WotkaShot
Banlı Kullanıcı
Sürekli , ölümü deneyimlemiş insanların özel olduğu konular açılıyor , sunumlar yapılıyor , tartışmalar ve polemikler oluşturuluyor . Peki sizce bu ne kadar doğru ? Bence tam bir safsata , insanları ölümden daha fazla korkmalarını önlemek için uydurulmuş bir masal .
Öncelikle ; ben bu yaşadıklarımı hiçbir yerde anlatmadım . İlk defa bu forumda paylaşıyorum . Neler olduğunu bilecek samimi ve ciddi kişiler varsa burada vardır diye düşündüğüm için paylaşıyorum . Forumlarda başıma bu geldi şöyle oldu cin gördüm diyenler ile dalga geçip aptal muamelesi yapıyorlar biliyorum .. İnanmayacak varsa , ti'ye alacak veya zaaf aramaya çalışacak varsa okumayı şimdi bırakabilir , ben başımdan geçenleri anlatıyorum . Oturup yazmamın bir kastı yok , bunlardan bir çıkarımda yok , kimin bunlardan çıkarı olabilirki ? ..
Ben doğduğum an ölmüşüm, çok zor geri getirebilmişler . Anne kordonu boğazıma dolanmış ve boğulmuşum . Hatta bir süre sonra doktorlar ümidi kesmiş , sağdece 1 tanesi başımda benim ile ilgileniyormuş . Mosmor halde geldiğim Dünya'ya dahi geç açmışım gözlerimi ve tüm gücümle ağlamaya başlamışım . Ailem doğumdan sonra 1 hafta kadar her tarafımın mor kaldığını , daha sonrasında normal rengine döndüğünü sürekli anlatır . O dönemlerde beni dışarı çıkartmaya , eş / dost / akrabaya göstermeye dahi korkuyorlarmış . Onlar içinde zor tabi , çok korkmuş çok endişelenmiş olmalılar . Ancak işin ilginci sanki peşimde birşey sürekli beni takip ediyor ve zarar vermek istiyor hissi içimde kendimi bildiğim günden beri var . Bu endişeden olsa gerek kendimi savunma ve geliştirmek için 12 yaşımdan beri çalışıyorum , boks ile ilgileniyorum . Parapisikolojik olayları inceliyorum . Kimsenin gitmek istemediği yerlere gidiyor , geceleri zifiri karanlıklarda geziyor , zaman geçiriyorum , inceliyor anlamaya çözümlemeye çalışıyorum .
- 5 Yaşımda 2 . katın balkonundan düştüm .
- 6 Yaşımda araba çarptı 2 hafta hastanede kaldım . ( Yoğun bakımda ne kadar zaman geçirdiğimi bilmiyorum )
- 8 Yaşımda sapanca gölüne düştüm ( O zamanlar ünlü bir yüzücünün ben bu gölde yüzerim deyip girdiği , ayağına yosun dolanması sonucu boğulduğu göl , kimsenin girip yüzmediği göl )
- 9 Yaşımda arkadaşlarla top oynarken 4 . katın penceresi yerinden çıkarak kafama düştü , beni yerde kan içinde gören annem bu sefer öldü demiş . Son bir umut hastaneye götürmüşler alel acele , 2 ünite kan vermişler . Kafamda hala o yarık duruyor .
- 10 Yaşımda bisikletimin firenleri patladı bir kamyonun tam anlamıyla altında kaldım her yanım kandı 2 adam çıkarttılar beni , sonrası hastane .. Dizimde kocaman bir yara izi ve ellerimdeki bazı yaralar hala duruyor o olaydan hatıra , diğerleri geçti .
Ve her kazadan sonra hastanedeki doktolar durumu ciddi , kendinizi ölümüne hazırlayın tarzında konuşuyorlarmış annemin anlattığı kadarı ile tabi .
İlk parapisikolojik deneyimimin diyebileceğim olay 10 yaşından sonra başıma geldiğini hatırlıyorum . Henüz cin / peri / şeytan dan bi haberken . Geceleri yeni taşındığımız evimizin bana ayırılan odasında sürekli üşüdüğüm , annemin kansız olarak nitelendirdiği kan değerlerimin düşük olduğunu sürekli söylediği için , sürekli battaniyeme sarılı üstünde yorgan olduğu halde üşüdüğüm odamda , beyaz suretler , şekilsiz ve biçimsiz sürekli yer değiştiren . İnsanı içerisine çeken gözleri ile bana bakarken , soğuktan ve korkudan titrememle alay edercesine çılgınlar gibi gülüşen bir sürü suret ( Beni korkutmaya çalıştıklarını varsayıyorum şimdi düşününce , o zamanlar sağdece korkuyordum . Yorumlamaya çalışmıyordum yaşadıklarımı ) . Bunlardan aileme bahsedince annem direk olarak bir arkadaşına ( hoca arkadaşı ) götürerek bana önce kurşun döktürdüler daha sonra bir muska yazdırarak bunu hiç çıkarmamam için sıkı sıkı tembihlerde bulundu . Ben bunu arasıra duşa girerken felan çıkarsam dahi birşey olmuyordu . 13 - 14 yaşında tekrardan başka bi eve taşındık biz , ben muskanın varlığı ile yokluğu arasında pek bir fark olmadığını düşünerek sürekli takma gereksinimi görmüyordum .
