İstemsizce dini inancımı yitiriyorum

Hopemore

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Ocak 2018
Mesajlar
219
Tepkime puanı
158
Herkese merhaba. Birtakım şeyler aklıma geldikçe inancımdan şüphe eder oldum. Normalde gayet inançlı biriydim. tam olarak ibadet etmezdim ama Allah'ın varlığına tüm kalbimle inanırdım. fakat aklıma ölümden sonrası gelince uzun uzun düşüncelere kapıldım. düşündükçe dinler gözümde saçma şeylere dönüşmeye başladı üzülerek söylüyorum. Bu forumda ruhsal anlamda kendini geliştirmeye adamış insanlar var. Yoldan geçen birine anlatsam direk ters tepki görürüm fakat sizler beni anlarsınız diye düşünüyorum.
En gelişmiş ruhlardan biri olan Gandhi gelsin aklınıza. Erdemli olmaktan, affetmekten, kin tutmamaktan vesaire bahseder. Ruhların en gelişmişi olan Tanrı, (islamda Allah) insanları cezalandırma amaçlı cehennemde yakacağını söylüyor. İnsanlar bu acımasız cümlenin üzerini örtmeye çalışıyor fakat bu intikam duygusunu çağrıştırmıyor mu? fiziksel olarak yanmak?
Bizler öldükten sonra bedenimiz toprak olup gidiyor, ama ruh kayboluyor mu? ruh nereye gidiyor? (bu noktada ruhun sonsuz oluşundan dolayı başka bir bedende can bulması fikri geliyor aklıma)
Tekrar dirileceğimizden bahsediliyor. Ruh zaten yaşayan bir şeydir. Neyi hissederse ruh hisseder. Ölmüş, toprağa karışmış bir beden neden tekrar diriltilmeye ihtiyaç duysun.
Gelişmiş bir ruh insanlara yaptığı kötü şeyleri fiziksel acı çektirerek değil, yaşam dersi olarak karşına olayları getirerek anlamasını sağlamalı, etik olan bu değil midir. İşte bu noktada da akıllara karma sistemi geliyor. Karma mı mantıklı yoksa fiziksel acı mı?
Kur'an'da kadınlara şiddete izin veriliyor. Sadece bu bile beni dinden uzaklaştırmaya yetiyor. Çünkü Tanrının cinsiyeti olmaz. Fakat Kur'an'ı okuyunca (şimdi tek tek ayetlerden bahsetmeyeceğim hepimiz biliyoruz bilmeyen de araştırır) Allah sanki erkekmiş ya da erkek tarafını tutuyormuş gibi bir düşünce uyandırıyor. Etik anlamda vicdanıma sığmayan şeyler var islamda.
Günümüzde biri çıkıp ben mehdiyim dese direk psikolojik tedavi görmeye yönlendiriyolar o kişiyi. Deli muamelesi yapıyorlar. Yıllar önce de insanların Hz. Muhammed'e inanmaları da kolay olmadı tabi.

Daha söylenecek çok şey var fakat ben böyle şeyleri düşündükçe dinden uzaklaştığımı hissediyorum. Ama şimdiye kadar bir ton mucize yaşadım, bu gerçeği de göz ardı edemem tabii ki. Yaşadığım bazı şeyleri dinle açıklayabiliyorken, bazılarını da asla dinle bağdaştıramıyorum.
Belki içimi rahatlatacak birkaç yorum okurum.
Sevgiler...
 

Enneagram

Banlı Kullanıcı
Katılım
28 Eyl 2019
Mesajlar
587
Tepkime puanı
985
Konum
DAİMON
Aklın(bilgiden yoksun bir halde) İslamı reddetmek için uğraşıyorken ruhun bu denli direniyorsa çıkacagın dinde(islam) degil, varacagın yerde problem vardır.

