"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

İşinizle Ilişkiniz Ve Para Enerjisi

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan *AnGeL*
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

*AnGeL*

Kayıtlı Üye
Dünyadaki tüm ilişkilerin çıkış noktası ikilik olduğundan, iyi-kötü, haklı-haksız, ezilen-ezen, güçlü-kurban döngüsünde yaşanması kaçınılmaz oluyor. Yaşamda kendimizle ilişkimizin yansımalarını yaşamaktayız. Peki, yaptığımız işten dolayı yansıyan bizi nasıl görebiliriz?
En küçük yapıdan, en büyük kuruluşlara kadar, hemen tüm yapılarda, ikilikten kaynaklanan ve çıkış noktası gücü elinde tutmaya yönelik, dengeden çıkmış enerjiler hâkim. Bu enerjiler, o kadar çeşitlenmiş durumda ki, manipülasyonun akla gelmeyecek her türüne rastlamak mümkün. Ama kendi sınırlı dünyasında yaşayan bir insanın, bilinçli bir özgürleşme seçimi yoksa özünde yaşamı sorgulamadan deneyimliyorsa, bütün bunları görmesi, görse bile bundan çıkmaya cesaret etmesi mümkün değildir. İş dünyasının ya da sistemin gerçekleri olarak kabul edilir ve uykuda bir yaşam devam edip gider.
Durum böyleyken, para, insanları köleleştirmek, kullanmak, kurban rolüne sokmak amaçlı kullanılmaktadır. Özgürleşmiş bir insan için para, bolluk enerjilerinden sadece biridir ve sadece bir araçtır. Üstelik para enerjisi, diğer bolluk enerjileri gibi, özgürleşmiş kişi için sonuç olarak kendiliğinden ortaya çıkar. Çünkü özgürleşen insan, kendi gücüne sahip çıkar ve özgünlüğü ve renkleri ortaya çıkar. Bu özgünlük, insanı istediği gibi, özgürce deneyimleyeceği, tutku dolu bir yaşama yol verir. Dolayısla da tutkuyla ve sevgiyle yapacağı işi yapma özgürlüğüne kavuşturur.
Şu anda olan bitene bakacak olursak, durum bunun tam tersidir. İnsanlar, kendilerini ve yaşamı son derece sınırlı algıladıkları ve yaratıcılıklarına sahip çıkmadıkları için, sevmedikleri, hatta nefret ettikleri işlerde çalışmaktalar. Yaşamak için para kazanmalıyım ve bulabildiğim tek işte bu olduğundan, patronumun ya da sistemin böyle olmasını kabul etmek zorundayım deyip, kurban rolüne devam etmektedirler. Patronlarda gücü elinde tutan benim, bu insanlar bu iş için, hatta yaşamak için, bana mecbur ve her istediğimi yapmak zorunda diyerek, kendiyle olan para-güç odaklı dengesiz ilişkisini, çalışanları ve hatta bazen müşterileri aracılığıyla yaşamaktadır. Hizmeti alan müşteriler de, aynı şekilde kendisiyle olan ve dengeden çıkmış ilişkisini, hizmet veren kişi ya da kurum üzerinden yaşamaktadır. Herkes birbirini bastırarak, üstün gelmeye çalışarak, bir diğerinden beslenerek, onu suçlayarak, dolayısıyla da sorumluluğu almak yerine, bir diğerini manipüle etmeye çalışarak hayatını sürdürüyor. Bunu en kolay yapılacağı yol da, ilişkide olduğu kişiyi, kurumu suçlu hissettirmeye çalışmak oluyor.