Daha sonrasında Babannem hastalandı , hastaneye kaldırılmış durumu kötüymüş bana pek bi bilgi verilmemişti o an yaşım itibari ile olsa gerek diye düşünüyorum , ailem onun ile ilgilenmek için şehir dışına çıkmak zorunda kaldı . Hat safadaki devamsızlığım yüzünden ben gidemedim . Ancak birazda mutluydum evde tek başıma kalacaktım yapma etme diyen olmayacaktı . 2 katlı dublex'ti oturduğumuz ev , eski bir evdi verdiğimiz kira ile ev sahibi restore edeceğini diğer kiralık evlerinin gelirinide ona yatırarak tamir ettireceğini söylemişti . Cüzi bi miktar kira ile kiralamıştık , herşey yeni olacaktı sonuçta 1 sene içerisinde . Herne ise ben arkadaşlarımı çağırdım ailemin yapmamı istemediği ne varsa gündüzleri yapıyor geceleride arkadaşlarla toplanıp evde DVD ' de korku filmi izliyorduk . Başlarda bize çok heycanlı geliyordu açıkcası . Onlarda geceleri evlerine gitmiyor ailelerine bende kalacaklarını söylüyor , ders çalışma bahanesi ile sabaha kadar film izleyip sabahta okula gidiyorduk . Vizyondaki 1980 li yıllardan tutunda izlenilebilir vizyona girmiş tüm bilim kurgu - zombi - vampir - kurt adam filmlerini tüketmiştik öyleki bazılarını 2 şer defa izlediğimiz oluyordu . En son cin / şeytan / iblis üçlüsü ile ilgili filmleri izlemeye başladık . Cin çıkarma ayinlerini sosyal video paylaşım sitelerindekileri dahi izler olmuştuk . Çoğuna gülüyor eyleniyor popcorn / bisküvi / çikolata / kola ile iyi zaman geçirdiğimizi düşünüyorduk . Bu böyle 2 hafta sürdü . Ancak 2 hafta içerisinde arkadaşlarım tuvaletten geldikten sonra " kapıya ne vuruyosunuz olum " diyerek sırıtıyorlardı birbirlerine . Bende korku filmi izleyip bu espirileri yapmamak olmaz diye aldırış etmiyordum ancak ne bizden gidip kapıya vuran vardı nede böyle aptalca şaka yapmak için çaba harcıyacak birileri . Bizde o bize şaka yapıyor diye sırıtıyorduk etki - tepki prensibi .
Bazan bitişikte hemen yanımızdaki binada oturan yaşları 60 + olduğunu tahmin ettiğim 2 yaşlı ( dul veya bekar tam bilmiyorum ama yalnız oldukları kesin ) kadından gece yarısı çığlıklar bağırtılar bazende anlam veremediğimiz gürültüler gelirdi . Biz bunu genelde yaşlı oldukları için evde sürekli birşeyler düşürüyor kavga ediyorlar diye yorumlardık . Ancak sonradan öğrendikki yaşlı kadınlardan küçük olanının adli dengesi yerinde değilmiş , dışarı bu yüzden çıkmıyormuş , en fazla 2 kez görmüştüm bende onu zaten .. Bunu öğrenmemizde çok ilginçtirki kadın bizim oturduğumuz odanın penceresinin karşısındaki kendi balkonlarına çıkarak bağırmaya başladı . Bizde merak edip pencerenin tüllerini açmadan gülerek izlemeye başladık . 3 kişiydik diğerleri dağılmıştı . Önce kadın balkon demirlerine tutunarak bağırmaya karşısında sanki bir tabur insan varmış gibi konuşmaya birşeyler anlatmaya başladı . Gece olduğu için tam net seçemiyorduk , ancak el hareketleri ve araladığımız pencere sayesinde olanları duyabiliyor en azından kısmen anlayabiliyorduk . Daha sonra büyük kardeşi çıktı kollarından tuttu sakin olması gerektiğini , hiçbirşeyin olmadığını söyledi bunun üzerine . " Nasıl hiçbirşey olmadı bunlar bana bu yaşımda tecavüz etmeye kalktılar dedi " büyük olanıda şoka girmiş olacakki . Küçük kardeşinin kollarını bıraktı , kollarını bıraktığı gibide içeri koştu kardeşi 1 2 dakika ya oldu ya olmadı cam kırılma sesi duyduk . Bide baktıkki kadın pinkin tüpünü camdan dışarı 2 . kattan aşa atmış küçük kardeşi kırılan camdan dışarı bakarak ağlıyordu artık gidin diye . Bu olayı telefonda anneme anlattığımda onun genç iken 1 erkeği kendisine bağlamak için büyü yaptırdığını olmayınca bu tür büyü tarzı işlerle uğraştığını ve en sonunda aklını yitirdiğini , zararsız olduğunu dışarı çıkmadığını ama ginede kapıya gelirse kapıyı açmamam gerektiğini söyledi annem o gece .