Oku, araştır.
 

dgo

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Nis 2018
Mesajlar
44
Tepkime puanı
52
Dinden çıkma istemin bir takım kişilerden veya siyasi ise yanlış yoldasın tavsiye etmem .
 

yasemind1

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Ağu 2019
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Ben de bazen bunu çok sorgularım. Çevremdeki insanların bir kısmı da aynı düşüncelerde. Onlarla konuştuğumda kiminin cevabı Tanrı ile etik anlayışımızın aynı olmayabileceğinden, iyi kötü kavramının göreceliğine benzer konulardan bahsederler. İnanın ki çoğu insan sizle aynı düşüncelerde. Sorgulamanız güzel bir şey elbette fakat doğru denilen hakikat bulunmuyor. Siz hangisini doğru buluyorsanız, hangi düşüncelerde inançta mutluysanız ona göre yaşayın. Sevgiler :)
 

Pofuduk Kartal

Kayıtlı Üye
Katılım
5 May 2016
Mesajlar
179
Tepkime puanı
189
Konum
İstanbul
İş
Öğrenci
Herkese merhaba. Birtakım şeyler aklıma geldikçe inancımdan şüphe eder oldum. Normalde gayet inançlı biriydim. tam olarak ibadet etmezdim ama Allah'ın varlığına tüm kalbimle inanırdım. fakat aklıma ölümden sonrası gelince uzun uzun düşüncelere kapıldım. düşündükçe dinler gözümde saçma şeylere dönüşmeye başladı üzülerek söylüyorum. Bu forumda ruhsal anlamda kendini geliştirmeye adamış insanlar var. Yoldan geçen birine anlatsam direk ters tepki görürüm fakat sizler beni anlarsınız diye düşünüyorum.
En gelişmiş ruhlardan biri olan Gandhi gelsin aklınıza. Erdemli olmaktan, affetmekten, kin tutmamaktan vesaire bahseder. Ruhların en gelişmişi olan Tanrı, (islamda Allah) insanları cezalandırma amaçlı cehennemde yakacağını söylüyor. İnsanlar bu acımasız cümlenin üzerini örtmeye çalışıyor fakat bu intikam duygusunu çağrıştırmıyor mu? fiziksel olarak yanmak?
Bizler öldükten sonra bedenimiz toprak olup gidiyor, ama ruh kayboluyor mu? ruh nereye gidiyor? (bu noktada ruhun sonsuz oluşundan dolayı başka bir bedende can bulması fikri geliyor aklıma)
Tekrar dirileceğimizden bahsediliyor. Ruh zaten yaşayan bir şeydir. Neyi hissederse ruh hisseder. Ölmüş, toprağa karışmış bir beden neden tekrar diriltilmeye ihtiyaç duysun.
Gelişmiş bir ruh insanlara yaptığı kötü şeyleri fiziksel acı çektirerek değil, yaşam dersi olarak karşına olayları getirerek anlamasını sağlamalı, etik olan bu değil midir. İşte bu noktada da akıllara karma sistemi geliyor. Karma mı mantıklı yoksa fiziksel acı mı?
Kur'an'da kadınlara şiddete izin veriliyor. Sadece bu bile beni dinden uzaklaştırmaya yetiyor. Çünkü Tanrının cinsiyeti olmaz. Fakat Kur'an'ı okuyunca (şimdi tek tek ayetlerden bahsetmeyeceğim hepimiz biliyoruz bilmeyen de araştırır) Allah sanki erkekmiş ya da erkek tarafını tutuyormuş gibi bir düşünce uyandırıyor. Etik anlamda vicdanıma sığmayan şeyler var islamda.
Günümüzde biri çıkıp ben mehdiyim dese direk psikolojik tedavi görmeye yönlendiriyolar o kişiyi. Deli muamelesi yapıyorlar. Yıllar önce de insanların Hz. Muhammed'e inanmaları da kolay olmadı tabi.

Daha söylenecek çok şey var fakat ben böyle şeyleri düşündükçe dinden uzaklaştığımı hissediyorum. Ama şimdiye kadar bir ton mucize yaşadım, bu gerçeği de göz ardı edemem tabii ki. Yaşadığım bazı şeyleri dinle açıklayabiliyorken, bazılarını da asla dinle bağdaştıramıyorum.
Belki içimi rahatlatacak birkaç yorum okurum.
Sevgiler...
Sence karma yeterli cezayı verecek şiddette olabilir mi?
Tecavüz eden bir mahluk ya da katil. Karşısında ki insanın yalvarışlarına, serzenişlerine kulağını tıkayıp hâlâ yaptığı kötülüğe devam ediyorsa. Böyle bir canavara aynı olayın yaşatılması adalet olur mu? Sence bu mahluka aynı olay yaşatılıp ders verilmesi ne kadar adaletli? Mahluk içinde ki vicdanı, merhameti dinlemeyerek karşısında ki canlıya eziyet ediyor. Ben yaşamadım ama eğer beni tecavüz eden biri olsa onun çok fazla acı çekmesini isterdim. Cehennem de ateş ile acı çektiriyor. Mezarına tüküreceğim 2010 versiyon olan filmi izle. Tecavüzün ne kadar zalimce bir davranış olduğunu görebilirsin. İnsan yaşamadan anlamıyor ama en azından film sana bu duygunun bir kısmını aktarabilir. Zalimler için yaşasın cehennem.
 

