklı bir aileden geliyor ama üniversiteyi ikinci sınıfta terk etmiş.
Birbirlerinden bu kadar farklı, yaşamları ve başarıları bu kadar değişik olan insanların, dilleri farklı bile olsa hayatlarının bir döneminde söyledikleri benzer bir şey var; ‘Bir hayalim vardı ve peşinden gittim’.
Biz normal insan evlatları bunları duyup iç çekeriz. Bak adam hayalinin peşinden gitmiş ve başarmış. Aslında itiraf edelim, bu başarı öyküleri bize peri masalı gibi gelir. Bizim ‘gerçek’ dünyamıza ait değildir sanki. O başarıyı gerçekleştiren insanda mutlaka bizdekinden farklı bir özellik ararız (ve buluruz). Çok istekli, arzulu, akıllı, yetenekli, ileriyi gören, hırslı, şefkatli, iyi eğitimli, kara cahil, 10 kardeşin en küçüğü, aileden zengin, … listeyi istediğin kadar uzatabilirsin. Fakat sen de büyük şeyler başarmak ve istediklerine ulaşmak istiyorsan, bakman gereken şey farklılıklar değil ortak bir nokta. Yani hayaller.
Çocukken hayal gücü çok geniştir, hatta büyüklerin de hoşuna gider, ‘Maşallah çok geniş hayal gücü var çocuğun.’ derler. Fakat bir süre sonra ne olursa olur, hayal gücü çok geniş diye takdir edilen çocuk, hayalperestlikle “suçlanan” bir yetişkine döner ve “hayatın gerçeklerini” görmesi istenir. Ve çoğu görür de. Görmeyenlere de başarılı insanlar diyoruz sanırım.
Hayallere inanmak
Hayal gücü bilgiden daha önemlidir -Einstein
Nesneleri hayalimdekine göre resmederim, gördüklerime göre değil. -Picasso
Hayal kurmak ve onlara inanmak birbirinden çok farklı şeyler. Her insan her gün mutlaka hayal kurar fakat bunların çoğu sığ olur. Mesela sayısal loto çıksa ne yaparsın (popüler) sorusuna karşın, ev alırım, araba alırım, işi bırakırım, dünyayı gezerim gibi beylik cevaplar verilir. Ne soran ne de cevaplayan, bu anlatılanların olacağına inanmaz, fakat hayallerden konuşmak bile eğlenceli olduğunda bu geyik muhabbeti hiç bitmez.
İnsanın hayallerini gerçekleştirmek için tek bir şeye ihtiyacı vardır: harekete geçmek. Fakat doğamız gereği her aklımıza gelen şey için harekete geçmiyoruz, öyle olsaydı şişman insan kalmazdı dünyada. Her aklımıza gelen için değil ama bize inanılır ve gerçekçi gelen hayallerimizin peşinden gidiyoruz.
Bir hayalini, mesela istediğin kariyer, iki kefeli bir terazi olarak düşün. Kefelerden bir tanesi düş diğeri de gerçeklerdir. Kefelerdeki ağırlıklar ise senin inancındır. Eğer hayalinin sadece bir düş olarak kalacağına inanıyorsan o zaman düş kefesi ağır basar ve hayalin düş olarak kalır. Fakat inancını gerçek kefesine koyarsan o zaman gerçek kefesi yavaşça dolar ve bir noktadan sonra gerçek kefesi ağır basar. Artık o noktadan sonra hayalin gerçekleşmeye başlayabilir.
Çok uğraşsam da hayallerim inanılır gelmiyor
Herhangi bir hayal kurduğun zaman, daha en başta varsayımlarına dayalı belirli bir inancın vardır. Aşağıdaki bazı maddeler yazdım, bunlardan ne kadar çoğu bu hayal için geçerliyse, o hayalin gerçekleşebileceğine o kadar inanırsın. Bu maddeleri düşünerek ve gözlemleyerek ve okuduklarımı tartarak kendim çıkarttım, liste tam olmayabilir fakat oldukça gerçekçi.
Y'ol: Bu hayali gerçekleştirebilmek için neler yapmalısın?
Ö'rnekler: Bu hayali gerçekleştirebilmiş kaç kişi var?
N'etlik: Sonuçta neler kazanacağını ve kaybedeceğini biliyor musun?
E'mek: Bu yolda ilerlerken ne kadar emek harcayacaksın?
T'ecrübe: Bu hayalinle ilgili olumlu tecrüben var mı?
İ'stek: Bu hayalin gerçekleşmesini ne kadar istiyorum?
nancı kuvvetlendir
Yol: Eğer hayaline nasıl ulaşman gerektiği hakkında bilgin çok azsa bunu arttır. Bu konuda bilgi topla, kitap oku, araştır, konuş. Kendine ‘Bu hayalin gerçekleşmesi için neler yapmam gerekiyor’ sorusunu sorduğunda, kafanda net bir cevap olsun.