Daha sonrasında 2,5 hafta sonunda yani arkadaşlar tamamen evlerine dağılmışlardı . Tek başıma 14 yaşında evde kalmama rağmen pek korktuğumu söyleyemezdim . Patates kızartıyor , Knight Online oynuyor , aburcubur yiyerek film izliyordum . Ailem gelene kadar özgürlüğün tadını çıkarmak istiyordum .. Arkadaşlar gittikten 3 gün sonra yine bi gece saat 2,5 / 3 civarı Knight Online oynarken karnım acıktı gözlerimde ağrımaya başlamıştı . Evde bir erkek yalnız başına bilgisayar başında kalırsa , heleki bu erkek bir ergen ise ne yarap bilirsiniz . Neyse işim bittikten sonra elimi yüzümü yıkadım 1 bütün ekmeğin arasına kaşar / domates / salam ve bolca turşu koyduktan sonra tekrar film izlemeye koyuldum . Bir komedi filmi açtım ve ağzımdaki ekmekleri güleceğim derken hertarafa saçarcasına haykırırken farkettim yatakta olduğumu . Baya dökülmüştü ışık kapalı sağdece monitördeki filmin ara ara ortamı aydınlatan ışığında yatağı temizledim ( temizlendiği kadarı ile ) . Film bittikten sonra bilgisayarı kapattım ve yattım . Sıcak olduğu için tüm oda kapıları açıktı ara ara serin serin esiyor buda hoşuma gidiyordu . Tam ne kadar uyudum bilmiyorum , rüyamda ne gördüğümde hatırlamıyorum ama delirircesine bir korku ile uyandım . Uyandığımda hala daha nefes alamıyordum . Önce nefes almayı hatırlamam gerektiğini düşündüm elimle ağzımı açıp dilimi bastırdım tutarak dışarı çektim . Acaba uyurken dilimi mi yutmuştum . Ama değildi dilim dışardaydı ama hala nefes alamıyordum sanki birisi boğazımdan sıkıyor nefes almamı istemiyordu . Nedenini bilmediğim bir sebepten mutfağa koştum çeşmeyi açtım ağzımı altına dayadım su dilime gırtlağıma kadar gidiyor , ancak yutkunamıyordum , yutamıyordum . Boğazımdaki el giderek daha çok sıkar olmuştu . Bir an kendimi geri ittiğimi hatırlıyorum biri beni duvara sıkıştırmak istercesine bi itişti ama bu . İtmenin etkisi ile sırtımın çarptığı buz dolabı duvar ile arasında boşluk olması nedeni ile hafif yan yatmış bense üstüne kapaklanmıştım . En sonunda herşeyin bittiğini düşündüm . Yaşadığım onca olay göz önüme geldi , iyi / kötü hepsi . Saniyeler içerisinde öyle hızlı düşünüyordum ve bu o an çok normal geliyordu . Sanki zaman durmuş benim düşünmemi bekliyordu . Düşünürken ailem geldi aklıma , mosmor bir şekilde mutfakta boğulmuş . Boğulmanın etkisi ile buz dolabına çarpmış , hafif yan yatan buzdolabının önünde ölü bir ceset bulacaklardı geldiklerinde . Tepkileri ne olurdu ? Kardeşim görse birdaha unutabilirmiydi ? Her karanlık ortamdan korkan bir kişilik olacaktı .. Son anım diyedüşündüğüm bi anımda kapatamadığım ağzım ve dışarda olan dilimle şaadet getirmek istedim . Bitirir bitirmez el çekildi boğazımdan sanki , nefes alabiliyordum . Şaşkınlığım geçtikten sonra ağlamaya başladım . Yeni doğmuşçasına , 1 dakika geçmeden ezan okunmaya başladı .. Annemi aramak istedim ahizeyi kaldırdım . Numarayı tuşladım son 1 rakam kala ahizeyi kapattım . Ne diyecektim ? Ne anlatacaktımda kendime inandıracaktım . İnandırsam dahi en fazla eve erken gelmiş olacaklardı o dağınıklığı göreceklerdi . O halde 1 2 bina ilerideki arkadaşımın evine gittim evde uyuyamazdım tek başıma . Kapıyı o açtı ailesinide uyandırmış olmalıyım onun arkasından uyku sersemi bakınıyorlardı bana . Bir süre sonra eve buyur ettiler . Olan biteni anlattım babası güldü . Yatmadan önce birşey yediysen o boğazına felan takılmıştır dedi ( Yattıktan sonra 1 2 saat sonramı takıldı bu takılacak şey peki ? ) . Elimi yüzümü yıkamamı söyledi . Yüzümü yıkarken boğazımda parmak izleri vardı resmen . Onları gösterdim titreyen ellerimle . Nefes alamayınca paniklemiş boğazını tutmuşsundur dedi . Tekrar döndüm yüzümü yıkamak için , ellerimi boğazıma koydum parmak izlerinin üstüne ancak apaçık el izleri benim ellerimden büyüktü . Aynayla gittim yanına ( oturma odasın ) , bunuda sordum . Gülerek sırtımı sıvazladı hadi yatın dedi . Korkudan titriyor doğru düşünemiyordum zaten itiraz edicek halimde yoktu , yatmaya gittik . Arkadaşımla aynı yatakta yattık . 2 gün boyunca izler boynumda morluk halinde kaldı her baktığımda hatırlıyor ve ( genelde karanlık ortamda ) düşünüyordum . Ailem tahmininden erken döndü ev dağınıktı , kızmaları gerekirken bana şaşkın şaşkın baktıklarını farkettim öyleki annem kapıyı anahtarle açtı . Saat öğleden sonra 1 gibiydi bende kanepeye uzanmış tv izliyordum . Beni görünce gözlerini ayırmadan odaya girdi , karşı kanepeye oturdu hiçbirşey söylemeden . Gözleri hala bendeydi 1 saniye dahi ayırmamıştı . " Siz mi geldiniz anne erken geldiniz " dedim . Önce bi sendeledi , sonra "evet" dedi "babanenin durumu iyi gibi biraz evi dağıtmışsındır diye geldik" dedi . Hala bana şaşkın şaşkın bakıyordu . Sonra "neden beyazsın sen" dedi . "Nasıl" dedim anlamamıştım . "Bembeyaz yüzün felan hiçmi birşey yemedin biz gidince" dedi . Halbuki yediğim önümde yemediğim ardımdaydı ancak tenimdeki ölü beyazlığını açıklayacak bir cümle kuramamıştım .