Enneagram

Banlı Kullanıcı
Katılım
28 Eyl 2019
Mesajlar
587
Tepkime puanı
985
Konum
DAİMON
Çeşitli dinlerde kutsallaştırılan, mânevî temizlenme veya ceza unsuru kabul edilen ve sembolik anlatımlar için kullanılan bir kavram olan ateşe dair bu linki okumanı öneririm. Faydalı olur.
 
Ü

Üye silindi 56746

Tavsiyeleriniz benim de işime yarar; kardeşim çok sorguluyor bu tip meseleleri, ona güzel cevaplar verebilirim belki.
 

Aisling

Kayıtlı Üye
Katılım
31 Tem 2016
Mesajlar
978
Tepkime puanı
1,487
Konum
HARİKALAR DİYARINDA
Adaletli b
Kur'an'da kadınlara şiddete izin veriliyor. Sadece bu bile beni dinden uzaklaştırmaya yetiyor.

Beni de. Kocası kadınını dövse, kadın itiraz etse, adam ayeti ağzına tıkar. Serkeşliğinden şüphelendim de vurdum der. Eğitilmemiz gerekiliyormuş gibi, evcil hayvanmışız gibi... Ya da, erkek kadın boyutundan çıkarsam, ben bir kadınım yani üzerime alınırım. Burada tanrı benim dövülebileceğimi söylüyor. Bu yüzden içim alev alev kaynıyor. Hem seviyorum, hem affedemiyorum. Kadını, havvayı, beni, küçük görüyor.
 

Aisling

Kayıtlı Üye
Katılım
31 Tem 2016
Mesajlar
978
Tepkime puanı
1,487
Konum
HARİKALAR DİYARINDA
Elini bir kere kaldırsa boşanma celbini ağzına sokarım. Şimdi özgürüz, şimdiki çağlarda sesimiz gür, hakkımız çok. Ki ondan dindar kesim kadınla ilgili konuları yumuşatma taktiğine sık sık baş vuruyor. Örnek vereyim. İkinciyi almak için izne falan gerek yok. Kuranda izin olmadan olmaz demez. Alır koynunada birinci, asıl eşin haberi bile olmaz. Birincinin rızası gerek diyorlar şimdilerde. Dedim ya, hükmedilen çağlarda yaşamıyoruz artık.
 

Ella~ella

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Şub 2010
Mesajlar
62
Tepkime puanı
79
İş
Architect
Aynı yollardan geçmiş biri olarak söyleyebilirim ki, bu bir süreç ve kesinlikle geçiyor. Bir ara tıpatıp aynı şeyleri düşünerek İslam'dan çok soğudum ama deist ya da ateist de olmadım. Simdi yine Allah'a sığınıyorum.
 
Ü

Üye silindi 57044

Yalnızca fiziksel beden yok olur gider.. tıpkı diğer hayvanlara olduğu gibi.. geyiklere, kuşlara ve kedilere.. biz insan olduğumuz için biraz kibirliyiz.. doğayı ve diğer insanları sömürüyoruz.. öldükten sonrada sonsuza kadar yaşayacağımızı düşünüyoruz doğal olarak.. diğer canlılardan tek farkımız bilincimizin gelişmiş olması.. soyut düşünebiliyoruz. soyut düşünme yeteneğimizi egoist amaçlar için kullanıyoruz.. diğer insanları anlamak ve onlarla bütünleşmek için kullanmıyoruz mesela.. özgecil amaçlar için kullanmıyoruz..

sadece insanların değil, hayvanların bile enerjisel bir bedeni vardır.. terminolojide astral beden deniliyor ona.. çeşitli meditasyon yöntemleriyle enerjisel bedenle bütünleşebilirsin.. o konuda yeteneklerini arttırsan.. mesela diyet ve düzenli meditasyon vs gibi... çok usta bir majisyen bile olabilirsin sana öyle söyleyeyim.. bütün çakralarını kontrol edersin en kötüsü.. istediğin zaman açarsın istediğin zaman kapatırsın.. fakat bu tür hareketler üst gücün hoşuna gitmez.. yaradanın hoşuna gitmez.. neden bilmiyorum ama yaradan enerjisel dünyaya insanların müdahale etmesini istemiyor.

