Kabala Hakkında SSS

aswang

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Şub 2010
Mesajlar
176
Tepkime puanı
12
Kabala’nın konusu nedir?
Zamanın başlangıcından beri insan türü varoluşun temel sorularının cevabını aramaktadır:
Ben kimim? Hayatımın anlamı nedir? Dünya neden vardır ve ölümden
sonra varolmaya devam edecek miyiz?
Her kişi sunulmuş olan bilgi kaynaklarından bu sorulara kendi cevabını bulmaya çalışır.Hepimiz en güvenilir yaklaşımla dünyaya kendi bakış açımızı geliştiririz.Hayatın anlamı hakkındaki soru günlük ıstıraplarımıza daha global bir memnuniyetsizlik ekler. Ne için ıstırap çekiyorum? Gün be gün arzularımız geçici olarak doyurulsa bile bu soru bizi memnun hissettirmez. Amacımıza ulaşsak bile kısa zamanda tatminsizlik hissetmeye başlarız. Geri dönüp baktığımızda, arzulanan nesneyi gerçekleştirmek için ne kadar zaman harcadığımızı, ancak karşılığında ne kadar az haz aldığımızı görürüz.
Yukarıdaki soruların cevapları olmadığı için insanların arzuları eski inançlara dönüyor. Meditasyon ve fiziksel ve psikolojik uygulamalar daha rahat hissetmemizi sağlarlar.Ancak, bu sadece kendimizi unutma teşebbüsüdür, çünkü arzularımız doyurulmamıştır ve hayatın anlamı hala muğlâktır. Bütün bu yöntemler bizi yatıştırır, hayatın amacı ve
ıstırabın anlamı sorusuna cevap sağladıklarından değil, sadece taleplerimizi azaltmaya yardım ettikleri için. Böylece, kısa zamanda gerçeğin göz ardı edilemeyeceğini keşfederiz. İnsanlık durmadan varoluşunun mantıklı bir sebebini arıyor; insan türü binlerce yıldır doğanın kanunlarını incelemiştir.
Modern bilim adamları, araştırmalarında ne kadar ilerlerlerse, dünyanın resminin daha da sisli ve karışık bir hal aldığını anlıyorlar. Modern bilim kitapları daha çok mistisizm ve bilim romanlarına benziyorlar, ancak hayatın anlamı sorusuna bir cevap sağlamayı başaramıyorlar.
Kabala ilmi, dünyayı incelemede kendi yöntemini sunar. Ve bize, evrenin gizli kalmış kısmını hissetme yeteneğini geliştirmede yardım eder. Kabalistler bize kişisel tecrübeleri üzerine temellenmiş bir teknikten bahsederler. Kitaplarında, evreni incelemenin yöntemini öğretip, hayatın anlamı hakkındaki sorunun cevabını nasıl alacağımızı gösterirler.

Neden Kabala’ya “gizli ilim” denir?

Kabala insana en yakın ilimdir çünkü hayatın amacından, neden doğduğumuzdan ve bu dünyada yaşadığımızdan bahseder. Kabala, hayatın anlamını, nereden geldiğimizi ve dünyevi dönemimizi tamamladığımızda nereye gideceğimizi açıklar.
Kabalistler bu soruların cevaplarını halen bu dünyada yaşarken alırlar. Kabala çalışması manevi dünyalar hakkında bilgi sağlar ve aynı zamanda çevreleyen realiteyi algılayan ek bir altıncı his geliştirir. İşte bu hisle kişi evrenin gizlenmiş kısmını hisseder. Evrenin, edinilebilen, genellikle gizlenmiş, kısmı bize kendimiz hakkında sorduğumuz tüm soruların cevaplarını verir. Hiçbir şey bize bu bilgiden daha yakın ve önemli değildir, çünkü bize kendimizi, içinde yaşadığımız dünyayı ve kendi kaderimizi öğretir. Kendimiz ve bu dünya hakkında öğrendiğimiz her şey, kendimiz tarafından ve kendi içimizde ifşa olur. Bunların hepsi tüm duygularımız ve bilgi birikimimiz başkalarından gizlendiğinde olur, ki bu sebepten dolayı Kabala’ya “gizlenmiş ilim” denir.

Kim Kabalisttir?

Kabalist, dışarıdan bakıldığında herkes gibi bir insandır. Bir Kabalist akıllı ya da eğitimli olmak zorunda değildir. Dış görünüşünde hiçbir sıra dışılık yoktur. Kabala çalışarak, ek bir “altıncı his” , dünyanın gizlenmiş kısmının hissini, edinmiş sıradan insanlardır. Sıradan insanların “manevi dünya” diye bahsettikleri Kabala, onlardan gizlenmiştir. Bir Kabalist, yeni edindiği bu hisle tüm evreni algılayabilir; hem bizim dünyamızı hem de manevi dünyayı, bizim her günkü realiteyi algıladığımız gibi, somut realite olarak algılayabilir. Kabalistler Üst Dünyayı hisseder ve onu doğrudan edinirler. “Üst Dünya” denilir çünkü bizim sıradan algımızın ötesinde varolur. Kabalistler, her şeyin Üst Dünya’dan aşağı gelip bizim dünyamızda ortaya çıktığını görürler. Tüm sebepleri ve etkilerini görürler çünkü eşzamanlı olarak hem Üst Dünyada hem de bizim dünyamızda varolurlar. Sıradan bir kişi çevreleyen evrenin sadece bir parçasını algılar ve bu parçaya “bizim dünyamız” der. Bir Kabalist ise evrenin tüm kapsamını algılar. Kabalistler bilgilerini özel bir dille yazılmış kitaplarla iletirler. Dolayısıyla, kişi bu kitapları sadece bir Kabalist’in rehberliği altında, özel bir yöntem izleyerek çalışabilir.
Böyle bir durumda, bu kitaplar gerçek realitenin ediniminde bir vasıta olurlar.