Örnekler: Hayalini gerçekleştirmiş insanlarla tanış, yaşamlarını oku, yazdıklarını oku. Mümkünse bu gibi insanların daha çok bulunduğu ortamlara katıl. Ziyaretler yap ve böylece örnekleri çoğalt.
Netlik: Hayalin gerçekleştiğinde hayatının her yönüyle nasıl değişeceğini, makul bir şekilde tasavvur et. Örneğin zayıflamak mı istiyorsun, o zaman yapacağın şeyleri, nasıl görüneceğini, insanların tepkilerini, artan sağlığını fakat bunun yanında değişen yeme alışkanlıklarını, spor alışkanlığını düşün. Bu hayalin gerçek olunca hayatın neye benzeyecek sorusunun cevabını kafanda mümkün olabildiğince netleştir.
Emek: Bazı işleri yapmanın birden fazla yolu vardır. En basitinden, bir yere koşarak da gidebilirsin, arabayla da gidebilirsin. İkisinde de harcadığın emek farklı olur. Bazen de işler gözümüzde büyür, kolay yapılacak şeyler bile sanki çok zor gelir insana. Yapman gereken, hem ne kadar emek harcayacağını gerçekçi bir biçimde tahmin etmek hem de varsa yapmanın daha kolay yollarını aramak.
Tecrübe: Daha önce buna benzer bir şey yapmadıysan, yavaş yavaş yapmaya başlayabilirsin. Mesela bisikletle dünya turu konusu için, belki hafta sonları şehir dışına gidip gelmeyi deneyebilirsin. Bir yöntem de bu tecrübeyi kafanda canlandırmandır. Yani gözlerini kapat ve hayalinin gerçekleştiğini düşün. Nerdesin, ne yapıyorsun, hoşuna gidiyor mu, kimlerle konuşuyorsun, ne diyorlar, ne görüyorsun, ne duyuyorsun, ne hissediyorsun. Bu zihninde canlandırma gerçekten işe yarıyor, detaylara ne kadar dikkat edersen o kadar iyi.
İstek: Bazı hayallerimiz bize aittir bazıları ise başkalarına. Hayallerimiz kendi benliğimizle ne kadar uyumlu olursa, onu gerçekleştirmek için olan isteğimiz de o kadar fazla olur. Fakat zorunluluk ve isteği iyi ayırmalısın. Örneğin ailen doktor olmanı istiyor olabilir, sen de kendini bu konuda şartlandırabilirsin, fakat aslında hissettiğin şey istek değil zorunluluktur. Zorla güzellik olmaz
Bunlardan ilk beşi, yani YÖNET kısmını geliştirmek için ne yapabileceğini yazdım. Fakat istek aynı değil. Bir hayalinin gerçekleşmesine olan isteğini değiştirmek için kendini değiştirmelisin ki bu konu bu yazının sınırları dışında Fakat bu tekniği zaten istediğin şeyler için kullanacağını düşünürsek, burada zaten bir sorun yaşamayacaksın.
Peki, şimdi ne olacak?
Hayal edebilirseniz yapabilirsiniz. Her şeyin bir fareyle başladığını hiç aklınızdan çıkarmayın. -Walt Disney
Çok zor bir şey vardır ya, harekete geçmek, bundan sonra o olacak. Önce düşündük, şimdi hayalini kurduk ve sonra gerçekleştireceğiz. Motivasyon diye çok popüler bir kavram var, herkes onu artırmanın peşinde. Ben de, her “kişisel gelişim uzmanının” en az bir kere üzerine yazması gerektiği gibi dizinin bir sonraki yazısında motivasyon ve harekete geçmek üzerine yazacağım.
Bu noktada kafanda üç düşünceden birisinin belirmiş olduğunu düşünüyorum. Ya bütün bu yazdıklarım mantıklı geldi. Ya ‘ne saçmalamış bu adam böyle’ diyorsun, ya da kararsız kaldın. En kötüsü kararsızlık, kararsız kaldıysan sindirerek tekrar bir okumanı tavsiye ederim. Fakat anlattıklarım saçma veya inanılmaz geldiyse, bu yazı dizisinin sonuna kadar oku ve son kararını öyle ver. Bu esnada okumaya başlarken içinde olabilecek ön yargılarını kısa bir süreliğine kenara koyman yardımcı olacaktır.
Bir sonraki yazıya kadar yapabileceğin küçük bir çalışma var. Şimdiye kadar gerçekleştirdiğin şeyleri veya gerçekleştiremediğin düşlerini YÖNETİ ye göre bir gözden geçir, ne kadar uyum gösterdiğine bak. Yeterince inanmadığın düşlerini gerçeğe çevirmek için yapabileceğin bir şeyler yok mu?