Daha sonrasında ise ;
- Bir kızı gerçekten sevdim , benim gibi , sonsuz içerisinde kaybolduğum mavi gözleri olan , sarışın , kumral saçları güneşte altın gibi parlayan bir kızı . Adı Melike idi , sosyal paylaşım sitelerinde Melaike ' i kullanıyordu . 1 ay sonra bir itirafta bulundu . Eski erkek arkadaşı ile 2 sene geçirmişti . Ondan ayrıyken dahi onu düşündüğünü odasında onu gördüğünü sürekli üşüdüğünü onun hayali dokununca ısınabildiğini . Bu hayalini görüp konuştuğu erkek arkadaşını , arayıp böyle böyle oldu hayalin ile konuştuk muhabbet ettik şunları konuştuk tarzında anlattığını . Çocukları olduğunu bir süre sonra erkek arkadaşı ile kendi isteği ile ayrılıp hayali ile 2 sene daha yaşadığını . Odasında bağırıp çağırdığını gitmesini istediği zamanlarda dahi gitmediğini onu korkutmadığını ama ailesinin durumdan rahatsız olup götürdüğü doktor bir torba sakinleştirici işe yaramazsa diyede sakinleştirici iğneler verdiğini söyledi . Önce önemsemedim tabi . Travma olabileceği konusundaydı düşüncem , ( başımada ilginç olay uzun süredir gelmiyordu bitti diye düşünüyordum ) daha çok üstüne düştüm unuttururum ona eski sevgilisini diye düşündüm , herşey güzel olacaktı . 6 ay birlikte olduk sonra hayalinin geri geldiğini onu rahatsız ettiğini söyledi . Benden sebepsizce uzaklaşmaya başladı . Telefonda 12 saatten fazla konusurduk . Hayalinin geri döndüğünü söyledikten sonra 2 saat konuşamaz olduk . Bir gece inat ettim konuşturacaktım . Ne olursa .. Masal dahi olsa anlatacaktı .. Gece 1,5 2 gibi uyuya kaldı , telefon hala açıktı . Uyurken onun nefes alıp verişini dinlemeyi seviyordum . Bu aradada Dostoyevski ' nin Suç ve Ceza kitabını okuyordum . Birden ağlamaya başladı telefonun açık olduğunu unutmuştu . Kendisinden başka ses gelmiyordu ama sanki birisi ile kavga edercesine konuşmaya başladı . İstemediğini artık ona ayit olmadığını söylüyor yapma diye bağırıyordu . Delirmiştim zaten gözüm döndü pijama terliklerimle evinin kapısına dayandım babası açtı kapıyı beni tanıyordu . Onlarda anlamıştı durumu . Babası çok nazik ve kibar bir adamdı tambir beyefendiydi . Biraz cılız olduğu için kilitli kapısını açamamışlar odasının kapısının dışından sesleniyorlardı . O ise sağdece kendisi konuşuyor kimseyi duymuyordu sanki . Seslendim olmadı , geldiğimi burda olduğumu herşeyin bittiğini güvende olduğunu kapıyı açması gerektiğini söyledim o ise duymuyordu beni . Bağıra çağıra ağlayarak kavga ediyordu hala . 19 Yaşımdaydım vücudumun olup olacağı en diri çağımda , 4 senelik profesyonel boks eğitimim ilk defa benim için işe yarammıştı . Tek omuz darbesinde açtım kapıyı . Yatakta çırpınıyordu . Kollarımın arasına aldım sakin olmasını söyledim . Annesi iğnesini getirdi , iğneyi yaptıktan sonra resmen yere yığıldı .
Sabah oldu telefon açtım , tek kelime konuşturamadım . Sanki tembihlenmişti .. 2 ay boyunca böyle geçti . 2 ay hayatımda yaşadığım en kötü 2 aydı . Ailem şehir dışındaki amcamın yanına gidip çalışmam için sürekli üzerimde inanılmaz bir baskı kuruyordu . Çalışmaya ihtiyacım yoktu , çalışacak olsam evimin yakınında birsürü iş yeri vardı . Ama ailem ısrarla oraya gidip çalışmamı istedi . Gittim .. 1 ay geçmeden ayrılmak istediğini söyledi ağlayarak , önce olmaz desemde sonraki krizleri öfke patlamaları uzaklığın etkisi ve telefon açtığımda onunla konuşmuyormuşum hissi yüzünden bitirdik .. Sonra ne mi oldu ? Ben tam bir paranoyak oldum .. Bunları kimseye anlatamadım , hiç kimsenin girmek istemeyeceği kavgalara girdim , içip içip parklarda sabahladım . Barlarda votka içme yarışmalarının aranan ismi oldum kısa süre içerisinde . Bünyem iflas etmek üzereyken spor antrenörüm / koçum / hocam / abimden öte insan tuttu kolumdan çekti kenara konuşmak istedi , bunları anlatmadım , haylazlık ettiğimi , benden adam olmayacağını . Benden ümidi kesmesini istedim . Ama o benim gibi pes etmedi , ümidini kesmedi . Bana bildiği herşeyi öğretti , kendini savun dedi . Ancak sağdece fiziksel savunma dersleri veriyordu olanları anlatmadığım için . Bir süre sonra bıraktım . İsmimi WotkaShot olarak burdan , yaşadıklarımdan ve o votka shot yarışmalarındaki başarımdan esinlenerek oluşturdum . Google'de aratacağınız tüm WotkaShot ( sosyal medya / oyun / aklınıza gelebilecek hepsi ) hesapları benim .
Atladığım aklıma gelmemiş olaylar olabilir , yanlış yazmışta olabilirim . Kelime / cümle hataları'nı daha sonrasında düzelteceğimi umuyorum . Hatırladığım sadelikte yazdım ..
Not : Annem, babam fazla içki içtiği için , benide aldatıyordur diye bana hamile kaldıktan 3 hafta sonra . Eve , babama ve bana . Büyücü Fatma ana diye birisine büyüyü yaptırmış , Eve her daim bereketli olsun diye , babama gözü benden başkasını görmesin evine sağdık olsun diye , banada sözümden çıkmasın diye . Bunu babanem ölmeden 1 hafta önce anlattı , arkadaşı olan Fatma ana ( büyüyü yapan ) söylemiş babaneme . Böyle böyle bi durum var bilin sizde diye . Annemde yanımızdaydı babanem anlatırken . Çocukluktu işte gençlik toyluk yoksa büyü mü varmış bu devirde diye gülerek geçiştirdi . Ancak ben 5 yaşımdayken ölen fatma ananın kitabı diye kara kaplı bir defter tarzında kitabı kuran kitaplarının arasında saklıyordu annem bunu gizli gizli babam çalışırken ( genelde evde yokken ) okuduğunu 1 2 kerede görmüştüm , babam bu kitabı bulunca soba'da yaktı . Annemede çok kızmıştı . O an anlayamamıştım durumu , 5 yaşımda ilgimide çekmemişti açıkcası ..
Neler oluyor ? En azından birisi bunları göz önünde bulundurarak bana bir açıklama yapıp yol gösterebilirmi ? Yine bir şeyler olacak , yine birşeyler başlayacak , yine herşey mahfolacak , tüm uğraşlarım yine boşa çıkacak diye yaşamak dahi istemez şidded düşkünü bir alkolik oldum ben bu yaşımda .. Bana yol gösterecek birisine ihtiyacım var , bu yüzden tam 2 saatimi vererek açıyorum bu konuyuda .