Kabala çalışmak neden bu kadar önemlidir?
Her kişinin altıncı hissi geliştirmek için bir fırsatı vardır. Kabalistler kitaplarını manevi dünyaları algılarken ve onların doğrudan etkisi altındayken yazarlar. Bu kitapları okuyarak, onların içinde yazılanların tümünü anlamıyor olsa dahi, okuyucu kendisine “Saran Işığı” çeker.
Çalışma esnasında bu Işığı kendimize çekeriz ve Işık aşamalı olarak realitenin tam resmini bize ifşa eder. Tüm evreni algılayabilen altıncı manevi his, herkesin içinde uykudadır. Ona “kalpteki nokta” denilir. Sadece Saran Işık onu doldurmak için tayin edilmiştir. Işığa “Saran” denir çünkü dolduramasa da altıncı hissi sarar. Bu nokta, altıncı hissin embriyosu “genişler” ve yeterli “hacmi” kazanarak Saran Işığın içeri girmesine izin verir. Kalpteki noktaya Işığın girmesi öğrencide ilk Manevi, İlahi, Ötesi hissini yaratır. Işık noktaya girdikçe, Üst Dünyanın daha geniş ve net resmini algılarız ve geçmişimizi ve geleceğimizi görürüz. On Sefirot’un İncelenmesine Giriş, Madde 155’de şöyle yazar:
“Neden Kabalistler her bir kişiyi Kabala çalışmaya zorlarlar? Şöyle ki, Kabala çalışan insanlar, öğrendiklerini anlamasalar bile, anlama arzuları sayesinde, ruhlarını saran Işığı üzerlerine çekerler. Bu şu demektir, her kişinin, Yaratan’ın Yaratılış Düşüncesinde hazırladığı her şeyi edinmesi garanti edilmiştir. Bunu, bu hayatında gerçekleştiremeyen kişi sonraki hayatların birinde edinecektir. Kişi bu Işığı içine almaya muktedir olana dek, Işık dışarıda parlamaya ve o kişi Işığı algılama hissi yaratana dek beklemeye devam eder.”
Kabala çalıştığımız zaman, altıncı his henüz gelişmediğinden, Saran Işık derhal, ruhlarımızın içinde giydirilmeden, üzerimizde parlamaya başlar. Bununla beraber, çalışmamız esnasında her seferinde aldığımız Işık, arındırır ve Işığı içeri almaya bizi hazırlar. Işığın kabulü mutlak bilgi, sakinlik ve ölümsüzlük hissi bahşeder.

Kabalistik bilgi nasıl nakledilebilir?
Kabalistler Üst Dünya hakkındaki bilgilerini sözlü ve yazılı ilettiler. Başlangıçta, Mezopotamya’da İ.Ö. 18. yüzyılda ortaya çıktı. Biriken bilgi, Hz. İbrahim’e atfedilerek, Yaratılışın Kitabı’nda (Sefer Yetzira) açıklandı. Bu kitap halen kitapçılarda mevcuttur. Her nesilde, Kabalistler kitaplarını o neslin ruhları için yazdılar. Kabala’da yüzyıllar boyunca birkaç dil kullanılmıştır. Bunun sebebi insan ruhunun gelişiminin yavaş yavaş olmasındandır. Nesilden nesle, artarak bayağılaşan ruhlar geçmiş yaşamların tecrübeleriyle bu dünyaya geri geliyorlar. İlave edilen ıstırabın yükünü getiriyorlar ama aynı zamanda manevi “bagajlarına” katkıda bulunuyorlar. Bu bilgi bireyden gizlenmiş olsa da, kişinin kalp noktasında mevcuttur. Dolayısıyla, Kabala’yı anlamak için, her neslin aşağı inen ruhlara uygun kendi diline ihtiyacı vardır. İnsanlığın gelişimi, ruhların bu dünyaya inişidir. Onlar dünyamıza indikçe ve her nesilde yeni bedenlerde göründükçe, aynı ruhlar gelişir, manevi ilerleme için ihtiyacı anlar ve ilahi bilgiyi, ebediyeti ve mükemmelliliği edinirler.

Manevi dünyayı hissetmeye başlamak ne kadar zaman alır?
On Sefirot’un İncelenmesine Giriş’te, gerçek kaynaklarla çalışan bir kişinin manevi dünyaya üç ila beş yılda girebileceği yazar. Bu demektir ki, eğer kişi doğru niyetle çalışırsa, böyle bir öğrenci bu dünya ile manevi dünya arasındaki bariyeri geçer ve Üst Işığı edinir.

Michael Laitman
 

Similar Threads

Ü
Cevaplar
5
Görüntüleme
554
Ü
Cevaplar
0
Görüntüleme
125
Üye silindi 77822
Ü
Üst