bir sürü doğu felsefeleri var.. çakralarla ilgili öğretiler vs var.. bütün o konularla ilgili öğretiler gün gibi önümüzde.. geçmişe nazaran çok daha fazla vakıfız o tarz konulara.. muhabbetide olmuştu hatta.. adam açarım güneş çakramı ısınırım demişti.. düşün yani internet kadar yakın..

ama her ne hikmetse yaradan o tarz konulara insanlığın yaklaşmasını istemiyor.. büyüyü yasakladığı içinde olabilir.. geçmişte büyü serbestti.. tapınakların yıkımından önce, insanlığın maneviyatı kaybetmesinden çok daha önce serbestti.. dinlerden önceydi bu.. dinlerden sonra yaradan yasakladı o tarz şeyleri.. yaradan bir adamın astral alemde eylem yapmasına müsahade etmiyor artık.. illede astral alemde bir eylem yapmak zorunda kalırsa; elbiselerini yakar.. rün gibi malzemesel şeyleride yakar gider.. yangın ateşinde kavrulurlar.. yaradan yang'dır.. ateştir.. nurdur.. büyü gibi şeyler ise yin'dir.. manyetiktir.. karanlıktır. dişidir ve yaradana tamamen terstir..

aslında üst yetzira dünyasındaki hareketlerdir bunların hepsi.. yetzira dünyasındaki hareketler yin'dir.. dişidir.. manyetiktir.. dünyasal birşeyi örnek vermek gerekirse su diyeyim sana.. fakat o suyun fiziksel dünyamızdaki su ile bir alakası yoktur.. yada vardır.. onun daha subtil ve akla hayala gelmez hali diyeyim sana.. fakat yeztira dünyasında diğer elementlerde vardır.. toprak dahil..

aynı şekilde beria dünyasındada dünyadaki tüm elementler vardır.. ama orada daha subtil ve dünyamızdakilere benzemeyen bir formdadır.. fakat beria dünyasındaki yönetici element ateştir ve yetzira dünyasını yönetir.. musa'nın firavundan üstün olmasının sebebide odur.. firavun; yalnızca yetzira dünyasındaki manyetik güçleri kontrol edebiliyordu.. musa ise beria dünyasındaki elektiriksel güçleride kontrol edebiliyordu.. firavunun eylemlerine büyü denilir. musa'nın eylemlerine ise mucize denilir..

Açık konuşmak gerekirse onlar ne büyü idi.. nede mucize idi.. onların hepsi bir takım adamların üst dünyalara çıkıp nedenleri kontrol etmesiydi.. hepsi bu..

içinde yaşadığımız dünya asiyya dünyasıdır.. bu dünyada arı ve arı olmayan güçler vardır.. pozitif ve negatif güçler.. yaradana çeken güçler, yaradandan iten güçler..

aynı şekilde üst yetzira dünyasındada arı ve arı olmayan güçler vardır.. elektirik ve manyetik.. elektromanyetik güçlerde vardır.. sağ ve sol.. birde orta çizgi.. asıl marifet orta çizgiden gitmektir.. ne ida nede pingala.. sushamna önemlidir.. tamas değil, rajas değil.. satvaa olmalıdır.. kadim metinlerde bile oraya işaret ediliyor.. yaradılışın amacı sushamnadan gitmektir.. satvaa halinde bulunmaktır..

manyetik, su, kadın, yin ve tamas'tır.. arı olmayan güçlerdir.. yaradana karşıt güçlerdir.. Elektirik, ateş, erkek, yang ve rajas'tır.. arı güçlerdir.. bu güçler bütün dünyalarda vardır.. fakat üst dünyalarda daha kuvvetlidirler.. o yüzden bir adam ne kadar üst dünyalara yükselirse o kadar bayağılaşır ve onun egoizmi, manyetizmi artar.. fakat aynı şekilde elektirik, yang, erkek ve ihsan etmede artar.. kadın güçlendikçe erkekte güçlenir aynı şekilde.. son ıslaha kadar böyle devam eder.. 125'inci basamağa kadar öyle devam eder.. adam 124'üncü basamaktadır ve pazarda balık satar.. yaradandan tamamen uzaktır ve dibin dibidir.. diabloya kadar iner.. şeytana kadar iner.. bir adam maneviyatta ne kadar yüksekse şeytanıda o kadar kuvvetli olur bu bir gerçek.. acı ama gerçek.. öyle olurki onu yenip üstüne çıkabilsin.. onu halt edip ıslah olsun.. almak için olan egoist arzusunu yaradana memnunluk vermek için kullanabilsin.. o yüzden hep en dipte olurlar.
 