Öncelikle ; ben bu yaşadıklarımı hiçbir yerde anlatmadım . İlk defa bu forumda paylaşıyorum . Neler olduğunu bilecek samimi ve ciddi kişiler varsa burada vardır diye düşündüğüm için paylaşıyorum . Forumlarda başıma bu geldi şöyle oldu cin gördüm diyenler ile dalga geçip aptal muamelesi yapıyorlar biliyorum .. İnanmayacak varsa , ti'ye alacak veya zaaf aramaya çalışacak varsa okumayı şimdi bırakabilir , ben başımdan geçenleri anlatıyorum . Oturup yazmamın bir kastı yok , bunlardan bir çıkarımda yok , kimin bunlardan çıkarı olabilirki ? ..
Ben doğduğum an ölmüşüm, çok zor geri getirebilmişler . Anne kordonu boğazıma dolanmış ve boğulmuşum . Hatta bir süre sonra doktorlar ümidi kesmiş , sağdece 1 tanesi başımda benim ile ilgileniyormuş . Mosmor halde geldiğim Dünya'ya dahi geç açmışım gözlerimi ve tüm gücümle ağlamaya başlamışım . Ailem doğumdan sonra 1 hafta kadar her tarafımın mor kaldığını , daha sonrasında normal rengine döndüğünü sürekli anlatır . O dönemlerde beni dışarı çıkartmaya , eş / dost / akrabaya göstermeye dahi korkuyorlarmış . Onlar içinde zor tabi , çok korkmuş çok endişelenmiş olmalılar . Ancak işin ilginci sanki peşimde birşey sürekli beni takip ediyor ve zarar vermek istiyor hissi içimde kendimi bildiğim günden beri var . Bu endişeden olsa gerek kendimi savunma ve geliştirmek için 12 yaşımdan beri çalışıyorum , boks ile ilgileniyorum . Parapisikolojik olayları inceliyorum . Kimsenin gitmek istemediği yerlere gidiyor , geceleri zifiri karanlıklarda geziyor , zaman geçiriyorum , inceliyor anlamaya çözümlemeye çalışıyorum .
- 5 Yaşımda 2 . katın balkonundan düştüm .
- 6 Yaşımda araba çarptı 2 hafta hastanede kaldım . ( Yoğun bakımda ne kadar zaman geçirdiğimi bilmiyorum )
- 8 Yaşımda sapanca gölüne düştüm ( O zamanlar ünlü bir yüzücünün ben bu gölde yüzerim deyip girdiği , ayağına yosun dolanması sonucu boğulduğu göl , kimsenin girip yüzmediği göl )
- 9 Yaşımda arkadaşlarla top oynarken 4 . katın penceresi yerinden çıkarak kafama düştü , beni yerde kan içinde gören annem bu sefer öldü demiş . Son bir umut hastaneye götürmüşler alel acele , 2 ünite kan vermişler . Kafamda hala o yarık duruyor .
- 10 Yaşımda bisikletimin firenleri patladı bir kamyonun tam anlamıyla altında kaldım her yanım kandı 2 adam çıkarttılar beni , sonrası hastane .. Dizimde kocaman bir yara izi ve ellerimdeki bazı yaralar hala duruyor o olaydan hatıra , diğerleri geçti .
Ve her kazadan sonra hastanedeki doktolar durumu ciddi , kendinizi ölümüne hazırlayın tarzında konuşuyorlarmış annemin anlattığı kadarı ile tabi .
İlk parapisikolojik deneyimimin diyebileceğim olay 10 yaşından sonra başıma geldiğini hatırlıyorum . Henüz cin / peri / şeytan dan bi haberken . Geceleri yeni taşındığımız evimizin bana ayırılan odasında sürekli üşüdüğüm , annemin kansız olarak nitelendirdiği kan değerlerimin düşük olduğunu sürekli söylediği için , sürekli battaniyeme sarılı üstünde yorgan olduğu halde üşüdüğüm odamda , beyaz suretler , şekilsiz ve biçimsiz sürekli yer değiştiren . İnsanı içerisine çeken gözleri ile bana bakarken , soğuktan ve korkudan titrememle alay edercesine çılgınlar gibi gülüşen bir sürü suret ( Beni korkutmaya çalıştıklarını varsayıyorum şimdi düşününce , o zamanlar sağdece korkuyordum . Yorumlamaya çalışmıyordum yaşadıklarımı ) . Bunlardan aileme bahsedince annem direk olarak bir arkadaşına ( hoca arkadaşı ) götürerek bana önce kurşun döktürdüler daha sonra bir muska yazdırarak bunu hiç çıkarmamam için sıkı sıkı tembihlerde bulundu . Ben bunu arasıra duşa girerken felan çıkarsam dahi birşey olmuyordu . 13 - 14 yaşında tekrardan başka bi eve taşındık biz , ben muskanın varlığı ile yokluğu arasında pek bir fark olmadığını düşünerek sürekli takma gereksinimi görmüyordum .
