URUMHAMATAHAYİL
Yönetici
İnsanbiçimci Pagan Dini Bu bilgilerin tümü bizi eski yunan insanının inanç dünyasına götürür. Yunanlıların dini tam tamına insanbiçimci bir dindir. Bu pagan dininde dogmaların yerine yaşam gerçeklerini buluruz. Bu gerçekler bu inanç düzeninde simgesel bir anlatıma kavuşmuşlardır. Simgeciliğin gerçeklikleri açınlamada en önemli yollardan biri olduğunu Yunanlıların inanç dünyası pek güzel gösterir. Bu dogmasız din, inançla ilgili ögeleri dondurmak istemeden, tüm insan değerlerini işlenmeye açık gerçekler olarak ortaya serer. Bu özelliğiyle bu din dogmacı İsrail dininden ayrıldığı gibi, dogmalara ulaşmaya çalışan Zerdüşt diniyle de tersleşir. O daha çok Mezopotamya’nın ve Mısır’ın insanbiçimci ve çoktanrıcı inanç düzenine yaklaşır. İnsanbiçimcilikte yunan dini çok yetkin imgeler ortaya koymuştur. Mısır’da ve Mezopotamya’da insanbiçimcilik Yunanistan’dakine göre oldukça sınırlıdır. Yunanlılar tanrılarına ve tanrısallık uladıkları kişiliklerine derin insanlık özellikleri yakıştırdılar. “Mısır’da hiçbir imgelemin canlandıramayacağı, tapınakların dev sütunları gibi donmuş, kımıltısız bir dev, insan biçimini insandışı bir biçimde somutlaştırdı. Bir sfenks ya da kedi kafalı bir kadın daha başka tanıtlarla birlikte tanrısallığı esinlerdi. Mezopotamya’da alçakkabartmalar görülmedik hayvan biçimlerini tanıtırlardı” (Edith Hamilton, Mitoloji). Bu yüzden bazı yazarlar mısır ve Mezopotamya dinlerini insanbiçimci saymazlar. İnsanbiçimci kavrayış bütün boyutlarıyla ve en ince özellikleriyle Yunanistan’da gelişmiştir.
Her toplumun mitolojisinde o toplumun duygu ve düşünce dünyasını açıklayan çok belirgin özellikler vardır. Yunan mitolojisi de bu belirleyicilik açısından oldukça zengindir. Homeros’ta dile gelen şey halkın inanç temeline yerleşmiş kavrayışlardır. Homeros bize yunan toplumunun salt mitolojik düşünceden köklü ussal arayışlara yönelmekte olduğunu derinden derine duyurur. Yunan mitolojisinin kendinden önceki mitolojilerinden daha yetkin oluşu onun köklü ussal araştırmaya doğru gelişiminin bir sonucu ve bir belirtisidir. Yunan mitolojisi dediğimiz bu insan araştırması alanı öylesine sevimli ve öylesine içtenlikli, usdışı görünmekle birlikte öylesine ussal, gerçekdışı görünmekle birlikte öylesine gerçek ve gerçekçi, insanüstü görünmekle birlikte öylesine insani bir alandır ki, onda doğanın bağrına, evrenin tam ortasına yerleşmiş insanın, hızla büyümeye çalışan çocuksu insanın verimli tartışmalarını buluruz.
Her toplumun mitolojisinde o toplumun duygu ve düşünce dünyasını açıklayan çok belirgin özellikler vardır. Yunan mitolojisi de bu belirleyicilik açısından oldukça zengindir. Homeros’ta dile gelen şey halkın inanç temeline yerleşmiş kavrayışlardır. Homeros bize yunan toplumunun salt mitolojik düşünceden köklü ussal arayışlara yönelmekte olduğunu derinden derine duyurur. Yunan mitolojisinin kendinden önceki mitolojilerinden daha yetkin oluşu onun köklü ussal araştırmaya doğru gelişiminin bir sonucu ve bir belirtisidir. Yunan mitolojisi dediğimiz bu insan araştırması alanı öylesine sevimli ve öylesine içtenlikli, usdışı görünmekle birlikte öylesine ussal, gerçekdışı görünmekle birlikte öylesine gerçek ve gerçekçi, insanüstü görünmekle birlikte öylesine insani bir alandır ki, onda doğanın bağrına, evrenin tam ortasına yerleşmiş insanın, hızla büyümeye çalışan çocuksu insanın verimli tartışmalarını buluruz.