Berliner

Kayıtlı Üye
Katılım
3 May 2016
Mesajlar
226
Tepkime puanı
324
Ben Fetva verebilecek kadar bilgi sahibi bir insan değilim, ama iznin olursa kendi açımdan bazı sorularını yanıtlamak isterim.

"En gelişmiş ruhlardan biri olan Gandhi gelsin aklınıza. Erdemli olmaktan, affetmekten, kin tutmamaktan vesaire bahseder. Ruhların en gelişmişi olan Tanrı, (islamda Allah) insanları cezalandırma amaçlı cehennemde yakacağını söylüyor. İnsanlar bu acımasız cümlenin üzerini örtmeye çalışıyor fakat bu intikam duygusunu çağrıştırmıyor mu? fiziksel olarak yanmak? "

" Etik anlamda vicdanıma sığmayan şeyler var islamda. "

Gandhi ve Kendinden örnekler vermişsin. peki insani düşünceler ile neden Tanrıyı yargılıyorsun ? Sana göre doğru olan bir şey onun için yanlış olamaz mı ? İnsanı düşünce biçimi ile tanrının ne yaptığını, yapmak istediğini, düşüncesini kesin olarak anlayabileceğini anlayabilseydik , o halde senin tabirin ile "Ruhların en gelişmişi olan Tanrı, (islamda Allah) " ondan ne farkın kalırdı ? Onunla eşitmisin ki onun düşündüğü gibi düşünebilesin. Tanrının , varlığı yarattığını kabul ediyorsun.. Kendinin bir şeyi yoktan var edemeyeceğine inanıyorsun.. Onun senden her aşamada üstün de olduğunu kabul ediyorsun.. Peki ama iş düşünme yapısına geldiği zaman neden seninle aynı düşünce yapısına sahip olması gerektiğini düşünüyorsun ?
Sen ile Ben bir konu hakkında farklı bir görüşü savunursak ortada 2 tane doğru var demektir. Biri sana göre doğru olan, diğeri bana. Bir de Kültür, Mantık ve Vicdana göre doğrular vardır. Mesela sokak ortasında çıplak gezebilirmisin ? Sana Hem kültürün, hem Mantığın bunun aykırı bir şey olduğunu söyler, ama bunun bilimsel bir ispatı var mı ? neye göre yanlış olduğunu düşünüyorsun ? geçmişten günümüze normal olarak kabul edilegelseydi bunu yadırgamazdın. Ortada doğru diye kabul edilen, vicdanı, mantığı ve kültürü oluşturan şeylerde dahi insanların düşünceleri oluşturuyor. Ki insanların düşüncelerinde de önemli derecede dinlerin hakimiyeti söz konusu. Bir insanı canına kıymak, mantığa sığmaz diyoruz. peki iş Hayvanlara gelince, mantık sahibi insanlar neden karşı koymuyor ? Onun da canı yokmu ? Yada şöyle bir soru sorayım sana, Onun canını alma yetkisini kim insana veriyor da , insanın insanı öldürme yetkisini elinden alıyor ? Mantıken insan canına kıyılmıyorsa hayvanların da canına kıyılmamalı bence. Vejeteryanların kimisi de işte bu nedenle et yemiyor. Ama tüm vejeteryan insanların her konuda mantıklı düşündüğünü iddia edebilirmisin ?
İşte İnsan işine geldiği gibi düşünüyor. Yani iki insan arasında ortak bir hükmün olabilmesi için, ortak bir düşünce yapısının oluşması gerekmekte. Bu ortak düşünce yapısı da insan yeryüzüne indi ineli vahiyler aracılığı ile insana Tanrısı tarafından aşılanmakta.
Şöyle bir yorum yaparsak yanlış olmaz. Bir tarafta , Yoktan Var Eden bir Yaratıcı ve onun hükümleri varken, diğer tarafta milyarlarca gelmiş , geçmiş insanın olduğu bir canlı aleminin sözüne itibar edilemez. Bu hususta Tek mutlak güç Tanrıyken, Haliyle Tek Doğru da onun dediği olacaktır. Onun dediklerinin benim mantığıma ters düşmesi , onun dediklerinin doğru olmadığını göstermez. zira ben onun düşüncesini eleştirecek durumda olsam o zaman o senin de tabirin ile onun, "Ruhların en gelişmişi olan Tanrı, (islamda Allah) " olmasının ne manası kalırdı ? Onunla ben bir değilim ki, onun yarattığı zerrelerden biriyken nasıl onun düşüncesini yargılayabileyim ?
"Gelişmiş bir ruh insanlara yaptığı kötü şeyleri fiziksel acı çektirerek değil, yaşam dersi olarak karşına olayları getirerek anlamasını sağlamalı, etik olan bu değil midir. "
Etik olanı sen ben değil yaratıcı bilir, seni beni ve dahası tüm yaratılmışları yaratma kudreti olan bir varlık, sana etik ve mantık üzerine düşünebilme yetkisi vermişken, kendisi bu düşünebilme ve yorumlayabilme yetisine sahip değil diyemeyiz herhalde, o halde onun da bir düşündüğü ve pek ala bir hususta hükmü varsa, o zaman senin benim sözümün o konu hakkında bir hükmü ortada kalmaz. Çünkü sana o düşünme yetisini verebilecek kudrette olan emin ol senin bilemediğin , düşünemediğin, yorumlayamadığın şeyleri de düşünebilecek güçtedir.Sana , bana , hatta her canlıya doğru göre doğru görünen bir şey ona göre yanlışsa, hepimizin yaratıcısı oysa, o halde senin benim ve dahası hiçbir canlının hükmü onunkinin üzerinde duramaz. Mutlak ve baki hüküm ile fani hüküm karşılaştırılamaz. Benim düşünce ve izahım budur kendimce. Bak doğruluğundan bile emin değilim. Ama bana mantığım bunu söylüyor. Tanrı bizzat kendisi açıklamadıkça , gerçeğin kendisini hiçbir zaman bilemeyeceğiz...
 

