"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

İstanbul'un Fethi Uzaydan İzlenebilir mi ?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan mally
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

mally

Kayıtlı Üye
Uzay_Resimleri5.jpg

Soru: İstanbul'un Fethi uzaydan izlenebilir mi?
Cevap: Teorik olarak evet. Ama günümüz teknolojisiyle mümkün değil.

Evren devasa büyüklüktedir (14 milyar ışık yılı çapında olduğu tahmin edilmektedir). Uzayda algımızın ötesinde devasa bir boşluk vardır; şöyle ki evrendeki bütün maddeyi evrenin hacmine oranlarsak metre küpe 3 atom düşer. Bu nedenle uzayda iki cisim arasındaki mesafe ‘km’ cinsinden değil, “ışık yılı” ile ifade edilir. Bildiğiniz gibi ışık, 1 saniyede 298.000 km yol alır. Bir ışık yılı, ışığın bir yılda aldığı yoldur, bu da yaklaşık olarak 10 trilyon km'dir. Mesela Ay, Dünya’dan yaklaşık 384.000 km, Güneş ise 150 milyon km uzaklıktadır. Bu nedenle Ay ışığını 1 saniye, Güneşin ışığını 8 dakika geç görürüz. Mesela Güneş şu an bir anda kaybolsa biz Güneş'i 8 dakika daha görmeye devam ederiz. Örneğin, Güneş sistemine en yakın yıldızlardan biri olan Alpha Centauri isimli yıldız sistemi, bizden 4,4 ışık yılı uzaklıktadır. Yani şu an Dünya’dan Alpha Centauri'ye bakarsak bu yıldızın şu anki halini değil, 4,4 yıl önceki halini görürüz. Çünkü Alpha Centauri bizden 10 trilyon x 4,4 km uzaklıktadır ve bu yıldızın ışığı bize ancak 4,4 yılda ulaşmaktadır. Eğer Alpha Centauri’de şimdi bir patlama gerçekleşse, biz bu patlamayı 4,4 yıl sonra gözlemleyebiliriz. Öyle yıldızlar vardır ki bu yıldızlar binlerce yıl önce öldüğü halde biz o yıldızları görmeye devam ediyoruz; çünkü ışığı gelmeye devam etmektedir. Mesela bir yıldız düşünelim, bu yıldız dünyadan 10.000 ışık yılı uzaklıktaysa ve 4000 yıl önce ölmüşse, biz bu yıldızı ölü olmasına rağmen 6000 yıl daha görmeye devam ederiz. Velhâsıl kelam, ışık uzayda yol aldığında belli bir zaman geçer ve bu zaman bazen milyonlarca yıl olabilir.

Işığın zamanla olan ilişkisini anladıysak eğer ''İstanbul'un fethini izleyebilir miyiz?'' sorusu anlam kazanmaya başlar. Güneş'ten gelen ışık Dünya’ya çarpar ve uzaya dağılır. Eğer siz, mevcut teleskoplardan çok daha gelişmiş bir teleskopla 557 ışık yılı uzaklıktan Dünya'ya bakarsanız, İstanbul'un fethini capcanlı izleyebilirsiniz, tabi eğer İstanbul’un fethi sırasında Dünya’dan yansıyan ışıklar bir engelle karşılaşmamışsa. Örnekleri çoğaltabilirsiniz… Eğer siz 27 yaşındaysanız, 20 ışık yılı uzaklıktaki bir uydudan dünyaya baktığınızda, 7 yaşındayken sokakta arkadaşlarınızla oynadığınız sek seki izleyebilirsiniz. Eğer 900 ışık yılı uzaktan Dünya'ya Anadolu yarımadasına bakarsanız, Selçuklu Devleti zamanında yaşayan 22. kuşaktan dedenizin nasıl biri olduğunu görebilirsiniz. 7000 ışık yılı uzaklıktan şu an Dünya'ya bakan birileri varsa eğer, bizleri değil, bugün soyu tükenmiş olan mamutları avlamaya çalışan insanları görecektir. Örnekler sonsuz. Siz dışarıda gezerken sizin binlerce Terabaytlık görüntüleriniz uzayın boşluğunda ilerlemekte. Siz ruhunuzu teslim ettiğinizde de bu görüntüler uzayın sonsuzluğunda saniyede 300 bin km hızla ilerlemeye devam edecek…

Peki ya geceleri veya evimizdeyken veya bulutlu bir günde de evrene bizden bir şeyler ulaşır mı? Evet, içimizden geçen atom altı parçacıklar ulaşır. Bugün artık kesin olarak biliyoruz ki madde yalnızca proton-nötron-elektrondan teşekkül eden atomlardan oluşmuyor. Atom altı parçacık adı verilen 30’a yakın parçacık türü bulunmaktadır. Mesela bu parçacıklardan biri fotondur. Görme olayı ve gördüklerimizin renklendirilmesi fotonlar sayesinde gerçekleşir. (CERN’de bu parçacıklar ve Big Bang üzerine çalışmalar yapılıyor. Kuantum fiziğinin çıkış noktası da parçacık fiziğidir) Bu parçacıklar o kadar serbest dolaşırlar ki maddelerin içinden rahatlıkla geçerler, o kadar serbest dolaşırlar ki bu parçacıkların kütlelerinin olup olmadığı bile tartışma konusudur. Bulunduğunuz yarımkürenin yüzü Güneş’e arkasını dönmüşken(yani geceyken) Güneş’ten ve diğer yıldızlardan gelen bu özel parçacıklar Dünya’nın içinden geçerler, sizin bedeninizden de geçerler ve sizden taşıdığı etkiyle evrenin sonsuzluğuna doğru yol alırlar.

Görüntülerimiz evrende ışık hızıyla sonsuzluğa doğru yol alıyor. Görüntülerimiz binlerce yıl sonra başka yıldızlara ulaşacak, süpernovalarla buluşacak, belki de ışığı bile emen bir kara deliğin çekimine girecek, belki başka bir gezegenin vadisinde bir kayanın üstüne düşecek, belki de başka bir güneş sistemindeki başka bir gezegende dünyamızı izleyen bir gözden içeri girecek…

Buradaki önermelerle asıl anlatmaya çalıştığım konu kâinatın büyüklüğü ve Dünya üzerindeki nesnelerin görüntülerinin evrende yaptığı yolculuktur. Bugünkü teknolojiyle bu teoriyi gerçekleştirebilmek imkânsızdır. Günümüz teknolojisinde bunu gerçekleştirebilmek için ışık hızından binlerce kat daha hızlı bir alet yapmak gerekir; ancak bu alet yapılsa bile ışık hızına erişen her madde moleküllerine ayrılır ve parçalanır. Evet, bugün için düşündüğümüzde bu eylem imkânsızdır; ancak eğer başka yıldızlar ve gezegenlerde yaşayan akıllı varlıklar varsa, dünyamızın binlerce yıl önceki görüntülerini gözlemleyebilirler. Yani ‘’İstanbul’un fethi izlenebilir mi?’’ sorusunun cevabı “Evet, izlenebilir”dir, ancak burada izleme eylemini gerçekleştiren özne, 21. yy teknolojisine sahip günümüz insanları değildir. Bu özne, uzaydaki olası akıllı varlıklar veya onlarca asır sonra maddenin zaman ve mekân sorunsallığını aşabilen olası post-millenium insanlarıdır. İleride böyle bir şey gerçekleşebilir mi, bilemiyoruz. Siz en iyisi böyle bir şeyin olma olasılığını göz önünde bulundurun, gökyüzüne bakın ve bir gülücük atın.



-- ALINTIDIR --
 
Geri
Üst