Daha sonrasında Babannem hastalandı , hastaneye kaldırılmış durumu kötüymüş bana pek bi bilgi verilmemişti o an yaşım itibari ile olsa gerek diye düşünüyorum , ailem onun ile ilgilenmek için şehir dışına çıkmak zorunda kaldı . Hat safadaki devamsızlığım yüzünden ben gidemedim . Ancak birazda mutluydum evde tek başıma kalacaktım yapma etme diyen olmayacaktı . 2 katlı dublex'ti oturduğumuz ev , eski bir evdi verdiğimiz kira ile ev sahibi restore edeceğini diğer kiralık evlerinin gelirinide ona yatırarak tamir ettireceğini söylemişti . Cüzi bi miktar kira ile kiralamıştık , herşey yeni olacaktı sonuçta 1 sene içerisinde . Herne ise ben arkadaşlarımı çağırdım ailemin yapmamı istemediği ne varsa gündüzleri yapıyor geceleride arkadaşlarla toplanıp evde DVD ' de korku filmi izliyorduk . Başlarda bize çok heycanlı geliyordu açıkcası . Onlarda geceleri evlerine gitmiyor ailelerine bende kalacaklarını söylüyor , ders çalışma bahanesi ile sabaha kadar film izleyip sabahta okula gidiyorduk . Vizyondaki 1980 li yıllardan tutunda izlenilebilir vizyona girmiş tüm bilim kurgu - zombi - vampir - kurt adam filmlerini tüketmiştik öyleki bazılarını 2 şer defa izlediğimiz oluyordu . En son cin / şeytan / iblis üçlüsü ile ilgili filmleri izlemeye başladık . Cin çıkarma ayinlerini sosyal video paylaşım sitelerindekileri dahi izler olmuştuk . Çoğuna gülüyor eyleniyor popcorn / bisküvi / çikolata / kola ile iyi zaman geçirdiğimizi düşünüyorduk . Bu böyle 2 hafta sürdü . Ancak 2 hafta içerisinde arkadaşlarım tuvaletten geldikten sonra " kapıya ne vuruyosunuz olum " diyerek sırıtıyorlardı birbirlerine . Bende korku filmi izleyip bu espirileri yapmamak olmaz diye aldırış etmiyordum ancak ne bizden gidip kapıya vuran vardı nede böyle aptalca şaka yapmak için çaba harcıyacak birileri . Bizde o bize şaka yapıyor diye sırıtıyorduk etki - tepki prensibi .
Bazan bitişikte hemen yanımızdaki binada oturan yaşları 60 + olduğunu tahmin ettiğim 2 yaşlı ( dul veya bekar tam bilmiyorum ama yalnız oldukları kesin ) kadından gece yarısı çığlıklar bağırtılar bazende anlam veremediğimiz gürültüler gelirdi . Biz bunu genelde yaşlı oldukları için evde sürekli birşeyler düşürüyor kavga ediyorlar diye yorumlardık . Ancak sonradan öğrendikki yaşlı kadınlardan küçük olanının adli dengesi yerinde değilmiş , dışarı bu yüzden çıkmıyormuş , en fazla 2 kez görmüştüm bende onu zaten .. Bunu öğrenmemizde çok ilginçtirki kadın bizim oturduğumuz odanın penceresinin karşısındaki kendi balkonlarına çıkarak bağırmaya başladı . Bizde merak edip pencerenin tüllerini açmadan gülerek izlemeye başladık . 3 kişiydik diğerleri dağılmıştı . Önce kadın balkon demirlerine tutunarak bağırmaya karşısında sanki bir tabur insan varmış gibi konuşmaya birşeyler anlatmaya başladı . Gece olduğu için tam net seçemiyorduk , ancak el hareketleri ve araladığımız pencere sayesinde olanları duyabiliyor en azından kısmen anlayabiliyorduk . Daha sonra büyük kardeşi çıktı kollarından tuttu sakin olması gerektiğini , hiçbirşeyin olmadığını söyledi bunun üzerine . " Nasıl hiçbirşey olmadı bunlar bana bu yaşımda tecavüz etmeye kalktılar dedi " büyük olanıda şoka girmiş olacakki . Küçük kardeşinin kollarını bıraktı , kollarını bıraktığı gibide içeri koştu kardeşi 1 2 dakika ya oldu ya olmadı cam kırılma sesi duyduk . Bide baktıkki kadın pinkin tüpünü camdan dışarı 2 . kattan aşa atmış küçük kardeşi kırılan camdan dışarı bakarak ağlıyordu artık gidin diye . Bu olayı telefonda anneme anlattığımda onun genç iken 1 erkeği kendisine bağlamak için büyü yaptırdığını olmayınca bu tür büyü tarzı işlerle uğraştığını ve en sonunda aklını yitirdiğini , zararsız olduğunu dışarı çıkmadığını ama ginede kapıya gelirse kapıyı açmamam gerektiğini söyledi annem o gece .