Pofuduk Kartal

Kayıtlı Üye
Katılım
5 May 2016
Mesajlar
179
Tepkime puanı
189
Konum
İstanbul
İş
Öğrenci
Ben Fetva verebilecek kadar bilgi sahibi bir insan değilim, ama iznin olursa kendi açımdan bazı sorularını yanıtlamak isterim.

"En gelişmiş ruhlardan biri olan Gandhi gelsin aklınıza. Erdemli olmaktan, affetmekten, kin tutmamaktan vesaire bahseder. Ruhların en gelişmişi olan Tanrı, (islamda Allah) insanları cezalandırma amaçlı cehennemde yakacağını söylüyor. İnsanlar bu acımasız cümlenin üzerini örtmeye çalışıyor fakat bu intikam duygusunu çağrıştırmıyor mu? fiziksel olarak yanmak? "

" Etik anlamda vicdanıma sığmayan şeyler var islamda. "

Gandhi ve Kendinden örnekler vermişsin. peki insani düşünceler ile neden Tanrıyı yargılıyorsun ? Sana göre doğru olan bir şey onun için yanlış olamaz mı ? İnsanı düşünce biçimi ile tanrının ne yaptığını, yapmak istediğini, düşüncesini kesin olarak anlayabileceğini anlayabilseydik , o halde senin tabirin ile "Ruhların en gelişmişi olan Tanrı, (islamda Allah) " ondan ne farkın kalırdı ? Onunla eşitmisin ki onun düşündüğü gibi düşünebilesin. Tanrının , varlığı yarattığını kabul ediyorsun.. Kendinin bir şeyi yoktan var edemeyeceğine inanıyorsun.. Onun senden her aşamada üstün de olduğunu kabul ediyorsun.. Peki ama iş düşünme yapısına geldiği zaman neden seninle aynı düşünce yapısına sahip olması gerektiğini düşünüyorsun ?
Sen ile Ben bir konu hakkında farklı bir görüşü savunursak ortada 2 tane doğru var demektir. Biri sana göre doğru olan, diğeri bana. Bir de Kültür, Mantık ve Vicdana göre doğrular vardır. Mesela sokak ortasında çıplak gezebilirmisin ? Sana Hem kültürün, hem Mantığın bunun aykırı bir şey olduğunu söyler, ama bunun bilimsel bir ispatı var mı ? neye göre yanlış olduğunu düşünüyorsun ? geçmişten günümüze normal olarak kabul edilegelseydi bunu yadırgamazdın. Ortada doğru diye kabul edilen, vicdanı, mantığı ve kültürü oluşturan şeylerde dahi insanların düşünceleri oluşturuyor. Ki insanların düşüncelerinde de önemli derecede dinlerin hakimiyeti söz konusu. Bir insanı canına kıymak, mantığa sığmaz diyoruz. peki iş Hayvanlara gelince, mantık sahibi insanlar neden karşı koymuyor ? Onun da canı yokmu ? Yada şöyle bir soru sorayım sana, Onun canını alma yetkisini kim insana veriyor da , insanın insanı öldürme yetkisini elinden alıyor ? Mantıken insan canına kıyılmıyorsa hayvanların da canına kıyılmamalı bence. Vejeteryanların kimisi de işte bu nedenle et yemiyor. Ama tüm vejeteryan insanların her konuda mantıklı düşündüğünü iddia edebilirmisin ?