Doğru-yanlış bakış açısından çıkıp, buradaki enerji dinamiğine bakarsak, kurban varsa gücü elinde tutan da olacaktır. Önemli olan kendinin ve uzantınız olarak mevcut olan, yaptığınız işteki sizin farkındalığınızdır. Yaşamda zaman zaman ödün verenseniz, zaman zaman da çalan olursunuz. Bazen kurban, bazen de gücü elinde tutan olursunuz. Bir yerden çaldırıyorsanız, diğer yandan çalmak zorunda kalırsınız. Çözüm, günlük yaşamınızdaki size bakabilmektir, farkındalıktır. İşinizde nasıl çalıyorsunuz ve nasıl çaldırıyorsunuz farkındalığında olursanız, dengeden çıkmış parçalarınızla bütünleşme potansiyeliniz mevcut olur.
Ayrıca parayla ilgili toplumdan, aileden, medyadan, türlü başka şekillerden size akmış ve sizde de karşılığı olan tüm inanç kalıplarına, korkulara bakmak ve farkındalıkla, dışınıza ittiğiniz o parçalarınızla, bütünleşmek gerekir. Nihai noktada da, artık size hizmet etmeyen, bilinçli yaratıcı olmanızı engelleyen tüm bu duyguları ve inanç sistemlerini bırakmak gerekir. Enerjisel bırakış, sonucunda sevmediğiniz işi de bırakacağınız ya da seviyorsanız, daha dengeli ve keyifli bir yolla yapacağınız şekle dönüştürür. İşte o zaman bir diğerinden çalmanız, onun tepesine binerek yükselmeye çalışmanız ve doğal olarak ödün vermeniz gerekmez.
Bildiğiniz gibi toplumumuzda nereden kolay para kazanırım, insanları nasıl kullanıp, onlardan nasıl çalabilirim zihniyeti hâkim. Fakat değişmekte olan bilinç, ‘çalarsan kendinden çalarsın’ bilgisini sürekli hatırlatmaktadır. Hatta hatırlatmakla da kalmayıp, yüzümüze vurmaktadır. Topluma, şirketlere, bireysel yaşamlara baktığımızda, diğerlerinden çalanların ve bunu fark etmeyip devam edenlerin, bu dengesiz enerjiyle kendilerinin uğraştığını görüyoruz. Kendilerine döndüğünün de farkında bile olmadan, başına neden kötü şeylerin geldiğini, neden hastalandığını, neden insanların onları kandırdığını ya da çalmaya çalıştığını anlamadan, başkalarını suçlamaya devam etmektedirler. Çözüm farkındalık ve sorumluluk almaktır. İğneyi kendine batırabilmektir. Kör gibi yaşamayı bırakıp, uyanmaktır.
Sürekli ödün veren gruba baktığımızda ise, çözüm ödün vermeyi bırakıp, dengeli bir şekilde kendine sahip çıkmaktır. Kendine güvenip, belki uçurumdan atlayabilmektir ki, atlayınca oranın bir uçurum değil, özgürleşme alanına attığı harika bir adım olduğunu anlayacaktır. Nefret ettiği bir işe gitmek, insanın kendinden her gün ödün vermesi anlamına gelir ve kendine verdiği mesaj, sana güvenmiyorum ve seni sevmiyorumdur. İnsanın, yaşadığı hapishanede, zincir sayısını artırmasına ve patlayacağı bir noktaya sürüklenmesine neden olur.
Sizi sevmediğiniz işte tutan korkularınıza, duygularınıza, inanç kalıplarınıza, güvensizliklerinize bakın, nereden çalıp, nereden çaldırdığınıza ve nedenlerine bakın, kendinize ve ilişkide olduğunuz diğerlerine dürüst olun ve kısacası kendinizin farkında olun. Size artık hizmet etmediğini bildiğiniz duygularınızın dengelenmesine ve bırakılmasına niyet edin. Bunu yapacağınız en kolay yol, bilinçli nefes almaktır. Fiziksel bırakışlar, sonrasında kendiliğinden olacaktır. Siz önce bilinçli nefeslerle, enerjisel olarak dengeyi seçin ve bırakın. Gerçek teslimiyet, kabul, izin verme, adına ne derseniz deyin, budur. Değişime ve dönüşüme izin verin ve bolca nefes alın.
alinti
 
Geri
Üst