Kabala nedir? Anlamak (1)

gümüş

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Kas 2010
Mesajlar
1,683
Tepkime puanı
252
Kabbala, XII. yüz yıldan başlayarak Yahudi gizemciliğini tümüyle etkisi altına almış olan ezoterik bir akımdır. Her zaman temelde sözlü bir gelenek olan Kabbala, İbranice’de sözcük anlamı olarak da “gelenek” karşılığını taşımaktadır.

Gizemci deneyimlerin içerdiği olası kişisel tehlikelerden kaçınabilmek amacıyla, Kabbala öğretisine ve uygulamalarına inisiyasyon mutlaka bir önderin, bir yol göstericinin gözetim ve denetiminde gerçekleştirilmelidir. Her yönüyle gizemci bir öğreti olan Kabbala’nın, özünde Tanrı’nın Musa‘ya aktardığı “ilâhî vahy” olan Torah‘ın (Tevrat) yazılı olmayan gizli bilgilerini içerdiği ileri sürülmüştür. Yahudiliğin temel ilkesinin Musa yasalarına uyum olmasına karşın, Kabbala’nın insana doğrudan Tanrı’ya ulaşma yollarını sağladığı varsayılmıştır. Bu bakımdan Kabbala, bir çokları tarafından tehlikeli biçimde kamutanrıcı (panteist) ya da sapkın olarak nitelendirilen gizemci yaklaşımlar içeren bir dinsel boyutu Yahudiliğe katmıştır.

Köken

Kabbala’nın kökeni İ.S. I. yüz yılda Filistin’de filizlenen “Merkava” (ya da Merkabah) gizemciliğine kadar geri götürülebilir. Merkava gizemciliğinde temel uğraş, Eski Ahit’te peygamber Ezekiel‘in düşlediği “ilâhî taht” ya da “araba” (merkava) hakkında derin düşüncelere dalmak ve bu sayede coşku içinde kendinden geçmektir.

VII. ve XII. yüz yıllar arasında uygulama alanı Filistin’den Babilonya’ya kayan ve yoğun biçimde Gnostik inançların etkisi altında kalan Merkava gizemciliğinde asıl amaç, Tanrı’nın tahtını ve göksel düzeni düşleyebilmektir. Gizemci Merkava yazımında, coşku içindeki ruhun yükselişi, düşman meleklerle dolu “yedi küre”yi ya da “yedi gök katını” aşmak için yapılan tehlikeli bir yolculuk olarak tanımlanmaktadır. Ruhun bu yolculuktaki amacı, merkava’nın üzerinde bulunan ilâhî tahta ulaşmaktır.

“Tzenu’im” adı verilen Merkava uygulayıcıları, özel ahlâk niteliklerine sahip olan az sayıda seçkin kişilerdi ve sürekli oruç tutarak kendilerini gizemci deneyimlere hazır tutmaları gerekliydi. Bu seçkinlerin yapacağı başarılı bir düşsel yolculuk için her şeyden çok “mühür” olarak tanımlanan bazı büyülü sözlerin ve formüllerin kullanımı zorunluydu. Bu büyülü sözler, her bir gök katının kapısında bekçilik yapan melekleri yatıştırmak için gerekliydi. Hatalı bir “mühür” kullanımı, önemli yaralanmalara, hattâ korkunç ölümlere yol açabilirdi.

Talmud‘a göre, Merkava uygulamasına kalkışan dört kişi arasından biri ölmüş, diğeri delirmiş, öteki dinden çıkmış ve yalnızca Rabbi Akiba ben Joseph gerçek bir düşsel deneyime nail olmuştur. Merkava uygulayıcıları kimi zaman “Doğaüstü Dünyanın Gezginleri” olarak da adlandırılırlardı. Bu gizemci akımın en eski iki yazımsal kaynağı; Rabbi Akiba’ya ait olduğu sanılan “Küçük” ve Rabbi Ishmael ben Elisha’ya ait olduğu sanılan “Büyük” metinlerdir.Ayrıca, “Enoch’un Kitabı” ve Tanrı’nın oldukça abartılı antropomorfik (insan biçimli) betimlemelerini içeren “Shi’ur Qoma” (İlâhî Boyutlar) adındaki metinler de Merkava geleneğine aittirler.

1. Okült bilimlere açık olan edebiyat, felsefe ve din araştırmacıları eski çağ Rabbinlerinin (hahamlarının) Kabalası üzerinde biraz durmayı deneyebilirler, çünkü din veya inançları ne olursa da, böylelikle sadece bilgi değil, fakat içinde doğdukları ve büyüdükleri veya muhakeme güçleri geliştiğinde yeni uyarladıkları din ve doktrinleri farklı olanlarla karşılaştırdığında yaşam ve insan kaderi konusundaki görüşleri genişler.

2. Bu konuda kazanılacak yarar konusunda emin olarak eski İbrani Kabala doktrinlerine dikkatinizi almak isterim. Bu deruni incelemeye erken yaşta girme şansına sahip oldum ve sonraki yıllarda bu İbrani dini felsefe üzerinde biraz bilgi biriktirebildim ve Gül Haç cemiyetinde üyeliğimle bu konuda bilgim daha da geliştirdim. Ancak Kabalistik kitaplar o denli fazla ve denli kapsamlı oluşu, bir çoğunun sadece Rabbini İbranice veya Keldanice incelenmesi gerekmesi, bu konuda öz güvenimi yirmi yıl öncesi bu yazımın 1888 yılında Hermetik öğrencilerinin bir cemiyetinde konuşma olarak ilk yayınladığım zamana kıyasla azalmasına neden olmuştur. O tarihten sonra Jean de Pauly “Zohar”ın Fransızca tercümesi ve Arthur E. Waite’in “Kabala Edebiyatı ve Tarihi” (“The Literature and History of the Kabalah”) yayınlanmıştır. Yine de bu küçük yazının Kabalanın daha kapsamlı eserlerine hakim olmayı zaman bulamayanlar için yararlı olacağı düşüncesindeyim. Gerektiği gibi Eski Ahit’e referans edilmiştir, ancak kasıtlı olarak Yeni Ahit’e veya İsa’nın öğrettiği inanç ve doktrinlere iliştirme yapılmamıştır ve eğer Kabalada iddia edilen Kutsal Üçlem bağlantısını irdelemek isteyen varsa Zohar ii, 43, b ve C.D. Ginsburg’un “Kabbalah”ta bulunan İngilizce’sine danışabilir.

Alıntı (Metni okumayı kolaylaştırsın diye bölüyorum-ilgililer konu başlık no sırasından takip edebilirler)
 
Üst