İşte İnsan işine geldiği gibi düşünüyor. Yani iki insan arasında ortak bir hükmün olabilmesi için, ortak bir düşünce yapısının oluşması gerekmekte. Bu ortak düşünce yapısı da insan yeryüzüne indi ineli vahiyler aracılığı ile insana Tanrısı tarafından aşılanmakta.
Şöyle bir yorum yaparsak yanlış olmaz. Bir tarafta , Yoktan Var Eden bir Yaratıcı ve onun hükümleri varken, diğer tarafta milyarlarca gelmiş , geçmiş insanın olduğu bir canlı aleminin sözüne itibar edilemez. Bu hususta Tek mutlak güç Tanrıyken, Haliyle Tek Doğru da onun dediği olacaktır. Onun dediklerinin benim mantığıma ters düşmesi , onun dediklerinin doğru olmadığını göstermez. zira ben onun düşüncesini eleştirecek durumda olsam o zaman o senin de tabirin ile onun, "Ruhların en gelişmişi olan Tanrı, (islamda Allah) " olmasının ne manası kalırdı ? Onunla ben bir değilim ki, onun yarattığı zerrelerden biriyken nasıl onun düşüncesini yargılayabileyim ?
"Gelişmiş bir ruh insanlara yaptığı kötü şeyleri fiziksel acı çektirerek değil, yaşam dersi olarak karşına olayları getirerek anlamasını sağlamalı, etik olan bu değil midir. "
Etik olanı sen ben değil yaratıcı bilir, seni beni ve dahası tüm yaratılmışları yaratma kudreti olan bir varlık, sana etik ve mantık üzerine düşünebilme yetkisi vermişken, kendisi bu düşünebilme ve yorumlayabilme yetisine sahip değil diyemeyiz herhalde, o halde onun da bir düşündüğü ve pek ala bir hususta hükmü varsa, o zaman senin benim sözümün o konu hakkında bir hükmü ortada kalmaz. Çünkü sana o düşünme yetisini verebilecek kudrette olan emin ol senin bilemediğin , düşünemediğin, yorumlayamadığın şeyleri de düşünebilecek güçtedir.Sana , bana , hatta her canlıya doğru göre doğru görünen bir şey ona göre yanlışsa, hepimizin yaratıcısı oysa, o halde senin benim ve dahası hiçbir canlının hükmü onunkinin üzerinde duramaz. Mutlak ve baki hüküm ile fani hüküm karşılaştırılamaz. Benim düşünce ve izahım budur kendimce. Bak doğruluğundan bile emin değilim. Ama bana mantığım bunu söylüyor. Tanrı bizzat kendisi açıklamadıkça , gerçeğin kendisini hiçbir zaman bilemeyeceğiz...
Eline koluna sağlık, çok akıcı ve kaliteli bir yazı olmuş ❤️.
 

ayikizleri

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Eyl 2018
Mesajlar
95
Tepkime puanı
310
Ben henüz açıklayabileni görmedim.
Güncelleme yapılamayacağına göre 1500 sene öncesinin normali günümüzde işlemiyor demek ki.
Belki bununda bir açıklaması vardır, kendilerince.
 
Üst