Bu işi bırakır başka iş bulursun. Orada sıkıntı yok.
Ama kendi yaşam alanını, kırmızı çizgilerini, mesafeni koruma noktasında biraz pratik yapman, caydırıcı özellikler geliştirmen da lazım. Yaşam enerjini biraz denge noktasına çekmen lazım bana kalırsa.
***
Çocukken kimler akran zorbalığı yaparlar? Hayatı doğal olarak daha çok sahiplenebilenler. Hayat enerjisi yüksek olanlar. Besin zincirinin tepesinde hissedenler. Çocuklar diğer çocukları zorbaladıklarını bilmezler, onlar sadece yaşamı (yaşamın getirdiklerini) daha çok talep ederler. Yaşamı bir an önce elde etme azimleri, henüz oturmamış olan etik değerlerinin önüne geçer ve buna da zorbalık deriz.
Kimler zorbalanır peki? Hayata köklenemeyenler. Kendini bu dünyada belli bir yere konumlandıramayan, ait hissedemeyen, ait hissetmediği için sorumluluk ve inisiyatif almada başarısız ve çekimser kalanlar.
Çocukluktan gelen dip enerjilerimiz, eğer onlara müdahale etmezsek yetişkinlikte de bizi benzer konumlara sokmaya devam ederler. Hayata kendini yabancı hisseden kişiler, en temel yaşam haklarına bile sahip çıkamayacak kadar zayıf düşebilirler ve bunun doğal bir sonucu olarak ta mobbinge uğrayabilirler. Çünkü mssleki vecibeleeini bile azimle hırsla yürütemezler. Rekabetçi olamazlar. Yaşama dünyevi cihetten asılamazlar yani. O noktada akmayan bir enerjileri vardır. Halbuki Özel sektör para demektir ve yaşama 3B'den bir asılma enerjisi gerektirir. Yani kök çakra gerektirir. Kök çakrası hasarlı olan kişinin, alttan en az ilk 3 çakrası da darboğaza girer. Bu da o kişileri belki iyi bir sprituel yetiye ulaştırabilir. Çünkü dünyevi bağları zayıflayan herkeste daha ince bir suptil anlayış gelişir belki. Ama temelden ayakları yere sağlam basamayan bir sprituel, bir noktada tükenişe geçerek rasyonalitesini temelde yitirebilir Ece Gürel olayında da olduğu gibi. İyi bir sprituel içgüdüye sahip insanların imtihanı genellikle zayif kaldıkları dünyevi çıkarları ve akıl sağlıkları ile ilgili olur.
Dengeye gelmenin yolları aranmalı. Kök çakrası hasarlı olan biri gidip te kendini daha iyi ifade edebiliyor diye taç çakrasına abanırsa, hem kendini onarayım derken daha da ötelemiş olur, hem de sprituel extremist haline gelerek fanatizme sürüklendiğini anlayamaz. Dengede kalmak gerek.