Daha sonrasında 2,5 hafta sonunda yani arkadaşlar tamamen evlerine dağılmışlardı . Tek başıma 14 yaşında evde kalmama rağmen pek korktuğumu söyleyemezdim . Patates kızartıyor , Knight Online oynuyor , aburcubur yiyerek film izliyordum . Ailem gelene kadar özgürlüğün tadını çıkarmak istiyordum .. Arkadaşlar gittikten 3 gün sonra yine bi gece saat 2,5 / 3 civarı Knight Online oynarken karnım acıktı gözlerimde ağrımaya başlamıştı . Evde bir erkek yalnız başına bilgisayar başında kalırsa , heleki bu erkek bir ergen ise ne yarap bilirsiniz . Neyse işim bittikten sonra elimi yüzümü yıkadım 1 bütün ekmeğin arasına kaşar / domates / salam ve bolca turşu koyduktan sonra tekrar film izlemeye koyuldum . Bir komedi filmi açtım ve ağzımdaki ekmekleri güleceğim derken hertarafa saçarcasına haykırırken farkettim yatakta olduğumu . Baya dökülmüştü ışık kapalı sağdece monitördeki filmin ara ara ortamı aydınlatan ışığında yatağı temizledim ( temizlendiği kadarı ile ) . Film bittikten sonra bilgisayarı kapattım ve yattım . Sıcak olduğu için tüm oda kapıları açıktı ara ara serin serin esiyor buda hoşuma gidiyordu . Tam ne kadar uyudum bilmiyorum , rüyamda ne gördüğümde hatırlamıyorum ama delirircesine bir korku ile uyandım . Uyandığımda hala daha nefes alamıyordum . Önce nefes almayı hatırlamam gerektiğini düşündüm elimle ağzımı açıp dilimi bastırdım tutarak dışarı çektim . Acaba uyurken dilimi mi yutmuştum . Ama değildi dilim dışardaydı ama hala nefes alamıyordum sanki birisi boğazımdan sıkıyor nefes almamı istemiyordu . Nedenini bilmediğim bir sebepten mutfağa koştum çeşmeyi açtım ağzımı altına dayadım su dilime gırtlağıma kadar gidiyor , ancak yutkunamıyordum , yutamıyordum . Boğazımdaki el giderek daha çok sıkar olmuştu . Bir an kendimi geri ittiğimi hatırlıyorum biri beni duvara sıkıştırmak istercesine bi itişti ama bu . İtmenin etkisi ile sırtımın çarptığı buz dolabı duvar ile arasında boşluk olması nedeni ile hafif yan yatmış bense üstüne kapaklanmıştım . En sonunda herşeyin bittiğini düşündüm . Yaşadığım onca olay göz önüme geldi , iyi / kötü hepsi . Saniyeler içerisinde öyle hızlı düşünüyordum ve bu o an çok normal geliyordu . Sanki zaman durmuş benim düşünmemi bekliyordu . Düşünürken ailem geldi aklıma , mosmor bir şekilde mutfakta boğulmuş . Boğulmanın etkisi ile buz dolabına çarpmış , hafif yan yatan buzdolabının önünde ölü bir ceset bulacaklardı geldiklerinde . Tepkileri ne olurdu ? Kardeşim görse birdaha unutabilirmiydi ? Her karanlık ortamdan korkan bir kişilik olacaktı .. Son anım diyedüşündüğüm bi anımda kapatamadığım ağzım ve dışarda olan dilimle şaadet getirmek istedim . Bitirir bitirmez el çekildi boğazımdan sanki , nefes alabiliyordum . Şaşkınlığım geçtikten sonra ağlamaya başladım . Yeni doğmuşçasına , 1 dakika geçmeden ezan okunmaya başladı .. Annemi aramak istedim ahizeyi kaldırdım . Numarayı tuşladım son 1 rakam kala ahizeyi kapattım . Ne diyecektim ? Ne anlatacaktımda kendime inandıracaktım . İnandırsam dahi en fazla eve erken gelmiş olacaklardı o dağınıklığı göreceklerdi . O halde 1 2 bina ilerideki arkadaşımın evine gittim evde uyuyamazdım tek başıma . Kapıyı o açtı ailesinide uyandırmış olmalıyım onun arkasından uyku sersemi bakınıyorlardı bana . Bir süre sonra eve buyur ettiler . Olan biteni anlattım babası güldü . Yatmadan önce birşey yediysen o boğazına felan takılmıştır dedi ( Yattıktan sonra 1 2 saat sonramı takıldı bu takılacak şey peki ? ) . Elimi yüzümü yıkamamı söyledi . Yüzümü yıkarken boğazımda parmak izleri vardı resmen . Onları gösterdim titreyen ellerimle . Nefes alamayınca paniklemiş boğazını tutmuşsundur dedi . Tekrar döndüm yüzümü yıkamak için , ellerimi boğazıma koydum parmak izlerinin üstüne ancak apaçık el izleri benim ellerimden büyüktü . Aynayla gittim yanına ( oturma odasın ) , bunuda sordum . Gülerek sırtımı sıvazladı hadi yatın dedi . Korkudan titriyor doğru düşünemiyordum zaten itiraz edicek halimde yoktu , yatmaya gittik . Arkadaşımla aynı yatakta yattık . 2 gün boyunca izler boynumda morluk halinde kaldı her baktığımda hatırlıyor ve ( genelde karanlık ortamda ) düşünüyordum . Ailem tahmininden erken döndü ev dağınıktı , kızmaları gerekirken bana şaşkın şaşkın baktıklarını farkettim öyleki annem kapıyı anahtarle açtı . Saat öğleden sonra 1 gibiydi bende kanepeye uzanmış tv izliyordum . Beni görünce gözlerini ayırmadan odaya girdi , karşı kanepeye oturdu hiçbirşey söylemeden . Gözleri hala bendeydi 1 saniye dahi ayırmamıştı . " Siz mi geldiniz anne erken geldiniz " dedim . Önce bi sendeledi , sonra "evet" dedi "babanenin durumu iyi gibi biraz evi dağıtmışsındır diye geldik" dedi . Hala bana şaşkın şaşkın bakıyordu . Sonra "neden beyazsın sen" dedi . "Nasıl" dedim anlamamıştım . "Bembeyaz yüzün felan hiçmi birşey yemedin biz gidince" dedi . Halbuki yediğim önümde yemediğim ardımdaydı ancak tenimdeki ölü beyazlığını açıklayacak bir cümle kuramamıştım .
Daha sonrasında ise ;
- Bir kızı gerçekten sevdim , benim gibi , sonsuz içerisinde kaybolduğum mavi gözleri olan , sarışın , kumral saçları güneşte altın gibi parlayan bir kızı . Adı Melike idi , sosyal paylaşım sitelerinde Melaike ' i kullanıyordu . 1 ay sonra bir itirafta bulundu . Eski erkek arkadaşı ile 2 sene geçirmişti . Ondan ayrıyken dahi onu düşündüğünü odasında onu gördüğünü sürekli üşüdüğünü onun hayali dokununca ısınabildiğini . Bu hayalini görüp konuştuğu erkek arkadaşını , arayıp böyle böyle oldu hayalin ile konuştuk muhabbet ettik şunları konuştuk tarzında anlattığını . Çocukları olduğunu bir süre sonra erkek arkadaşı ile kendi isteği ile ayrılıp hayali ile 2 sene daha yaşadığını . Odasında bağırıp çağırdığını gitmesini istediği zamanlarda dahi gitmediğini onu korkutmadığını ama ailesinin durumdan rahatsız olup götürdüğü doktor bir torba sakinleştirici işe yaramazsa diyede sakinleştirici iğneler verdiğini söyledi . Önce önemsemedim tabi . Travma olabileceği konusundaydı düşüncem , ( başımada ilginç olay uzun süredir gelmiyordu bitti diye düşünüyordum ) daha çok üstüne düştüm unuttururum ona eski sevgilisini diye düşündüm , herşey güzel olacaktı . 6 ay birlikte olduk sonra hayalinin geri geldiğini onu rahatsız ettiğini söyledi . Benden sebepsizce uzaklaşmaya başladı . Telefonda 12 saatten fazla konusurduk . Hayalinin geri döndüğünü söyledikten sonra 2 saat konuşamaz olduk . Bir gece inat ettim konuşturacaktım . Ne olursa .. Masal dahi olsa anlatacaktı .. Gece 1,5 2 gibi uyuya kaldı , telefon hala açıktı . Uyurken onun nefes alıp verişini dinlemeyi seviyordum . Bu aradada Dostoyevski ' nin Suç ve Ceza kitabını okuyordum . Birden ağlamaya başladı telefonun açık olduğunu unutmuştu . Kendisinden başka ses gelmiyordu ama sanki birisi ile kavga edercesine konuşmaya başladı . İstemediğini artık ona ayit olmadığını söylüyor yapma diye bağırıyordu . Delirmiştim zaten gözüm döndü pijama terliklerimle evinin kapısına dayandım babası açtı kapıyı beni tanıyordu . Onlarda anlamıştı durumu . Babası çok nazik ve kibar bir adamdı tambir beyefendiydi . Biraz cılız olduğu için kilitli kapısını açamamışlar odasının kapısının dışından sesleniyorlardı . O ise sağdece kendisi konuşuyor kimseyi duymuyordu sanki . Seslendim olmadı , geldiğimi burda olduğumu herşeyin bittiğini güvende olduğunu kapıyı açması gerektiğini söyledim o ise duymuyordu beni . Bağıra çağıra ağlayarak kavga ediyordu hala . 19 Yaşımdaydım vücudumun olup olacağı en diri çağımda , 4 senelik profesyonel boks eğitimim ilk defa benim için işe yarammıştı . Tek omuz darbesinde açtım kapıyı . Yatakta çırpınıyordu . Kollarımın arasına aldım sakin olmasını söyledim . Annesi iğnesini getirdi , iğneyi yaptıktan sonra resmen yere yığıldı .
Sabah oldu telefon açtım , tek kelime konuşturamadım . Sanki tembihlenmişti .. 2 ay boyunca böyle geçti . 2 ay hayatımda yaşadığım en kötü 2 aydı . Ailem şehir dışındaki amcamın yanına gidip çalışmam için sürekli üzerimde inanılmaz bir baskı kuruyordu . Çalışmaya ihtiyacım yoktu , çalışacak olsam evimin yakınında birsürü iş yeri vardı . Ama ailem ısrarla oraya gidip çalışmamı istedi . Gittim .. 1 ay geçmeden ayrılmak istediğini söyledi ağlayarak , önce olmaz desemde sonraki krizleri öfke patlamaları uzaklığın etkisi ve telefon açtığımda onunla konuşmuyormuşum hissi yüzünden bitirdik .. Sonra ne mi oldu ? Ben tam bir paranoyak oldum .. Bunları kimseye anlatamadım , hiç kimsenin girmek istemeyeceği kavgalara girdim , içip içip parklarda sabahladım . Barlarda votka içme yarışmalarının aranan ismi oldum kısa süre içerisinde . Bünyem iflas etmek üzereyken spor antrenörüm / koçum / hocam / abimden öte insan tuttu kolumdan çekti kenara konuşmak istedi , bunları anlatmadım , haylazlık ettiğimi , benden adam olmayacağını . Benden ümidi kesmesini istedim . Ama o benim gibi pes etmedi , ümidini kesmedi . Bana bildiği herşeyi öğretti , kendini savun dedi . Ancak sağdece fiziksel savunma dersleri veriyordu olanları anlatmadığım için . Bir süre sonra bıraktım . İsmimi WotkaShot olarak burdan , yaşadıklarımdan ve o votka shot yarışmalarındaki başarımdan esinlenerek oluşturdum . Google'de aratacağınız tüm WotkaShot ( sosyal medya / oyun / aklınıza gelebilecek hepsi ) hesapları benim .
Atladığım aklıma gelmemiş olaylar olabilir , yanlış yazmışta olabilirim . Kelime / cümle hataları'nı daha sonrasında düzelteceğimi umuyorum . Hatırladığım sadelikte yazdım ..
Not : Annem, babam fazla içki içtiği için , benide aldatıyordur diye bana hamile kaldıktan 3 hafta sonra . Eve , babama ve bana . Büyücü Fatma ana diye birisine büyüyü yaptırmış , Eve her daim bereketli olsun diye , babama gözü benden başkasını görmesin evine sağdık olsun diye , banada sözümden çıkmasın diye . Bunu babanem ölmeden 1 hafta önce anlattı , arkadaşı olan Fatma ana ( büyüyü yapan ) söylemiş babaneme . Böyle böyle bi durum var bilin sizde diye . Annemde yanımızdaydı babanem anlatırken . Çocukluktu işte gençlik toyluk yoksa büyü mü varmış bu devirde diye gülerek geçiştirdi . Ancak ben 5 yaşımdayken ölen fatma ananın kitabı diye kara kaplı bir defter tarzında kitabı kuran kitaplarının arasında saklıyordu annem bunu gizli gizli babam çalışırken ( genelde evde yokken ) okuduğunu 1 2 kerede görmüştüm , babam bu kitabı bulunca soba'da yaktı . Annemede çok kızmıştı . O an anlayamamıştım durumu , 5 yaşımda ilgimide çekmemişti açıkcası ..
Neler oluyor ? En azından birisi bunları göz önünde bulundurarak bana bir açıklama yapıp yol gösterebilirmi ? Yine bir şeyler olacak , yine birşeyler başlayacak , yine herşey mahfolacak , tüm uğraşlarım yine boşa çıkacak diye yaşamak dahi istemez şidded düşkünü bir alkolik oldum ben bu yaşımda .. Bana yol gösterecek birisine ihtiyacım var , bu yüzden tam 2 saatimi vererek açıyorum bu konuyuda .